Dargeçit JİTEM Davası’nda 18 faile beraat

  • 15:18 4 Temmuz 2022
  • Hukuk
 
ADIYAMAN - Dargeçit JİTEM Davası’nda, gözaltına alınan 3'ü çocuk 7 sivil ile Uzman Çavuş Bilal Batır'ın katledilmesine ilişkin 18 fail hakkında “kesin delile ulaşılamadığı” gerekçesiyle beraat kararı verildi. Cumartesi Anneleri ise yaptığı açıklamada, beraat kararına tepki gösterdi. 
 
Mardin'in Dargeçit ilçesinde 29 Ekim 1995 ile 8 Mart 1996 tarihleri arasında 3’ü çocuk 7 sivil ile birlikte Uzman Çavuş Bilal Batır'ın kaybedilmesine ilişkin dönemin Mardin Jandarma Komando Tabur Komutanı Hurşit İmren, Dargeçit İlçe Jandarma Komutanı Mehmet Tire, Dargeçit Merkez Jandarma Karakol Komutanı Mahmut Yılmaz, Karakol Komutanı Yardımcısı Haydar Topçam ve Uzman Çavuş Kerim Şahin’in de aralarında bulunduğu 18 sanık hakkında “taammüden öldürmek”ten açılan davanın 26’ncı duruşması Adıyaman 1’icni Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.  
 
Duruşmaya avukatlardan Erdal Kuzu, Gülistan Duran ile kaybedilenlerin yakınlarından Abdülaziz Altunkaynak, Ömer Coşkun, Ahmet Akyön, Hizni Doğan, Kasım Aslan katıldı. Faillerden ise Mardin Jandarma Komando Tabur Komutanı Hurşit İmren, Karakol Komutanı Yardımcısı Haydar Topçam, Dargeçit Merkez Jandarma Karakol Komutanı Mahmut Yılmaz ve bir kısım fail avukatı bulundukları kentlerden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya katıldı. Diğer failler ve avukatları ise mazeret bildirdi. 
 
Kimlik tespitiyle başlayan duruşmada, daha önce birçok kez mahkeme heyetinin dinlenmesi yönünde kararı aldığı,  ancak 5 yıldır ulaşılamayan dönemin savcısı Adem Kul’un dinlenilmesinden vazgeçildi. Mahkeme heyeti, buna dosyanın geldiği aşama,  Adem Kul'un yakalamalı olarak aranıyor olmasını gerekçe gösterdi. 
 
Savcı mütalaayı tekrarladı
 
Dosya savcısı, "Yeterli delil olmadığı" iddiasıyla daha önce açıkladığı beraat yönündeki mütalaasını yineledi.  
 
Savunmaların ardından mahkeme heyeti, karar için duruşmaya ara verdi. Verilen aranın ardından kararı açıklayan mahkeme heyeti, “Sanıkların meydana gelen olaylarla bağlantısını kuracak kesin delile ulaşılamadığı” iddiasıyla, faillerin ayrı ayrı beraatlarine ve yurt dışına çıkma yasaklarının kaldırılmasına karar verdi.
 
Cumartesi Anneleri'nden tepki
 
Cumartesi Anneleri ve İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyonu ise 18 fail hakkında verilen beraat kararına tepkisini yazılı açıklamayla gösterdi. 
 
‘Söyleyin bize bu insanlara ne oldu?’
 
Açııklamada, tanıklara ve delillere rağmen yine  faillerin cezasızlıkla korunduğu vurgulanarak, yargıya ve yetkilere şu sorular yöneltildi: “O zaman söyleyin bize, ailelerinin kendi elleriyle ölüm kuyularından işkence izleriyle dolu kemiklerini çıkardığı bu insanlara ne oldu? O zaman söyleyin bize, yargılanan sanıklar suçsuzsa, 12 yaşındaki Davut Altunkaynak’a askeri taburda kendisi de gözaltında tutulan annesinin gözleri önünde kim işkence yaptı? Oyun çağındaki Davut’u kim infaz edip ölüm kuyusuna attı? Bu talimatları kim verdi? O zaman söyleyin bize, yargılanan sanıklar suçsuzsa, 13 yaşındaki Seyhan Doğan’a askeri taburda kendisi de gözaltında tutulan 11 yaşındaki kardeşinin gözleri önünde kim işkence yaptı?  Oyun çağındaki Seyhan’ı kim infaz edip ölüm kuyusuna attı?  Bu talimatları kim verdi?”
 
‘İnsanlığa karşı işlenmiş suç’
 
 Mahkemenin kararının “hukuk dışı” olarak nitelendirildiği açıklamada, “Yargı sisteminin evlatlarımızı kaybedenleri aklama aracına dönüştürülmesine karşı haykırmaya devam edeceğiz: Gözaltında kaybetme insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur” denildi. Bu suçu işleyenler kadar, suçun üstünü örtenler ve cezasız bırakanların da insanlığın vicdanında suçlu olduğu  ifade edilen açıklamada, “Hukuku ve temel insan haklarını tanımayan, adaleti imkansızlaştıran yargı sistemini yaratanlar da suçludur” denildi. 
 
