Devrimin sinemacıları direnişi dünyaya duyuruyor 2019-11-03 09:15:37   Nûdem Têkoşer- Cîhan Murad   QAMIŞLO - “Rojavalı gençler için sinema bir rüyaydı. Rojava Devrimi olmasaydı sinema bir hayal olarak kalacaktı. 2015 yılında sinema yapmak isteyen gençlerle bir araya gelip Rojava Sinema Komünü kurduk.” Bu sözler Rojava Film Komünü kurucularından senarist Sevinaz Edikê’ye ait.    Kuzey-Doğu Suriye’de rejim döneminde sinema ve alternatif sinema yasaktı. Devrimden sonra sinemacı olmak isteyen ve sinema kültürünü geliştirmek isteyen gençlerin hayali gerçek oldu. Bir grup genç Rojava Sinema Komünü kurarak, film gösteriminden, film yapmaya, sinema eğitiminden festivallere, uluslararası sinemacıların da desteğiyle her alanda örgütlendi.   Direnişi sinema yolu ile dünyaya duyuruyor   Sevinaz Evdikê de Serêkaniyeli bir sinemacı. Rojava Sinema Komünü bünyesinde Serêkaniyê’de sinema çalışmaları yürüttü, Türkiye’nin saldırılarının başladığı 9 Ekim gününe kadar. Savaşa bir sanatçı olarak sinemasıyla direndi Sevinaz. Doğup büyüdüğü Serêkaniyê’de Türkiye’ye bağlı Suriye Milli Ordusu ve askerlerinin saldırı, yıkım, hırsızlık, yağmalama ve en sevdiklerini, akrabalarını savaşta kaybetmesine rağmen bir an olsun umutsuzluğa kapılmadı. Sevinaz, bundan önce de DAİŞ, El Nusra’nın Serêkaniyê’ye saldırılarına da tanıklık etmişti. Rojava Sinema Komünü üyeleri ile birlikte Sevinaz, Kuzey ve Doğu Suriye devrimini, direnişini ve yaşadığı acıları sinema yoluyla dünyaya duyurmaya çalışıyor, tarihe not ediyor.   ‘Sinema komününü üç temel üzerine kurduk’     Senarist Sevinaz, Rojava Sinema Komünün kurulma aşamalarını ve hangi esaslar üzerinde kurulduğunu şöyle anlattı: “Rojavalı gençler için sinema bir rüyaydı. Rojava Devrimi olmasaydı sinema bir hayal olarak kalacaktı. 2015 yılında sinema yapmak isteyen gençlerle bir araya gelip Rojava Sinema Komünü kurduk. Komünü üç temel üzerinde kurduk. Birinci; sinema kültürünün yayılmasıydı. Rejim tarafından film gösterimi yasaktı. Suriye rejimi tarafından onaylanan filmler dışında film izlenemiyordu. Alternatif sinema yoktu, gelişmesi de yasaktı. O yüzden ilk işimiz halkın içinde özgür sinema kültürü yaymak oldu. İkincisi; Kendi toplumu içinde, yine gençlerle birlikte film yapmak ve film izleyicisi oluşturmak istedik. Üçüncüsü ise; Sinemanın gelişimi için eğitime ihtiyaç vardı. Film gösterimleri ve film yapılması için eğitim verilecek bir akademi açtık.”    ‘Küçük projeler ile işe başladık’   Sinema Akademisinde iki eğitim dönemi tamamladıklarını belirten Senarist Sevinaz, ilk dönem 16 öğrenci, ikinci dönem ise 7 öğrencinin akademiden mezun olduğunu söyledi. Sinema komünün küçük projelerle işe başladığını söyleyen Sevinaz, bunların da kısa film ve belgesel çekimleri olduğunu dile getirdi. Belgesel ve kısa filmlerin ise Şengal ve Kobanê’yi anlattığını belirten Sevinaz, küçük projelerin hem eğitim hem de büyük projelerin alt yapısını oluşturduğunu ifade etti. 2017’den itibaren büyük projeler yapan komünün, köylerde, mahallelerde ve illerde film gösterilerinin yapıldığını dile getiren Sevinaz, köy ve mahalle film gösterilerini de 2016 yılında Rojava Film Festivali’ne dönüştürdüklerini hatırlattı.    ‘Savaş nedeniyle film festivalini iptal etmek zorunda kaldık’   13 Kasım’da yapmayı planladıkları Rojava Film Festivali’nin savaş nedeniyle iptal etmek zorunda kaldıklarını belirten Sevinaz, iptal ettikleri festivale yüzlerce film başvurusunu olduğunu şöyle anlattı: “Şimdiye kadar binden film başvurusu olmuştu. İlk kez uluslararası filmler başvurmuştu. Bu kadar film başvurusunun yapılması bizi çok heyecanlandırmıştı. DAİŞ’in yenilgisinin ardından savaşın bitmesiyle büyük bir film festivali organize etmiştik. Rojava sinemasını temsil etmek için önemli hazırlıklar yapılmıştı. Rojavalı gençler kendi yaptıkları filmleri temsil edecekti.”   ‘Savaşa rağmen sinemadan vazgeçmedik’   Dört yıl önce Serêkaniyê’de de sinema çalışmalarına başladıklarını ve bir stüdyo kurduklarını belirten Sevinaz, “Serêkaniyê’de savaş yaşanmasına rağmen sinemadan vazgeçmedik. Oradaki sinema çalışmalarımızı durdurmadık, savaşın yaşandığı ilk andan itibaren yaşanan her şeyi kaydetmeye çalışıyoruz. Sinemaya büyük bir emek vermiştik, durmak yerine daha fazla çalışmamız gerektiğine inandık” dedi.    ‘Seferberlik ruhu ile çalışıyoruz’   Senarist Sevinaz, sinema komününde yer Serêkaniyêli, Dirbêsîyêlî, Til Temirlı, Girê Spîli, Qamşilolu arkadaşlarıyla, savaşın içinde sinemacı olarak kısa sürede neler yaptıklarını ise şöyle aktardı: “Seferberlik ruhuyla çalışıyoruz. Her sinemacı yanı zamanda bir basıncı gibi çalışıyor. Dünya basınına, buradaki Türkiye’nin savaş suçlarına dair fotoğraf ve görüntüler çekip gönderdik. Hunergeha Welat ekibiyle Şervano ve dönemin ruhunu anlatan Arapça şarkılara klipler çektik. Rojava’ya ilişkin çekilen filmlerin dünyada etki uyandırması için çalışmalar da yürütüyoruz. Direnişi sinemayla dünyaya duyuracağız.”    ‘Şervano 8 saatte tamamlandı’   Yayınlandığı ilk andan itibaren dinleyen herkesi etkileyen ve Kuzey-Doğu Suriye’deki direnişinde yaşamını yitirenlerin cenaze merasimlerinde çalınan, cephede de savaşçıların dinlediği Şervano şarkısının hazırlık sürecini anlatan Sevinaz, şarkının sözlerinin yazılması, bestelenmesi ve klibinin çekilmesi ile birlikte 8 saatte tamamlandığını belirtti.   ‘Dayanışmayı güçlü sürdürelim’   İlk kez sinema komünü olarak uzun metrajlı bir film hazırlığına başladıklarına dikkat çeken Senarist Sevinaz, “Dünyaya burada yaşanan savaşı ve kahramanlıkları sanat yoluyla duyurmak için hızla bir araya gelip uzun metrajlı bir film için harekete geçeceğiz” dedi. Sevinaz son olarak, Kuzey  ve Doğu Suriye’de sinema çalışmalarında bulunup, film çekip, bağ kurdukları sinemacıların, devrimin içinde bulunduğu tarihsel ve zorlu süreçte dayanışmayı daha güçlü sürdürme çağrısında bulundu.