Amed Barosu’ndan Abdullah Öcalan için başvuru

  • 12:45 14 Aralık 2022
  • Hukuk
 
AMED - Amed Barosu, PKK Lideri Abdullah Öcalan’la görüştürülmeyerek mesleki faaliyetleri engellendiği gerekçesiyle 107 üye avukatın baroya başvurusu üzerine Pazartesi günü Adalet Bakanlığı ve TBB’ye ihlalin giderilmesi için başvurduğunu duyurdu.
 
Amed Barosu Başkanlığı, PKK Lideri Abdullah Öcalan’la görüştürülmeyerek mesleki faaliyetleri engellendiği gerekçesiyle 107 üye avukatın baroya başvurusu üzerine Pazartesi günü Adalet Bakanlığı ve Türkiye Barolar Birliği’ne (TBB) başvurdu.
 
Adalet Bakanlığı’na gönderilen dilekçede, baroya başvuruda bulunan avukatların, İmralı'daki müvekkilleri Abdullah Öcalan’la görüştürülmüyor olmakla birlikte Anayasa’nın 36 ve AİHS’nin 6/3-c maddeleri kapsamında güvence altına alınan “avukatla temsil hakkının” ihlal edildiği hatırlatılarak, “5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ve 1136 Sayılı Avukatlık Kanunu kapsamında avukatların talepleri ve mesleki faaliyetlerinin yasal çerçevede icra edilebilmesi amacıyla Diyarbakır Barosu Başkanlığı olarak Adalet Bakanlığına başvuruda bulunulmasına’ karar verilmiştir” ifadeleri kullanıldı.
 
Dijital medya üzerinden duyuruldu
 
Dilekçede şunlar kaydedildi: “Barolar, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu 76. maddesinde ‘Hukukun üstünlüğünü, insan haklarını savunmak ve korumak, tüzel kişiliği bulunan, çalışmalarını demokratik ilkelere göre sürdüren kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşu’ olarak tanımlanmıştır. Aynı Kanunun 95. maddesi ise Baro Yönetim Kurulu'nun 'Hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunmak, korumak ve bu kavramlara işlerlik kazandırmakla' görevli olduğu belirtilmiştir.
 
Diyarbakır Barosu bireylerin ve birey gruplarının ulusal veya uluslararası otoriteler nedeniyle karşılaştıkları hukuki sorunlar ve hak ihlalleriyle ilgili araştırmalar yapmakta, ‘insan hak ve özgürlüklerini’ geliştirmeyi amaçlamakta, ulusal ve uluslararası tüm meşru hak arama yollarını en etkin şekilde kullanmakta, her türlü ayrımcılığa ve hak ihlaline karşı mücadele etmekte ve yaşanan hak ihlallerine ilişkin çalışmalar yürütmektedir. 02.12.2022 tarihli başvuru içeriğinde; avukat görüş yasağının kaldırılması, müvekkillerin iç hukuk ve uluslararası mevzuattan kaynaklanan haklarının temini ile avukatlık görevinin yerine getirilmesinin sağlanması talebinde bulunulmaktadır.
 
Talebe dayanak teşkil eden yasal düzenlemeler aşağıda belirtilmiştir.
 
Uluslararası hukuka atıf
 
Avrupa Cezaevi Kurallarının 1. maddesi; ‘Özgürlüğünden yoksun bırakılan herkese, insan haklarının gerektirdiği gibi saygılı davranılmalıdır.’ Birleşmiş Milletlerin ‘Herhangi Bir Şekilde Tutuklanan veya Hapsedilen Tüm Kişilerin Korunması Hakkında İlkeler Bütünü’, ‘Mahpuslara Muamele ile İlgili Standart Asgari Kurallar’ ve ‘Mahpuslara Muamele ile İlgili Temel İlkeler’ adlı belgelerinde de ‘mahpuslara insan haklarının gerektirdiği gibi davranılması’ yönünde hususlar yer almaktadır. Standart Asgari Kuralların 60. maddesinin ilk fıkrası; ‘Kurumun uyguladığı rejim, mahpusların sorumluluğunu azaltmadan veya insan onuruna gösterilen saygıyı düşürmeden, hapishane yaşamı ile özgür yaşam arasındaki farkı asgariye indirmeye çalışır’, Türkiye’de hapishanelere ilişkin temel kanun olan Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un (CGTİHK) 2. maddesinde ise ‘Ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazında zalimane, insanlık dışı, aşağılayıcı ve onur kırıcı davranışlarda bulunulamaz.  
 