Dava hakkında 
 
Mardin’in Dargeçit ilçesinde 29 Ekim 1995 ile 8 Mart 1996 tarihleri arasında Davut Altınkaynak (12), Seyhan Doğan (14), Nedim Akyön (16), Mehmet Emin Aslan (19), Abdurrahman Olcay (20), Abdurrahman Coşkun (21), Hikmet Kaya (24) ve Süleyman Seyhan (57) ile uzman çavuş Bilal Batır kaybedildi. Söz konusu kaybedilmelerle ilgili, dönemin Mardin Jandarma Komando Tabur Komutanı Hurşit İmren, Dargeçit İlçe Jandarma Komutanı Mehmet Tire, Dargeçit Merkez Jandarma Karakol Komutanı Mahmut Yılmaz, Karakol Komutanı Yardımcısı Haydar Topçam ve Uzman Çavuş Kerim Şahin ile Faruk Çatak, Mahmut Ayaz, Naif Çelik, Ramazan Savcı, Kemal Kaya, Mehmet Acar, Faik Acar, Hüseyin Altunışık, Mehmet Emin Çelik, Sadık Çelik, Fethullah Çelik, Osman Demir, Bahattin Ergel hakkında, “taammüden öldürme” suçundan soruşturma başlatıldı. 30 Ekim 2014 tarihinde söz konusu soruşturmanın davaya dönüşmesi sonucu Midyat'ta yargılama başladı. "Güvenlik" gerekçesiyle daha sonra Adıyaman'a nakledilen davanın 13 Mart 2017 tarihinde görülen 7’nci duruşmasında, dava dosyası bu kez Ankara 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi'ne nakledildi. Ankara'daki mahkemenin davayı kabul etmemesi üzerine Yargıtay dava duruşmalarının tekrardan Adıyaman'da görülmesine karar verdi.
 
JİTEM’i itiraf etti
 
Dargeçit JİTEM Davası’nda bugüne kadar yaşanan gelişmelere ve itiraflara rağmen faillerin tutuksuz yargılanmasına devam edilirken, dosyada yaşanan çarpıcı gelişmelerin başında dönemin Mardin İl Jandarma İstihbarat Şube Müdürü Muhammet Demirel’in şüpheli sıfatı ile verdiği ifade geldi.  Muhammet Demirel 6 Haziran 2013’te JİTEM’in varlığını itiraf ettiği ifadesinde, “O dönem Mardin İl Jandarma Komutanlığı içerisinde ayrı bir binada JİT dedikleri jandarma istihbarat timinin olduğunu, bunların hiyerarşik olarak Mardin İl Jandarma Komutanlığı’na değil, Diyarbakır Jandarma İstihbarat Grup Komutanlığı’na bağlı olduklarını, bu timin toplam 5-6 rütbeli personelden oluştuğunu, ayrıca bunların kullandığı sivil elemanların da olduğunu, bu rütbelilerin kendilerine bağlı çalışmadığını ve genelde kod isim kullandıkları için isimlerini ve faaliyetlerini bilmediğini” dile getirdi.
 
Savcıya ulaşılamadı 
 
Mahkeme heyetinin dinlenmesi yönünde müzakere kararı aldığı dönemin savcısı Adem Kul’a ise, yıllardır ulaşılmadı. Mart 2017’de “adresine ulaşılamadığı” iddia edilen Adem Kul’un, 21 Temmuz 2016’da Samsun’daki Fethullah Gülen Cemaati soruşturması kapsamında tutuklandığı ortaya çıkmıştı. 18 Ocak 2018 tarihine kadar tutuklu olmasına rağmen “adresine ulaşılamadığı” gerekçesiyle dinlenemeyen Adem Kul, “etkin pişmanlık yasasından” yararlanarak, tahliye edilmiş, ancak buna rağmen halen adresine ulaşılamadığı iddia ediliyor. 
 
Dosyaya eklenen 2 Kasım 1995 tarihli tutanakla davanın seyri de değişti. Söz konusu tutanakta silah deposu olduğu bildirilen Ulaş köyü doğusundaki (50-51) koordinatlarından bahsedilirken, Mardin İl Jandarma Komutanlığı söz konusu koordinatların 2 Kasım 1995’teki tutanakta geçen "50-51 koordinatları" ile Nedim Akyön ve Davut Altınkaynak’a ait kemiklerin bulunduğu 2015 tarihli tutanaktaki Ulaş (Dîlan) köyündeki Pekurt Mağaralarının koordinatlarının aynı olduğunu bildirdi.