Polis çocuğa yaptığı işkenceye ‘orantılı güç’ dedi

  • 15:59 24 Ocak 2024
  • Hukuk
 
AMED - Licê ilçesinde 21 Mart’ta 14 yaşındaki çocuğu kaçıran ve işkence eden fail polislerin yargılandığı davanın duruşması görüldü. Fail polislerden İsmail Akkuş, işkenceyi “orantılı güç” olarak savundu.
 
Amed’in Licê ilçesinde 21 Mart 2023’te 14 yaşındaki Y.D.’yi kaçıran ve işkence eden polisler İsmail Akkuş, Emre Özcan, Gökhan Bay, Aykut Oral ve Hayrettin Çakmak hakkında açılan davanın ikinci duruşması Lice Asliye Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Duruşmada işkence gören çocuk, avukatları ve ailesi ile fail polislerden birinin avukatı hazır bulunurken, diğer fail polislerin avukatları Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya katıldı. Fail polislerin duruşmaya katılmaması ise dikkat çekti.
 
‘Kaymakam ile irtibat halindeydik’
 
Duruşmada fail polislerin savunmalarının celse arasında talimatla alındığı görüldü. Fail polis Gökhan Bay, savunmasında Y.D.’nin olay günü polis aracına taş atan grup arasında olduğu yönündekini ifadesini yineledi. Emniyet amiri fail Aykut Oral’ın Lice Kaymakamı ile irtibat halinde olduğu ve kaymakamın çocuklar hakkında işlem yapıp serbest bırakılması talimatını verdiğini söyleyen Gökhan Bay, kendilerinin de Y.D.’yi emniyet amirinin talimatıyla serbest bıraktıklarını iddia etti. Y.D.'ye işkenceyi reddeden fail Emre Özcan, Kürtlere hakaret ve küfrettiği iddialarını da kendisinin, “Kürt asıllı olduğunu” belirterek kabul etmedi. Bir diğer fail polis İsmail Akkuş da Y.D.’nin taş atan grup arasında olduğunu savunarak, gözaltına alınmaya çalışıldığında kendilerine mukavemet gösterdiğini, "kendilerinin de orantılı güç" kullandığını ileri sürdü.
 
Çocuğu darp eden polisler kimin darp ettiğini bilmiyor
 
Fail polis Hayrettin Çakmak ise çocuğun 18 yaşından büyük göründüğünü ve bu sebeple araca aldıklarını, plastik kelepçe takıldığını belirterek, araç içerisinde yaşı sorulduğunda 15 yaşında olduğunu öğrendiklerinde kelepçeyi hemen çıkardıklarını iddia etti. Araç içerisinde çocuğu darp etmediklerini ve kimsenin de şiddet uyguladığını görmediğini öne süren Hayrettin Çakmak, çocuğu gözaltına almadıklarını, olayların devam ettiğini ve aracın hareket halinde olması nedeniyle çocuğun araç içinde kaldığını belirtti. Fail polis emniyet amiri Aykut Oral da çocukların polis araçlarına taş attıklarını, Y.D.’nin taş atan grup arasında olduğunu ifade ederek, çocuğa gözaltı işlemi yapmak için aldıklarını ancak yaşının küçük olması nedeniyle kaymakam ile yapılan güvenlik toplantısında çocukların gözaltına alınmaması kararı nedeniyle onu evine bırakmak istediklerini söyledi. Ancak merkeze dönerken olaylara müdahale ettiklerini iddia eden Aykut Oral, Y.D.’yi evine bırakmak istediklerini ama çocuk “Beni ajan ilan ederler” dediği için evinin yakınına bıraktıklarını savundu. Çocuktaki yaralanmaların olaya karışmasından kaynaklı olabildiği fail polis tarafından belirtildi.
 
'Bağırma sesleri geldi'
 
Duruşmada tanık olarak dinlenen çocuk Ş.N., olay günü bakkala gittiğini beyan ederek, "İlk bakkala gittiğimde kapalıydı. İkinci bakkala gittim, o da kapalıydı. Polis aracı geldi ve herkes kaçtı. Bunun üzerine ben de kaçarak bir apartmana girdim, arkamızdan üç polis geldi, ikisi yukarı çıktı. Bir polis bana panzere taş atıp atmadığımı sordu, ben de atmadığımı söyledim. Sonrasında yukarıdan bağırma sesleri geldiğini duydum. Ben dövüldüğünü görmedim ama bağırma sesleri dövüldüğünü gösteriyordu. Polis beni bıraktığında ben bir elektrik direğinin arkasına saklandım. Daha sonra iki polis mağduru apartmandan çıkararak arabanın önüne kadar getirdiler. Ardından kaçtığım için ne olduğunu görmedim" dedi.
 