Herkes eşit korunma hakkına sahiptir
 
Herkes, hukuk önünde eşittir ve hiç bir ayrımcılığa tabi tutulmaksızın hukuk tarafından eşit olarak korunma hakkına sahiptir. Hukuk; bu alanda her türlü ayrımcılığı yasaklar ve herkese ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasal veya başka bir fikir, ulusal veya toplumsal köken, mülkiyet, doğum veya başka bir statü ile yapılan ayrımcılığa karşı etkili ve eşit koruma sağlamaktadır. 5275 sayılı CGTİHK 59/1 maddesi ‘Hükümlü, avukatlık mesleğinin icrası çerçevesinde avukatları ile vekaletnamesi olmaksızın en çok üç kez görüşme hakkına sahiptir’; 59/2 maddesi ise ‘Avukat ve noter ile görüşme, meslek kimliklerinin ibrazı üzerine, tatil günleri dışında ve çalışma saatleri içinde, bu iş için ayrılan görüşme yerlerinde, konuşulanların duyulamayacağı, ancak güvenlik nedeniyle görülebileceği bir biçimde yapılır.’
 
Avukat görüşme hakkı tanınmalıdır
 
Hükümlü ve Tutukluların Ziyaret Edilmeleri Hakkında Yönetmeliğin 20. maddesi; ‘Hükümlü ile avukatı, meslek kimliğinin ibrazı üzerine, tatil günleri dışında ve çalışma saatleri içinde, bu iş için ayrılan görüşme yerlerinde, konuşulanların duyulamayacağı, ancak; güvenlik nedeniyle görülebileceği bir biçimde, açık görüş usulüne uygun olarak görüştürülür.’ Anayasanın 36. maddesi kapsamında; herkesin, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahip olduğu belirtilmiştir. AİHS’nin 6/3-c maddesi gereğince bir suç ile itham edilen herkesin kendi seçeceği bir avukatın hukuki yardımından yararlanma hakkının bulunduğu ifade edilmiştir. Adil yargılanma hakkının bir gereği olarak, müdafinin hukuki yardımından yararlanan tutuklu/hükümlünün, avukatı ile yapacağı görüşmenin hakkının tanınması gerekir.
 
Haberleşme ve ziyaret edilme imkânı tanınmalıdır
 
5275 sayılı yasanın 83/1 maddesi ‘Hükümlü, belgelendirilmesi koşuluyla eşi, üçüncü dereceye kadar kan ve kayın hısımları ile vasisi veya kayyımı tarafından haftada bir kez ve ayrıca kuruma kabullerinde, zorunlu hâller dışında bir daha değiştirilmemek üzere, ad ve adreslerini bildirdiği en fazla üç kişi tarafından, yarım saatten az ve bir saatten fazla olmamak üzere çalışma saatleri içinde ziyaret edilebilir. (Ek cümle: 24/1/2013-6411/9 md.) Çocuk hükümlüler için ziyaret süresi bir saatten az, üç saatten fazla olmamak üzere belirlenir.’ Gözetim altında mahpusların düzenli aralıklarla aileleri, yakın arkadaşları ile haberleşmelerine ve ziyaret edilmelerine imkân verilerek onlarla iletişim kurmalarına izin verilmesi gerekir. 5275 sayılı Kanunun 85/1 maddesi; ‘Kurum, kurul ve kuruluşlar, heyet hâlinde veya bireysel olarak ceza infaz kurumlarını ziyaret edebilmek ve hükümlülerle görüşebilmek için Adalet Bakanlığından izin almak zorundadırlar. Bilimsel araştırma yapanlarla görsel ve yazılı basın mensupları hakkında da bu hüküm uygulanır. Adalet Bakanlığı talepte bulunan kişilerin hükümlüleri ziyaret etmelerine de izin verebilir.’
 
