Kobanê Davası 4 Eylül’e ertelendi

  • 20:55 24 Ağustos 2023
  • Hukuk
ANKARA- Kobanê Davası duruşmalarına ara verilmesi yönünde talepleri dikkate almayan mahkeme, atılı suç iddiasının değişme ihtimaline karşı aldığı ek savunma kararına işaret ederek, siyasetçi ve avukatlara 10 gün ek süre verdi ve duruşmayı 4 Eylül’e erteledi.
 
DAİŞ’in Kobanê’ye yönelik saldırısı sonrasında Kurdistan ve Türkiye’nin pek çok kentinde 6-8 Ekim 2014’te yaşanan halk protestoları nedeniyle Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ın da aralarında bulunduğu 18’i tutuklu 108 siyasetçinin yargılandığı Kobanê Davası’nın 30’uncu duruşmasının dördüncü oturumu, Sincan Kapalı Cezaevi Kampüsünde bulunan duruşma salonunda başladı.
 
Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yapılan duruşmaya, Kandıra 1 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevinde tutuklu bulunan Figen Yüksekdağ,  Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Duruşmaya avukatlar ve izleyiciler de katıldı. 
 
Bugünkü oturumda tutuksuz yargılanan siyasetçi Nezir Çakan’ın avukatı Şeyhmus Bayhan, beyanlarda bulundu.
 
‘Tanık beyanları dikkate alınmamalıdır’
 
SEGBİS ile Amed’den duruşmaya katılan Şeyhmus, müvekkilinin HDP Merkez Yürütme Kurulu’nun (MYK) Kobanê Olayları sırasında attığı tweet sırasında HDP ile ilişkisinin olmadığını söyledi. Müvekkilinin herhangi bir siyasi parti çalışmasına katılabileceğini söyleyen Şeyhmus, HDP’nin Meclis’te meşru bir parti olduğunu kaydetti. Şeyhmus, müvekkilinin Sêrt’e gittiğine dair iddianın olduğunu ancak alınan ve dosyada yer alan bilirkişi raporuna göre müvekkilinin buraya gitmediğinin ortaya çıktığını söyledi. Müvekkilinin bu sıralarda cezaevinde olduğunu ve sonrasında ise Erxenî’de olduğunu ifade eden Şeyhmus, burada olduğuna dair birçok bilgi ve belgeyi daha önce mahkeme ile paylaştığını kaydetti. Dosyada yer alan gizli tanık “Ulaş”ın müvekkiline yönelik iddialara dikkat çeken Şeyhmus, müvekkilinin Kandil’e gittiğine dair iddialarda bulunduğunu anımsattı. Şeyhmus, “HTS kayıtlarında müvekkilimin olaylarda nerede olduğu açıktır. Ayrıca duruşmada dinlenirken soru sorma hakkımız engellendiği için beyanlarının dikkate  alınmaması gerekiyor” diye kaydetti.
 
‘İlliyet bağı kurulmamış’
 
Şeyhmus, “Özyönetim olayları ile ilgili bir iddia da var mütalaada. Sayın iddia makamına soruyorum; İddia makamı bunu nereden çıkardı? İddia makamı istediğini yazar, söyler öyle mi? Hukuka karşı sorumluluğu var. Hiç tanık beyanlarda geçmeyen bir iddiayı oraya nasıl koyar?” diye sorarak, tepki gösterdi. Dosyada yer alan ve müvekkiline ait olduğu ileri sürülen  “1 Nolu” telefonunun Sincan’da bulunan bir cezaevine ait olduğunun HTS kayıtları ile ortaya çıktığını “2 Nolu” telefonun ise Mêreş’te sinyal verdiğini dile getiren Şeyhmus, müvekkilinin aynı anda iki yerde olma ihtimalinin olmadığını ve bu nedenle bu telefonlarının kendisine ait olmadığını ifade etti. Şeyhmus, “Bu dosya kapsamında sunulan mütalaada, müvekkilim ile ilgili hangi olaylarla hangi fiil ile ilişkisi olduğuna dair bir illiyet bağı kurulmamış. Ancak 302’den cezalandırılmasını istiyor. Hukuki deliller ile hangi suçu işlediğinin yer alması lazım. Hangi fiil nedeniyle yargılandığını bilmediğimiz için savunma da yapamıyoruz. Bunun için genel bir savunma yapmak zorunda kalıyoruz. Ayrıca bu tüm yargılananlar açısından da söylemek mümkün” şeklinde konuştu.
 
Şeyhmus, müvekkili hakkında beraat kararı verilmesi talebinde bulundu. Söz alan Av. Sipan Cizreli, duruşmaların kesintisiz bir şekilde sürmesi nedeniyle hem müvekkillerinin hem de avukatların savunma hazırlığını sekteye uğrattığını ve bu nedenle dosyayı bütünlüklü takip edemediklerini belirterek, tepki gösterdi. Cizreli, duruşmalara en az 2-3 haftalık bir ara verilmesi talebinde bulundu.
 
Talebe ilişkin söz verilen iddia makamı, taleplerin reddine karar verilmesini istedi. Mahkeme, talepleri değerlendirmek üzere duruşmaya ara verdi.
 
Duruşma 4 Eylül’e ertelendi
 
Ara kararını açıklayan mahkeme, yargılanan siyasetçi Mesut Bağcık’ın dosyada yer alan tanıkların tanıklıklarının gerçeği yansıtmadığı bu nedenle tanıklıklarına itibar edilmemesi ve mahkemenin bu kişiler hakkında suç duyurusunda bulunması gerektiği yönündeki talebini yargılama bitiminde değerlendireceğine karar verdi. Mahkeme, dosyada yer alan gizli tanık “Hermes” ve “Atlas”ın bu güne değin verdikleri tüm beyanlarının dosyaya alınması talebini ise dosyaya ilişkin olmayacağını ileri sürerek, reddetti.
 
Mahkeme, avukatların duruşmalara ara verilmesi talebine uygun olarak karar vermek yerine, atılı suç iddiasının (Ülkenin birliğini ve bütünlüğünü bozmak) değişme ihtimaline karşın “örgüte üye olmak” ve “örgüt yöneticisi olmak” iddialarına ilişkin ek savunma alınmasına dair 15 Ağustos’ta aldığı kararına işaret ederek, ek savunma hazırlığı için siyasetçi ve avukatlara 10 gün süre vermeyi uygun gördü. Mahkeme, bu nedenle duruşmayı 4 Eylül’e erteledi.