Ayla Akat Ata:Derhal Abdullah Öcalan’ı tanıyın

  • 17:51 5 Eylül 2022
  • Hukuk
ANKARA - Kobanê Davası’nda konuşan TJA aktivisti Ayla Akat Ata, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünü salt kurdukları “Öcalan’a Özgürlük Platformu”nda istemediklerini kendisinin Meclis’te de defalarca bu talebi dile getirdiğini belirterek, talebini yineledi. 
 
DAİŞ’in Kobanê’ye yönelik saldırıları üzerine 6-8 Ekim 2014’te gerçekleşen protesto eylemleri gerekçe gösterilerek aralarında Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski eş genel başkanları, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin de bulunduğu 21’i tutuklu 108 ismin yargılandığı Kobanê Siyasi Soykırım Davası’nın 16’ncı duruşmasının 5’nci oturumu Sincan Cezaevi Kampüsü’nde görülmeye devam ediyor. 
 
Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi heyeti tarafından görülen davanın duruşmasına HDP’li milletvekillerinin yanı sıra çok sayıda avukat ile izleyici katıldı. Sincan Cezaevi'nde tutulan siyasetçiler duruşma salonunda hazır bulunurken, farklı cezaevlerinde bulunan siyasetçiler ise Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya bağlandı.
 
Kimlik tespitinin ardından duruşmaya dosyaya giren evrakların okunmasıyla başlandı. Evrakların okunmasının ardından duruşmaya bir buçuk saat ara verildi. 
 
Duruşma salonu dışında katılımcılara saldırı
 
Verilen aranın ardından avukat Veysi Eski söz aldı. Mahkeme salonunda ve dışarıda can güvenliklerinin olmadığını söyleyen Veysi, çevik kuvvet tarafından etraflarının sarılarak darp edildiklerini belirtti. Veysi, “Adliye içerisinde Kenan Maçaoğlu arkadaşımıza bir saldırı gerçekleştirildi. ‘Salonun dışı beni ilgilendirmiyor’ diyeceksiniz ama sizi ilgilendiriyor. Biz buraya mesleğimizi icra etmek için geliyoruz, bir kısım siyasi saiklerle hareket eden polis memurlarıyla muhatap olmak istemiyoruz. Her an her yerde bir provokasyon yaratmak istiyorlar. Ali Bozan arkadaşımız darp edildi, Güvenlik Şube tarafından elbiseleri yırtıldı. Siz bir yargılama yürütüyorsunuz, bu alanın tamamından sorumlusunuz. Adliyenin dışında da anayasal bir hak olan basın açıklamasına bu şekilde müdahale olacaksa bizlerin bu kapının önünde durmamız engellenirken, fotoğraflarımız kim olduğu belli olmayan kişiler tarafından çekilirken biz mesleğimizi nasıl icra edeceğiz” dedi.
 
Avukatlardan heyete: Güvenliğimizi sağlayın 
 
“Güvenlik güçlerinden” yana güvenlik kaygısı taşıdıklarına dikkat çeken Veysi, mahkeme heyetine, “Güvenliğimizi sağlayın” talebinde bulunarak, “Yoksa bu yargılama avukatsız devam edecektir. Türkiye’nin çeşitli yerlerinden geliyoruz, bu davanın önemini biliyoruz. Bu kürsüleri boş bırakmayacağız, bu yapılanların karşısında sessiz kalmayacağız. Biz kürsüde oturan savcıyı, hakimi meslektaşımız olarak kabul ediyoruz, siz kabul etmiyor olabilirsiniz ama güvenliğimizi sağlamak zorundasınız” diye belirtti.  
 
‘TEM dosyaya müdahale ediyor’
 
Polis saldırısına avukat Ali Bozan da öncesinde müşteki vekillerin bulunduğu tarafta TEM’in duruşma salonunda yer aldığını kaydetti. TEM’de ara kararlara cevap yazan kişilerin olduğunu ve duruşma salonundan çıkarılmasını talep eden Ali, mahkemenin de taleplerinin reddettiğini kaydetti. Ali, “Burada bu dosyanın hazırlığında bulunan polisler duruşma salonunda yer alamazlar. TEM tarafından bu dosya düzenli takip ediliyor. Stajyer arkadaşlarımızın yanımızda olması talebini reddettiniz ama TEM’dekiler burada oturuyor. İzin günlerinde gelip izlesinler, TEM bariz bir şekilde bu dosyaya müdahale ediyor. Bu konuda bir görevlendirme var mı yok mu? Böyle bir usul var mı yok mu? Bunların araştırılmasını istiyorum. Talebimizin hukuki olduğuna heyetiniz de inanıyor. Heyetiniz Kobanê kumpas davası dışında hangi dosyada TEM düzenli olarak duruşmaları takip ettiğini gözlemledi” ifadelerini kullandı.  
 
Ankara Emniyeti’ne müzekkere yazılması talebi 
 
Verilen aranın ardından duruşma salonunda yer alan TEM polislerinin dışarıya gelerek kendilerine saldırdığını dile getiren Ali, “Bize yönelik tehditvari bir tutum olacaksa aynı cesareti Ankara TEM’den de bekliyoruz. Benim başıma herhangi bir şey gelirse yasal sorumlusu Güvenlik Şube Müdürü’nün ve beni açık şekilde tehdit eden polis memurundan bilirim. Siz ‘beni dışarıdaki olay beni ilgilendirmez’ diyebilirsiniz ama Ankara Emniyeti ile görüşüp avukatların güvenliğini sağlanmasını talep edebilirsiniz. TEM’in salondan çıkarılması, Ankara Emniyeti’ne müzakere yazılması talebini yeniliyorum” sözlerini kullandı.  
 