Mahpuslara Muameleye Dair Birleşmiş Milletler Asgari Standart Kuralları 61. maddesi; ‘Mahpuslara, seçtikleri bir avukat ya da hukuki yardım sağlayıcı ile ulusal hukuka uygun olarak gecikmeksizin, alan dinlemesi yapılmaksızın, sansürsüz ve tam bir gizlilik içinde görüşme, danışma ve konuşma için yeterli fırsat, zaman ve kolaylık sağlanır. Görüşmeler, hapishane personelinin görebileceği, ancak duyulmayacak bir ortamda olur.”
 
Talepler
 
Ulusal ve uluslararası hukuk düzenlemelerin sırasıyla hatırlatıldığı açıklamanın devamında sonuç ve istekler şöyle sıralandı:
 
“* Tutulan veya hapsedilen bir kimsenin avukatı ile iletişim kurma ve avukatına danışma hakkına sahip olduğu,
 
* Tutulan veya hapsedilen bir kimseye avukatıyla görüşebilmesi için yeterli zaman ve kolaylığın sağlanması gerektiği,
 
* Kanunda veya kanuna dayanan bir düzenlemede belirtilen istisnai hallerde güvenliği ve düzeni korumak için yargısal veya başka bir makam tarafından kısıtlamanın zorunlu olduğuna karar verilmedikçe, tutulan veya hapsedilen bir kimsenin hemen avukatı tarafından ziyaret edilebilme, hiçbir sansüre tabi olmaksızın tam bir gizlilik içinde görüşebilme ve iletişim kurabilme hakkını kullanmasının geciktirilemeyeceği veya kısıtlanamayacağı hususları dikkate alınarak,
 
* Avukatların da 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ve 1136 Sayılı Avukatlık Kanunu kapsamında mesleki faaliyetlerinin yasal çerçevede icra edilebilmesi için müvekkilleri ile görüşmelerinin sağlanması gerekmektedir.”  
 
TBB’ye de başvuruda bulunuldu
 
Başvuruda bulunan avukatların talepleri ve mesleki faaliyetlerini yasal çerçevede icra edilebilmesi amacıyla TBB’ye de dilekçeyle başvuran Amed Barosu, baroların kuruluş ve işleyiş amaçlarını anımsattı. Baro Yönetim Kurulu'nun “Hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunmak, korumak ve bu kavramlara işlerlik kazandırmakla” görevli olduğu belirtilen dilekçede, talebe dayanak oluşturan yasal düzenlemelere yer verdi.
 
Yasal hususlar ve düzenlemelerin sıralandığı duyuruda, TBB’den şu taleplerde bulunuldu:
 
“* Tutulan veya hapsedilen bir kimsenin avukatı ile iletişim kurma ve avukatına danışma hakkına sahip olduğu,
 
* Tutulan veya hapsedilen bir kimseye avukatıyla görüşebilmesi için yeterli zaman ve kolaylığın sağlanması gerektiği,
 
* Kanunda veya kanuna dayanan bir düzenlemede belirtilen istisnai hallerde güvenliği ve düzeni korumak için yargısal veya başka bir makam tarafından kısıtlamanın zorunlu olduğuna karar verilmedikçe, tutulan veya hapsedilen bir kimsenin hemen avukatı tarafından ziyaret edilebilme, hiçbir sansüre tabi olmaksızın tam bir gizlilik içinde görüşebilme ve iletişim kurabilme hakkını kullanmasının geciktirilemeyeceği veya kısıtlanamayacağı hususları dikkate alınarak,
 
* Avukatların da 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ve 1136 Sayılı Avukatlık Kanunu kapsamında mesleki faaliyetlerinin yasal çerçevede icra edilebilmesi için müvekkilleri ile görüşmelerinin sağlanması adına 110. maddesi uyarınca gerekli başvuruların yapılması.”