Anarşizme dair Karala :Kadın özgürleşmeden otorite yıkılmaz 2019-07-28 09:03:11   Dilan Babat    ANKARA - Anarşizm hakkında bütün tabuları yıkmak için “Karala” dergisini çıkaranlardan Zeynep Tan, anarşizme dair yanlış bilinenleri anlattı. Anarşizmin önceliğinde toplumsal mücadele ve kadın mücadelesi olduğunu belirten Zeynep, “Kadın özgürleşmeden otoriterler asla yıkılmaz. Çünkü bütün otoriterler erkektir” dedi.   Toplumda anarşizme sadece devlete ait olan bütün kurumları yakıp yıkmak olarak bakılırken, anarşizmin gerçekte ne olduğuna dair birçok algı da yaratıldı. Hala birçok kesim tarafından tam olarak bilinmeyen anarşizme dair Ankara’da iki kişi ile çıkarılan “Karala” dergisinden Zeynep Tan ile konuştuk.    “Karala”nın ikinci sayısı Nisan ayında çıkarken, Zeynep Tan, anarşizmi topluma anlatmaya çalıştıklarını dile getirdi.    ‘Anarşizm bireyci değil toplumsal mücadeleyi esas alır’    Anarşizmin iktidara yönelik bütün ilişkilere karşı olduğunu ama bireycilik olmadığını belirten Zeynep, anarşizmin bireyci değil de toplumsal mücadeleyi ve örgütlenmeyi esas aldığını ifade etti. “Bizler Anarşizmin örgütlenme olduğunu söylüyoruz” diyen Zeynep, örgütsüz bir toplumun yapabileceği herhangi bir devrimin söz konusu olmadığını vurguladı. Örgütlenme ile toplumsal devrimin gerçekleştirileceğine inandıklarının dile getiren Zeynep, “Gelen devrim ile birlikte üsten gelecek biri veya birileri değil halkın kendisi yaşadığı coğrafyanın öznesi olacaktır. Bugüne kadar anarşizmin farklı kılıflara bürünmüş birçok halini gördük. Bizler yıkmadan yeni bir yaratımın olmayacağını düşünüyoruz. Karşımızda bir devlet var. Yıllarca kök salmış devlet yapısı ile karşı karşıyayız ve bu yüzden bir iki gün yapılan yıkım ile değil örgütlenme tarzı ile yeni yaşam kurmanın mümkün olacağını savunuyoruz.   Otoriterin özünü anlayıp, karşısındakinin nasıl yıkılacağını bilirsin. Bu şekilde örgütlenirsin. Anarşizm dediğimiz bu coğrafyada farklı algılandı.  Bunun en doğru şekilde anlatılmasının örgütlenme olduğunu anlatmayı kendimize borç biliyoruz.  Dünden düne değiştiğini biliyoruz, farklı fikirler var ama gördükçe yıkılıyor” dedi.    ‘Tek bir insanın sabit kararıyla devrim gerçekleşemez’   Anarşizmde öncü veya önderin olmadığını belirten Zeynep, “Üsten birileri veya biri gelerek bu devrimi veya toplumsal ayaklanmayı sağlamayacak. Bunu savunmuyoruz. Bir yerde iktidarlı ilişkiler varsa orada bir devrim gerçekleştirilir. Dünyanın her yeri için böyle düşünüyoruz. Yeryüzünde iktidarlı ilişkiler varsa bu savaş devam edecektir.  Her insan kendi yoldaşı kadar söz sahibidir.  Önder yok çünkü tek insan sabit bir karar vererek bir devrim gerçekleşemez.  Ezen ve ezilen vardır, ezen her zaman bir devlet ve otoriter bir güçtür.  Ezilen de her zaman halktır. Bunlar olduğu sürece ezilenler her zaman bir arayış içerisinde olacaktır. Konuştukça toplumsallaşarak, bu devrimin gerçekleşeceğini düşünüyoruz” diye konuştu.    ‘Kadın özgürleşmeden otoriterler asla yıkılmaz’   Anarşizm önceliğinden birinin de kadın devrimi olduğunu dile getiren Zeynep, “Ataerkilin yıllarca sömürdüğü bir kadın var. Anarşist kadınlar olarak ilk mücadele hattımızı buradan kuruyoruz. Evet anarşist bir toplum ama kadınsız devrim olmayacağını biliyoruz. Tarihten bu yana kadın mücadelesinde yer alan kadınlar bizim için örnektir. Yüzyıllardır ataerkiye karşı verdiğimiz mücadele anarşist bir isyandır.  Koyduğumuz çizgi budur ve kadın olmadan bir devrimin olmayacağının da bilincindeyiz. Kadın olmadan devrim olmaz.  Kadının içerisinde olmadığı bir mücadele hattı olmaz.  Kadın özgürleşmeden otoriterler asla yıkılmaz. Çünkü bütün otoriterler erkektir” ifadelerini kullandı.   İlk sayısı 10 Ekim’de çıkarıldı   “Karala” dergisinin uzun süredir tartıştıklarını kaydeden Zeynep, uzun tartışmalardan sonra toplumda bilinen anarşizmin yanlış olduğunu ve doğru anarşizmin öğrenilmesi için dergiye ihtiyaç duyduklarını söyledi. Zeynep, şöyle devam etti: “Anarşizm hakkında bütün tabuları yıkmak istiyoruz.  İki kişi ile Ankara’da başladık.  Buradan başladık çünkü kendi yaşamlarımızdan başlamaya karar verdik. Bugüne kadar anarşizmin farklı coğrafyalarda deneyimlemiş olduğu devrimleri, olayları ve insanları aktarmak istedik.  Maddi ve manevi çok fazla zorluk çektik.  Teknik açıdan Meydan gazetesinden destek aldık.  Bu şekilde iki sayı çıktı.  Ankara’da devrimcileri etkileyen ve devletin projesi olan 10 Ekim Katliamı yapıldı. Yitirdiğimiz insanları ve arkadaşlarımız için yaptık.  ‘10 Ekim’de bizleri sindirmek istediler ama hala buradayız’ demek istedik.  10 Ekim’in 3’üncü yıl dönümünde sayımızı çıkardık ve devlete cevap vermek istedik.  10 Ekim’de devlet tarafından katledilen Ali Kitapçı yoldaşımız için ilk sayımızı ona ithafen çıkardık.  Eylül ayında da 3’üncü sayımızı çıkaracağız.”