Ayla Akat Ata: Avukatlarımız gelmezse biz de gelmeyeceğiz
 
Söz alan Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivisti Ayla Akat Ata, aradan geçen yıllara rağmen avukatlara dönük muamelenin değişmediğini belirtti. Ayla, “Aradan 25 yıl geçmesine rağmen 2022 Türkiye’sinde hala bunları yaşıyoruz. Avukatlarımızın can güvenliğinin sağlanmasını istiyoruz. Avukatlarımız bu salonlara gelmezse biz de gelmeyeceğiz. İlk duruşmalarda biz bu kapının arkasında hakkımızda atılan sloganları duyduk, nerede can güvenliği. Oda yetmedi Deniz Poyraz arkadaşımızı kaybettik, arkasından bu slogan atanların adliyeye gelmeleri engellendi. Bunlar merkezi kararlar. Bu kararlar alınırken, hukukun üstünlüğünün yok sayılmayacağına dair karar verin” diye belirtti. 
 
Sadece Suriye coğrafyasında değil İran ve Irak’ta yaşanılan hak ihlallerine de partisinin tepki gösterdiğine vurgu yapan Ayla, 6-8 Ekim olaylarının çözüm sürecini hedef alınmasına dair yapılan bir plan olduğunu kaydetti. Ayla mahkeme heyetine, “Günümüz zalim Dehakları neden olmasın” diye sordu.
 
‘Gençlerin kanından kazanan Dehaklar var’
 
Mahkemede Kobanê ile ilgili kendilerine soru sorulmadığını dile getiren Ayla, DAİŞ vahşetine karşı durdukları için yargılandıklarını  ifade etti. HDP’nin Şengal’deki DAİŞ vahşetine neden ses çıkardığı sorusunun kendilerine yöneltildiğine dikkat çeken Ayla, “İnsanları sokağa çıkarmak anayasal hakkımız ama o sokağa silahlı güçleri biz taşımadık. Kimin ne yaptığının farkındayız. Çözüm süreci bir çeşit kutsalımızdı ama koruyamadık. Bu ülkenin İçişleri Bakanı parantez kapatmaktan söz ediyordu tarih bilinci olsa bu sözü kullanmaz. Ama değil, tarih bilinci yok, bütün AKP’lilerin bir parantez kapatma sorunu var.  Bu kadar basit mi? 30-40 yılın hesabını yapıyorlar. Bu kadar mı insan kendi ülkesinden yaşanılan sıkıntıya arkasını döner. 2015’te ‘Kürt sorunu vardır’ diyen Başbakan, Cumhurbaşkanı olduktan sonra ‘Kürt sorunu yoktur’ dedi. Bu ülkenin her yerine cenaze gidiyor, her gün ellerine haritalar alıp başında yorum yapıyorlar. Bugün çözüm sürecini bitiren ve bizi bu dosyada yargılayan anlayış bir kanat Dehak’a taş çıkarıyor. Gençlerin kanından içen  bir Dehak var. Çünkü onlar kazandılar” şeklinde konuştu. 
 
Abdullah Öcalan ziyareti hükümet bilgisi dahilinde 
 
PKK Lideri Abdullah Öcalan’ı ziyaret etmelerinin hükümetin bilgisi dahilinde olduğunu dile getiren Ayla, Abdullah Öcalan’ın avukatları ya da herhangi bir heyet ile görüştürülmediğini örnek gösterdi.  “Öcalan’a Özgürlük Platformu”nu 7 kadınla birlikte kurduklarını ifade eden Ayla, platformun “Kürtlerden özür dileyin, Kürtleri kazanın onları kazanmanın yolu önderlerini tanımaktır. Abdullah Öcalan’a özgürlük tanıyın, zamanı geri sarın Öcalan’la yeniden görüşün, bütün bu zıvanadan çıkmış hak ihlallerinin hepsi Abdullah Öcalan ile görüşmelerin son verilmesiyle başlandı. Tutuklaya tutuklaya, öldüre öldüre bir şey kazanamayacaksınız. Derhal Abdullah Öcalan’ı tanıyın’ açıklamasını hatırlatarak, “Ben Öcalan’a sadece açıklamalarda özgürlük istemedim, Meclis kürsüsünde de dile getirdim. Benim söylediklerimin en az on katını eş başkanlarımız söylemiştir. O zaman devleti de  yargılayın onlarda görüştü ve yeri geldi serbest bırakılmasını belirttiler” ifadelerini kullandı. 
 
‘Çözüm gerçekleşse ekmek yiyemeyecek olanlar iktidardalar’
 
Ayla son olarak şunları ekledi: “Biz kampanya yürütmüştük ‘edi bese’ diye artık edi bese. Bize makul mantıklı hukuk açısından ele alabildiğimiz gerekçeler sunun ki ona göre konuşalım. Bu ülkede çözüm sürecini baltalayanlar vardı ama onlar yargılanmadılar. O süreçte FETÖ’cüler gizli itiraz ediyordu, MHP açık açık itiraz ediyordu. Çözüm gerçekleşse ekmek yiyemeyecek insanlar bugün iktidardalar bugün biz buradayız.”
 
Duruşma yarın saat 10.00’da devam edecek.