Rabia Önver

 

COLEMÊRG - Esra Y.’ye tecavüz ederek intihara sürüklenip yaşamını yitirmesine neden olan 3 failin yargılandığı davanın 10’uncu duruşması yarın görülecek. Hakkari Barosu Çocuk Hakları Merkezi Başkanı Nükeyf Onursal, "İnsan hakları örgütlerine duruşma tarihini bildirmekteyiz. Herkesi duruşmayı sahiplenmeye çağırıyoruz" dedi.

 

Colemêrg'in Şemzînan ilçesine bağlı bir köyde 27 Mayıs 2016 tarihinde Veysi, Zahir ve Nihat Yılmaz' isimli 3 erkek, 11 yaşındaki Esra Y.’ye tecavüz etti. Çocuğun yaşananları yakınlarına anlatmasıyla beraber başlatılan hukuki süreç içerisinde 3 fail tutuklanırken, dava Yüksekova Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. 3 faile ayrı ayrı “cinsel istismar” ve “kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma” suçlarından 42’şer yıl hapis cezası verildi. Faillerin Bölge İstinaf Mahkemesi’ne yaptıkları itiraz başvurusu sonrası verilen ceza "usulden" bozularak failler hakkında tekrar yargılanma kararı verildi. Ancak failler, tutuklandıktan 8 ay sonra  “delil yetersizliği” iddiasıyla tahliye edildi. Faillerin tahliye edildiği tarihten 11 gün sonra Esra, intihara sürüklenerek yaşamını yitirdi.  Yeniden yargılamanın yapıldığı davanın 9’uncu duruşması ise 17 Temmuz’da Yüksekova Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Duruşmada mahkeme heyeti,  faillerin katılımını öne sürerek, tutuklama taleplerini reddederken, duruşmayı 3 Kasım’a erteledi.

 

Yarın (3 Kasım) görülecek duruşma öncesi dosya avukatı ve Hakkari Barosu Çocuk Hakları Merkezi Başkanı Nükeyf Onursal, davaya ilişkin konuştu. 

 

Günlük dosyaya konulmadı

 

Esra Y. davasının 10’uncu duruşmasının Yüksekova Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüleceğini söyleyen Nükeyf, “Geçen celsede iddia makamınca cezalandırma ve kaçma şüphesinin oluşmaması, cezanın alt ve üst sınırları, mevcut delil durumu itibariyle tutuklamaya yönelik mütalaa sunuldu. Dosyada çocuğun beyanı ile birlikte HTS kayıtları, tüm adli raporlar, baz istasyonu verilerinin bulunmasıyla birlikte Esra’ya ait günlük mahkemece yazı tespiti yapılamadığı gerekçesiyle henüz dosya kapsamına alınmadı” dedi. 

 

Esra’nın el yazısı bulunamadı

 

Nükeyf, okul da dahil olmak üzere Esra’ya ait herhangi bir yerde el yazısının bulunmadığına dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı: “Grafolojik inceleme yapılmasına dair talepte bulunmak mümkün olmadı. Kaldı ki el yazısının aidiyetinin tespiti, söz konusu günlüğün delil değerlendirmesinde yalnızca alternatif bir  yöntem olmakla ulusal ve uluslararası içtihatların hiçbiri bu yönde bir koşul barındırmamakta. Birbirleriyle uyumlu ipuçlarından oluşan somut bütünsellik ile aksi ispat edilemeyen karinelerin bir arada bulunması, delil kriterlerini yeterince belirmektedir.”

 

Tanıkların dinlenmesine ret kararı

 

Delilin dosya kapsamında değerlendirilmesi adına günlükte ismi ve telefon numarası yazılı olduğuna işaret eden Nükeyf, “Sağlık görevlisi, ilk sayfada ‘abimden hatıra’ şeklinde adı yazılı kuzeninin ve yine günlükte yazısı bulunan okul arkadaşının tanık sıfatıyla dinlenmesine dair taleplerimize yönelik ise ret kararı verildi. Bununla birlikte adli raporlara ilişkin uzman görüşü alınması suretiyle adli tıp doktorunun da dinlenmesi talebimiz reddedildi. Fakat bu taleplerde bulunmamız yalnızca mevcut detay ve olguların mahkemece görülmesi gayesini içerdiği ve halihazırda dosya kapsamında bulunan tüm delillerin buna yeterince elverişli olması sebebiyle her iki ret kararını da hükme engel bir netice olarak değerlendirmiyoruz” sözlerini kullandı. 

 

'Herkesi duruşmayı sahiplenmeye çağırıyoruz'

 

Nükeyf son olarak şöyle konuştu: "Verilecek hüküm, cezasızlıkla mücadelede yargının rolünü tam olarak oynamasının önünü açacak nitelikte olmasını umuyoruz ki böylesi bir dosyada, bu neticenin her türlü ihtimal karşısında kaçınılmaz bir zorunluluk olduğunu düşünüyoruz. Duruşmaya etkili bir katılımın sağlanmasının da belirleyici olacağını vurgulamakla, tüm meslektaşlarımıza ve insan hakları örgütlerine duruşma tarihini bildirmekteyiz. Herkesi duruşmayı sahiplenmeye çağırıyoruz."