‘Açlık Grevleri İzleme ve Takip Koordinasyonu’ndan çağrı

  • 13:59 18 Aralık 2023
  • Hukuk
AMED - Açlık Grevleri İzleme ve Takip Koordinasyonu’nun yaptığı açıklamada, “Soruna temel hak ve özgürlüklerin esas alınarak yaklaşılması ve taleplerin bu doğrultuda değerlendirilerek çözüme kavuşturulması için bir an önce Adalet Bakanlığı’nı, ulusal ve uluslararası hukuk ve insan hakları kurumlarını duyarlı olmaya davet ediyoruz” denildi.
 
Açlık Grevleri İzleme ve Takip Koordinasyonu, cezaevlerinde devam eden açlık grevlerine dair hazırlanan raporu, Amed Barosu Adli Yardım binasında açıkladı. Açıklamaya Amed Barosu, İnsan Hakları Derneği (İHD) Amed Şubesi, Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) Amed Şubesi, Tutuklu Aileleri Yardımlaşma Derneği (TUAY-DER) katıldı. Açıklama metnini Amed Barosu Cezaevi İzlem Komisyonu Sekreteri Avukat Reyhan Gök okudu.
 
‘Herhangi bir adım atılmıyor’
 
Türkiye’deki cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerinin sonlandırılması, ağırlaşan infaz koşullarının düzeltilmesi gerektiğini belirten Reyhan, tecride dikkat çekti. PKK Lideri Abdullah Öcalan’a uygulanan tecride son verilmesi gerektiğinin altını çizen Reyhan, “Aile ve avukat görüşlerinin sağlanması ve Kürt meselesine demokratik çözüm talebiyle hapishanelerdeki mahpuslar tarafından 27 Kasım 2023 tarihinde kamuoyuna duyurulan süreli-dönüşümlü açlık grevi eylemi bugün itibari ile Türkiye’deki çok sayıda cezaevine yayılarak 22’nci gününde devam etmektedir.  Açlık grevlerinin sonlanması için siyasal iktidar ve yetkili kurumlar, açlık grevine başlayan mahpusların taleplerini yerine getirmeye ve mutlak iletişimsizlik halini kaldırmaya yönelik olarak herhangi adım atmamıştır” dedi.
 
‘Zor kullanılmasından kaçınılması gerekiyor’
 
Reyhan, tutsakların onurları, yaşam hakkı ve sağlık hakları başta olmak üzere tüm haklarının devletin sorumluluğunda olduğuna işaret ederken, “Açlık grevlerinin herhangi bir aşamasında kurumlarının olası şeker, tuz ve vitamin yasağının yaşam hakkı bağlamında zamana yayılmış işkence ve kötü muamele olarak ele alınabilecek bir tutumdur. Açlık grevine başlayan mahpuslara yaşamın devam etmesi için en az alınması gereken 5 büyük su bardağı su/sıvı, 2 çay kaşığı (2 gram) tuz, 5 yemek kaşığı şeker, 1 tatlı kaşığı karbonat ile 500 miligram B1 vitamini içeren kompleks B vitamini preparatları sağlanmalıdır. Asgari düzeyde alınması gereken bu maddelerin kısıtlanması durumunda, geçmiş yıllardaki açlık grevlerinde olduğu gibi, mahpusların beyin fonksiyonlarında kalıcı hasarlara ve hatta ölümlere sebep olacaktır. Ek sağlık sorunlarının ortaya çıkmasını engellemek amacıyla; açlık grevi eylemi gerçekleştiren mahpusların sağlık çalışanları tarafından onamlarına uygun olarak düzenli takip edilmesi, ihtiyaçları olan su, tuz, şeker ve B vitamininin sağlanması, kendilerine bakamayacak duruma geldiklerinde refakatçi imkanı sağlanması, tecrit altında tutulmamaları ve zor kullanmaktan kaçınılması gerekmektedir” sözlerine yer verdi.
 
‘Adalet Bakanlığı’nı duyarlı olmaya davet ediyoruz’
 
İmralı’da mutlak iletişimsizlikle devam eden tecride vurgu yapan Reyhan, Anayasa’ya, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne ve Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanuna aykırı olduğunu ifade etti. Siyasal iktidarın, açlık grevcilerinin talebini süreç daha tehlikeli bir noktaya evirilmeden değerlendirmesi gerektiğine değinen Reyhan, şöyle konuştu: “Aksi takdirde, mahpusların sağlık ve yaşam hakkına yönelik ortaya çıkacak üzücü sonuçlardan da yine siyasal iktidar sorumlu olacaktır. Bu nedenle Adalet Bakanlığının ve ilgili kurumların bir an önce hareket geçmesi gerekmektedir. Sonuç olarak mahpusların açlık grevi eylemi konusunda siyasal iktidarın ölümler yaşanmadan barışçıl yollarla gerekli tedbirleri alması ve talepleri değerlendirmek üzere harekete geçmesi gerekmektedir. Soruna temel hak ve özgürlüklerin esas alınarak yaklaşılması ve taleplerin bu doğrultuda değerlendirilerek çözüme kavuşturulması için bir an önce Adalet Bakanlığını, ulusal ve uluslararası hukuk ve insan hakları kurumlarını duyarlı olmaya davet ediyoruz.”