‘İktidar Gezi ve Kobanê Davası ile suçlarını örtmek istiyor’

  • 14:17 31 Ekim 2022
  • Hukuk
 
ANKARA - Kobanê Davası’nda konuşan Kürt siyasetçi Aynur Aşan, iktidarın kendi suçlarını Kobanê ve Gezi davaları ile örtmek istediğini belirterek, “Bu dava stratejiktir ve bir amaç uğruna açılmıştır” dedi. 
 
DAİŞ’in Kobanê’ye yönelik saldırıları üzerine 6-8 Ekim 2014’te gerçekleşen protesto eylemleri gerekçe gösterilerek Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin de aralarında bulunduğu 20’si tutuklu 108 ismin yargılandığı Kobanê Kumpas Davası’nın 18’inci duruşma periyodunun 5’inci oturumu, Sincan Cezaevi Kampüsü Duruşma Salonu’nda görüldü.
 
Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi heyeti tarafından görülen davanın duruşmasında, Sincan Cezaevi’nde tutulan siyasetçiler hazır bulunurken, farklı cezaevlerinde tutulanlar ise duruşmaya Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlandı. Duruşmaya, HDP Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonundan sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Serhat Eren, Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) üyesi avukatlar ve çok sayıda izleyici katıldı.
 
Duruşma, dosyaya giren evrakların okunmasıyla başlandı. 
 
Sokretes’in savunması örnek gösterdi
 
Savunmasına bugün de Kürtçe olarak devam eden Kürt siyasetçi Aynur Aşan, Sokrates’in adalet arayışını hatırlattı. Söz konusu yargılamanın ve adalet arayışının bugün de sürdüğünü belirten Aynur, “Birini yargılamak için önce onları tanımak, anlamak gerekiyor. Bazen görüş ve inancınız bizi ilgilendirmez diyorsunuz ama bu değerlerin tamamı bu yargılamanın konusudur. ‘İnsan katletmek, öldürmeye azmettirmek’ sıradan şeyler değildir. Kişinin karakterine bağlıdır. Dolayısıyla tüm dönemlerdeki filozoflar, yargılama üzerine dikkatleri çeker. Ben Sokrates’in yargılanmasından bahsedeceğim. Sokrates’in savunması gelecek kuşaklar için birçok ders ve tecrübe bırakır. Bu ders bir yargılamanın nasıl yapılabileceği ve nasıl yapılamayacağını, yanlış yargılamalar yapıldığı zaman önümüze nasıl sorunlar çıkacağını gösterir. Sokrates diyaloglarında aristokrasiye nasıl dikkat çekiyorsa savunmasında da Atina soylularına dikkat çeker. Sokrates'e göre Atina soylular sınıfı çok küçük bir sınıftır ama kendisini her şeyin üstünde tutar. Bu davada da aynı yöntemler kullanılmıştır. İddianamenin hazırlanmasından tutun da iddianamenin kabul edilmesine kadar bunlar küçük bir iktidar grubu için yapılmaktadır” dedi. 
 
‘HDP’nin kapatılması meşrulaştırılmaya çalışılıyor’
 
Gizli tanık ve açık tanık ifadelerinin dinlenmesine dikkat çeken Aynur, dinlenme usulünün iktidar gruplarını isteği üzerine şekillendiğini belirtti.  Aynur, “Şahsımızda bu dava HDP’nin kapatılmasını meşrulaştırma davası haline getiriliyor. Dolayısıyla Sokrates’in yargılanma usulleri, bizim şahsımızda HDP’ye, bütün topluma tehdit edilme biçimi olarak değerlendirmektedir” sözlerini kullandı. 
 
‘Demokratik siyaseti savunuyoruz’
 
