Gültan Kışanak’tan reddi heyet talebi: Siz kimsiniz beni yargılıyorsunuz?

  • 12:40 15 Ocak 2024
  • Hukuk
ANKARA - Gültan Kışanak’ın 7 yıllık uzun tutukluluk haline derhal son verilmesini isteyen avukat Cihan Aydın’ın talebini değerlendiren mahkeme heyeti talebi reddetti. Gültan ise bu duruma karşı şöyle dedi: “Benim savunamayacak tek bir faaliyetim yok. Halkıma karşı vicdanım rahat. Kimseyi şiddete teşvik etmemiş her zaman barış için mücadele eden bir kadınım. Siz kimsiniz beni yargılıyorsunuz?”
 
DAİŞ’in Kobanê’ye yönelik saldırılarına karşı 6-8 Ekim 2014 tarihinde gerçekleşen protesto eylemleri gerekçe gösterilerek, Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları ve Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin de aralarında bulunduğu 18’i tutuklu 108 kişi hakkında açılan Kobanê Davası, Sincan Cezaevi Kampüsü’ndeki salonunda Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi (DBB) eski Eşbaşkanı Gültan Kışanak’ın savunmasıyla başladı.
 
Duruşmaya, Sincan Cezaevi'nde bulunan tutsaklar duruşma salonunda hazır bulunurken, diğer cezaevinde bulunan tutsak siyasetçiler duruşmayı Ses Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlandı. Duruşmaya Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanları, Tülay Hatimoğulları, Tuncer Bakırhan, milletvekilleri, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) avukatları ve çok sayıda izleyici katıldı.
 
Bahtiyar Çolak’ı hatırlattı 
 
Tutuklu bulunduğu Kandıra Cezaevi’nden duruşmaya katılan Gültan, savunmasına başlamadan önce avukatlarının birkaç hususta söz alacağını ardından savunmasına başlayacağını aktardı. Ardından söz alan Avukat Cihan Aydın, mahkeme başkanının neden iki haftadır bu salonda olmadığını sordu. Mahkeme heyeti, başkanın 20 günlük raporunun olduğunu ve Pazartesi günü duruşmada olacağını kaydetti. Cihan, Bahtiyar Çolak’ın durumunu hatırlattı.  
 
Dosyadaki eksikliklerin giderilmesi talebi 
 
Gültan'a dair ANF’de yer alan haberlerin dosyada delil olarak gösterildiğine dikkat çeken Cihan, dosyaya konulan 8 ANF haberine ilişkin Gültan’a dair fezleke hazırlanıp hazırlanmadığını, Meclis’e sorulmasını talep etti. Dava dosyasında müvekkiline atfedilen her eylem hakkında fezleke hazırlanıp hazırlanmadığının araştırılması, aksi takdirde dokunulmazlığın bir anlamının kalmadığını kaydeden Cihan, dokunulmazlığa dair Anayasanın 83’ncü maddesini anımsattı. Meletî dosyasının Kobanê davası ile birleştiğini belirten Cihan, “CMK 135’e göre müvekkil hakkında elde edilen ses ve görüntü kayıtları, dijital kayıtların dosya içerisinde yer almıyor. Bazılarının sadece ismi geçiyor, bazıları hakkında küçük bir tutanak var ama bu delileri görme, inceleme, araştırma ve bunlar üzerinde savunma yapma konusunda bir imkanımız olmadı. Dava dosyasında müvekkil ile olan tüm dijital delillerin Emniyet yada savcılıktan istenmesi, çıtçıtlı bir ajandan da söz ediyor görmedik, bir flaş bellekten söz ediliyor onu da görmedik. Dosyadaki tüm delillerin bulunması ve toplanmasını, varsa ses kayıtlarının ses eşleştirme yapılması için ATK’ye gönderilmesini talep ediyoruz” dedi. 
 
‘Öz savunma’ ‘Öz yönetim’ olarak çevrildi 
 
Cihan, Gültan’ın 8 Mart’ta taşıdığı, şiddete karşı kadınların öz savunma hakkına dair sarf ettiği Kürtçe cümledeki “xwe parastîn” (öz savunma)  ifadesinin “öz yönetim” olarak çevrildiğini ve dosyada suçlama konusu yapıldığını hatırlattı.
 
