Hasret Tutal davasına katılım çağrısı

  • 09:02 26 Eylül 2023
  • Hukuk
 
AMED - Avukat Özüm Vurgun, Riha’da erkek arkadaşı olduğu iddia edilen kişi tarafından katledilen Hasret Tutal’ın davasının yarın görülecek karar duruşması için katılım çağrısında bulundu.
 
Hasret Tutal, 7 Ekim 2021 tarihinde Riha’nın (Urfa) Karaköprü ilçesine bağlı Akpıyar Mahallesi’nde Bekir Şervan Gürel isimli erkek tarafından ateşli silahla katledildi. Saldırının ardından gözaltına alınan fail, emniyetteki ifadesinde olayın “yanlışlıkla” olduğunu iddia etti. Fail, işlemlerinin ardından çıkarıldığı mahkemece tutuklandıktan sonra, hakkında Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından “kadına karşı kasten öldürme” suçundan iddianame hazırlandı. Tanık ifadeleri, kamera kayıtları, müşteki ifadelerinin yer aldığı iddianameye konulan kriminal raporda silahın uzak mesafeden ateş edildiğine, Hasret’in yüz, omuz ve ayaklarında morluklara rastlandığına dikkat çekildi. İddianamedeki otopsi raporunda ise uzaktan ateş aldığı belirtilen silahla kadının boynundan yaralandığına vurgu yapılırken, failin ifadelerindeki çelişkiler dikkat çekti. Fail hakkında yargılama hala sürerken, 13 Temmuz’da görülen duruşmada savcı verdiği mütalaasında müebbet hapis cezası istedi.
 
Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) üyesi Avukat Özüm Vurgun, Hasret Tutal davasının 27 Eylül’de Urfa Adliyesi’nde görülecek olan karar duruşması için çağrıda bulundu.
 
‘Dava Türkiyeli kadın kurumlarınca sahiplenilmedi’
 
Hasret’in davasında kadın kuruluşları ve örgütlenmelerinin tutumlarına dair eleştirilerde bulunan Özüm, “Rosa Kadın Derneği en başından beri yanımızdaydı. Urfa’daki kadın dernekleri, TJA, Amed Barosu Kadın Hakları Merkezi, Urfa Barosu Kadın Hakları Merkezi davayı en başından beri sahiplendiler ama Türkiye cephesindeki diğer kadın kurumlarını değerlendirdiğimizde biraz eleştiri yapmak istiyorum. Çünkü popülist davalarla ilgilendiklerini düşünüyorum. Amaçları şiddet ya da katledilen kadınların dışında olan bir yere sapmış. Ankara bürosuna bağlı çalışan arkadaşımız Belen Nesil Coşğun 15 Haziran günü flörtü tarafından katledildi. Olay birebir aynı, tek fark Belen’in KADES’e basması. KADES’e basmasından sonra katliam gerçekleşiyor ve şiddet mağduru olduğunu gösteren bir delil ortaya çıkıyor. Belen’in erkek arkadaşı olduğunu öne süren şahıs net bir şekilde, ‘İntihar etti’ diyor. Hasret dosyası ile Belen dosyası aynı erkek aklının nasıl örgütlendiğini ortaya koyan bir yerde ama kadın kurumları Belen için bu kadar çağrılar ve bu kadar açıklamalar yaparken, Hasret için neden bu çağrıyı yapmadığını sorgulayan bir yerden bakıyorum” değerlendirmelerinde bulundu.
 
‘Kadın katliamları politiktir’
 
Sözlerinde “Kadın cinayetleri politiktir” şiarına işaret eden Özüm, devamında şöyle konuştu: “Bunlar politik olaylardır ve politik katliamlardır. Bunların hiçbirinde olmamaları, belli dosyalarda gündem olup, belli dosyalara hiç karışmamaları bende kadın kurumlarının popülist bir yaklaşım sergilediği inancını doğuruyor. Ben yine bunun olmadığını düşünen bir yerden, yoğunluklarının olduğunu, gözden kaçırılmış olduğunu ya da Urfa diyerek uzak kalabilmiş olduğunu düşünerek bunu yakıştırmak istemiyorum hiçbir kadın arkadaşıma, hiçbir kadın kurumunun çalışanına, yöneticisine ama birçok kadın davasında olmamaları özellikle bölgedeki neredeyse İpek Er hariç hiçbir kadın katliamı dosyasında olmamaları bende bu inancı tetikliyor. O yüzden kadın kurumlarının işlerine biraz daha hakkaniyetli, biraz daha sıkıca sarılmalarını istiyoruz.”
 
‘Hasret’in yanında olmaya davet ediyorum’
 
Hasret’in davasında görülecek olan son duruşması için kadın kurumları ve insan hakları örgütlerine katılım çağrısında bulunan Özüm, “Biz bizim yanımızda değil, Hasret’in davasının arkasında durulmasını istiyoruz. Biz Hasret’le beraber o duruşmalara giriyoruz. Bizim müvekkilimiz Hasret. Hasret burada olmayabilir ama biz onların sesi olmak için oradayız. Bölgede oluşan her bir kadın cinayeti için, Kurdistan’da oluşturulan özel savaş politikasında yaşamını yitiren her bir kadın için, biz kadın kurumlarının sesini, insan hakları derneklerinin sesini bekliyoruz. Görmezden gelinen bir yer olduğunu düşünüyorum artık. Bizim özel savaş politikası dediğimiz savaşların içine onların da ittiğini düşünüyorum. O yüzden Hasret’in yanında olmaya davet ediyorum herkesi” dedi.
 
Cezasızlığa karşı dayanışma
 
Kadınların katledilmesindeki artışın sebebinin eril devlet yapısı olduğunu vurgulayan Özüm, “Erkek akıl çok örgütlü ilerliyor. Kollukta, savcılıkta, mahkemede, devlette örgütlü ilerliyor. Yargı, kolluk onlardan yana. Her türlü delil karartılabilir. Bir kadın öldürülebilir. Onlar için bu çok basit. Biz inanıyoruz ki Hasret’in dosyasında bu böyle olmayacak, dosyada bir cezalandırma olacak. Biz inanıyoruz ki yıllardır cezasızlık politikası verilen, özsavunma yaptığı için yıllarca cezaevinde kalan kadınlar için bu sefer Hasret’in dosyasında bir dönüm noktası olup, adaletin yerini bulacağına inanıyoruz. Bu yüzden ben tekrardan hatırlatmak istiyorum. Tüm kadın kurumlarını, tüm kadınları Hasret’in yanında olmaya, 27 Eylül’de Urfa Adliyesi’ne bekliyorum” mesajını verdi.