Kobanê Davası: İddialar iftiraya dönüştü

  • 17:17 30 Kasım 2023
  • Hukuk
ANKARA - Kobanê Davası'nda tutuklu yargılanan Nazmi Gür, davada “iddiaların iftiraya dönüştüğünü” söyledi. Nazmi Gür, “Savcı 2014 yılında suçu işleyen başka mahkemelerde yargılanan kişileri fail olarak görmekte ve o eski kararları getirerek iddianamedeki eksikliği gidermeye çalışmaktadır. Bu kanunen ve usulen yeterli değildir” dedi. 
 
Kobanê Davası’nın 43’üncü duruşması, 4’üncü oturumla Ankara 22'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam ediyor. 18'i tutuklu 108 siyasetçinin yargılandığı davada dosyaya eklenen evraklar okundu. Kürt siyasetçi Nazmi Gür, savunmasına devam etti. Adil yargılanma hakkına dikkat çeken Nazmi, davalarında hakim ve savcı olarak yer alan bazı isimlerin AKP’li olduklarına işaret etti. Nazmi, bir kişinin AKP'den milletvekili olduğu ve AYM üyesi olduğunu belirterek, yargı bağımsızlığının olmadığını kaydetti. 
 
‘Kobanê’de ayakta kalan tek bir bina kalmamıştı’
 
“Türkiye’de hukuksuzluğun hukuku egemendir” diyen Nazmi, "Kararlar siyaseten verildikten sonra bizlerin yapacağı binlerce sayfalık savunmanın da hiçbir kıymeti yoktur. Yargı yetkisinin yargıçlara ait olduğunu bilerek, siyasetçilere kullandırtmamanız lazım. Yargıçlık herkesin güvenmesi gereken bir makam ancak gelinen aşamada bundan bahsedemiyoruz" dedi.  HDP’nin Kobanê’deki DAİŞ saldırılarına karşı insani bir rol üstlendiğini ifade eden Nazmi, "İsrail’in Gazze’ye yaptıklarının çok daha ağırı orada yapıldı. Kobanê’de ayakta kalan tek bir bina kalmamıştı. Ancak uluslararası destek ile birlikte DAİŞ püskürtüldü. Bunun Türkiye’ye de faydası oldu. Ancak Türkiye, Rojava’daki Kürtleri düşman olarak kodladığı için şimdi tehdit olarak görüyor. Bu nedenle bağımsız bir devlet olan Suriye’nin kimi bölgelerine Türkiye girmiş durumda. Bu uluslararası hukuka aykırı. Çünkü hiçbiri Suriye’nin rızası alınarak yapılmış girişimler değil. Oradaki Kürtlerin hiçbiri Türkiye açısından ulusal güvenliği tehdit eden bir anlayışta değil" diye belirtti. 
 
‘Mevcut bir delil yok’
 
Nazmi, şöyle devam etti: "Bu dosya kapsamında tutuklu olarak yargılanan hepimiz 6-8 Ekim 2014’te gerçekleşen 4 bin 743 olayın doğrudan faili olduğu iddiası ile değil, olaylara sebep olma ve azmettirme iddiası ile yargılanıyor ve halen tutuklu bulunuyoruz. Mevcut dosyada ve tüm eklerinde Kobanê olayları olarak bilinen ve bu olaylar sırasında işlendiği iddia olunan 4 bin 743 suçun bir tekinin bile faili olduğuma yönelik bir delil mevcut değil. Savcı, HDP hakkında ‘legal görünümlü illegal örgüt’ ifadesini kullanıyor. HDP Genel Merkezi’nin önünde polis nizamiyesi var, sokağında karakol var. Nasıl izin vermişler illegal faaliyet yürütmemize? Tek başına bu cümle bile bu iddianameyi çöpe götürür. Türkiye’de bizi denetlemekle görevli kolluk kuvveti o zaman suç işlemiş savcıya göre. Bir politik-ideolojik bir saptama yapmış, o zaman ben bu suçlamayı bütün partilere yönlendirebilirim değil mi?”
 
‘İddia makamının iddiaları iftiraya dönüştü’
 
İddia makamının iddialarının iftiraya dönüştürdüğünü belirten Nazmi, Parti Meclisi (PM) üyelerinin periyodik olarak 45 günde bir gündemdeki konuları görüşmek üzere toplandığını ifade etti. 6 Ekim 2014’teki toplantında sadece Kobanê eylemlerinin görüşülmediğine dikkati çeken Nazmi, "Bölgedeki tüm siyasi gelişmeler elbette ki Meclis'te grubu bulunan HDP’yi de ilgilendirmektedir. İç ve uluslararası sorunlara karşı elbette ki duyarlıdır. Kendi düşünceleri ve politikaları doğrultusunda bu sorunlara çözüm önerileri geliştirmekte kamuoyuyla paylaşmaktadır. 6 Ekim 2014 tarihinde olan da budur. HDP’nin demokratik siyasi faaliyetlerinden illegal yapılar çıkarmak mümkün değildir. HDP’nin iddia makamının iddia ettiği gibi hiçbir zaman şiddete dayalı olayların çıkmasını destekleyen bir politikası yoktur” ifadelerini kullandı.
 
