Kobanê Davası: Milletvekili adaylığı ‘örgüt üyeliği’ olarak değerlendirildi

  • 17:40 28 Eylül 2023
  • Hukuk
ANKARA- Kobanê Davası’nda savunma yapan Avukat Mesut Beştaş, 2002 yılında Demokratik Halk Partisi (DEHAP) milletvekili adayı olan Ali Ürküt’ün adaylığının “örgüt üyeliği” olarak değerlendirildiğini söyledi.
 
DAİŞ’in Kobanê’ye yönelik saldırılarına karşı Kurdistan ve Türkiye’nin birçok ilinde 6-8 Ekim 2014 tarihinde başlayan eylemler gerekçe gösterilerek Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ive Selahattin Demirtaş’ın da aralarında bulunduğu 18’i tutuklu 108 HDP’linin yargılandığı, Kobanê Davası, görülmeye devam ediyor. Kobanê Davası’nın 34’üncü duruşmasının 4’üncü periyodu bugün de Sincan Kapalı Cezaevi Kampüsü’nde bulunan Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. 
 
Sincan Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan siyasetçiler ve Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) avukatlarının katıldığı duruşmada hazır bulundu. Kimlik tespitinin ardından başlayan duruşma, Ali Ürküt’ün Avukatı Erhan Ürküt’ün savunması ile devam etti. 
 
‘Gayri ciddi beyanlar dosyanın konusu yapılmamalı’
 
Dosyada bulunan gizli tanık beyanlarının hukuka aykırı olduğunu belirten Erhan, mahkemenin 3 gizli tanığı resmi tatillerde dinlemesinin savunma hakkının ihlali olduğunu belirterek şunları söyledi: “Tanık Kerem Gökalp’ın beyanı tutukluluk devam gerekçesi yapıldı.  Kerem Gökalp ise sadece bir şeyler duyduğunu somut olarak bir şey görmediğini söylemiş. Tanığın beyanlarının 5 duyu organının tamamıyla yaşanmış olması lazım. Gayri ciddi bayanların dosyanın konusu bile yapılmaması gerekiyor. Vekille ilgili MYK toplantısında dahi olmayan birinin beyanı tutukluluk gerekçesi yapıldı. Bu hukuka aykırıdır.”
 
‘Tanıkların gizlenmesi için makul gerekçeler yok’
 
Dürüst yargılanma hakkının tanık beyanlarını da kapsadığını belirten Erhan, “Gizli tanıkların kimliklerini saklaması için makul gerekçeler var mı?  Bize buna yönelik bir cevap verilmedi. Açık tanığımız Kerem Gökalp, önce burada sonra Ankara ve başka illerde tanıklık yaptı. Gizli Tanık ABC123, önce gizli sonra açıktan tanık oldu. O da gezip dolaştı. Kimse saldırmadı, neden saldırsın ki? Bu bağlamda tanıkların gizli olması için makul bir neden yoktur. Gizli tanık beyanı ile mahkumiyet karar verilmesi için tanığın gizli olması için makul gerekçeler bulunmalıdır ancak bu dosyadaki tanıkların gizli dinlenmesi, gizli kalması için makul gerekçeler yoktur” diye konuştu. 
 
‘Makul şüphe tutuklanma tedbiri için yeterli değil’
 
Erhan, Ali Ürküt ve diğer tutuklu siyasetçilerin kaçma şüphesinin bulunmadığına dikkat çekerek, mahkemenin tutukluluk gerekçelerini devam ettirirken AİHM Büyük Daire’nin verdiği Buzdaji V. Moldova kararı kapsamında değerlendirme yapması gerektiğine dikkat çekti. Makul şüphenin tutuklama tedbiri için yeterli olmadığını vurgulayan Erhan, “Tutukluluğa ilişkin kararlarda öncelikle adli kontrol tedbirleri değerlendirilmeli, adli kontrolün neden yeterli olmayacağı gerekçelendirilmelidir. Şüphelinin kaçma ve delilleri karartmaya yönelik bir eylemi bulunmadığı takdirde tutukluluk tedbiri uygulanamaz. Müvekkil, defaatle çağrıldığında karakola giderek ifade verirken, mahkemeniz tarafından tutuklanması hukuka aykırıdır” dedi. 
 
Erhan, Ali Ürküt’ün tutukluluk devam gerekçesinin ortadan kaldırılmasını ve tahliyesini talep etti. 
 
Duruşmaya 14.00’e kadar ara verildi.
 
Verilen aranın ardından Avukat Cihan Aydın’ın savunmasına geçildi.
 
‘Kovuşturmanın genişletilmesi talebine ret’
 
Davayı ‘Kobanê Kumpas Davası” olarak tanımlayan Cihan, “Tweet bir bahane olarak ortaya konuldu. Meselenin tweet olmadığını biliyoruz. Bu dosyada sanıklar tek bir tweet üzerinden, somut delil olmaksızın tutuklu yargılanıyor” dedi. Cihan, dosyaya konu haberlerde yer alan olaylara ilişkin tevsi tahkikat (kovuşturmanın genişletilmesi) talebinde bulunurken, mahkeme heyeti kurduğu ara kararda, söz konusu talebi dosyanın geldiği aşama itibariyle olayın aydınlatılmasına katkıda bulunmayacağı gerekçesiyle oybirliğiyle reddetti. 
 
‘Maddi değil zahiri gerçeğin peşindesiniz’
 
Ardından söz alan Cihan, buna karşı, “Siz maddi değil zahiri gerçeğin peşindesiniz. Bu iddialar hükme esas alınacak mı alınmayacak mı bilmiyoruz. Hükümde bu iddialara değinmeyeceğinizi söyleseydiniz o zaman doğru bir karar vermiş olurdunuz. Umarım bu haberler savcıya mütalaa vermek için yeterli geldiği gibi size de hüküm vermek için yeterli gelmez. ‘sözde haberler’ dışında önümüze bir delil koymadan, 11 yıl sonra yaptığınız yargılamada savunma yapmamızı istiyorsunuz” diye konuştu. 
 
Milletvekili adayı olması suç
 
Cihan’ın ardından avukat Mesut Beştaş konuştu. Ali Ürküt’ün 2002 yılında Demokratik Halk Partisi (DEHAP) milletvekili adayı olmasının suç olarak isnat edildiğini belirten Mesut, “Milletvekili adaylığı örgüt üyeliği olarak değerlendirildi. Müvekkil AKP’den aday olsaydı, katıldığı toplantı akşama kadar devam ettiği için o toplantıya kalsaydı örgüt üyeliği ile suçlanır mıydı? Ayrımcılık burada başladı. Bu bir utanç vesikası olmalı. Bu dosyada gerçeği örtmeye çalışan bir yargı ile karşı karşıyayız” dedi.
 
Savunmaların ardından duruşma yarına ertelendi.