5 kişiyi katleden fail kendini JİTEM’ci olarak tanıtmış

  • 15:48 27 Temmuz 2023
  • Hukuk
 
MÊRDÎN - Nisêbîn yolu üzerinde Güney Kurdistan’dan gelen 5 kişinin arabada katledilmesine dair görülen davanın ilk duruşmasında, müşteki ve avukatlar olayın siyasi bir cinayet olduğunu ifade ederken, faillerden Farıs Aksever fail Abdullah Kaplan’ın kendisini MİT elemanı, JİTEM’ci olarak tanıttığını belirtti.  
 
Mêrdîn’de Nisêbîn (Nusaybin) ve Qoser (Kızıltepe) ilçeleri arasındaki Qesra Serçixan (Durakbaşı) mevkiinde 19 Ocak 2023’te gece 00.30 civarında Irak plakalı bir araca dönük saldırıda Güney Kurdistan’ın Duhok kenti nüfusuna kayıtlı Hindirin Abdullah Salih (39), Wahida Haydar Casim (63), Abdullah Saleh Mustafa (69), Çimen Şahin Halid (75) ve Ahmed Celaleddin İbrahim (45) yaşamını yitirdi. Mardin Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma ardından tutuklu failler Abdullah K., Faris A. ve tutuksuz Murat Y. hakkında "kasten öldürme", "nitelikli yağma" ve "ateşli silahlarla bunlara ait mermileri satın alma, taşıma veya bulundurma", tutuksuz yargılanan İbrahim D.'nin hakkında da "izinsiz olarak ateşli silah ve mermileri ülkeye sokma imal etme, nakletme ve satma" suçlarından açılan davanın ilk duruşması görüldü.
 
Mardin 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada tutuklu avukatları ile katledilen 5 kişinin yakınlarının avukatları hazır bulundu. Duruşmada katledilen 5 kişinin Duhok'tan gelen yakınları da duruşmada hazır bulunurken, tutuklu Abdullah Faris A. ile tutuksuz Murat Y. İle İbrahim D. de duruşmada hazır edildi.
 
Kimlik tespitiyle başlayan duruşma, dosyaya eklenen evrakların okunmasıyla devam etti. Ardından ifadeler alınmaya başlandı. Aralarında muhalefet olduğu gerekçesi ile tutuklu Farik A.’nın savunması sırasında Abdullah K. ise duruşma salonundan çıkarıldı.  
 
Duhok’ta TEM adına çalışmış
 
İlk ifadesi ile ikinci ifadesi arasında farklılık ve çelişki bulunan Faris A.'ya mahkeme başkanının sebebini sorması üzerine Faris A., kendisinin derin devletçiler tarafından tehdit edilmesinden dolayı ilk ifadesinde bir şey demediğini öne sürdü. Melike K. isimli bir kadınla tanıştığını ve kadının, babasının derin devletçi olduğunu söyleyerek tehdit ettiği öne süren Faris A., olaya bu şekilde dahil olduğunu öne sürdü. Tolga, Mehmet ve Uğur isminde kişilerin de kendisini MİT ve JİTEM ile tehdit ettiğini kaydeden Faris A., Tolga’nın istemiyle Duhok'ta Türkiye TEM şubesi adına çalışmak zorunda bırakıldığını, Tolga ismindeki kişinden talimatlar aldığını, sürekli ailesiyle tehdit edildiğini öne sürdü. Faris A., ifadesinin devamında "Tolga aradı; 'Abdullah daha önce bu işleri çok yaptı, sizden 2'ye 5 istiyorum' dedi. Abdullah'a kimseyi öldürmeyeceğimi söyledim ama o emir geldiğini ve kabul etmesek aileme zarar vereceklerini söyledi. Bunun üzerine kabul ettim. Abdullah da Tolga'nın söylediği gibi Irak'tan gelen bir aileyi öldürmemiz gerektiğini söyledi" ifadelerini kullandı.
 
Katliam jandarmaya yakın yerde işlendi
 
Müşteki avukatı Mehmet Okatan’ın, "Jandarmaya yakın bir yerde eylem ortaya koyuyorsunuz. Bu cesareti kimden aldınız" sorusu üzerine Faris A., "Ben almadım Abdullah aldı. Abdullah çevresine kendisini derin devlet olarak tanıtıyordu, cesareti oradan almış. Abdullah Kaplan, KOM'da ismini Aydın olarak söylüyordu" cevabını verdi. 
 
