Gar Katliamı davasında Erman Ekici hakkında yeni suç duyurusu

  • 14:23 19 Ekim 2022
  • Hukuk
ANKARA - Yargıtay’ın bozma ilamı sonrası görülen 10 Ekim davası duruşmasında tutuklu sanık Erman Ekici hakkında “Anayasal düzeni ortadan kaldırılmaktan” suç duyurusunda bulunulmasına karar verildi.
 
10 Ekim Ankara Gar Katliamı davasında verilen kararlara yapılan itirazlar üzerine Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi’nin bir kısım sanıklar yönünden bozma kararı vermesi sonrası usulen gerçekleşen duruşma Ankara 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Duruşmaya Halkların Demokratik Partisi (HDP) Ankara İl Örgütü ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şube temsilcilerinin yanı sıra 10 Ekim Barış Derneği üyeleri ile çok sayıda sivil toplum kuruluşu yöneticisi katıldı.
 
Kimlik tespiti ile başlayan duruşmada dosyaya eklenen evraklar okundu. Ardından, katılan avukatları beyanlarda bulundu.
 
İlk olarak söz alan Avukat Senem Doğanoğlu, 10 Temmuz 2017 tarihli dosyada Mustafa Budak’ın yaşamını kaybettiğine dair belgeler sunulduğunu hatırlatarak, Mustafa Budak yönünden uyma kararı verilmesini talep etti ve bir kısım 10 Ekim yaralıların davaya katılma taleplerine dair konuştu.
 
Sanıklar SEGBİS salonunu terk etti
 
Bu sırada SEGBİS üzerinden Avukat Senem’in sözünü kesen sanık Metin Akaltın ve Yakup Şahin, “Biz avukatları dinlemek istemiyoruz. Duruşmalara katılmak istemiyorum” dedi ve ayrılmak istediğini söyledi. Bunun üzerine mahkeme başkanı, iki sanığın SEGBİS salonundan ayrılmasına izin verdi.
 
Talepler
 
Sonrasında beyanlarına devam eden Senem, Mustafa Budak yönünden ailenin dinlenmesi için gelecek celse yazı yazılmasını talep ederken, olay yerinin ve anının 3 boyutlu olarak ATK tarafından canlandırılmasını istedi. Senem, “Olay yeri inceleme ekibi ve bomba imha uzmanı ekiplerinin de bu dosyada tanık olarak dinlenilmesi zorunludur. İki ekipte ortaklaşan sicilleri olanlar var. Tanıklıkları kendi raporlarının açıklanabilmesi, aynı zamanda Merve Can ve Tayyip Yıldırım’ın konuşlandırılması talebidir. Yargıtay’ın eksik araştırma nedeniyle bozduğu kısımlar için olay yerinde toplanan dijital materyallerin getirilmesini istiyoruz. Olay anına dair çekilen görüntüler, en önemli delillerden biridir. ATK bunu yapabilecek potansiyele sahip” ifadelerini kullandı.
 
‘Yargıtay sınırları DAİŞ’in kontrol etmesini normal buluyor’
 
Yargıtay’ın 26 sayfalık bir karar verdiğini aktaran Avukat İlke Işık, şöyle konuştu: “Bu kararın yarısı zaten isimlerden oluşuyor. Bu katliamda o kadar insan öldü ve yaralandı ki kararların bir kısmı yaşamını yitirenlerin isimlerinden oluşmak durumunda. Geri kalan kısmı da söylediklerimiz üzere. Dosya büyük oranda onanmış durumda. Ülkenin en büyük katliamına dair yargılamada büyük oranda iç hukuk kapatıldı. Hangi dosya bu kadar hızlı sonuçlanıyor? 200 klasörden bahsediyoruz. Tefrik edilen dosyayla bu sayı çok daha yüksek. Yargıtay bu kadar kısa sürede nasıl inceledi? Kimin bu davaya dahil olmadığı üzerine kafa yormuşlar. Mitinge katılan, katılmayan tartışması yürütmüşler. Yargıtay kararı, ‘Türkiye’deki DAİŞ yapılanması normal. Ülkenin sınırını DAİŞ kontrol ediyor, bu da normal. Ankara Emniyeti hiçbir güvenlik önlemi almamış bu da önemli değil’ demiş ama bu dosyaya katılma talebi olan kişi ve kurumların talebini normal olarak görmemiş.”
 
‘Karar adalete dair hiçbir şey olmadığını söylüyor’
 
Yargıtay kararında yaralı Mahsum Alpar’ın polisin attığı gaz kapsülüyle yaralandığı bilgisi olduğuna işaret eden İlke, “Müvekkillerimizden biri gaz fişeği ile yaralanmış. Yargıtay da diyor ki ‘Bunu araştırın.’ Kamu görevlilerinin sorumluluğuna bu saatten sonra yok diyebilecek misiniz? Diyemezsiniz. Sağlık ekipleri geç gitti. Onlara dair bile soruşturma açılmadı. Bu katliam sadece SEGBİS’te bulunan sanıkların tek başına gerçekleştirdiği bir katliam değil. Polisler neden alana girdi? Neden gaz kullandılar? Bu emirleri kim verdi? Bu soruların tartışılmasını istiyoruz. Ülkedeki herkes ‘10 Ekim 2015 tarihinde ne oldu’ diyor. Elimizdeki Yargıtay kararı adalete dair hiçbir şey olmadığını söylüyor” ifadelerini kullandı.
 
Sonrasında söz alan iddia makamı, bozma kararına uyulması, dava dosyasının 2018/287 sayılı dosya ile birleştirilmesi, sanıkların tutukluluk hallerinin devam etmesi ve eksik hususların giderilmesi yönünde karar verilmesini talep etti.
 
Sanık: Allah’ın izniyle çıkacağız
 
 Ardından tutuklu sanıklara söz verildi. Tutuklu sanıklar bozma ilamına dair diyecek bir şeylerinin olmadığını belirtirken, “Allah’ın izniyle çıkacağız” savunması yaptı. 
 
Ardından söz verilen sanık avukatları tahliye talebinde bulundu. Bunun üzerine mahkeme heyeti kararını açıklamak üzere duruşmaya yarım saat ara verdi.
 
Karar
 
Aranın ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti, “bozma ilamına uyulmasına, dosyanın 2018/287 sayılı dosya ile birleştirilmesine Mustafa Budak’a ait tedavi evrakların ATK’ye gönderilerek illiyet bağı ile ilgili rapor alınmasına, Ankara Emniyet Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak mobese kayıtlarının istenmesine, Merve Can ve Tayyip Yıldırım’ın bomba tesiri alanında kalıp kalmadığının bilgisinin alınmasına, ikisinin illiyet bağına dair ATK’den rapor alınmasına, 7 yıldır yapılmayan olay yeri incelemenin yapılmasına, bomba imha ekipleri ve olay yeri inceleme ekiplerinin tanık olarak dinlenilmesinin birleştirilen dosyada değerlendirilmesine, tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin kaçma şüphesi nedeniyle devamına ve Erman Ekici hakkında ‘Anayasal düzeni ortadan kaldırılma’ suçlamasıyla suç duyurusunda bulunulmasına” hükmetti.