Mahkemeden Abdullah Öcalan’ın kitaplarına dair karar

  • 10:13 6 Temmuz 2024
  • Hukuk
 
İSTANBUL - Yargıtay'ın Abdullah Öcalan’ın “Demokratik Uygarlık Çözümü” adlı kitap seti gerekçesiyle verilen hükmü bozması üzerine yeniden yapılan yargılamada beraat kararı verildi. 
 
Yargıtay 3'üncü Ceza Dairesi, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın kaleme aldığı ve savunmalarından oluşan "Demokratik Uygarlık Çözümü" adlı 5 ciltlik kitap seti gerekçe gösterilerek verilen hapis cezasını bozdu. Kitabın basımının yapıldığı Amara Basın Yayınevi'nin kurucusu Rıdvan Sain hakkında 2015 yılında soruşturma açıldı. 2013-2015 yılları arasında süren "diyalog sürecine" denk gelen soruşturma daha sonra davaya dönüştü. 
 
Mezopotamya Ajansı’nın haberine göre, iddianamede, Abdullah Öcalan’ın kaleme aldığı kitabın içerisinde yer alan “devrimci halk savaşı” ve “kahramanlık hikayesi” gibi ifadelerle PKK'nin övüldüğü belirtildi. Kürt sorununun çözümüyle ilgili bölümlerde, ilgili tarafa "savaşa hazırlık talimatı verildiğinin tespit edildiği" ileri sürülerek, PKK’nin yöntem ve eylemlerinin meşrulaştırılmaya çalışıldığı savunuldu. Yine siyasal amaçlara ulaşmak için şiddetin tehdit olarak gösterildiği iddia edildi. Abdullah Öcalan’ın almış olduğu kesin hüküm nedeniyle sorumluluğun kitabı basan Rıdvan’da olduğu kaydedildi. Rıdvan’ın “örgüt propagandası” iddiasıyla cezalandırılması istendi. 
 
Kitaplar bandrollü
 
Rıdvan, yargılama sürecinde yaptığı savunmada, kitapları bastıkları süreçte herhangi bir toplatma kararının olmadığını kaydetti. Rıdvan, kitabın bandrollü ve legal bir kitap olduğunu, Abdullah Öcalan’ın bütün kitaplarını okuduğunu ve herhangi bir kitabında "örgüt propagandası” olmadığını, belirlemelerin tarihsel verilere dayandığının söyledi. 
 
İstanbul 14'üncü Ağır Ceza Mahkemesi, "örgüt propagandası" yaptığı iddiasıyla Rıdvan'a 2 yıl 6 ay hapis cezası verdi. Yerel mahkemenin verdiği kararı istinaf mahkemesi de onadı. Her iki kararda da, “(...) insanlığın mezopotamya denilen bölgede başladığı ve Kürt halkının insanlığın başından beri aynı bölgede hüküm sürdüğü, birçok kültür ve devletin oluşumunda Kürtlerin öncülük ettiği, Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunda ve ulusal kurtuluş savaşında Kürtlerin öncü rol oynadıkları halde 1925 yılından sonra Kürtleri inkar ve imha politikasının başlatıldığı, soykırım ve anayasal düzeyde Kürtlerin ulus olarak tanınması ve özerk yönetimin kabul edilmesine kadar demokratik ve silahlı mücadeleye devam edileceği, istenilen sonuçların alınmaması halinde şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde terör örgütü propagandası niteliğinde olduğu anlaşılmıştır” ifadelerine yer verildi. 
 
Yargıtay kararı ‘hukuka aykırı’ buldu
 
Rıdvan, verilen cezayı Yargıtay’a taşıdı. Başvuruda, “eksik araştırma, inceleme ve yetersiz gerekçe ile hüküm kurulduğu" belirtilerek, beraat talebine yer verildi. Yargıtay 3'üncü Ceza Dairesi, hükmü bozdu. Yargıtay kararında, bilirkişi raporuna işaret edilerek, hükme esas alınan içeriklerin "örgütün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösteren veya öven ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik eder” nitelikte olmadığına vurgu yapıldı. Yargıtay, Rıdvan hakkında beraat kararı verilmesi gerekirken mahkumiyet kararı verildiğini belirtti. Bu nedenle yerel mahkemenin verdiği karar "hukuka aykırı" bulundu. Yeniden yapılan yargılamada Yargıtay'ın bozma gerekçesine uyularak, Rıdvan hakkında beraat kararı verildi.