Kolektif irade

  • 09:06 29 Ekim 2021
  • Jıneolojî Tartışmaları
“Eleştiri özeleştiri mekanizması ve açıklık ilkesi de hem düşünsel hem ruhsal bağlarımızı ve özgür yaşam iddiamızı daha da güçlendirmektedir. Hegemonik sistem içinde ilişkilerin kopmasına vesile olan eleştiri özeleştiri mekanizması demokratik ekolojik ve kadın özgürlüğüne dayalı paradigmamızda birbirine emek verme ve yaşamla bağ kurma gücümüzü artırmaktadır.” 
 
Jineolojî Akademisi
 
Jineolojînin yaşam ve direniş ile olan bağını daha güçlü kurması da kolektif iradeyi daha güçlü kılması ile mümkündür. Özellikle yaşamı tek boyutlu bir şekilde olgular üzerinden ele alan pozitivist bilime karşı, jineolojînin ilişkilerin bütünselliğine dayanması hayati önemdedir. Kadının kadınla ilişkisinin yarattığı ortak aklı ve duyguyu kadının erkekle, doğayla, toplumla ilişkisine kadar sürekli bir şekilde eleştiri, özeleştiri ve eğitimler ile süreklileştirme bireyden topluma köklü bir değişim yaratma sorumluluğu ile karşı karşıyadır. 
 
Bir kadın ve yaşam bilimi olarak jineolojînin kolektif bir irade ile üretilmesi, tarihi bir anlam ifade etmektedir. Bu kolektif iradenin birlikte yaşam esasları bulunmaktadır. Çünkü birlikte çalışma yürüten kadınların diyalogu ve ilişkileri yaşamın her alanını etkilemektedir. Doğayla kurulan bağ yaşamı anlama ve anlamlandırma yönünde güç vermektedir. Erkekle geleneksel ölçülerin ötesinde özgürlük ölçülerine göre felsefik, sanatsal ve bilimsel bir ilişkinin nasıl kurulacağının örnekleri açığa çıkarmaktadır. Toplumla ilişkide toplumun sorunlarına ne kadar çözüm üretildiği soruları eşlik etmektedir. Her ilişki bu anlamda yeni ufuklar açmakta, birbirini anlama, birlikte bilgiyi üretme, yaşamı anlamlı kılma çabasını beslemektedir. Bu hem kişilik değişim dönüşümüne ivme kazandırmakta hem de ilişkilerin bütünselliğinde yepyeni çalışmalara imza atmaya vesile olmaktadır. Beraber çalışmanın da ötesine geçen beraber ortak bir yaşam perspektifini açığa çıkarmaktadır. Kadınlar olarak ne kadar kendimiz olduğumuz, düşünce gücümüzü ne kadar açığa çıkardığımız, sezgisel aklımızı ne kadar keşfettiğimiz, deneyimlerimizin ortak sonuçlarını yaşam ile ne kadar buluşturduğumuz konusunda yeni anlamlar açığa çıkmaktadır. Eleştiri özeleştiri mekanizması ve açıklık ilkesi de hem düşünsel hem ruhsal bağlarımızı ve özgür yaşam iddiamızı daha da güçlendirmektedir. Hegemonik sistem içinde ilişkilerin kopmasına vesile olan eleştiri özeleştiri mekanizması demokratik ekolojik ve kadın özgürlüğüne dayalı paradigmamızda birbirine emek verme ve yaşamla bağ kurma gücümüzü artırmaktadır.
 
Özeleştiri alternatifimizin ne olduğunu açığa çıkarmaktadır
 
Eleştiri neyi istemediğimize dönük muhalif teoriyi üretirken buna eşlik eden özeleştiri alternatifimizin ne olduğunu açığa çıkarmaktadır. Jineolojînin beslendiği özgürlük mücadelesinin en önemli kaynaklarından biri bu olmaktadır. Araştırma Merkezlerinde eğitim vermekte zorlandığı için kendine özgüveni sarsılan arkadaşların özgüvenini tekrar sağlaması için azami çaba sarf edilmektedir. Andrea Wolf Enstitüsü’nde bir araya gelen farklı halklardan kadınların birbirinin dilini anlaması, yaşam tarzında ortaklaşması için yaşamın içinden örnekler ile yaşamın içinde doğal sohbetler geliştirilmektedir. Bireyciliğin ideolojisi olan liberalizmin tuzaklarına karşı birlikte ne kadar güçlü olabileceğimizin teorisi üretilmekte, bu teori yaşam içinde pratikleşmektedir. Pratikleşen her yön pozitif bir enerji olarak hücrelerimize akmaktadır. Zengin yöntemlerle bu sürdürülmektedir. Mesela, “Jineolojî ve bilgisini evrensel bir dile çevirmenin bir başka yolu da farklı ülkelerin ritimler ve melodileriyle bestelediğimiz şarkılardır. Onlarla Jineolojî ile bağlantılı ortak çalışma ve yaşamımızda gelişen duygu, düşünce ve umutlarımızı ile ifade ediyoruz. Şarkılarımız, ortak bir ritim ve ruh etrafında birleştirir, yeni adımlar için bize güç ve ilham verirler. Andrea Wolf Enstitüsü'nde yazılan ve mehtaplı gecelerde ateşin etrafında veya kutlamalarımızda okunan şiir ve hikayeler, tarihimizi, işgal ve sömürgeciliğe karşı süregelen direnişimizi, jineolojî ile kazandığımız bilinç, yaşam sevgisi ve arkadaşlık duygularımızı anlatıyor.” Çok farklı sorunlar yaşayan kadınların yanı sıra, farklı halklardan kadınların buluştuğu Jinwar’da oluşan ahenge iktidarcı sistemin en çok korktuğu alanlardan biri oldu. Dünyanın en prestijli gazetelerinin, televizyon kanallarının ilgisini çekmesinin bir yönü de buydu. Washington Post gazetesinden gelen bir muhabirin, “Editörlerim bu köyün her bir köşesini çekmemi istediler. Ben köyün her bir köşesini çektim. Ama neden bu kadar korktuklarını anlayamadım?” demesine karşılık köy çalışmasında yer alan Rumet Heval, “Bu köyde kadınlar var. Kadınların ruhsal, düşünsel ve fiziksel enerjilerinin kurduğu bir mekân var sadece” diyor. Muhabirin, “Sanırım kadından korkuyorlar” demesi iktidarın kendisi olmayı başaran kadından ne kadar korktuğunun bir başka ifadesi oldu.