Beyanları çelişti
 
Ardından Abdullah K.'nin beyanlarına geçilen duruşmada Abdullah K. de, cinayetleri Faris A.'nın işlediğini savunarak, "Faris işledi, benim üzerime attı. Yolda giderken öndeki arabanın tekeri patlak dedi. Arabayı durdurdu, sonra arabadakileri öldürdü. Neden yaptığını sordum, beni de öldürmekle tehdit etti. Faris bana Irak numarasından bir şey yazıp, diğer numarasından atmasını söylüyordu. Olaydan haberim yoktu. Yolda aracı durdurunca haberim oldu. Faris hava atmak için beni farklı isimlerle tanıtıyordu. Irak'tan biri ile konuşuyordu. Kim olduğunu bilmiyorum. Olay sonrasında da arabadan indi, müziğin sesini açmamı istedi. Telefonla konuştu, duymamamı istedi. Faris istediği için kendimizi devlet adına çalışan kişiler olarak tanıtıyorduk. İki Irak, iki de Türkiye numarası vardı. Bana Irak numarasından mesajları o yazıyordu ben de onun yazdıklarını onun Türkiye numarasına atıyordum. Faris'in kullandığı Irak numarası bulunursa her şey ortaya çıkar. Ben itiraf edince Faris konuşmaya başladı" iddialarında bulundu.
 
Ardından avukat huzurunda katliamı itiraf ettiği ilk ifadeleri hatırlatılan Abdullah K., baskı altında olduğu için o ifadeyi verdiğini iddia etti.
 
‘Katliamın arkasındakiler bulunsun’
 
Avukatların beyanlarının ardından müşteki beyanlarına geçildi. Katledilen Ahmed Celaleddin’in kardeşi Harbî Celaleddin, "Öncelikle bu mahkemeden hakikati ortaya çıkarmasını bekliyorum. Bu suçta parmağı olan herkesin mahkeme huzurunda yargılanmasını ve cezalandırılmasını talep ediyoruz. Bu cinayete dair tüm hakikatin ortaya çıkarılmasını bekliyoruz. Bu cinayet öyle hırsızlık için gerçekleştirilmiş bir cinayet değildir. Siyasi bir cinayet olduğunu düşünüyoruz. Burada bulunan şahıslar görüldüğü üzere çocuklar. Biz bunları yönlendiren farklı kişilerin olduğunu düşünüyoruz. Çünkü bu bilinçli işlenmiş cinayettir. Öyle basit bir cinayet değil. Katledilen kişiler âlim kişilerdi. Kimse durduk yere bu alimleri öldürmez. Bunun arkasında farklı sebepler olduğunu düşünüyoruz. Bu mahkemenin hakikati ortaya çıkacağını düşünüyoruz. Irak halkı da Türkiye halkı da asıl faillerin kim olduğunu merak etmektedir. Planlı bir şekilde, tasarlanmış bir şekilde işlenmiş bir cinayet olduğunu düşünüyor, mahkemeden hakikati ortaya çıkarmasını istiyoruz. Bu şahıslar tarafından yakınlarımız zalimce katledilmiştir. Cezalandırılmalarını istiyoruz" dedi.
 
90’ların siyasi cinayetlerine benzetildi
 
Ardından söz alan müşteki avukatı Mehmet Okatan, öldürülen Abdullah Celaleddin'in Güney Kurdistan’da tanınan bir din alimi olduğunu belirterek, cinayetlerin Türkiye'de 90'lı yıllarda işlenen siyasi cinayetler ile benzerliğine dikkat çekti. Mehmet, "Bunu klasik bir cinayet ve gasp olarak görürsek yanılmış oluyoruz. Buradakiler sadece tetikçiler. İşlerini iyi bilen tetikçiler. Faris'in istihbarat amacıyla yıllardan beri orada olduğunu ya da orada olan şahsın değerlendirildiğini düşünüyoruz. Bu sıradan bir cinayet değildir, arkasında siyasi saikler var. Soruşturma bu yönlü yürütülmemiştir. Behçet D., Muaz D. ve Davut Ö. olayla ilgili Kurdistan bölgesinde gözaltına alınmış, 4 ay tutulduktan sonra sınırdan teslim edilmiş. Bu kişilerin dinlenmesini istiyoruz" dedi.
 
Tutukluluk hallerinin devamına karar verildi
 
Mahkeme kısa bir aranın ardından, Faris A. ile Abdullah K.'nin tutukluluk hallerinin devamına, Çiğdem B.'nin bir sonraki duruşmaya zorla getirilmesine, yargılananların şirket ve banka hesaplarındaki kayıtların istenmesine, bilirkişi incelemesi yapılmasına, Güney Kurdistan’da bir soruşturma olup olmadığının sorulmasına karar verdi.  
 
Mahkeme bir sonraki duruşmayı 20 Ekim’e ertelendi. 
 
Aile araştırılmasını istedi
 
Adliye çıkışında aile avukatı Mehmet Okatan ile öldürülenlerin yakını Harbi Celaleddin, basın açıklaması yaptı. Yapılan açıklamada cinayetin basit bir cinayet olmadığı vurgulanarak, sorumluların açığa çıkarılması talep edildi.