Madımak davası: Talepler reddedildi

  • 17:26 21 Eylül 2022
  • Hukuk
 
ANKARA - Sivas katliamının firari sanıkları Murat Sonkur, Eren Ceylan ve Murat Karakaş yönünden görülen duruşmada mahkeme heyeti, dönemin valisi, belediye başkanı ve başbakanının dinlenmesi taleplerini reddetti. 
 
Sivas’ta Madımak Oteli’nin yakılmasına ilişkin firari sanıklar Murat Sonkur, Eren Ceylan ve Murat Karakaş hakkında açılan davanın 29’uncu duruşması Ankara 1’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya çok sayıda avukat, Musa Anter’in oğlu Dicle Anter, Demokratik Aleviler Derneği (DAD) ile birçok Alevi derneğin yanı sıra çok sayıda kişi duruşmayı izledi. Duruşma kimlik tespiti ile başladı. 
 
Zincirleme Alevi soykırımı
 
Madımak katliamının politik bir cinayet olduğunu söyleyen Madımak mağdurlarından Hüseyin Karabağ, “Madımak Alevi soykırımın zincir bir halkasıdır. Geçtiğimiz Cuma günü Sivas Cumhuriyet Başsavcılığı'nda, Madımak Otel’in önünde ’Alevi soykırımı’ pankartı açtım diye 'halkı kin düşmanlığa tahrik'ten ifade verdim. Koçgiri’den başlamak üzere, zincirleme baktığımızda bir Anadolu Alevi soykırımı yapıldığını görmekteyiz. Soykırım sözünün kullanılmasının herhangi bir sorun yaratmayacağını düşünüyorum soykırım yapıldı. Politik bir soykırımdır, toplumlar yerinden yurdundan edilmiştir. Kendi öz benliklerini inkar etmek zorunda kalmışlardı. Mallarına, mülklerine çeteler çok ucuz ve bedava el koymuştur. Alevilerin bu ülkede can güvenliği yoktur. Alevi soykırımının devamını önlemek için bu davanın soykırım olarak devam etmesi gerekiyor” dedi. 
 
Tansu Çiler’in dinlenmesi talebi
 
Ardından Avukat Coşkun Özdemir söz aldı. Devlet Denetleme Kurulu’nun Madımak katliamındaki devlet kusurunu hazırladığı raporla ortaya çıkardığını belirten Coşkun, dönemin başbakanı Tansu Çiller, dönemin Sivas Valisi Ahmet Karabilgin ve dönemin belediye başkanı Temel Karamollaoğlu’nun dinlenilmesini talep etti.
 
‘Katliamın arkasındaki sorumlular yargılansın’
 
Katliamdan bu yana yargılamanın devam ettiğini vurgulayan Avukat Hüsniye Şimşek, süreç uzadıkça adalete olan inançlarının azaldığını belirtti. Taleplerinin mahkemece dikkate alınmadığını dile getiren Hüsniye, “Bu mahkemede, yargılanan sanıklar benzini taşıyan çakmağını çakan sanıklar. Bunlarla yetinilmesiyle bu davanın aydınlatılmayacağını düşünüyoruz. Bu katliamın arkasındaki siyasi, bürokratik sorumlularının yargılanmasından yanayız. Mahkemenin bu durumu aydınlatmada sorumlu olduğunu düşünüyoruz. Bu eksiklikler tamamlanmadan yargılanmanın eksik olduğunu düşünüyoruz.  Etkin bir yargılama bekliyoruz, mahkemenin burada yapacağı karar tarihe geçecektir” sözlerine dikkat çekti.
 
’10 ay sonra zaman aşımı ile karşılaşacağız’
 
Ardından Avukat Ali Yılmaz, tüm celselerde dile getirdikleri gibi Sivas katliamında “insanlığa karşı suç” işlendiğini ve insanlığa karşı suçlarda zaman aşımı işlemediğini belirtti. Ali, “10 ay sonra katliamın üzerinden 30 yıl geçecek ve biz zaman aşımı ile karşılaşacağız. Adalet Bakanlığı’na yazılan müzekkereye hala cevap verilmemiştir. Size cevap vermek zorunda olan Adalet Bakanlığı’na ve diğer kuruluşlara yazılan müzekkerelere ivedilikle cevap verilmesini talep ediyoruz” ifadelerini kullandı.
 
’128 kişi hakkında dava açıldı’
 
