Zeynep Ölbeci: Açlık grevine giren arkadaşların talebi neyse benimki de odur

  • 20:00 14 Şubat 2024
  • Hukuk
ANKARA - Tutsak Kürt siyasetçi Zeynep Ölbeci, Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit politikasını reddettiğini belirterek, “Cezaevlerinde açlık grevine giren arkadaşlarımın talepleri neyse benimki de odur“ dedi.
 
DAİŞ’in Kobanê’ye yönelik saldırılarına karşı 6-8 Ekim 2014 tarihinde gerçekleşen protesto eylemleri gerekçe gösterilerek Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları ve Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin de aralarında bulunduğu 18’i tutuklu 108 isim hakkında Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Kobanê Davası, Sincan Cezaevi Kampüsü’ndeki salonda devam ediyor.
 
Duruşmaya, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Hukuk Komisyonu ve Özgürlük İçin Hukukçular Derneği üyesi avukatların yanı sıra çok sayıda izleyici katıldı. Kimlik tespitinin ardından dosyaya eklenen evrakların okunmasıyla başlayan duruşma, dönemin HDP MYK Üyesi tutsak Kürt siyasetçi Zeynep Ölbeci’nin esasa dair savunmasıyla devam etti.
 
‘Sayın Öcalan’a inandım ve bu inancım hala geçerlidir’
 
Savunmasını tercüman aracılığıyla Kürtçe gerçekleştiren Zeynep, Türkiye siyasetindeki Türk ve Kürt halkları arasında yaratılmaya çalışılan düşmanlaştırma politikalarına dikkat çekerken, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın barış mesajlarına atıfta bulundu. 15 Şubat komplosundan sonra gelişen süreci de anlatan Zeynep, “Öcalan ‘barış’ dediğinde ben ona inandım. Çünkü o dönemki sözlerine baktığımızda ne dediyse yerine getirmiştir. Çoğu kez inisiyatifini kullanıp Türk devletine rağmen tek taraflı ateşkes gerçekleştirdi. Bu süreçlerde Öcalan’ın denetimindeki militanlardan biri bile bir mermi patlatmadı. Binlerce militanını sınır dışına çekti. Çok sık operasyonların gerçekleştiği bir dönemde herhangi bir karakola baskın ya da eylem yapmadığını hatırlarsınız. Sayın Öcalan, ‘barış için gruplar gönderin’ dedi ve iki kez barış grubu gönderildi. O gruplardan birisi siyasi bir gruptu diğeri ise askeri bir gruptu ve gelip teslim oldular. Barış için geldiler ve Kürt sorunu demokratik yöntemlerle çözülmesi amacıyla bu gruplar gönderildi. Bunun gibi faaliyetlerinden dolayı Sayın Öcalan’a inandım ve bu inancım hala geçerlidir. Sayın Öcalan’ı Türkiye’ye teslim ettiklerinde Türkiye’nin kara kaşına kara gözüne teslim etmediler. Çıkarları doğrultusunda teslim ettiler. Hegemonik güçler neye ihtiyacı varsa onu çıkarıp halkların iradesini baskılamak için kullanıyorlar” dedi.
 
‘Açlık grevine giren arkadaşlarımın talepleri neyse benimki de odur’
 
Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit politikasını reddettiğini belirten Zeynep, “Kürt sorununda çözüm, Abdullah Öcalan’a özgürlük” kampanyası kapsamında cezaevlerinde süren açlık grevlerini selamladı. Zeynep, “Tecrit yaklaşımını protesto ediyorum. Cezaevlerinde açlık grevine giren arkadaşlarımın talepleri neyse benimki de odur. Ben siyasi çalışmalarımın tamamının arkasındayım çünkü çalışmalarımın tamamını birilerine yaranmak için değil inandığım için yapıyorum” diye vurguladı.
 
‘Bize karşı bir düşmanlık sergilenmekte’
 
Mütalaada yer alan hakkındaki iddialara yanıt veren Zeynep, savcı ve kolluk güçlerinin asılsız delil üretme çabasına dikkat çekti ve mahkemenin de bu iddialara dair “tarafsız” bir tutum sergilemediğini ifade ederek şöyle devam etti: “Açılmış olan davaların tamamında, savcılık belgelerinde görünüyor ki bize karşı bir düşmanlık sergilenmektedir. Görev yaptığım sürede fiziki takibim yapılmış, dinlemeler yapılmış. Benim Ferhat Tarhan ile ilişkimin olup olmadığını sormuşlardı. Bir kronoloji çıkarmışlar, kim nerede, ne yapmış şeklinde. İkimizin de telefonlarımızı dinlemişler. Bir yerde bile benim Ferhat’la konuştuğuma dair herhangi bir bilgi, belge yok. Fiziki takibimde de Ferhat’la görüştüğüme dair bir belge yok ama tutuk devam gerekçelerimde, ‘Ferhat Tarhan ile bölge sorumlusu olarak çalışmaktadır’ ibaresi yer alıyor. Siz bu bilgiye nereden ulaştınız? Savcı bunları iddia edebilir, kolluğun sadece bir tutanağında böyle bir şey geçmektedir ama siz nasıl bu kanaate varıyorsunuz. Ben sizin tarafsız olduğunuza nasıl inanacağım?
 
‘Gerçekten şaşırıyorum’
 
Ben, ‘Ferhat suçludur, ben değilim’ demiyorum. Ferhat benim arkadaşımdır, onun telefonu bende bulunabilir, benim de onda bulunabilir. Ben PM üyesiydim, kendisi MYK üyesiydi. Aynı partide çalışma yürüttük. Bu tutuk devam gerekçelerinde yer almaktadır. Gerçekten şaşırıyorum. Sizin iyi niyetli olduğunuzu görmek için çabalıyorum ancak sizin niyetiniz belli, açık ortada. 3 yıldır bize karşı açık niyetinizi sürdürüyorsunuz. Belki siyaset alanında bazı değişikler olur ve siz de buna göre kararınızı değiştirilebilirsiniz ama siyaset bu şekilde devam ederse sizin ne karar vereceğinizi de biliyorum.”
 
“Umarım savunmalarımız barışa vesile olur” diyen Zeynep, savunmasının bugünkü kısmına son verdi. 
 
Duruşma yarın saat 10.00’da devam edecek.