Ortadoğu kaosundan çıkış: Demokratik, komünal kadın ekonomisi

  • 09:08 25 Aralık 2020
  • Jıneolojî Tartışmaları
 
“Demokratik toplumsal hareketler, kadın özgürlük mücadelelerinin öncülüğünde bunu başarma gücüne sahip olabilir. Ortadoğu’da uygarlık krizinin derinleştiği bu dönemde, bu çıkışı yapabilecek potansiyel ve güç vardır.”
 
Zeynep Esengül
 
Abdullah Öcalan’ın “Ekonomik sorun,  esas olarak kadının ekonomiden dışlanmasıyla başlar” tespiti ekonomi alanında yaşanan sorunların temel noktasına işaret etmektedir. 
 
Ataerkil sistem, önce kadının bedenine daha sonra da emeğine el koyarak gelişmiştir. Tüm bu uygulamaları geliştirirken de kadını, güç aldığı temel kaynaklar olan değerlerinden yalıtarak yapmayı esas almıştır. Kadının en büyük gücü, hiç kuşku yok ki toplumsallık ve topluma kazandırdığı değerlerdir. Toplum üzerinde geliştirilen hiyerarşik, iktidarsal, sömürü içerikli tüm ilişki ve kurumsal yapılanmalar, kadın ve doğa üzerinden geliştirilen bu sömürgeleştirme deneyiminden uyarlanmıştır. Erkek nasıl ki kendini kadının efendisi görüp her açıdan kadını sömürgesi haline getirmişse devletli-iktidar da toplumu aynı şekilde ele alıp egemenlikçi yaklaşımı dayatmıştır. Efendi-köle ilişkisinden, ağa-maraba ilişkisine, patron-işçi ilişkisine bu egemenlikçi ilişki devam eder. Kapitalist modernite ile birlikte egemen ulus, kendi dışındaki uluslara aynı ilişkiyi dayatır. İktidar, egemenlik alanını ve ilişkilerini geliştirirken ekonomi alanını merkezine alır, bu alanda geliştirdiği sömürü ilişkisiyle toplumsal ilişkileri biçimlendirmeye çalışır. Aynı zamanda bu yolla ekonomi üzerindeki sömürü sistemini sürdürmeyi esas alan bir ilişki geliştirir. 
 
Kapitalist modernitenin Ortadoğu’yu işgal hareketi tüm dönemlere göre çok daha fazla yıkıcı ve tahripkar olmuştur. Kapitalist modernite saldırıları sadece artı ürüne el koyma amacını gütmemiş, aynı zamanda zihinleri işgali de hedefleyerek adeta toplumu mankurtlaştırıp kendi varlığından kaçan bir pozisyona getirmeyi amaçlamıştır. Böylece kapitalizm, hem halkların kendi kendini yönetemeyeceği fikrini yaymış ve yönetim iradesini elinden almış hem de ülke ekonomisini talan etmenin yolunu açmıştır.
 
Yüzyıllara yayılan savaş toplumsal kültürün direnişinden kaynaklı 
 
Kuşkusuz neolitik devrimin yaşandığı Ortadoğu coğrafyasında tarihsel süreç boyunca, üretime, paylaşıma, dayanışmaya, komünal yaşama dayalı toplumsal hareketler hep olmuştur. Ataerkil-sömürü sistemini merkezileştiren, derinleştiren yayılmacı uygulamaları karşısında bu direniş hareketleri de yaygın tarzda çıkmıştır. Ana kültürün öncülüğünde şekillenen doğal toplum özelliklerini yaşatmayı, bu eksende bir ekonomik yapılanmayı hedefleyen ve bazıları yüzyıllarca etkili olan bu hareketlerin bugün toplumsal yaşamda etkilerinin olmadığı söylenemez. Manizm, Mazdekizm, Hüremizm, Babek İsyanı, Hariciler, Karmatiler, Zenç Hareketi, Şêx Bedrettin hareketi farklı yerlerde, farklı önderlikler öncülüğünde çıkmış olsa da özünde komünal, özgürlükçü, eşitlikçi yaşam değerlerini savunan hareketlerden bazılarıdır. Bu hareketlerde komünal yaşam temelinde ortakçı üretim ve tüketim olgusu ele alınırken, kadınlar toplumda belirleyici rol oynarlar. Kapitalist sömürünün yüzyıllara yayılan savaşı bu toplumsal kültürün direnişinden kaynaklıdır. Uygarlığın ilk doğduğu bu topraklar hala neolitik devrimin toplumsal değerlerini güçlü yaşatma özelliğindedir. Bu değerler aynı zamanda toplumun özsavunması niteliğinde olup, azami kar kanunuyla bölgeyi talan etmek için her tür yol-yönteme başvuran kapitalist modernitenin etkisini kırmaktadır. 
 
