‘Cezasızlık son bulursa, ölümler son bulur’

  • 09:03 15 Eylül 2023
  • Hukuk
 
AMED - Devletin, özel savaş politikalarını uyguladığı Kurdistan’da zırhlı araçlarla çocukların katledilmesine ve yaralanmasına dair konuşan Mêrdîn Barosu Çocuk Hakları Merkezi Başkanı Berivan Çelik, ancak cezasızlık zırhı kalktığında bu vakaların son bulacağını vurguladı.
 
Devletin, Kurdistan’daki özel savaş politikalarının bir parçası olarak zırhlı araçlarla işlenen suçlara her geçen gün bir yenisi ekleniyor. Faillere yönelik cezasızlık politikası ise bu suçların süreklileşmesini ve ölümlerin meşrulaştırılmasını beraberinde getiriyor. İnsan Hakları Derneği (İHD) Amed Şubesi’nin Haziran ayında açıkladığı rapora göre son 15 yılda zırhlı araç ile asker ve polislerin kullandığı araçların çarpması sonucu 21’si çocuk toplam 44 kişi yaşamını yitirdi. Son olarak Şirnex merkezde, zırhlı polis aracı bir çocuğa çarptı. Ağır yaralanan çocuk, Şırnak Devlet Hastanesi’ne, ardından ise Êlih’te (Batman) özel bir hastaneye kaldırılarak tedavi altına alındı. Mêrdîn Barosu Çocuk Hakları Merkezi Başkanı Berivan Çelik, zırhlı araç çarpmalarını değerlendirdi.
 
‘Devletin ‘güvenlik’ adı altında katletme politikası’
 
Berivan,  Kurdistan’da zırhlı araç çarpması sonucunda çok sayıda çocuğun yaralanmasına ve yaşamını yitirmesini “devlet politikası” olarak değerlendirdi. Devletin “güvenlik” adı altında arttırdığı “önlemlerden” dolayı birçok yurttaşın yaşamını yitirdiğine dikkat çeken Berivan, “Özellikle son 5 yıl içerisinde bu durumun seyrinin arttığını görmekteyiz. 2015 yılından bu yana bölge illerindeki merkezlerde oluşan çatışmalar ve Olağanüstü Hâl (OHAL) ilanlarından itibaren devletin, ‘güvenlik’ adı altında arttırdığı önlemlerden biri olarak kendilerince zırhlı araçları şehir içinde arttırmışlardır. Bu özel güvenlik sebeplerinden dolayı bu olaylar yaşanmış ve bir sürü çocuk ve yetişkin kaybımız olmuştur” ifadelerini kullandı.
 
‘Çocukların yaşam alanı sınırlandırılıyor’
 
Kurdistan’da çocukların oyun ve sosyal alanlarının sokak araları olduğunu belirten Berivan, kentsel yapılaşma nedeniyle sokakların dar ve trafiğe uygun bir alanda olmadığını söyledi. Berivan, “Yaşam ve sosyal alanlarının sokak arası olmaması gerekirken, belediyelerin kayyımca yönetilmesinden kaynaklı çocukların sokak aralarında oynamak zorunda kalması da çocukların sosyal haklarını sınırlarken, yaşam haklarına karşı da tehdit söz konusudur. Ayrıca bu araçların şehir içlerinde çok fazla olması ve zırhlı araçların trafik yönetmeliğine uygun hız kurallarına uymamaları da olayların artmasına sebebiyet vermektedir. Travmatik bir araç olan zırhlı araçların trafik denetiminden muaf tutulması da çocuklarımızın yaşam haklarına ihlali artırıyor” sözlerine yer verdi.
 
Cezasızlık politikası
 
Berivan, Kürtlere karşı faili kamu görevlisi olan suçlarda cezasızlık politikası ve para cezası şeklinde ödüllendirme uygulandığını vurguladı. Zırhlı araçlarla gerçekleşen vakalarda faillerde kural tanımazlığın söz konusu olduğunu kaydeden Berivan, “Faillerin kamu personeli olması nedeniyle devletin, koruma içgüdüsü ile davrandığını ve yargılama aşamasında buna dikkat ettiklerini görüyoruz. Kendilerine sunulan sonsuz sınırlar kapsamında istedikleri gibi hareket etmektedirler” derken, bu cezaların, caydırıcı olmamasının da bu olayların artmasına neden olduğunu ekledi.
 
Yaşam hakkına saldırı
 
Baskının ve şiddetin arttığı ve suçluların cezasız bırakıldığı Kurdistan’da, yaşam hakkı ihlallerinin göz önünde bulundurularak buna ilişkin ciddi adımlar atılması gerektiğinin altını çizen Berivan, şunları aktardı: “Yaşam hakkının bu kadar göz ardı ve ihlal edilmesi kabul edilemez bir şeydir. Bu olayların batı şehirlerinde benzer durumların hiç yaşanmaması ve özellikle doğu ve güneydoğudaki şehirlerimizde yaşanmış olması faillerin, kolluk ve kamu görevlisi olmasından dolayı nefret ve ayrımcılık suçu işlendiğini, bu olayların kaza olmadığını tamamen ayrımcılık ve nefret saikiyle işlendiğini düşünüyorum. Buna ilişkin ciddi adımlar atılmalıdır. Özellikle bu faillerin adli para cezasıyla ödüllendirilmemeleri gerekmektedir, caydırıcı bir tarafı yoktur. Gereken cezayı aldıkları zaman ve yetkiler sınırlandığı zaman bu olayların son bulacağını düşünüyorum.”