Siyasi tutsaklar üzerinde uygulanan imparatorluk rejimi son bulsun

  • 09:02 31 Ağustos 2018
  • Kadının Kaleminden
Nazlı Soglin   
 
Yine yeni bir cezaevi ve yine ben.   
 
1 Ağustos tarihinde Tarsus Cezaevi'nden iki posta halinde yapılan sürgünle beraber toplam 28 kadın arkadaşımla Kayseri’ye getirildik. 2 koğuş halinde,18 kadın arkadaşla yan yanayız.  Ancak 10 kadın arkadaşımızın nereye götürüldüğünü bilemediğimiz gibi haberde alamıyoruz. Başlarına ne geldi bilmiyoruz. Cezaevi müdürü ile görüştük arkadaşlarımızın koğuşlarını ve bloğunu bildirmedi.  Tecritte ve işkencede olup olmadıklarını sorduk.  Müdür "Öyle bir şey yok diyor"  ama yanımızda boş koğuşlar olmasına rağmen yanımıza getirmiyorlar. Bu durumdan endişeliyiz. 
 
Sorunumuz sadece buda değil,  iki arkadaşı aynı anda müdür görüşüne kabul etmiyorlar. 10 arkadaşımızdan haber alamıyoruz. Radyo, kitap, elbise, saat cam, suluk,  çatal ve rendeye kadar birçok şeyimize el konularak emanet birimine teslim edildi. Kayseri soğuk bir yer. Günlerdir emanette bulunan kazak, hırka ve çorap gibi eşyalarımız almaya çalışsak da Kurum Müdürü "Emanetçi izinde" diyerek kıyafetlerimizi bizlere vermeme ısrarını sürdürüyor.  
 
OHAL formalite sonlanmış bizim üzerimizde uygulanan OHAL rejimi bitmedi, bitmeyecektir. Şuanda koğuşumuz yeni açıldığı için birçok eksiğimiz var. Mesela kendi paramızla aldığımız çamaşır suyu bile kurum tarafından  verilmemektedir. Koğuşumuzda;  Nazlı Soglin,  Yaprak Taşçı,  Fatma Oran,  Dilara Oran,  Merve Aydoğan,  Maşallah Erbey,  Özgül Yaşa,  ve Canan Coşkun arkadaşlar bulunmakta. Geri kalan arkadaşları bizden uzak yerlere götürdükleri için nerde olduklarını bilmiyoruz. Siyasi tutsaklar üzerinde uygulanan bu imparatorluk rejiminin artık son bulmasını istiyor, uygulamaları sonlanan OHAL ile birlikte biz siyasi tutsaklar içinde normalleşmesini istiyoruz.  
 
Kayseri Kadın Kapalı Cezaevi