Hak savunucularının davasında yine beraat çıkmadı

  • 12:39 13 Mayıs 2022
  • Hukuk
 
İZMİR - Hak savunucularının yargılandığı davada yine beraat çıkmadı. Duruşma delillerin dosyaya konması talebiyle ileri bir tarihe ertelendi.
 
Boğaziçi Üniversitesi’ne atanan kayyım rektör Melih Bulu’nun İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri tarafından protesto edildiği 4 Ocak 2021 tarihli eyleme gözlemci olarak giden Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) üyesi Aytül Uçar, Avukat Erdoğan Akdoğdu ile hak savunucuları İrem Çelikbaş, Emine Akbaba, İsmail Temeli ve Mehmet Kasar hakkında "görevi yaptırmamak için direnme", "kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama" ve "kamu görevlisine hakaret" iddialarıyla açılan davanın ilk duruşması Bayraklı 41’inci Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmada taraf avukatları, Aytül Uçar ve Emine Akbaba hazır bulunurken, İrem Çelikbaş ise duruşmaya katılmadı. Duruşmayı hak örgütü temsilcileri ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri de takip etti.
 
‘Kolluk güçleri şeffaf şekilde soruşturulmalı’
 
Duruşma öncesi adliye önünde hak örgütleri, Halkevleri İzmir Şubesi, İmece Kültür ve Dostluk Derneği, Halkların Köprüsü Derneği ortak basın açıklaması gerçekleştirdi. Yargılanan hak savunucularının hukuka aykırı bir şekilde gözaltına alındığının belirtildiği açıklamada, gerçeğe aykırı tutanaklar hazırlanarak, hak savunucularının cumhurbaşkanına hakaret suçlamasıyla yargılandıkları vurgulandı. İfade özgürlüğünün hedef alındığı ve baskıların uluslararası sözleşmelere aykırı olduğunun ifade edildiği açıklamada, yargılanan hak savunucularının derhal beraat edilmesi ve başta işkence yasağı olmak üzere temel hak ve özgürlükleri ihlal eden kolluk güçlerinin şeffaf ve etkin şekilde soruşturulması talep edildi.
 
Derhal beraat kararı verilmeli
 
Açıklamanın ardından duruşmaya geçildi. İlk sözü alan Emine Akbaba’nın avukatı Arif Ali Cangı, dosyaya AHİM’in Vedat Şorli ve Türkiye davasının kararını sunarak dosyada sadece kötü muamelede bulunan polislerin tanık beyanlarının olduğunu belirtti. Arif Ali dosyadan mahkumiyet kararının çıkmasının mümkün olmadığını söyleyerek, müvekkiller hakkında derhal beraat kararı verilmesini talep etti.
 
‘Cumhurbaşkanına politik eleştirilerimin arkasındayım’
 
Ege Üniversitesi'nde okuduğunu ifade eden Emine Akbaba da, Boğaziçi Üniversitesi rektörü olarak atanan kayyıma karşı başlayan protestolara destek verdiği için eyleme katıldığını belirterek, polislerin açıklama başlamadan gözaltılar yaptığını ve kötü muamelede bulunduğunu dile getirdi. Emine, “Cumhurbaşkanına yönelik politik eleştirilerimin arkasındayım. Suçlamaları kabul etmiyorum” diye konuştu.
 
‘Yasal hakkımız çerçevesinde hareket ettik’
 
Ardından söz verilen Aytül Uçar ise olay günü polisin kitle henüz toplanmadan gaz sıktığını, gözaltına alınanlara şiddet uyguladığını ve ters kelepçe işkencesiyle araçlara götürüldüklerini aktardı. Aytül, “Biz yasal hakkımızı çerçevesinde hareket ettik. Bu yüzden yargılanmaktan çok üzgünüm. Beraatımı talep ediyorum” dedi.
 
Dosyada tanık olarak dinlenen polis memuru Selen Albayrak ise suçu oluşturan hakaretleri gözaltı aracında duyduğunu söyledi.
 
‘Yasanın düzenlenmesi gerekiyor’
 
Savcı ise birinci celsede polis vekilinin müdahil olma talebinin kabul edilmesini talep etti. Savcının talebi üzerine söz alan avukat Arif Ali, “TCK 299’uncu maddesi cumhurbaşkanına hakaret suçunu işlemektedir. Sunmuş olduğum kararda, 299 ve 125. maddeler karşılaştırılmış ve 125.madde şikayete bağlı suçtur. 299. madde ise şikayete bağlı değildir. Ancak yasanın düzenlenmesi gerekmektedir. Çünkü Cumhurbaşkanına hakaret içermediği halde sanki Cumhurbaşkanlığına hakaret şeklinde dosyaya yazılar gelmektedir. Bu nedenle Cumhurbaşkanlığı Hukuk Bürosunun gönderdiği yazının dikkate alınmamasını talep ediyoruz. Şikayete bağlı olmasa da eylemin kendisi kişiye bağlı bir eylem olduğundan müdahil talebinin kabul edilebilmesi için kendisinin bizzat şikayetçi olup olmadığı konusunda talimat yazılmasını ve bundan sonra katılma konusunda karar verilmesini talep ediyoruz” dedi.
 
Mahkeme heyeti, olay günü gözaltı aracındaki kamera görüntülerinin istenmesine, sanık avukatlarının sunacağı tanık listesinin dosyaya alınmasına karar vererek duruşmayı 2 Eylül’e erteledi.