Talepler değerlendirilmeden savunma alınmasına tepki 
 
Cihan, dosyadaki tüm eksikliklerin giderilmesi taleplerinin karşılanması sonucunda, gerçek bir savunma yapılabileceğini ifade etti. Cihan’ın taleplerinin ardından mahkeme heyeti, Gültan’ın savunmasına geçilmesini istedi, avukatlar bu taleplerin yerine getirilmeden nasıl bir davadan ve savunmadan söz edilebileceğine dikkat çekti. Mahkeme heyetinin, savunmaların yapıldıktan sonra bu taleplerin inceleneceği söylemi avukatlar tarafından tepki gördü. 
 
Gültan Kışanak’ın tahliye edilmesi talebi 
 
Cihan, mahkemenin bu kararının doğru bir tavır olduğunu düşünmediklerini, daha önce Gültan hakkında temel dayanaklar olan dosyaların sahteliğinin ortaya çıktığını paylaştı. Cihan, “Yargılanma ekonomisi diye bir şey var. Şu iddialar konusunda bir karar verseniz, biz ve müvekkilimiz hızlı bir şekilde iddialara cevap veririz. Hem cumhuriyet savcısı hem mahkeme ısrarla bunlardan kaçıyor. Bu konuda madem karar vermiyorsunuz, 75 gündür müvekkilimiz hukuksuz bir şekilde cezaevinde tutuluyor. 25 Ekim 2016’da tutuklandı ve 75 gündür kanuna aykırı bir şekilde el birliğiyle hapiste tutmaya devam ediyorsunuz. Anayasa Mahkemesi'nin kararını sundum ama tanımıyorsunuz. Kendinizce bir hukuk yaratmaya çalışıyorsunuz, ama yanlış yapıyorsunuz. Derhal müvekkilimizin tutukluluk halinin son verilmesini talep ediyoruz. Buna ilişkin karar vermenizi bekliyoruz” diye belirtti.  
 
Tahliye talebi reddedildi 
 
Gültan'ın uzun tutukluluk haline dair itirazı üzerine savcı, dosyanın geldiği aşama ve mütalaadaki delilleri gerekçe göstererek taleplerin reddedilmesini istedi. Kararını veren mahkeme heyeti, Gültan’ın tutukluluk durumuna ilişkin 5  Ocak 2024 tarihinde tutukluluğun devamı yönündeki kararın itiraz sürecinin devam ediyor olması, mahkemenin devam ediyor olması ve 30 günlük sürelerde tutukluluğa ilişkin talepleri inceleyip karara bağlıyor olmasından kaynaklı söz konusu talebin bu aşamada karar verilmesine yer olmadığına hükmetti. 
 
Heyetin reddi talebi 
 
Tekrar söz alan Cihan, bu kararın Anayasa Mahkemesi'ne meydan okuyan bir karar ve endişe verici bir durum olduğunu söyledi. Cihan, 7 yıldır müvekkilinin esaret haline tekabül edildiğini ve yargılamanın adil bir şekilde yapılmayacağı endişesi içerisinde olduğunu belirterek, heyetin reddini talep etti. 
 
3 başlığa dair savunma
 
Reddi hakim talebini yenilediğini söyleyen Gültan, usule değil esasa ilişkin savunma yapacağını belirtti. Savunma başlıklarının birincisinin Kürt sorunu, ikincisinin ise kadınların özgürlük sorunu ve üçüncü sorunun da demokratik siyaseti ortadan kaldırma üzerine olduğunu ifade etti. Gültan, “Davanın esasına ilişkin yapacaktım, demokratik siyaset ve demokratik hukuk devleti nedir ne değildir? Toplumsal vatandaşlar olarak ne istiyoruz? Kadınlar olarak derdimiz nedir, bunları anlatacaktım. Kürt sorunu nedir, nasıl çözülür,  anlatacaktım. Ama siz öyle pervasızsınız ki birkaç konuda hukuksuzluğa ilişkin değerlendirme yapacağım. Yasama dokunulmazlığımı yok saydınız. Bunların hiçbiri ile ilgili Meclis'e gönderilmiş fezleke yok, Meclis'e gönderilen fezlekenin tamamı milletvekilliğim bitince üç beş sayfalık hazırlanan iddianame. Siz çok iyi biliyorsunuz; sonradan araştıracağız demeniz bile adil bir yargılanma yapılmayacağının itirafıdır. Sonradan araştıracağız ne demek? Benim fezlekelerimin ne olduğunu nasıl bilmiyorsunuz. Benimle ilgili iddiaların yüzde 90’ı, örgüt yöneticiliği iddiası üzerine Meclis'e gönderilen fezlekeler değildir. Hakkımdaki iddiaların tamamı polis fezlekesi” dedi.  
 
