Kobanê Davası: MYK toplantısında denilen Bircan Yorulmaz’ın İstanbul’da olduğu ortaya çıktı

  • 18:56 8 Ağustos 2023
  • Hukuk
 
ANKARA - Kobanê Davası’nda tutuksuz yargılanan Bircan Yorulmaz’ın avukatı Ayşen Akçay Senem, tanık beyanlarının ne şekilde alındığı ve daha önceki beyanların kendilerine okunup okunmadığını da bilmediklerini söyledi. Ayşen, Bircan Yorulmaz’ın MYK toplantısının yapıldığı sırada İstanbul’da olduğunu ispatladıklarını belirtti.
 
DAİŞ’in Kobanê yönelik saldırısı sonrasında Kurdistan ve Türkiye’nin pek çok kentinde 6-8 Ekim 2014 yaşanan halk protestoları nedeniyle Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkan Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ın da aralarında bulunduğu 18’i tutuklu 108 siyasetçinin yargılandığı Kobanê Davası’nın 28’inci periyod duruşmasının ikinci oturumu, Sincan Cezaevi Kampüsü’nde bulunan salonlarda görülmeye başladı. 
Duruşmaya, Sincan’da tutuklu bulunan siyasetçi Sebahat Tuncel, Nazmi Gür, Günay Kubilay ve pek çok siyasetçi ile avukatları katıldı. Kocaeli 1 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutulan Figen Yüksekdağ, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya katıldı. 
 
Verilen aranın ardından duruşma, Bircan Yorulmaz’ın avukatı Ayşen Akçay Senem’in savunmasıyla devam etti.
 
4 yıl boyunca delil bulunamadı
 
Müvekkiline yönelik suçlamalara dair pek çok tespit yapıldığını ve bunların birçoğunda çeşitli hatalar olduğunu dile getiren Ayşen, Müvekkilinin soruşturma kapsamında daha önce emniyete beyan verdiğini ve dört yıl boyunca hakkında gözaltı veya tutuklamaya dair bir işlem yapılmadığını ancak daha sonra tutuklanıp 2 yıl boyunca tutuklu kaldığını dile getirdi. Ayşen, müvekkilinin niçin tutuklandığına dair aylarca bilgilendirilmediklerini söyledi. Bunun bir hak ihlali olduğunu ve adil yargılamanın gaspı niteliğinde olduğunun altını çizen Ayşen, “Soruşturma savcısı 4 yıl boyunca müvekkilimin aleyhinde bir delil bulamamıştır” dedi. 
 
‘Kanıya nerden varıldı?’
 
Bircan Yorulmaz’a yönelik suçlamalara değinen Ayşen, bu suçlara dayanak olarak dijital medya paylaşımları gösterildiğini başka da delil olarak gösterilen bir hususun olmadığını ifade etti. Müvekkiline yönelik suçlama konusu yapılan ve PYD’nin Avrupa Merkezi’nin gönderdiği ileri sürülen maile değinen Ayşen, mailin doğrudan HDP’ye atılmadığını ve pek çok kurum ve kuruluşa atıldığını dile getirdi. Mailin, “PYD’nin HDP ile doğrudan ilişkisi var” şeklinde değerlendirildiğini dile getiren Ayşen, mailde HDP ve HDP MYK’ya ilişkin bir hususun olmadığını söyledi. Açık tanıkların beyanlarına işaret eden eden Ayşen, bu kişilerin de MYK’ya yabancı kimsenin katıldığına dair bir beyanda bulunmadığını söyledi. Ayşen, “Bu kanıya nerden varıldığını anlamıyorum” diyerek, tepki gösterdi. 
 
‘İade edilmesi gerekirdi’
 
Ayşen, “İddianamenin kabul edilmesi başlı başına hukuka aykırı. CMK’ya göre iade edilmesi gerekirdi. Tamamen usulsüz hususlar içeriyor. Sevk maddesi dahi yer almıyordu. Hükümetin, TSK’nin ve devletin PYD ile yürüttüğü ilişkiyi sabah müvekkilim anlattı. Yıllarca süren ilişkilerin bir anda tüm bu ilişkilerin suç olduğunu öğrendik! Düzgün bir soruşturma evresi yapılmış olsaydı bu yargılama hiç başlamazdı. Müvekkilimin hiçbir hakkı gözetilmedi. Ayrıca lehine olan hususlar iddianamede yer almadı. Yanı sıra MYK toplantısında yer aldığını uzun bir süre ileri sürüldü. Bir çuval alınmış ve her şey içine atılmış. Bunun içinden suç çıkarılmaya çalışılıyor” diye kaydetti. 
 
Delil olmadan ilişki kuruldu
 
Mahkemenin de usulsüz işlemlere imza attığını ve buna örnek olarak daha önce bir tanığın herkesten habersiz dinlenmesini gösteren Ayşen, “Tanıkların hiçbiri müvekkilim ile ilgili bir beyanda bulunmadı, teşhis etmedi. Hiç somut deliliniz olmadan tanıkların söylediklerini müvekkilim ile ilişkilendirdiniz” diyerek, tepkisini ortaya koydu. Ayşen, tanık beyanlarının ne şekilde alındığı ve daha önceki beyanların kendilerine okunup okunmadığını da bilmediklerini dile getirdi.
 
