Avukat Canan Kaya: Yargı kadın beyanını esas alarak işlemeli

  • 09:03 25 Ocak 2023
  • Hukuk
 
Marta Sömek
 
İSTANBUL - Erkek yargı kararlarının failleri “aklaması” karşısında toplumsal cinsiyete duyarlı ve kadın beyanını esas alan yargı sürecinin işlemesi gerektiğini vurgulayan ÖHD Kadın Komisyonu üyesi Canan Kaya, duruşma salonlarından cezaevi koğuşları ve sokaklara, kazanımlarını koruyarak mücadelelerini sürdürmeye devam edeceklerinin mesajını verdi.
 
Kurdistan ve Türkiye’de uygulanan özel savaş politikaları her geçen gün artış gösterirken, kadın katliamları, çocuğa yönelik taciz, tecavüz ve şiddet olayları da yaşanmaya devam ediyor. Cezasızlık politikası ile “ödül” dağıtan erkek-devlet-yargı üçgeni, “beraat” kararlarıyla faillere cesaret veriyor. Son süreçte gündeme gelen olaylardan biri, İsmailağa Cemaati’ne bağlı Hiranur Vakfı kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in, 6 yaşındaki kızı H.K.G.’yi “müridi” Kadir İstekli ile evlendirerek tecavüze uğramasına göz yummasının açığa çıkması olmuştu. İstanbul’da 2020 yılında suç duyurusunda bulunan H.K.G.’nin başvurusundan sonra yargı failler hakkında hiçbir girişimde bulunmazken, olay, soruşturmanın tamamlandığı 2022 Ekim ayında ortaya çıktı.
 
Tarikat yurtlarındaki tacizler
 
Failler, kadınların yaşanan durumu bulundukları her yerde protesto etmesinin ardından kamuoyu baskısı ile 15 Aralık 2022 tarihinde tutuklandı. Yine bir diğer örneği de üç çocuğuna tecavüz girişiminde bulunan, erkek-devlet-yargı tarafından sadece “sarkıntılık”tan yargılanan fail Y.Y.’nin, beraat kararı ile ödüllendirilerek mahkeme başkanının “tövbe et” önerisinde bulunması oldu. Son olarak geçtiğimiz hafta İstanbul Sultangazi’deki İşrak Vakfı adlı tarikat yurdundaki müdürün bir çocuğu taciz ettiği ve daha sonra da olayın üzerini kapatmak için tehditlerde bulunduğu ortaya çıktı. Tutuklanan taciz faili müdür hakkında 13 buçuk yıldan 30 yıla kadar hapis cezası istendiği biliniyor.
 
Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Kadın Komisyonu üyesi Canan Kaya ile erkek-devlet-yargı ortaklığında verilen kararlara, faillerin cesaretlendirilmesine ve nasıl bir yargı usulü olması gerektiğine dair konuştuk.
 
‘Erkek yargı failleri koruyan noktada’
 
Erkek yargı ve devlet dayanışmasının pratiğini geçmişten beri gördüklerini söyleyen Canan, son 20 yılda ise belirgin bir artış olduğuna dikkat çekti. Türk Ceza Kanunu’nda sorunlu kanun maddeleri olduğunu ifade eden Canan, “Medeni Kanunu’nda aile hukukunu ilgilendiren çok sorunlu kanun maddeleri vardı. Bunlar kadın kazanımları ile değişti ve dönüştü ama erkek yargının koruduğu değer, kadının kişilik hakları değildi, yine erkek faili koruyan ve kollayan noktada. Eğer seks işçisi tecavüze maruz kalıyorsa bu failde bir indirime sebep oluyordu. Ama evli bir kadına tecavüz söz konusuysa, bu cezada artırıma neden oluyordu. Burada aslında kadını mülk olarak gören bir zihniyetin bakış açısını görüyoruz. Çünkü erkeğin mülkü, evli olan kadın korunan değerde ve erkeğin mülkiyet hakkı oluyor. Günümüze geldiğimizde kadın mücadelesi ile bu kanunların değiştiğini görüyoruz ama pratik yine aynı” değerlendirmesini yaptı.
 
