TJA aktvisti Rojbin Sevil Çetin'in davası ertelendi

  • 16:59 28 Eylül 2023
  • Hukuk
 
 
AMED - Amed’de köpekli işkenceye maruz bırakılan TJA aktivisti Rojbin Sevil Çetin’in görülen duruşmasında avukatların tevsii tahkikat talebi kabul edilerek, bir sonraki duruşma 5 Aralık tarihine ertelendi.
 
Amed’de 26 Haziran 2020 tarihinde evine düzenlenen baskında köpekle işkence edilen ve 11 gün sonra da çıkarıldığı mahkemece tutuklanan Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivisti Rojbin Sevil Çetin hakkında açılan davanın 3’üncü duruşması Diyarbakır 9’uncu Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmada Rojbin, avukatları Özüm Vurgun, Mehmet Öner ve Yakup Güven hazır bulundu. Ayrıca Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) vekilleri Halide Türkoğlu ile Meral Danış Beştaş, Rosa Kadın Derneği, Amed, Mêrdin, Êlih ve Sêrt TJA aktivistleri, Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) Amed ve Mêrdin şubeleri, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Amed il Eşbaşkanı Gülistan Atasoy destek amaçlı salondaki yerini aldı. 
 
‘Gittiğimde yerde yatıyordu’
 
Duruşmada ilk olarak tanık polise konuşma hakkı verildi. Tanık, “Ben görevliyken operasyon yapılan eve geç gittik. Biz gidene kadar özel harekât ekibi aramalarını bitirmişti. Soruşturma birimi ise aramalarını devam ettiriyordu. Gittiğimde Rojbin Sevil Çetin yerde yatıyordu” diyerek bildiklerinin bu kadar olduğunu kaydetti.
 
İddia makamı tanığın olayın başında arama yapılan ikamette bulunmadığını, operasyona katılan başka bir tanık beyanının alınmasını talep etti.
 
Rojbin’in avukatları tevsii tahkikat talebinde bulundu.
 
Amed Barosu Kadın Hakları Merkezi de davaya katılma talebinde bulundu.
 
Tevsii tahkikat talebinde bulunuldu
 
Avukat Mehmet Öner ve Yakup Güven, olay yerinde sivil olan tek kişinin Serdar G. olduğunu ve onun da tanık olarak dinlenmesini, arama yapan ekiplerin kasklarında kamera olup olmadığının TEM şubeye sorulmasını istedi. 
 
Avukat Özüm Vurgun da fail polis Serdar G.’nin, Rojbin’in olayından 27 gün önce başka bir aileye daha köpekler ağır işkence yaptığını ve bu dosyanın Diyarbakır 4’üncü Asliye Ceza Mahkemesi’nde bulunduğunu söyledi. Özüm, iki dosyanın da tanıklarının aynı olduğunu ve failin dosyasının kendi dosyaları ile birleştirilmesini talep etti.
 
Duruşma ertelendi
 
Yapılan savunmaların ardından mahkeme heyeti kısa bir ara verdi. Aranın ardından mahkeme kadın hakları merkezinin katılma talebini reddetti, avukatların da taleplerini kabul ederek bir sonraki duruşmayı 5 Aralık tarihine erteledi.
 
‘İşkence dosyasına çevirmek için elimizden geleni yapacağız’
 
Duruşma sonrası kadınlar adliye önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamada ilk olarak konuşan Özüm, davaya ilişkin kısa bir bilgilendirme yaptı. Özüm, “Bu dosya en başından beri sanık basit yaralama usulüne göre yargılandı ve beraat etti. Beraat kararına itirazımız sonucu dosya derdest bir şekilde yargılamaya açılmıştır. Bu dosya basit bir yaralama dosyası değildir. Bu dosya kolluğun işkenceyi nasıl uyguladığını, kendi elleriyle işkenceyi nasıl örtbas ettiklerini gösterdi. Bu dosyayı basit yargılamadan çıkarıp işkence dosyasına çevrilmesi için elimizden geleni yapacağız” dedi.
 
‘Kadın mücadelesini hiçbir güç durduramadı’
 
Son olarak konuşan Erzırom Milletvekili Meral Danış Beştaş, yapılan işkenceden sadece bir polis memurunun sorumlu tutulmaması gerektiğini ifade etti. Meral, “O gün orada görev yapan ve talimatı veren ve alan, birlikte bu işi yapan herkesin sanık sandalyesinde olması gerekiyordu. Basit yaralamadan değil işkence uygulayan, insanlığa karşı suç olan ve zaman aşımı olmayan işkence suçundan yargılanmalıdır. Maalesef şu ana kadar böyle bir dava açılmadı. Türkiye’de işkence sistematik bir şekilde uygulanmaya devam ediyor. Kadınlara yönelik ayrıca sistematik bir yönelimin olduğunu biliyoruz. Dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu zaten kadınlara ve Kürtlere özel olarak savaş açmıştı. Fakat Türkiye’de kadın mücadelesini hiçbir güç durduramadı. Kurdistan coğrafyasında Kürt kadın hareketinin mücadelesini bugüne kadar hiçbir güç durduramadı. Bundan sonra da durduramayacak. Kadına yönelik şiddete, işkenceye, cinayete, kırım politikasına var gücümüzle karşı koymaya devam edeceğiz. Mutlaka bu topraklarda herkesin eşit ve özgür yaşayacağı bir düzeni inşa edeceğiz” diyerek açıklamayı sonlandırdı.