Las Tesis davasında 24 kadın hakkında beraat kararı

  • 15:24 6 Aralık 2023
  • Hukuk
 
İZMİR - Las Tesis protestolarının yapıldığı 2019 yılından beri devam eden ve  24 kadının yargılandığı davada beraat kararı verildi. Uzun süren yargılamaya “Hukuk bir sindirme yöntemi olarak kullanılıyor” şeklinde tepki gösterildi.
 
Şili’de gözaltına alındıktan sonra cinsel saldırıya maruz bırakılıp işkence ile katledilen Daniella Carasso için dünyaya yayılan protesto eylemine 15 Aralık 2019’da Kıbrıs Şehitleri Caddesi üzerinde destek veren ve artan kadın katliamları cinsel saldırı ve istismarı protesto etmek amacıyla bir araya gelen 24 kadının yargılandığı davanın 8’inci duruşması Bayraklı Adliyesi 7. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Duruşmada yargılanan 24 kadının avukatları, Hilal Susuz ve Funda Özdemir hazır bulunurken duruşmayı Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu ve Karabağlar Kent Konseyi Kadın Meclisi Şiddetle Mücadele Grubu da takip etti. Duruşma sonrası adliye önünde basın açıklaması düzenlendi.
 
Duruşma kimlik tespiti ile başladı. Duruşmada avukatlar önceki savunmalarını tekrar etti. 
 
Savunmaların ardından savcı mütalaasını sundu. Savcı kadınlar hakkında delil yetersizliği talebiyle beraat talep etti. Mütalaaya katılan avukatlar gerekçeye itiraz etti. Avukatlardan İzmir Barosu Kadın Hakları Komisyonu'ndan Avukat Ayşegül Kaymak, beraat mütalaasının delil yetersizliğinden değil ve kadınların hakları olan gösteri ve yürüyüş hakkını kullandıkları ve 3 yıldan fazla zamandır dosyanın uzadığını belirterek ‘suçun oluşmadığı’ nedeniyle beraat talep ettiklerini belirtti.
 
Mahkeme heyeti ise suçun oluşmadığına kanaat getirerek 24 kadın hakkında beraat kararı verdi.
 
‘Kadına yönelik şiddet failleri değil kadınlar yargılandı’
 
Duruşmanın ardından adliye önünde basın açıklaması gerçekleşti. Burada konuşan Avukat Ayşegül Karpuz, olması gerektiği gibi beraat kararı verildiğini ancak en başından beri davanın hiç açılmaması gerektiğini dile getirdi. Ayşegül, “Bugün ne yazık ki kadına yönelik şiddet her geçen gün artarken şiddetin sorumlusu önlem almayanlar, failler yargılanmazken kadına yönelik şiddete karşı mücadele çağrısı yapan direnen kad0ınlar yargılandı. Bu anlamda en başından beri hiç yargılamanın olmaması gerekiyordu. Ama ne yazık ki bu ülkede biz hukuksuzluklara artık ne yazık ki tanık oluyoruz. Beraat kararı çıktı, bunun için mutluyuz tabi, biz kadına yönelik şiddete karşı mücadele etmeye hem insan hakları avukatlar olarak barolar olarak mücadelenin öznesi olmaya devam edeceğiz” dedi.
 
‘Hukuk bir sindirme yöntemi olarak kullanılıyor’
 
Hak savunuculuğu yapan herkesin benzer şeylerle karşılaştığını kaydeden Ayşegül, “Suç unsuru olmadığı emniyet de biliyordu, savcı da, yargılamadaki tüm görev alan kişiler de biliyordu. Ama burada bir sindirme korkutma, toplumun geneline bu eylemlere katılırsanız düşünce ve ‘ifade özgürlüğü hakkınızı kullanırsanız, toplantı ve gösteri yürüyüş hakkınızı kullanırsanız siz de böyle soruşturmalara maruz kalırsınız yargılanacaksınız’ demek isteniyor. Bu toplumu sindirmenin bir aracı olarak kullanılıyor. Bunun bir baskı aracı olarak kullanıldığı özellikle son 10 yılda özellikle şahit olduğumuz bir tablo. Yoksa bu davaların bir açıklaması olamaz. Tamamen haklarını kullanan hak arayışında bulunan kesimlere bir sindirme yöntemi” diye konuştu.