Emniyetin HDP’lilere ilişkin evrakları iki farklı savcıya gönderdiği ortaya çıktı

  • 13:08 28 Haziran 2022
  • Hukuk
İSTANBUL- DTK yönelik gerçekleşen gözaltılar için yapılmak istenen açıklamada gözaltına alınan 19 kişi hakkında açılan davanın duruşmasında, emniyetin aynı olay hakkında iki tane evrak hazırladığı ve iki farklı savcıya gönderdiği ortaya çıktı.
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul İl Örgütü’nün 21 Kasım 2020 tarihinde Demokratik Toplum Kongresi’ne (DTK) yönelik gözaltılara karşı Taksim Tünel’de basın açıklaması yapmak isteyen üyelerinin ve  gazeteci Zekine Türkeri’nin aralarında olduğu 19 kişi hakkında, “Toplantı ve gösteri kanuna muhalefet etmek” iddiasıyla açılan davanın duruşması Çağlayan’da bulunan İstanbul 49’uncu Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmada HDP eski İstanbul İl Eşbaşkanı Elif Bulut, Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Eşbaşkanı Kadriye Doğan, HDP Kadıköy İlçe Eşbaşkanı Koray Türkay, gazeteci Zekine Türkeri, Turgut Bayır ve avukatları hazır bulundu. HDP eski İstanbul İl Eşbaşkanı Erdal Avcı’da başka bir dosyadan tutuklu bulunduğu Sincan F tipi Cezaevi’nden Ses Görüntü ve Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya katıldı
 
Duruşma kimlik tespiti ile başladı. Bu esnada cezaevinde bulunan Erdal Avcı’dan ulaşılması için telefon numarası istenmesi salondakiler tarafından gülerek karşılandı.
 
‘Açıklama yapamadığımız için içeriğinden kaynaklı bir suç ortaya çıkmamıştır’
 
Duruşmada ilk söz alan Erdal, HDP İstanbul İl Eşbaşkanlığı yaptığı dönemde HDP’nin diğer il örgütlerine yapılan baskınlardan dolayı açıklama gerçekleştirdiklerini söyledi. Erdal, “Açıklamanın yasaklandığına dair bir bilgilendirme olmadan müdahale oldu ve basın açıklamasını yapamadık. Açıklama yapacağız alan gittiğimizde basın açıklamasını yaptırmayacaklarını söylediler ama öncesinde bir şey söylemediler. Gözaltı yapıldı ve akşamında serbest bırakıldık. Anayasal hakkımızın kullanılması engellendi. Açıklama yapamadığımız için içeriğinden kaynaklı bir suç ortaya çıkmamıştır. Üzerime atılı suçları kabul etmiyorum. Beraatimi talep ediyorum” dedi.
 
Mahkeme başkanının “Hükmün Açıklanmasını Geri bırakılmasını (HAGB) istiyor musun?” diye sorması üzerine Erdal, HAGB’yi kabul etmediğini söyledi.
 
‘Hakkımız kullanamadık’
 
Ardından söz alan DAD Eşbaşkanı Kadriye Doğan, olay zamanı HDP Ümraniye İlçe Eşbaşkanı olduğunu ve Diyarbakır’da yapılan baskınlara ilişkin HDP’nin çağrısı üzerine açıklamaya geldiğini ifade etti Kadriye, “Polis açıklamaya izin vermeyeceğini söyledi. Bizi başta çembere ardından hırpalayarak gözaltı aracına aldılar. Anayasal kullanmak içim oradaydık ama hakkımız kullanamadık. Bana yapılanları kabul etmiyorum şikayetçiyim” diye söyledi. Aynı zamanda Kadriye’de, HAGB’yi kabul etmediğini söyledi.
 
‘Burada olmamız siyasi bir olay’
 
Devamında söz alan HDP Kadıköy İlçe Eşbaşkanı Koray Türkay, önce duruşmaya SEGBİS ile bağlanan Erdal’ı selamladı. Koray, asıl savunma verilmesi gereken konunun Erdal’ın tutuklu bulunması olduğunu dile getirdi. Erdal, “O gün Erdal gibi demokrasi mücadelesi verenlerin tutsak edilmesine karşı açıklama yapmak istedik. İnsanlara silahsız gösteri hakkı verilmiş, polislerin bu gösteriye saldırması Anayasada suç kavramı içerisine alınmış ama bizim Anayasal hakkımız engellendi. Burada olmamız siyasi bir olay. HDP binalarına girenler dahi gözaltına alınıyor. İktidarın sistematik şekilde ortaya koyduğu kriminalize etme çalışmaları. Demokratik hakkımız için oradaydık. Polislerin anayasal haklarımızı ihlal eden davranışlarından dolayı şikayetçiyiz. Üzerime atılı suçları kabul etmiyorum. Derhal beraatimi talep ediyorum” dedi. 
 