Kapitalist sömürüye karşı alternatif olma özelliği 
 
Ortadoğu, ataerkil-kapitalist sömürü sisteminin yarattığı bu kaostan kurtulmak için tarihsel geleneğinden de güç alarak çeşitli deneyimler geliştirmiştir. Bu konuda önemli bir deneyim Abdullah Öcalan’ın felsefesiyle Kürt Özgürlük Hareketi’nin geliştirdiği demokratik komünal ekonomi modelidir. Abdullah Öcalan, bölgenin derin bir tarihsel analizini yaparak sosyalizme yeni bir yorum getirmektedir. Demokratik komünal ekonomi modelini bu sosyalist tez üzerinden geliştirmektedir. Kırk yıla yakındır mücadele eden Kürt Özgürlük Hareketi sosyalist değerlere göre bir örgütlenme modeli geliştirmiştir. Komünal-demokratik yaşam ilkesinin esas alındığı, mülkiyet ilişkisinin topluluğa ait olduğu, kadın özgürlükçü paradigmanın tüm örgütlenme mekanizmalarında işletildiği, özgün-özerk örgütlenmelerle her yapının kendi özgünlüklerini koruyarak yönetim mekanizmalarına katıldığı, ekolojik dengeyle uyumlu komünal topluluklar tarzında yaşamaktadırlar. Son on beş yıllık süreçte meclis tarzı örgütlenmelerle demokratik komünal ekonomi örgütlenmeleri yaygınlık kazanmıştır. Ortadoğu ve dünya geneli açısından alternatif komünal-demokratik yaşam arayışında önemli bir deneyim olmuşlardır. Tekellerin sömürüsüne karşı halkların demokratik komünal yaşamını öngören, toplumsal cinsiyetçiliğin aşıldığı, kadının ekonominin temel belirleyeni olduğu, ihtiyaç temelli üretimi esas aldığı örgütlenme modeli ve felsefesiyle kapitalist sömürü sistemine karşı önemli bir alternatif olma özelliğindedir.
 
Komünal ekonomi mümkündür
 
Kürt Özgürlük Hareketi’nin deneyiminden yararlanan ama kendine has özellikler taşıyan yapılanmasıyla, hareketin ekonomik modeline katkı sunan Kürt kadınlarının geliştirdiği ekonomik model önemli bir deneyimdir. Ataerkil sistemin ilk kurulduğu andan bu yana giderek tek yanlı gelişen avcı-erkek kültürünün şekillendirdiği sistem karşısında kadını merkezine alan özgür-komünal ekonomik faaliyetleriyle yeni bir model sunmaktadır. Ekonomi, özünde kadın etrafında gelişen ve bir kadın çalışmasıdır. Kadının içinde yer almadığı hiçbir modelin toplumsal özgürlük ve adil paylaşım iddiasında bulunamadığını ve başarılı olamadığını, yaşanan deneyimler ortaya koymuştur. Bu durumu tespit eden Kürt kadınları, sömürünün ilk ve son halkası olan kadının emeği özgürleşmeden sömürünün ortadan kalkmayacağı tespitinde bulunurlar. Toplumsal anlamda demokratik, komünal, sömürüsüz ve özgürlükçü bir modelin ancak kadının ekonomi faaliyetlerinin her alanında başat olduğu ve kendi özgün deneyimini geliştirebildiği oranda mümkün olabileceğine inanırlar. Bu bağlamda Kürt kadınlarının geliştirdiği özgün-özerk ekonomi örgütlenmesi önemli bir deneyimdir. Üretimin her alanında örgütlenmeyi esas almak kadar, kendi pazarını yaratmak ve çok fazla aracıya yer vermeden tüketiciye ulaştırma, örgütlenme ağlarını geliştirmektedirler. Kadının iradi güç olmasını hedefleyen bu ekonomik örgütlenmede karar mekanizmalarında kadınlar aktif yer almaktadır. Üretim alanları, komünal yaşam alanlarıdır aynı zamanda. Bu bağlamda oldukça mesafe aldığı belirtilebilir. Kendi çalışmalarını meclis tarzında örgütleyen, kooperatif örgütlenmelerini komünal ruhla işleten bir ekonomik anlayışa sahipler. Yapılan çalışmaların değerlendirildiği ve ekonomi bilimini tanımlayacak, bilgisini yayacak akademiler oluşturulmuş, kararlaşmaların ve ortak deneyimlerin açığa çıkarıldığı konferanslar düzenlenmiştir. Kadın yaşam alanlarından, kadın parklarına, kadın işletmelerine, tarımsal üretim alanlarına kadar uzanan pek çok çalışma bu perspektifle örgütlendirilmiştir. 
 