Siz kimsiniz beni yargılıyorsunuz? 
 
Gültan sözlerine şunları ekledi: “10 yıldır yargı karşısındayım, Karşısına çıkmadığım heyet kalmadı. Sonra diyorsunuz ki, ‘sonra araştıracağız.’ Siz o fezlekelerin olmadığını çok iyi biliyorsunuz. Benim savunamayacak tek bir faaliyetim yok, Halkıma karşı vicdanım rahat. Kimseyi şiddete teşvik etmemiş her zaman barış için mücadele eden bir kadınım. Siz kimsiniz beni yargılıyorsunuz? Çözüm sürecinde Meclis'te yapılan özel oturumda konuşmuşum, bütçe görüşmelerinde, 23 Nisan’da konuşmuşum. Daha geçen sene bu mahkeme huzurunda savunma yaparken, bunları dile getirdim. Meclis’te yaptığım konuşmalar, araştırma önergeleri, tekliflerin tek biri yok dosyada. Ama geriye dönüp, ‘Gültan Kışanak özyönetim, anadilde eğitim, özerk yönetim demiş. O zaman yönetici diyebiliyorsunuz. Kürtlerin üzerinde yasakların olduğunu, bunlara karşı çözümleri konuşmuş bir kadınım, bunları biliyorsunuz. Bile bile bu hukuksuzluğu yapıyorsunuz. Bile bile yaptığınız bu hukuksuzluğu savcılığınız mütalaada itiraf etmiş. Beni ANF’de çıkan 8 haberden mi müebbetle yargılıyorsunuz? Beni neyden yargılıyorsunuz? 
 
‘Beni bu davaya nasıl dahil ettiniz?’
 
Malatya’daki dosyayı neden bununla birleştirdiniz? Kumpas kurdunuz. Polis tutanakları aksi ispatlanmadığı sürece delil niteliğinde diyor. Aksini kim ispatlayacak ben mi ispatlayacağım? 7 yıldır siyasi rehine olarak cezaevinde tutulan bir kadın mı ispatlayacak? Bunun adı ithamdır, bu hukuk devletindeki gibi bir suç isnadı değildir. Hayatımızı dökmüşsünüz ortaya. Yalan, iftira eklemişsiniz, sonra gel suçsuzluğunu ispatla diyorsunuz. Avukatlarımız taleplerini sıralayınca da geriye dönüp bakacağız diyorsunuz? Niye orada oturuyorsunuz  madem hukuk uygulamayacaksanız? Diyarbakır Newroz’unda yaptığım konuşmanın CD’si yok. Polisin tuttuğu iki uyduruk cümle var, buna da hukuki delil diyorsunuz. Ben de kalkıp savunma yapacağım. Neyin savunması, neyine inanacağım? En uzun tutukluluk süresi 7 yıldır, beni bu kumpasa bile bile dahil ettiniz. 3 yıldır yargılama yapıyorsunuz. Beni ne zaman şüpheli olarak bu davaya dahil ettiniz? Bu soruya dahi cevap veremiyorsunuz. 2014’ten 2024’te kadar dokunulmazlığım yoktu, neden beni çağırmadınız da ifademi almadınız. Bunun cevabını bal gibi biliyorsunuz. AKP ve MHP’nin ortaklaşa yaptığı bu kara rejimi hukuk kılıfına uydurmak için uğraşıyorsunuz. Göreviniz bu, bilmediğiniz bir şey yok, yaptığınız hukuksuzlukları biliyorsunuz, bile bile yapmaya devam ediyorsunuz. Sizi ve bu talimatları teşhir etmek için bu konuşmaları yapıyoruz ve sizi reddediyoruz.” 
 
Reddi hakim talebi geri çevrildi
 
Gültan’ın beyanlarının ardından reddi hakim talebini değerlendiren mahkeme heyeti, sunulan gerekçeler ve süresi itibariyle duruşmanın “uzatılma” amacıyla yapıldığını öne sürerek, reddi hakim talebinin geri çevrilmesine karar verdi.  
 
Duruşmaya bir saat ara verildi.