‘İndirimlerle’ failler aklanıyor!
 
Mevcut kanunlarla faillere verilen “indirimlerin”, “aklanmalarına” neden olduğunu vurgulayan Canan, “Dolayısıyla erkek yargı hiçbir zaman değişmedi, 20 yılda arttı. Bu artışı da şuna bağlıyorum, karşımızda varlığını kadın ve çocuk haklarına karşı yürüttükleri politikalarla sürdüren bir iktidar var. Bu noktada kadınların başlı başına muhalefet olması, onlar nezdinde ‘tehdit unsuru’ olarak görülmelerine neden oluyor. Dolayısıyla kadınların kazanımlarına ilişkin bir saldırı söz konusu. Bunun en yakın örneğini İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesinden görebiliriz. Çünkü İstanbul Sözleşmesi tamamen kadınları, LGBTI+’ları, çocukları koruyan bir sözleşme. Bunun feshedilmesi ancak kadın katillerini, istismarcıları cesaretlendiren bir karar olabilir. Kadınların sindirmeye yönelik bir politika yürüttükleri zaten ortada. Bunları iktidara mensup politikacıların cinsiyetçi söylemlerinden, ürettikleri cinsiyetçi politikalardan görüyoruz. Erkek egemen zihniyetin hakim olduğu iktidarın ürettiği politika aslında yargıyı da besliyor” şeklinde konuştu.
 
Erkek yargı beraat ettirdiği faile ‘Tövbe et’ dedi!
 
ÖHD Kadın Komisyonu olarak takip ettikleri, üç çocuğuna tecavüz girişiminde bulunan Y.Y.’nin dosyasına da değinen Canan, “Dosyanın yargılaması boyunca heyet başkanının tarafsızlık ilkesine riayet etmeyen bir tarzı vardı. Karar duruşmasında beraat ettirildikten sonra heyet başkanın sanığa, ‘Tövbe et bir daha yapma’ şeklinde kurduğu cümleyi duyduk. Heyet başkanına, böyle bir yargılama usulünün olmadığını söyledik. Ardından heyet başkanı, ‘Tövbe et’ demediğini iddia ettiğinde biz de katılan vekilleri olarak tutanak altına aldık ve HSK’ye şikayet ettik. Bu mahkemenin, kadına ve çocuğa yönelik cinsel suçlarla ilgili yargılamalarının sıkıntılı olabileceği düşüncesiyle İstanbul Barosu Başkanlığı’na da gözlemci heyet talepli dilekçe ile başvuruda bulunduk. Münferit olmayabileceğini düşünüyoruz. Diğer yargılamaların da aslında böyle sıkıntılı, faili aklayan noktada tutum sergileyebileceklerini düşünüyoruz” sözleriyle yaşananları anlattı.
 
‘Yargı kadın beyanını esas alarak işlemeli’
 
Yargılama usulünün cesaretini iktidardan aldığının altını çizen Canan, “Cinsel suçlarla ilgili erkek faili koruyan, aklayan, daha az ceza veren bir yargılama usulü söz konusu. Her koldan kadınlara bir saldırı söz konusu. İktidarın toplumsal cinsiyete uygun olmayan politikaları, söylemleri ya da kadınları, LGBTI+’ları, çocukları güvence altına alan İstanbul Sözleşmesi’ni feshetmeleri bunun bir örneği” dedi. Canan, işlemesi gereken yargı usulünü ise şöyle açıkladı: “Toplumsal cinsiyete duyarlı, kadın beyanını esas alan, dezavantajlı grupların haklarını koruyan bir noktada tutum sergileyen yargı süreci işlemeli.”
 
Erkek egemen zihniyete karşı mücadelede kararlılık
 
Kadınlar olarak sokakta, duruşma salonlarında ve cezaevi koğuşlarında erkek egemen zihniyete karşı mücadelelerini her daim sürdürdüklerini dile getiren Canan, “Geçmiş yıllardan bugüne kadar süre gelen bir mücadele ve kazanımlarımız var. Biz bunları koruyacağız ve mücadelemizi bu şekilde sürdürmeye devam edeceğiz” mesajını verdi.