Kadın yönetmenler İzmir’de seyirciyle ikinci kez buluşuyor 2019-03-02 09:17:37   Melike Aydın    İZMİR - Daha geniş içeriğiyle ikincisi düzenlenen Kadın Yönetmenler Haftası, kadın yönetmenlere bir platform sunarken, sinemaya yeni adım atanlar ve sinema severler için de farklı film ve etkinliklere katılma fırsatı sunuyor.    Geçen yıl “İlkler Unutulmaz” temasıyla gerçekleştirilen “Kadın Yönetmenler Haftası”nın ikincisi 1-7 Mart tarihleri arasında İzmir Türkan Saylan Kültür Merkezi ve Fransız Kültür Merkezi’nde gerçekleşecek. Konak Belediyesi’nin sponsorluğu ile gerçekleşecek olan film haftasında, bu yıl 8 uzun metraj kurgu film, 4 belgesel, 18 kısa film, 7 atölye ve 4 panel bulunuyor.    Herkese açık ve ücretiz gösterimler   Kıyıda kalmış yapımların ve belgesellerin yanı sıra Çağla Zencirci’nin yönettiği “Sibel” filminin de yer aldığı programda, bir hafta sonra vizyona girecek olan Sefa Öztürk’ün “Güven” filmi de bulunuyor. Seyirci, atölye ve panellerin yanı sıra 9 filmin ardından doğrudan yönetmenlerle buluşma şansı da yakalayacak. Filmler herkese açık ve ücretsiz olarak gösterilecek.    Etkinlik öncesi yönetmen Şebnem Metiner, organizatörlerden Gülten Taranç ve 15 kişilik gönüllü ekipte yer alan Sena Keleş ile konuştuk.    ‘Hedef uzun metrajlı film festivaline dönüşmek’   Geçen yıl oluşan samimi ortamın, kadın meslektaşların bir araya gelmesi ve genişlemesinde etkili olduğunu belirten Şebnem Metiner, Konak Belediyesi’nin desteğinin önemli olduğunu dile getirdi. “Niyetiniz ne kadar iyi olursa olsun tek başına yapılacak bir şey değil” diyen Şebnem, geçen yıl buluşmada 11 yönetmen yer alırken, bu yıl 25 yönetmenin katıldığına dikkat çekti. Okulları ve akademisyen sinemacıları devreye koyarak etkinliğin çapını büyüttüklerini aktaran Şebnem, “Seneye de amacımız festivale çevirmek” dedi.    ‘İçerik kadın yönetmenlerin ortak çabası ile oluştu’   Panel, atölye ve söyleşi konularını organizasyon sahiplerinin dışındaki sinema çalışanları ile birlikte belirlediklerini ifade eden Şebnem, “Aslında tamamen içerik bizim oluşturduğumuz bir şey değil. Türkiye’de kadın yönetmenler neyi önceliyorsa mesele olarak onları konuşuyor olduk. Enteresan bir şekilde de yayılan bir etkinlik oldu. Bu özellikle çok arzu ettiğimiz de bir şeydi. Sinema okullarının entegrasyonu ile çok uğraşıyoruz çünkü. Onlara yönelik çok fazla malzeme çıktığını düşünüyorum” ifadelerini kullandı.    ‘Kadınlar böyle bir platform arıyor’    Festival organizatörü değil sadece yönetmen olduklarını, davet ettikleri sinemacılarla aynı yerde olduklarını belirten Şebnem, “Açık bir duyuru yapmamış olmamıza rağmen davet edilmek isteyenler bizi hala arıyorlar. Onlara mahcup oluyoruz” diye konuştu.   ‘Bir araya gelmek sorunları belirlemeyi ve çözüm üretmeyi sağlıyor’   Kadınların sinema sektörü içerisinde sayısal olarak az olmasının, erkeklerin domine ettiği bir sektöre dönüşmesine neden olduğunu ifade eden Şebnem, erkeklerin düzenlediği festivallerde kadınların kaybolduğunun altını çizdi. Kadın yönetmenin cinsiyetinin altının çizilmesinden yana olmadığını ancak yaşanan sorunların bunu gerektirdiğini vurgulayan Şebnem, şöyle dedi: “Salt kadın olmamızdan dolayı yaşadığımız sorunlar var ve bir araya gelemediğimiz zaman onları kişisel bir problem gibi yaşıyoruz. 10 kadın sinemacı oturup konuşmaya başlayınca herkes ‘bu bana da oldu’ diyor ve çözüm üretilmeye başlanıyor. Son 1-2 yılda sektördeki taciz, setteki şiddet tartışılıyor. Şimdi de sözleşmelere madde konması, eğitim planlamaları gibi çalışmalar var.”    ‘Anne yönetmenlerin sorunları konuşulacak’   Programda anne yönetmenlerle ilgili bir panel de bulunuyor. Setlerde çocuğu olan kadınların 12 saate varan çalışma saatlerinde bir yandan evdeki çocuklarını saat başı aramak zorunda olduklarını ifade eden Şebnem, “Bizim bunu bir şekilde organize edebilmemiz lazım. Bunlara rağmen vazgeçen yok hatta ondan muazzam bir güç devşiriyorlar. Zaten çalışan ve anne olan bir kadın için zorluklar var ama bizim gibi talepkar bir sektörde çok daha zor oluyor” dedi.   ‘Kadın yönetmenlerin bir araya gelecek bir platform ihtiyacı ortaya çıktı’   Film haftasının fikir annesi Gülten Taranç ise, İzmir gibi büyük bir şehirde 6 sinema okulu olmasına rağmen uzun metrajlı film festivali olmadığına dikkat çekti. Gülten, ilk olarak kadın ağı ile oluşan bir okul için başladıklarını ancak bu şekilde devam etmekle beraber şehrin uzun metrajlı bir festivale de ihtiyacı olduğunun altını çizdi.   ‘Okul bitti n’apcam şimdi’   Programda “Anne yönetmenler”, “Medyada kadın yönetmenlerin sunumu” gibi kadın yönetmenlerin sorunlarının yanı sıra “Okul bitti n’apıcam şimdi” gibi sinemaya yeni başlayanların sorularını yanıtlamaya dönük bir bölüm de var. Festivalin gönüllüler ekibinde yer alan Ege Üniversitesi Radyo Televizyon Sinema Bölümü öğrencisi Sena Keleş, staj deneyimi ile sinema sektörünün sıkıntılarını direkt yaşayanlardan biri. Taciz, düşük ücretle çalışma veya ücret alamama gibi birçok konuda her set sonrası çalışan kadınlarla sorunlarını paylaştıklarını söyleyen Sena, “Bir ağ kurma, bunu birileriyle paylaşma ihtiyacı hissettik. Böyle bir ağ ilk defa oluyor. Geçen yıldan bu yana kendimizden daha profesyonel, daha yetkin kişilerle paylaşabileceğimiz bir alana katılmış oluyoruz. Aktif olarak etkinliğe katılmaya ve ağ oluşturmaya çalışıyoruz, yönetmenlerle yapımcılarla ve teknik ekipten insanlarla. Aynı zamanda aktif olarak film de seyredeceğim” dedi.   Kadın Yönetmenler Haftası programına Konak Belediyesi web sayfasından ve Youtube kanalından ulaşmak mümkün.