Ayla Akat Ata: Gerçek failler dışarıda bizler içerideyiz

  • 16:10 2 Ağustos 2022
  • Hukuk
 
ANKARA - Kobanê Davası’nda konuşan Kürt siyasetçi Ayla Akat Ata, “7 Ekim’e kadar hiçbir olay olmadı. 7 Ekim akşamı Batman’da bir genç öldürüldü daha sonra olaylar başladı. Peki, bu gencin adı neden dosyadan çıkarıldı” diye sorarak, “6-8 Ekim’in gerçek failleri dışarıda, özellikle Çözüm Süreci nedeniyle cezalandırılmak istenilen bizler içerideyiz” ifadelerini kullandı.
 
DAİŞ’in Kobanê’ye yönelik saldırıları üzerine 6-8 Ekim 2014’te gerçekleşen protesto eylemleri gerekçe gösterilerek aralarında Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski eş genel başkanları, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin de bulunduğu 21’i tutuklu 108 ismin yargılandığı Kobanê Davası’nın 15'inci duruşması, 6’ncı gününde Sincan Cezaevi Kampüsü’nde görüldü.
 
‘Gerçek failleri dışarıda bizler içerdeyiz’
 
Verilen aranın ardından HDP eski Milletvekili ve Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivisti Ayla Akat Ata,  evrakların kendilerine tebliğ edilmediğini belirtti. Ardından savcı mütalaasını özetledi. Ardından söz alan Ayla, “Dosyanın açıldığı tarihle bir algı oluşturmak istenildi. Biz bu olayların arkasında farklı güçlerin olduğunu söylemiştik. 3 gündür Türkiye’de siyasetin tüm mekanizmaları Türkiye’nin yeni provokasyonla karşı karşıya olduğunu söylüyor. Cemevlerine yapılan saldırılarla karşı karşıyayız. Geçmiş olsun dileklerimi iletmek istiyorum. Bu saldırılar geçen sene savunmamıza başladığımızda gerçekleşen Deniz Poyraz saldırısından bağımsız değildir. 6-8 Ekim’in gerçek failleri dışarıda, özellikle Çözüm Süreci nedeniyle cezalandırılmak istenilen bizler içerdeyiz. Savcılığın elinde gizli tanık ifadeleri dışında bir şey yok. Bu tanıkların mahkeme huzurunda yalan söyledikleri ortaya çıktı. Gizli tanık ifadeleriyle mütalaa vermek doğru değildir” diye konuştu.
 
‘İsteseydim herkesi ayağa kaldırırdım’
 
Ayla, atılan tweet’in provokasyon amaçlı olmadığını vurgulayarak, “O dönem ben partimin önünde saldırıya uğradım, isteseydim herkesi ayağa kaldırırdım ama böyle bir şey yapmadım çünkü siyasetçi olmak böyle bir şeydir. Kimsenin başına bir şey gelmesini istemezsiniz. İddia makamı dosyaya itirafçı beyanlarını dosyaya koyuyor. İnsanların yalan beyanlarıyla bizi yargılıyorsunuz. Ben yöneticilik ve üyelik iddialarıyla yargılanıyorum ama kanıt yok. Ben açıklamalarımın ne anlama geldiğini biliyorum, hepsi barışçıl açıklamalardır. Mitinge çağrı açıklamam var dosyada ama ben o miting davalarından beraat ettim. Burada hala tutuklu yargılanıyorum. Dosyada kişiler ön planda, süreç nasıl gelişti, kim yaptı arka planda. Mesele Kürtler olunca arkasına bakılmıyor. Bugün Cemevleri için ‘Sorumlular ortaya çıksın’ diyenler Deniz Poyraz için demediler. Biz o dönem açıklama yapmıştık ‘Sorumluları biliyoruz’ diye ama siz, bize ‘Siz hesap soramazsınız ancak sorumlusu olabilirsiniz’ diyorsunuz 6-8 Ekim için. Bir tweet meselesi değil ki, amaç partimizi kriminalize etmek. Biz tweetten önce de bir sürü çalışma yaptık, kamplara gittik, raporlar hazırladık ve gizli saklı yapmadık ama siz meseleyi tweetten tutuyorsunuz” ifadelerini kullandı.
 
‘İstihbarat size kasetleri versin’
 
15 Temmuz’da gerçekleşen olaylar nedeniyle kimsenin yargılanmamasına yönelik kararname çıktığını hatırlatan Ayla, “Çözüm sürecinde görev alanların da yargılanmaması için kanun çıktı. O kanun geçersiz mi? 15 Temmuz için kararname çıktı ama bizim için kanun çıkarıldı. Biz adaya nasıl gittik? Devletin, istihbaratın izni olmasa gidebilir miydik? Ben örgüte kaset göndermedim. Gizli tanığın bahsettiği kasetler genel kurul çalışmalarımızın görüntüleriydi. O dönem parti binamızın önünde aracım çalındı ve kasetler aracımdaydı. İçişleri Bakanlığı ile konuşmuştuk ve aracımı vermişti. O kasetler istihbaratta. Yazın, size kasetleri getirsinler içinde ne var görürüz. Bakanlık bana aracımı verdi, istihbarat da size kasetleri versin” şeklinde konuştu.
 
‘Öldürülen gencin adı neden dosyadan çıkarıldı sayın hakim?’
 
Ayla, “O dönem Kobanê’den gelenler ülke içine yerleştirildi. Bir kısmı hatta Suruç Fen Lisesi bahçesine yerleştirildi. 7 Ekim’e kadar hiçbir olay olmadı. 7 Ekim akşamı Batman’da bir genç öldürüldü daha sonra olaylar başladı. Peki, bu gencin adı neden dosyadan çıkarıldı sayın hakim? Biz bunu soruyoruz, siz de sorun. Türkçe ismini bilmiyorum ama Kürtçesi Alizer olan bir köyde yeni okul yapılmıştı. Okul müdürü bize okulun anahtarını verdi, gelenleri yerleştirelim diye. Valiliğin de bilgisi vardı. O dönem suç değildi ama şimdi suç. Bu olayın arkasındaki güçler ortaya çıkarılmalı. Bize ceza vermek istiyorsunuz, verin. Siz, bize ceza verince siyasetçi kalmayacak mı? Bu ilk bizim başımıza gelmedi, son da olmayacak. Herkese yönelik bir hukuksuzluk politikası var. Şimdiki siyasetçiler memnun olabilir süreçten. Ülkenin farklı illerine cenazeler gidiyor. Onlar memnun olabilir ama ben memnun değilim, kabul etmiyorum” ifadelerini kullandı.  
 
‘İlliyet bağı tanık ifadelerine mi dayandırılıyor?’
 
Ardından HDP eski MYK üyesi Dilek Yağlı, mütalaaya ilişkin söz alarak, “Savcı illiyet bağı bulduğunu söylüyor ama aynı zamanda ‘yeni delil’ yok diyor. İlliyet bağı tanık ifadelerine mi dayandırılıyor? Dayandırılıyorsa hangisine? İddianame dikkate alınacak ise incelenmesi lazım çünkü çelişen ifadeler nasıl dayanak yapılabiliyor” diye sordu.
 
Söz alan Selahattin Demirtaş, kendisine mütalaanın tebliğ edilmediğini, Figen Yüksekdağ ise mütalaanın 15 dakika önce verildiğini ifade ederek daha sonra konuşacağını belirtti.
 
Ardından duruşmaya 4 Ağustos’a kadar ara verildi.
 

Etiketler:

kobanê dava