Sunulan bilgilere mütalaada yer verilmedi
 
Yargılanan pek çok ismin sorgusu yapılmadığını ve buna rağmen esas hakkında mütalaa hazırlandığını dile getiren Ayşen, sonrasında mütalaa karşı süre verildiğini ancak bu sürenin yetmediğini söyledi. Mütalaanın çok özensiz bir şekilde hazırlandığını kaydetti. Ayşen, sundukları bilgi ve bulguların mütalaada yer verilmediğini belirtti. Müvekkilinin lehine olan hususlarının mütalaaya eklenmediğini kaydeden Ayşen, “Mütalaada iddianamenin aynısı. İddia makamı, mütalaasını geri alabilir. CMK’da bunu engelleyen bir husus yok. Biz, müvekkilimiz hakkında derhal beraat talebinde bulunması istiyoruz” talebinde bulundu. 
 
‘MYK üyesi olmak örgüt üyesi olmak değildir’
 
Müvekkilinin HDP MYK üyesi olmasının suçlu görülmesi için yeterli bulunduğunu kaydeden Ayşen, müvekkilinin Kobanê Olayları öncesinde HDP’den istifa ettiğini ve bu durum ile MYK görevinin de bittiğini ancak mütalaada ısrarla MYK üyesi olduğunun ileri sürüldüğüne dikkat çekti. Ayşen “MYK üyesi olmak ‘terör örgütü’ üyesi olmak değildir” diyerek, “MYK üye olma” suçlamasına tepki gösterdi.  Ayşen, MYK toplantısının yapıldığı sırada müvekkilinin İstanbul’da olduğu ve aynı gece Galatasaray Meydanı’nda olduğunu ispatladıklarını dile getirdi. 
 
PYD’ye ait değil
 
PYD’nin Kobanê’ye dair gönderdiği ileri sürülen  mailde yer alan içeriğe değinen Ayşen, BM’nin de benzer açıklama ve uyarılarda bulunduğunu paylaştı. PYD’nin gönderdiği ileri sürülen mailin müvekkili Bircan Yorulmaz’a gönderilip gönderilmediğine dair bilirkişiden rapor aldıklarını dile getiren Ayşen, bilirkişinin Bircan  Yorulmaz’a mail gönderildiğine dair bir tespitte bulunmadığını söyledi. Ayşen, PYD’nin attığı ileri sürülen mailin de PYD tarafından atılmadığı, gönderen kurumun Kurdistan Ulusal Kongresi (KNK) olduğunu ispatladıklarını paylaştı. 
 
‘Doğruyu yansıtmıyor’
 
Ayşen, iddia makamının söz konusu mailin müvekkili tarafından başkalarına da gönderildiğini ileri sürdüğünü ancak bu durumun doğruyu yansıtmadığını, buna yaptıkları itirazlara rağmen bu hususun aynı şekilde dosyada yer almayı sürdüğünü söyledi. Bircan Yorulmaz’ın dijital materyallerinde yer alan bilgilerin ve paylaşımların suç teşkil etmediğini belirten Ayşen, hiçbirinin şiddet içerikli olmadığını vurguladı. Ayşen, “Herkes örgütlenme hakkına sahiptir. Buna ilişkin AİHM kararları da vardır. Mahkeme birçok defa vurguladığı gibi çoğulculuk olmadığında demokrasi de olmaz. İfade özgürlüğünün toplu olarak kullanması siyasi parti görevlerinin bir kısmını oluşturur” diyerek, bu kapsamda daha önce verilen emsal kararları paylaştı. 
 
‘Hak kullanımı cezalandırılıyor’
 
Ayşen, “Mail ve paylaşımlar Anayasa’da haberleşme olarak ele alınıyor. Haberleşme hürriyeti engellenemez. Kişiler ve siyasi partiler, kitle haberleşme araçlarına sahip olabilirler, bu hakları güvence altına alınmıştır. Bahsettiğimiz mailler parti içi maillerdir. Ve Anayasa’nın 31’inci maddede bu hak güvence altına alınmıştır. Düşünceyi başkasına aktarma, tercihleri doğrultusunda tutum ve davranışta bulunma serbestir. Müvekkil iletişim kanalları ile düşüncelerini aktardığı için yargılanıyor. Bu ihlale yol açıyor. Bu yargılama ile hakkın kullanımın cezalandırıldığını görüyoruz” diye belirtti. 
Ayşen, müvekkili Bircan Yorulmaz hakkında süren adli kontrol şeklindeki uygulamanın kaldırılmasını da talep etti. Talebe ilişkin ara karar oluşturan mahkeme, buna ilişkin kararı daha sonra oluşturacağına karar verdi.
 
Duruşma, yarın saat 10.00’a kadar ara verildi.