Dünya kadınları için deneyim ve umut
 
Ortadoğu, toplumsallığın kadın etrafında geliştiği, ilk ekonomi faaliyetinin, kullanım değerinin, değişim değerinin, ticaretin geliştiği köklü geleneğe sahip bir coğrafyadır. Kapitalizmin son iki yüzyıl boyunca bölgede geliştirdiği derin tahribatlara rağmen, kaos durumundan çıkışı sağlayacak demokratik komünal ekonomi sistem inşası için hala güçlü potansiyele sahiptir. Özellikle kadın öncülüğünde gelişen toplumsal hareketler bu konuda umut veriyor. Kadının her alanda örgütlenmesini geliştiren, kadın biliminin (Jineolojî) geliştirilmesi gerektiği düşüncesine ulaşan kadın örgütlenmeleri, bunun gelişebileceği yönlü umutları güçlendiriyor. Bu deneyim, dünya kadın mücadele deneyiminden beslendiği gibi aynı zamanda tüm dünya kadınları için önemli bir deneyim ve umut kaynağı haline gelmiş durumdadır.
 
Ekonominin ortak değerlerini ifade eden ahlaktır
 
Ekonominin temel ilkesi sanıldığının aksine hukuk değil, toplumsallığın ortak değerlerini ifade eden ahlaktır. Ahlaki ilkeyi yeniden ekonomik faaliyetin temel belirleyeni haline getirecek olan bir ekonomik yapılanmaya ihtiyaç var. Kadın ekonomi sistemi, ahlaki ilkeyi yeniden ekonominin temeline koyabilir.
 
Sonuna kadar örgütlenme
 
Ekonomi özünde toplumsal bir faaliyet olup örgütlülüğü gerektirir. Bu nedenle kadının demokratik komünal ekonomisi yaygın ve derinliğine toplum örgütlülüğüne dayanır. Kapitalizmin toplumu atomize etmesi, sömürüyü derinleştirme amaçlıdır. Kapitalizm, bir yandan bireyciliği özgürlüğün temel sloganı haline getirip toplumsallığı ve toplumsallıktan gelen gücü dağıtırken, kendisi sömürüyü daha fazla derinleştirmek için sonuna kadar örgütlenmektedir. 
 
Demokratik-komünal ekonomi gelişebilir
 
Demokratik-komünal ekonominin kurumsal yapılanmalarını ve pazar anlayışını geliştirmek alternatif sistem örgütlendirmesinde önemlidir. Pazarın, emeğin değerini belirlediği bir ekonomik yapılanmada pazar anlayışını geliştirmeden, alternatif sistem geliştirmek pek mümkün olmaz. Kullanım değerini gözeten bir pazar anlayışı emeğin değerini doğru takdir etmede rol oynayabilir. Azami kar amaçlı girişimleri önleyecek, en güzelini yapmayı, dayanışmayı, paylaşmayı teşvik edecek sosyal pazar anlayışıyla demokratik-komünal ekonomi gelişebilir.
 
Doğa tahribatına karşı ekolojik üretim
 
Endüstrileşmenin yarattığı doğa tahribatına karşı ekolojik üretim tekniklerini kullanmayı esas alan bir üretim çalışmasını geliştirmeyi esas almak demokratik-komünal ekonominin önceliği olmak durumundadır. Gelişen teknolojinin üretim ilişkilerindeki kolaylaştırıcı yanlarını reddetmemekle birlikte doğaya zarar veren, çevreyi tahrip eden tüm üretim biçimleri ve teknolojiden uzak durmak, demokratik-komünal ekonominin amacı olmalıdır. 
 
Umut tüm zamanlara oranla büyük ve yakın
 
Sonuç olarak Ortadoğu’nun yaşadığı bu kaos tek yanlı gelişen ataerkil sistemin geldiği düzeyle bağlantılıdır. Bundan çıkış ataerkil sömürü sisteminin bu döngüsünü durduracak ve toplumsal değerlere can verecek, toplumsal cinsiyet rollerini aşacak, kadının toplumsallık ve ekonomideki başat rolünü geri verecek bir toplumsal sistemle mümkündür. Bu anlamda demokratik toplumsal hareketler, kadın özgürlük mücadelelerinin öncülüğünde bunu başarma gücüne sahip olabilir. Ortadoğu’da uygarlık krizinin derinleştiği bu dönemde, bu çıkışı yapabilecek potansiyel ve güç vardır. Umut tüm zamanlara oranla çok daha büyük ve yakındır.