Avukat Şener Sarıhan ise, üç kadının yargılama kürsüsünde oturduğunu ifade ederek, üç kadın hakimin de olayı, yaşlarından kaynaklı bilmediğini dile getirdi. Salonda, olan bütün arkadaşlarının katliamı bildiklerini ve 30’uncu yıla giden davada avukatlık yapmaya çalıştıklarını söyleyen Şener, dosya tarihini şöyle anlattı: “Davanın dosyasını açtığımız zaman bizi şaşırtmayan bir gerçeklikle karşılaştık. Polis ve emniyet tutanaklarına göre eylemde 15 bin kişi vardı. Yangının çıkarılmasının ardından bir hafta sonra 170 kişi gözaltına alındı. 170 kişiden 128 kişi hakkında dava açıldı. Bu dava 2 Temmuz’dan 18 gün sonra açıldı. Hemen üstüne gidilmiş olması değil bu olayın gerçek faillerinin bulunması ve dava dosyasının açılması önemlidir. 12 Eylül’de açılan davalarda görev aldım. Bu davalarda biz bir buçuk yıl iddianame bekledik. Yıllar önce dosyalar Sivas’ta, Kayseri’de açıldı, sonra Ankara’ya geldi. Bir önceki mahkeme heyeti, ‘bu davayı siz adam öldürmekle’ açamazsınız dedi. Dosya DGM’ye gitti, DGM ‘biz bakacağız’ dedi sonra da soluğu Erzurum’da aldık. Dosyada ceza verildi sonra dosya temyize gitti ve dosya bozuldu. 38 kişi hakkında idam cezası verildi, o da bozuldu. Bugün yine buradayız.”
 
‘Etkili bir karar verin’
 
Bir insanın yurt dışına çıkarılmasının zor ama örgütlü bir iş olduğuna işaret eden Şener, faillerin tamamının kaçtığını kaydetti. Şener, “Zaten çok az ceza verilirken zaman aşımı zaten çoktan oldu. Bu bir ‘adam öldürme ‘değil bu olay ‘insanlığa karşı bir suçtur’. Alevi topluluğu kıyıma uğruyor, Alevi topluluğu soykırıma uğruyor. Sistemlidir, bir gruba karşıdır. Bir toplumun onurunu ayağa kaldırabilmek için elimizdeki tek şey yargıdır. Yargının bu katliamı göz ardı etmemesi lazım. Devlet firari sanıkları tutuklama noktasında nasıl bu kadar rahat olabilir. Taleplerimize tek bir dönüş olmadı. Bu toplum barış içerisinde yaşamayı becerebilecekse bu konuda adalete çok görev düşüyor. Etkili bir soruşturma yapılmadı ama etkili bir karar verin. Bizim ortak talebimiz olan ‘insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur’ peşinden gideceğiz. Firari sanıklar hakkında gerekeni yapın” şeklinde konuştu. 
 
‘Hepimizin utancı’
 
Adalet Bakanlığı’na yazılan müzekkerelerin bir an önce cevap verilmesi için mahkeme heyetinin de sıkıştırması gerektiğini vurgulayan Avukat Ayça Çağlar, etkili bir karar verilmediği sürece, karanlık her nefes alındığında daha fazla insanları içine çekeceğini söyledi. Ayça, “Etkili karar verilmezse bu hepimiz için bir utanç olacaktır” sözlerini kullandı. 
 
Duruşma ertelendi 
 
Savunmaların ardından mahkeme heyeti,  firari sanıklar hakkında Adalet Bakanlığı'na yeniden müzekkere yazılmasına ve eksik evrakların giderilmesine karar verdi.  Mahkeme ayrıca, dönemin başbakanı, belediye başkanı, valiliğinin dinlenilmesi talebinin dosyaya katkı sağlamayacağından kaynaklı reddine karar verdi. 
 
Dava, 26 Ocak 2023 günü saat 14.00'a ertelendi. 
 
Adliye önünde açıklama yapılmak istendi 
 
Duruşmanın ardından Alevi örgütleri, adliye binası önünde basın açıklaması gerçekleştirmek istedi. Açıklamaya izin vermeyen polis, kitlenin etrafını barikatlarla sardı. 
 
Açıklamaya polis engelli
 
Polis engeline tepki gösteren kitle, alkışlar eşliğinde, “Sivas’ın hesabı sorulacak” ve “Sivas’ın ışığı sönmeyecek” sloganları ile adliyenin dışına çıkarıldı. Adliyenin olduğu alanın dışında açıklama yapmak isteyen kitle bir kez daha polis engeliyle karşılaştı. Kitle burada, “Gün gelecek hesap dönecek, AKP halka hesap verecek” sloganı eşliğinde yürüyüşe geçti. Yürüyüşün de engellenmesine karşı kitle bu kez de  “Açıklamaya izin verilmezse genel merkez binamıza kadar yürüyüş gerçekleştireceğiz” dedi. 
 
‘Bizimle alay ediyorlar’
 
Sıhhiye Caddesi’ne doğru yürüyen kitle adına Pir Sultan Abdal Derneği Genel Başkanı Cuma Ercep,  “29 yıldır sağlanmayan adaletin dışındayız, 30’uncu yılına girmekte olan Sivas davasından çıktık. Yine adalet sağlanmadı, gözümüze baka baka ne yazık ki bizimle alay ediyorlar. Alevilerin tarih boyunca uğradığı katliamlar gibi bu katliam da arka planında olan gerçek sorumluların açığa çıkarılması için verilen talepler halen kabul edilmiyor. Bu anlamda katliamda hayatını yitirmiş canlarımızın ailelerin vicdanları sızlıyor. Halkımızın vicdanına sığınıyoruz” dedi. 
 
“Yaşasın adalet” sloganları ile yürüyüşlerini sona erdiren kitle, daha sonra Ankara 6’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek olan Musa Anter davasına katıldı.