Şebnem Korur Fincancı’ya verilen ceza İstinaf’a taşınacak

  • 09:02 20 Ocak 2023
  • Hukuk
İSTANBUL - Kimyasal silah kullanımına ilişkin bağımsız heyetlerin araştırma yapılması için değerlendirme  yaptığı için tutuklanan ve yapılan yargılama sonucu ceza verilerek tahliye edilen TTB Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı’nın avukatı Hülya Yıldırım, kararı İstinaf’a taşıyacaklarını söyledi. 
 
Türkiye'nin Güney Kurdistan’a yönelik saldırılarında kimyasal silah kullanımına ilişkin bağımsız heyetler tarafından araştırma yapılmasına dair değerlendirme yapan Türk Tabipler Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı ve Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, jet hızıyla AKP-MHP iktidarı tarafından hedef gösterilip 26 Ekim 2022’de gözaltına alındıktan bir gün sonra “örgüt propagandası” iddiasıyla tutuklandı. Şebnem hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianame, 2 Aralık 2022’de İstanbul 24’üncü Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi.
 
‘Devletin başına bela olmuş at sineğiyim!’
 
Şebnem’in İstanbul 24’üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde toplam üç duruşması görüldü. Duruşmalara binlerce avukat gönüllü katılırken sanatçı, insan hakları savunucusu ve kadın örgütü temsilcilerinin de aralarında bulunduğu her kesimden yüzlerce kişi de duruşma salonunda Şebnem’i yalnız bırakmadı. Şebnem, duruşma sürecindeki savunmalarında ise Milli Savunma Bakanı’nın “kimyasal kullanımı iftiradır” sözleri üzerine, “Mesleğim gereği araştırılması gerektiğini söylediğim için ben tutuklu yargılanırken, Milli Savunma Bakanı araştırma yaptığını söyledi” derken, avukatları ise “Neyi araştırdınız?” sorusunu sordu. Tutuklu yargılansa da mesleğini sürdürmeyi “insanlık onuru” olarak nitelendiren Şebnem ayrıca, “Ben bu devletin başına bela olmuş at sineğiyim. Onlar suç işlemeye devam ettikçe ben de at sineği olmaya, hakikati aramaya devam edeceğim” demişti.
 
‘Jin jiyan azadî’ sloganıyla karşılandı
 
11 Ocak’ta İstanbul 24’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın üçüncü duruşmasında Şebnem’e, “örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla 2 yıl 8 ay 15 gün hapis cezası verilerek tahliyesine karar verildi. Ardından Şebnem’i yüzlerce kişi Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi önünde karşıladı. Sol yumruğu havada cezaevinden çıkan Şebnem, “Şebnem hoca onurumuzdur”, “Jin jiyan azadî” sloganları, zılgıt ve alkışlar eşliğinde büyük bir coşku ile karşılandı. Şebnem’in avukatlarından Hülya Yıldırım, hazırlanan iddianamenin içeriği, verilen karar ve buna karşı bulunacakları girişimlere ilişkin yazılı olarak sorularımızı yanıtladı.
 
‘İçeriden dışarıya’ yayılan işkence…
 
Şebnem’in gözaltı sürecinden tahliye edildiği sürece kadar maruz kaldığı kötü muamelenin kabul edilemez olduğuna vurgu yapan Hülya, “Ne yazık ki ülkemizde çok ciddi kötü muamele ve işkence yasağı ihlalleri yaşanmakta. Mahpusların hastane ve hapishane sevklerinin kelepçeli olarak yapılması ise çok yaygın yaşanan kötü muamelelerden” dedi. İşkence yönteminin yalnızca cezaevlerinde değil, her alanda yaygınlaştığına dikkat çeken Hülya, “Ne yazık ki yabancılaşılan ve olağan hale gelen, suç teşkil eden bu uygulamanın tekrar tartışılmaya başlanması, insan onuru ve gereğinin tekrar konuşulmaya başlanması ise insan hakları mücadelesi için önemli. Ayrıca hapishanelerde yaşanan bu uygulamaların hapishane hücreleriyle, ring araçlarıyla ya da sadece mahpuslarla sınırlı değil. Otoritenin benzer uygulamaları ‘dışarıda’ da yaygınlaşmakta. Bu yüzden sabırla ve inatla doğruda ısrarcı olmak gerekiyor” sözlerini kullandı.
 
Koşulun dahi açıklanmadığı iddianame!
 
Şebnem hakkında hazırlanan iddianamenin içeriğinde ise bir “açıklama” bulunmadığını dile getiren Hülya, “Aslında iddianamede neyin yer aldığını değil de neyin yer almadığını konuşmak lazım. Çünkü ‘örgüt propagandasının’ hiçbir koşulunun açıklanmadığı, hangi beyanın nasıl örgüt propagandasına sebep olduğunun ortaya konulmadığı bir iddianameydi” bilgisini verdi.
 
Bakanlığın bölgedeki 'incelemeleri'
 
Öte yandan avukatların duruşmalarda yaptığı savunmalarda, Milli Savunma Bakanı’nın “kimyasal silah kullanımı iftiradır” söylemi üzerine “neyi araştırdınız” sorusunu da değerlendiren Hülya, “İncelemenin niteliği, yapılan incelemenin bağımsız heyetler tarafından yapılmamış olması ayrı bir değerlendirme konusu. Ancak hiçbir kurum, devlet ya da kişiyi işaret etmeyen beyanlar için ‘iftira’ olarak adlandırma yapan bir bakanlığın, bölgeye giderek inceleme yapması çok da yorum gerektirmiyor” dedi.
 
Adil yargılanma hakkı ihlal edildi
 
Duruşmalar boyunca savunma haklarının kısıtlandığının altını çizen Hülya, yine kanuni bir dayanağı olmamasına rağmen hukuka aykırı bir şekilde üç avukat sınırlamasıyla savunma yapmak zorunda kaldıklarını belirtti. Avukatların her duruşmada, daha büyük bir salona geçilmesi talebinin mahkeme heyeti tarafından değerlendirilmeden direk reddedilmesine dikkat çeken Hülya, “Duruşma salonu sağlıklı duruşma yapabilme imkanına sahip değildi. Daha büyük salon talep etmemize ve imkan olmasına rağmen talebimiz karşılanmadı. Sadece bu açılardan da değil, kurulan tüm ara kararlar ve tutukluluğun devamına ilişkin kararların kopyala-yapıştır dediğimiz gerekçelerle oluşturulması da adil yargılanma hakkının ihlaline sebep olmaktadır” yorumunu yaptı.
 
Avukatlar istinafa başvuracak
 
Şebnem’e verilen 2 yıl 8 ay 15 gün hapis cezasının adil bir karar olmadığının altını çizen Hülya, “Bizce mahkeme de bunu iyi biliyor. Adil yargılamayı tariflemeyeceğim. Çünkü hiç yargılama yapılmaması gerekiyordu” diye konuştu. Gerekçeli kararın da henüz açıklanmadığını söyleyen Hülya, verilen karara ilişkin de İstinaf Mahkemesi’ne başvuracaklarının bilgisini verdi.