AKP iktidarının uygulamalarının Türkiye’yi karanlığa sürüklediğine dikkat çeken Aynur, şunları söyledi: “Tarih kendisini tekrarlamıştır. Sokrates idam edilmesinden sonra 30’lar meclisinin zihniyeti ve kararları Atina’yı çok karanlık günlere götürdü. Coğrafya değişse de iktidarın zihniyeti değişmez. İktidar farklı olsa da bin 600 yıl önce olan bu olay toplum üzerindeki etkisini halen göstermekte. Bu iktidarın gücünün azalmaması için bütün yöntemleri kullanmaktadır. En önemlilerinden bir tanesi sürgün yöntemidir. Atina bize uzak değildir. Doğrusu bu ideolojik bir savaş ve mücadeledir ve devam etmektedir. Birisi bir grubun çıkarlarını diğeri de bir halkın toplumun çıkarlarını savunmaktadır. Bugün yaşamış olduğumuz durum derin bir karanlık ve adaletsizliktir ve Türkiye’yi gün be gün geriye götürmektedir. Bizler siyasetçi, Kürt, Türk, Arap’ız ama hepimiz demokratik siyaseti savunmaktayız. Bu ülkede kötü politikaları yaratanları eleştiriyoruz, bu bizim görevimizimdir. Türkiye siyasetini eleştiriyoruz, çünkü Türkiye siyaseti gelinen aşamada bir tıkanma yaşamaktadır. Bizim demokratik çalışmalarımız ‘silahlı bir örgüte’ üyeymişiz gibi gerekçe yapılmıştır.”
 
‘iktidar Kobanê ve Gezi davaları ile suçlarını örtmek istiyorlar’
 
Mahkeme heyetine,  “Adaleti sağlayacaksanız başta bizi anlamanız, bizi anlamak için de önyargısız bir şekilde yargılama yapmanız gerekiyor. Bu iktidarın dayattığı ön yargılar ile bizi dinleyecekseniz, bu yöntem gerçeği uygulamak için çok büyük bir engeldir.  Bu iktidarın size dayattığı ön yargıları bir kenara bırakmanız gerekiyor” diyen Aynur, “Türkiye’deki bütün kurumlar doğrudan doğruya iktidara bağlanmıştır. Bu ülkede insan hakları demokrasi bakımından bu ülkeyi geri bırakınlar bizler değiliz. Dolayısıyla bu ülkenin yaşamış olduğu sonuçlar iktidarın uygulamalarına bağlıdır. Siz de iktidarın bu yaptıklarına bağlı bir şekilde kararlarınızı veriyorsunuz. Yargı kurumun bu seviyeye getirenler bizler miyiz? bu iktidarın yargı kurumuna dayattığı şeylerden ileri gelmektedir. Elinizi yargının üzerinden çekin diyenler mi yargının bağımsız olmasın isliyor yoksa yargının üzerinde sürekli baskı kuranlar mı yargının bağımsız olmasını istiyor. Elinizi, dilinizi, gölgenizi bu davanın üzerinden çekin. Kobanê ve Gezi davaları ile kendi suçlarının üstünü öretmek istedirler. Ondan dolayı bu dava stratejiktir ve bir amaç uğruna açılmıştır” ifadelerini kullandı. 
 
‘Yargı eliyle bizi hizaya getirmek istiyorlar’
 
Halkların ekonomik koşulların iyi ve güvenli olduğu bir ortamda yaşaması için mücadele ettiklerini vurgulayan Aynur, “Biz bunun araçların ve imkanlarının olduğunu da söylüyoruz. Bu imkanları halkın ihtiyaçlarına göre kullanın, kendi çıkarlarınız için kullanmayın dediğimiz için yargılanıyoruz. Kurumların tamamı silahlı bir örgütle ilişkileri varmış gibi yargılanmaya çalışılıyor. Bu kurumların gündeminde sadece bir suç var, iktidarın gönlüne göre konuşmuyorlar. Program tüzük ve yöntemleri bu iktidarın isteğine göre değil, halkın çıkar ve ihtiyaçlarına göredir. Bu iktidarın isteklerine göre davranmadıkları için yargılanıyorlar, yargı eliyle toplumu bir şekilde tehdit etmek hizaya çekmek istiyorlar” şeklinde konuştu. 
 
’80 milyonun umudu iktidara kurban edildi’
 
Aynur, son olarak şunları söyledi: “Kürt bir kadın ve HDP’nin yürütmüş olduğu demokratik siyaseti savunan bir siyasetçi olarak çözüm süreci bende büyük bir umut yarattı. Halkların tarihsel birlikteliği, demokratik bir cumhuriyet inancı, güvenli bir yaşam, ekonomisi iyi demokratik, kadınların doğrudan doğruya katledilmediği bir yaşam. Bu sadece benim değil 80 milyonun umuduydu ama bu umut iktidara kurban edildi.”
 
Duruşmaya bir buçuk saat ara verildi.