Koray da, HAGB teklifini kabul etmedi.
 
Polislerden şikayetçi oldu
 
Daha sonra söz alan Oruç Karacık, tutuklamaları protesto etmek için açıklamaya gittiğini ve üzerine atılı suçlamaları kabul etmediğini dile getirerek olay günü kendisine müdahale eden polislerden şikayetçi olduğunu söyledi.
 
Oruç da HAGB teklifini kabul etmedi.
 
‘Bütün polis teşkilatından şikayetçiyim’
 
Ardından söz alan Turgut Bayır, açıklama için gittiği alanda polisin kişi ayırt etmeden herkesi çember içerisine aldığını belirtti. Turgut, kendisini itmesine tepki göstermesi üzerine polisin ‘Sen dayak arıyorsun” diyerek gözaltına aldığını ifade etti. Turgut, “İnsanlık sınırlarını aşmışlar. Emir verenler suçlu. Bütün polis teşkilatından şikayetçiyim. İnsanlara saygı duysunlar. Üzerime atılı suçları kabul etmiyorum. Derhal beraatimi talep ediyorum” dedi.
 
‘Açıklamaya katılmak insan görevidir’
 
Mahkeme başkanının kendisine “o dönem HDP’ye üye miydiniz?”  diye sormasına tepki gösteren Turgut, “Açıklamaya katılmak insan görevidir bir partiye üye olmama gerek yok. Benim partili olmam bir şey değiştirmez” diye belirtti.
 
Turgut da HAGB teklifini kabul etmedi.
 
HDP eski İstanbul İl Eşbaşkanı Elif Bulut ve gazeteci Zekine Türkeri önceki duruşmada savunma yaptığı için aynı savunmayı tekrar ettiklerini söyledi.
 
Avukatların savunmalarına geçilmeden önce salonda bulunan kişiler SEGBİS’le duruşmaya bağlanan Erdal’a selam gönderdi.
 
Beraat kararı verilsin
 
Ardından söz alan Beser Çelik’in avukatı Keleş Öztürk, önceki savunmaları tekrar ettiğini dile getiren suçun yasal unsurlarının oluşmadığını söyleyerek beraat kararı verilmesini talep etti.
 
Erkan Tepe’linin avukatı ise Ümit Sisligün, olayın açığa kavuştuğunu bundan dolayı ifadesi alınmayan kişilerin ifadesi alınmadan beraat kararı verilmesini talep etti.
 
Aynı olay iki farklı savcı
 
Yargılanan tüm kişilerin avukatı Ferdi Yamar ise, emniyetin aynı olaya ilişkin iki tane evrak hazırladığının ve farklı günlerde 2 farklı savcıya dosyanın sunulduğunun ortaya çıktığını söyledi. Ferdi, “İsa Dalgıç isimli savcıya tevzi edilen dosyada iddia makamı iddianame düzenleyerek dava açmıştır. Dosyanın diğer tevzi edildiği savcı Osman Sağlam tarafından takipsizlik kararı verilmiştir. Aynı olay nedeniyle iki farklı savcı tarafından iki farklı karar verilmesi ülkemizde hukukun şans işi olduğunu gösteriyor. Burada asıl suçlu emniyet güçleridir” ifadelerini kullandı. 
 
‘Bu dava HDP’ye açılan davaların boş olduğunu gösteriyor’
 
Ferdi, bu durumun HDP’ye açılan davaların içeriğinin ne kadar boş olduğunu bir kez daha gösterdiğinin altını çizdi. Ferdi, “Teslim evraklarında imzası bulunan memurlar hakkında görevi kötüye kullanmak suçundan suç duyurusunda bulunulmasını talep ediyoruz. Savcıların vermiş olduğu farklı kararların da HSK’ye bildirilmesini talep ediyoruz. Hiçbir sanığın ifadesi alınmadan derhal beraat kararı verilmesi talep ediyoruz” dedi.
 
2 kişi hakkında zorla getirme kararı
 
Devamında söz alan iddia makamı, derhal beraat talebinin reddedilmesi, eksik hususların giderilmesini ve aynı konuya ilişkin hazırlanan iki farklı dosyanın İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından istenmesini talep etti.
 
Son olarak ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, bir kısım sanığın, ifadesinin alınmadığını gerekçe göstererek derhal beraat taleplerinin reddine, aynı konuya ilişkin hazırlanan iki farklı dosyanın İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından UYAP üzerinden istenilmesine ve ifadeleri alınmayan Bünyamin Tacar, Ramazan Utku ve Oktay Urak hakkında zorla getirme müzakeresinin yazılmasına, SMS gönderilmesine ve Erdal Avcı’nın bir sonraki duruşmada SEGBİS ile hazır edilmesine karar vererek duruşmayı 13 Aralık tarihine erteledi.