Barınamayan öğrencilerin davası ertelendi

  • 14:03 23 Kasım 2022
  • Hukuk
 
 
ANKARA - 2022 Bütçe görüşmeleri döneminde "Barınamıyoruz" demek için Ankara’ya gelen öğrenciler hakkında açılan dava ileri bir tarihe ertelendi.
 
2022 Bütçe görüşmeleri sırasında “Barınamıyoruz” eylemi yapmak üzere geçtiğimiz yıl farklı şehirlerden Ankara'ya gelen ve kent girişinde polisler tarafından gözaltına alınan 100 öğrenciden 49’u hakkında açılan davanın duruşması Ankara 15’inci Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşma salonunda 26 kişi hazır bulunurken, silahlı polislerin duruşma salonunda bulunmasına avukatlar tepki gösterdi.
 
Mahkeme başkanının polisler için "Adliye güvenliği için buradalar. Talebe gerek yok" yanıtını verdiği avukatlar, 6136 Ek Madde 1 uyarınca silahlı personelin duruşma salonundan çıkarılmasını talep etti. Mahkeme heyeti, avukatların talebini reddederken, duruşma kimlik tespiti ile başladı.
 
'Dosya tamamen hukuksuz'
 
Bu davanın açılmasının dahi anayasa aykırı olduğunu belirten öğrenci avukatlarından Emre Erdal, toplantı kavramının tanımını hatırlatarak, öğrencilerin bu haklarını kullandığını belirtti. Açılan dava konusunu eleştiren Emre, “Herkes izin almadan gösteri yapma hakkına sahip. Ancak kanunla bu sınırlandırılabilir. Ülkemizde bu hak bildiri hükmüyle düzenlenmiştir. Ancak bildiri yapılmaması Anayasa Mahkemesi kararlarında toplantı hakkını kısıtlamaz. Araba durduruluyor, GBT yapılıyor, gidemezsiniz diyerek öğrencilere gözaltı oluyor. Tamamen barışçıl, tehlike ve şiddet içermeyen bu eylemlerin devlet, yargı tarafından engellenmesi hukuki değildir. Yasaklama kararı verilebilmesi için açık ve yakın bir tehlike olması gerekir dosyamızda böyle bir şey yok. Ankara Valiliğinin bu yasak kararının nedenini de biliyoruz. İçişleri Bakanının, ‘Siz yapın hukuk arkadan gelir’ söyleminden doğduğunu biliyoruz. Ve derhal beraat kararı talep ediyoruz" ifadelerini kullandı. 
 
Savcı, öğrencilerin savunmasının alınmadığı gerekçesiyle yargılamanın sonlandırılmasına ilişkin talebinin reddini istedi. Mahkeme heyeti, beraat talebini reddetti. Ardından öğrencilerin savunmalarını geçildi. 
 
'Bana şiddet layık görüldü'
 
Öğrencilerinden Çağla Güzel, “Ben bu ülkenin aydın geleceğiyim, benim okulumun yurdu yok barınacak hiçbir yerim yok. Bana en kötü yurtlar bile layık görülmezken anayasal hakkımı kullanırken işkence ve darp layık görüldü" derken, öğrenci Ezgi Ertürk şöyle konuştu: “Her yıl Meclis’e bütçe taslağı gelir. Biz de geçen yıl gençlik ve eğitim bütçesinin görüleceği tarihte Ulus Meydanı’nda basın açıklaması yapacaktık ve Ankara yolunda aracımız durduruldu, basın açıklaması yapmak istediğimiz için yerlerde sürüklendik dövüldük. Ankara'nın bütün yollarını gece saat 04.00'ten beri tuttuklarını öğrendik. Polis otobüslerinde yer olmadığı için kendi tuttuğumuz araç gözaltı aracına dönüştürüldü. İfade vermek için bile Ankara sınırına sokulmadık. 1 saat bozkırlarda bekledik. Ankara'ya kilometrelerce uzak olan Kahramankazan karakolunda ifademizi aldılar.”
 
'Bombacıları eylem yapmadan almayanlar bizi yolda aldı' 
 
"Biz abartmadık onlar abarttı" diyen Ezgi, "Şimdi 2911 sayılı yasayla yargılanıyoruz. 2911 öğrencilerin üzerinde bir sopa haline getirildi. Son 2 yılda 5 bin öğrenci gözaltına alındı ve yargılandı. Siz normal bulur musunuz bilmiyorum ama ben normal bulmuyorum. Şu anda yargılandığımız yasa devletin bir suç uydurma kılıfı haline geldi. Yapılmasını istemedikleri tüm eylemleri bu yasayla engelliyorlar. Vaktiyle bu ülkenin başbakanının ‘Biz bombacıları tanıyoruz ama eylem yapmadan tutuklayamayız’ dediği yerde biz eylem yapmadan gözaltına alındık” şeklinde konuştu.
 