Duruşmaya ara verildi.
 
‘Şerik var fail yok’
 
Verilen aranın ardından savunmasına devam eden Nazmi, “Şerikin olduğu ceza davalarında failin de olması gerekir” diye vurgulayarak,  bu tip ceza davalarında öncelikle failin yargılanıp cezalandırılması gerektiğini ifade etti. Nazmi “Bu davada olayın failleri bilinmemektedir. Başka dosyanın hükümlülerinin getirilip bu dosyanın failleri olarak gösterilmesi hukuken mümkün değildir. İddianamede şüpheli olarak gösterilmeyen kişilerin kovuşturma aşamasında fail olarak gösterilmesi mümkün değildir. Savcı 2014 yılında suçu işleyen başka mahkemelerde yargılanan kişileri fail olarak görmekte ve o eski kararları getirerek iddianamedeki eksikliği gidermeye çalışmaktadır. Bu kanunen ve usulen yeterli değildir.  Birlikte sanık sıfatıyla yargılanmayan ve menfaatleri çatıştığı halde birbirlerine suçlayamayan, savunmalarını veremeyen ve usule uygun yargılanması yapılamayan kişilere ceza verilmesi mümkün değildir” dedi.
 
AİHM ve AYM kararlarını hatırlattı
 
Toplanan delillerin bütün özellikleri ve ortak yönleri itibariyle hukuka uygun olarak elde edilmesi gerektiğini belirten Nazm,  Yargıtay 9’uncu Ceza Dairesi’nin ilgili kararına atıfta bulunarak ceza yargılamalarında ‘Zehirli ağacın meyvesi de zehirlidir’ temel kuralına vurgu yaptı. Nazmi, “Hem AİHM’in hem de AYM’nin gizli tanık beyanlarının esas alınamayacağına dair kararları var. Görünüşte AYM’ye göre kanunla korunmuş bir mahkemeyle karşı karşıyayız ama burada temel sorun mahkemenin bağımsız olup olmadığıdır. Mahkemenin tarafsızlık ve bağımsızlık şartını yerine getirmediğinin farkındayız. Hem HSK hem de bir bütün olarak yargı yürütmeden bağımsız değil” diye ifade etti.Türkiye’deki mahkemelerin terör tanımını konjonktürel duruma göre kötüye kullandığının altını çizen Nazmi,  “3713 sayılı yasadaki terör tanımı gibi ceza yasalarında da suç ve cezaların yasallığı açık. Şiddet eylemine karışmamış insanlar, sırf siyasi iktidarı ya da resmi görüş tarafından benimsenmeyen düşünceleri açıkladığı için terör suçu işlemiş kabul edilebilir, terörist olarak nitelendirilebilir ve buna özgü, özel yargılama ve infaz rejimine tabi tutulabilirler. Kobanê Davası bu pratiğin ve hukuk dışı uygulamanın somut örneğidir” dedi.
 
Beraat talebi: Kaçma şüphem yok!
 
Hakkında verilen tutukluluk devam kararlarına gerekçe olarak gösterilen “kaçma şüphesine” dair yorumda bulunan Nazmi, “Bunu hangi somut gerekçelere dayandırdığınızı, hangi olgulara dayandırdığınızı öğrenmek istiyorum. Elinizde bilgi, belge, istihbarat mı var? Bu varsa lütfen onları gösterin ki bizde bunlara karşı savunmada bulunalım. Ceza hukuku açısından eski kanunlardan sanık lehine olan uygulanır ilkesi mahkemece gözetilmemektir. Olması gereken bu dava nedeniyle tutuklu bulunanların derhal serbest bırakılmasıdır. Cumhuriyet Savcısı esas hakkındaki mütalaasında bir kısım suçlar yönünden benim adıma davanın reddine, davaların düşürülmesine karar verilmesini talep etmiştir. İlk kez esas hakkındaki mütalaasında kısmen de olsa hukuka uygun karar vermiştir. Bu nedenle esas hakkındaki mütalaada isnat edilen birinci, ikinci ve üçüncü grup tüm suçlar suçların gerçekte hiç oluşmaması nedeniyle tüm bu suçlardan beraatına karar vermesini talep ediyorum” dedi.
 
Nazmi Gür’ün savunmasının ardından duruşmaya yarın saat 10.00’a kadar ara verdi.
 

Etiketler:

kobanê dava