'Çocuk hastaneye geldiğinde darp edildiği belliydi'
 
Tanık doktor M.T. ise tedavi ettiği güne değinerek, "Mağdur, yakını olmayan dışarıdan biri ile hastaneye getirildi. Biz o sırada kapı önündeydik. Çocuğa ilk bakıldığında darp edildiği anlaşılıyordu. Bir gözü kapalıydı açamıyordu. Olay üzerinden uzun zaman geçtiğinden hatırlamıyorum ama önceki savunmalarımı tekrarlıyorum” şeklinde konuştu.
 
'Büyük bir gürültü koptu'
 
Bir diğer tanık K.M., şu beyanlarda bulundu: “Olay günü eşim rahatsızdı ve yeni eve geçtik. Newroz olması nedeniyle sokakta ateş yakılmıştı. Kalabalık bir grup vardı. Bir yandan da polis araçları ateşi söndürüyordu. Aradan geçen 15-20 dakika sonra dairemden bağrış sesleri duydum. Polisler mağdura hakaret ediyordu, fakat dairemde olduğum için net olarak hakaretleri hatırlamıyorum. Sonrasında çocuğun, 'Yapmayın ben bir şey yapmadım' dediğini duydum. Aşağı kapıdan tekme atar gibi sesler geldi ve büyük gürültü koptu. Pencereden baktığımda çocuk araca bindiriliyordu. Çocuk aracın içine koyulduğunda polisin elini kaldırarak çocuğa vurma şeklinde hareket ettiğini gördüm.”
 
'Delil karartma şüphesi var'
 
Çocuğun avukatı Ramazan Karaalp, talimat ile alınan fail savunmalarına itibar edilmemesine, ayrıca araç içi kamera kayıtlarının gelmemesinin delil karatma şüphesi olduğuna dikkat çekti. Ramazan, faillerin ayrı ayrı tutuklanmasını ve aksi halde adli kontrol tedbirlerinin uygulanmasını talep etti.
 
'Çocuğu dere yatağında yerde gördüm'
 
Son olarak olay günü çocuğu görüp hastaneye götüren tanık U.A., “Olay günü hayvanlara yem vermek için evden çıkıp ahıra gidecektim. Daha sonra dere yatağında yerde yatan çocuğu gördüm. Mağduru kaldırırken kendisini polislerin vurduğunu ve ellerinin bağlanarak dere yatağına atıldığını söyledi. Sonrasında çocuğu bazı yerlerde sırtımda taşıdım bazı yerlerde de kendisi yürüyerek hastaneye gittik. Hastaneye götürdükten sonra ailesine haber verip ahıra gittim” sözlerine yer verdi.
 
'Tanık beyanları bizi doğrular niteliktedir'
 
Çocuğun avukatı Mehdi Özdemir, “Aleyhe hususları kabul etmiyoruz. Talimat ile alınan sanık savunmalarına ilişkin olarak tanık beyanları, diğer sanık savunmaları ve dosya kapsamındaki deliller ile çelişmektedir. Tanık beyanlarına bakıldığında bizim beyanlarımızı doğrular niteliktedir. Dosyanın işkenceden bozulma ihtimali yüksektir. Ayrıca kamera kayıtları, disiplin soruşturması halen dosyaya getirilmemiştir. Öncelikle ayrı ayrı tutuklanmalarını, aksi kanaatte adli kontrol şartlarının uygulanmasını talep ederim” dedi.
 
'Sivil vatandaş olması halinde tutuklanırdı'
 
Çocuğun diğer avukatı Yakup Güven de “Bu iddia edilen eylemleri sivil bir vatandaş gerçekleştirmiş olsaydı, şu an tutuklu yargılanırdı. Sanıkların kamu görevlisi olmasının lehe değerlendirilmemesini ve tutuklanmasını talep ederim” dedi.
 
Faillerin avukatları ise suçlamaları kabul etmeyerek tutuklamaya dönük olan taleplerin reddedilmesini isterdi.
 
Avukat talepleri reddedildi
 
Mahkeme verdiği aranın ardından failler hakkında verilen adli kontrol hükümlerinin devamına, atılı suçun vasıf ve mahiyeti göz önüne alındığında bu aşamada tutuklama ve adli kontrol hükümlerinin artması taleplerinin reddine karar verdi. Mahkeme Diyarbakır İl Emniyet Müdürlüğüne müzekkere yazılarak idari soruşturmanın bir örneğinin kendilerine gönderilmesine, tahkikatın devam etmesi halinde yalnızca fail ifadelerinin istenmesine, faillerin çocuğun telefona ilişkin zararını gidermesi amacıyla bir sonraki celseye kadar süre verilmesine; Lice PMA'ya müzekkere yazılarak iddianamede iddia edilen fail Aykut Oral'ın telefon ile çocuğu çektiği videonun araştırılmasını istenmesine karar verdi.
 
Duruşma 15 Mayıs tarihine ertelendi.