'Sadece tek bir bölümden 30 kişi okulu bıraktı'
 
“Bizlerin mücadelesi yaşam mücadelesi” sözlerine yer veren İlayda Gökçer ise temel eğitim haklarının ellerinden alındığını ve bunun artık şarkılara bağlandığını kaydetti. İlayda, "Ne yemek yiyebiliyoruz ne barınabiliyoruz. Öğrenciler olarak sürekli çalışmak zorunda kalıyoruz. Çevremdeki tüm öğrenciler en az bir işte çalışıyor. Sadece bizim bölümden 30 öğrenci okulu bırakmak zorunda kaldı. Bizi engelleyenler kendi anayasalarını bile uygulamayan sistemin sonucudur. Bir arkadaşım sadece yurt ücretini 1 ay geciktirdiği için yurttan atıldı. Bütçe görüşmelerinin olduğu 12 Aralık'ta geldik, çünkü bütçe görüşmelerinin muhatabı olarak görüyoruz kendimizi. Eğitimin temel hak olması diye bir şey kalmadı. Çünkü bu artık ekonomik şartlara bağlı hale geldi” vurgusu yaptı.
 
'Bizim öğrenciliğimiz ortada'
 
Batuhan Berk Duran da savunmasında şunları dile getirdi: “Biz barınma sorununa ilişkin bir şeyler yaptık bu nedenle buradayız. Biz sadece işkence ve gözaltıyla karşılaşmadık. Parklarda yattığımız günden beri insanların gözü kulağı bizde oldu, insanlar bizi görünce sorunun toplumsal olduğunu gördü. Barınamayanlar birbirini gördü. İçişleri Bakanı çareyi bizi parklarda gözaltına almakta buldu. 10 milyon gencin ve barınamayan toplumun sorunu parklarda yatan gençleri gözaltına almakla bitmedi, bitmez. Aramızda yurtta kalanlar vardı yurttan atılma ve tehditlerle karşılaştılar. Öğrenim kredisi alanların kredisi kesildi. Daha önce burs alanların bursu kesilerek krediye çevrildi ve devlet bu parayı bizden geri istedi ama biz üniversitelerin ve devlet yurtlarının tüm cezalarını geri püskürttük ve bu davayla püskürtmeye devam edeceğiz.”
 
AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın “Bunlar öğrenci değiller” sözünü ve MHP'li Devlet Bahçeli'nin örgüt iddialarını hatırlan Batuhan, “Bizim öğrenciliğimiz ortada ama kendisi hala diplomasına ilişkin sorulara bir cevap vermiş değil. İçişleri Bakanı örgüt üyesi olduğumuzu iddia etti. Parkta yatanları ve tüm toplumu, herkesi terörist ilan etti. Herkesi terörist yapınca barınma sorunu ortadan kalktı mı” diye sordu.
 
‘Barınma hakkı yoksa diğer haklar da yok’
 
Öğrencilerin ardından avukat beyanlarına geçildi. Uluslararası sözleşmelerde barınma hakkının düzenlendiğine işaret eden Avukat Düşün Altuntaş, “Bu davanın konusu barınma hakkının yargılanmasıdır” dedi. Düşün, "Biz bu sözleşmelerde şunu anlıyoruz devlet barınma hakkını sağlıyor ama sadece bunu sağlamak yeterli değil nitelikli bir barınma hakkı sağlamakla yükümlüdür. Bir tek benim müvekkillerim talep etmiyor bunu. Bir sürü insan barınma hakkını talep ediyor, hem bu ülkede hem dünyada. Çok basit bir sonuç var barınamıyorsanız okuyamıyorsunuz, barınamıyorsanız çalışamıyorsunuz. Çok basit bir denklem. Enes Kara gibi cemaat yurtlarına mahkum edilen öğrenciler intihara sürükleniyor. Beraat kararı talep ediyoruz" ifadelerini kullandı. 
 
Duruşma ertelendi
 
Kararını açıklayan mahkeme heyeti, kendilerine hakaret edildiğini iddia eden iki polisin de duruşmaya katılması için çalıştıkları emniyet birimlerine müzekkere yazılmasına, 4 öğrencinin adreslerinin araştırılması için müzekkere yazılmasına ve Ankara Valiliği’nin 12 Aralık 2021 tarihli kararının bir örneğinin mahkemeye gönderilmesi için müzekkere yazılmasına hükmetti.
 
Duruşma, 22 Mart 2023 tarihine ertelendi.