İstanbul Sözleşmesi kararı bekleniyor: Savcının tespiti politik değil hukuki

  • 09:05 9 Mayıs 2022
  • Hukuk
Rozerin Gültekin 
 
İSTANBUL - Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesine dönük Danıştay’da görülen davada savcının sunduğu mütalaanın politik değil hukuki olduğunu söyleyen avukat İpek Bozkurt, Danıştay'ın kadınların lehine vereceği kararın bağlayıcı olacağını vurguladı.
 
Türkiye, 11 Mayıs 2011 tarihinde ilk imzacısı olduğu, kamuoyunda “İstanbul Sözleşmesi” olarak bilinen “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Sözleşmesi’nden AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kararı ile 20 Mart 2021’de çekildi. Bunun üzerine kadın örgütleri başta olmak üzere birçok siyasi parti, baro, sivil toplum örgütü, sendika ve çeşitli kesimlerden kadın, kendi yaşam haklarını koruyan sözleşmeden tek kişinin kararı ile çıkılmasına tepki göstererek Danıştay'a kararın yürütmesinin durdurulması talebiyle başvuruda bulundu.
 
Danıştay savcısı çekilme kararının iptal edilmesini talep etti
 
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu (İDDK), “Anayasaya göre yürütme yetkisinin Cumhurbaşkanı’nda olduğu, milletlerarası antlaşmaların sona erdirilmesinde yürütme yetkisi vardır” gerekçesi ile itirazları reddetmişti. Buna rağmen süreç içerisinde binlerce kadın Danıştay’a tekrardan başvurmuştu. Bunun üzerine 28 Nisan’da Danıştay 10'uncu Dairesi’nde 10 kurumun talebi görüşüldü. Yaklaşık bin avukatın yetki belgesi sunduğu ve binlerce kadının Türkiye'nin dört bir yanından katılarak İstanbul Sözleşmesini savunduğu duruşmada, Danıştay savcısı sunduğu mütalaada çekilme kararının iptal edilmesi talebinde bulundu. Danıştay’ın 15 gün içinde kararını vermesi ve 30 gün içerisinde de taraflara yazılı olarak tebliğ etmesi bekleniyor. 
 
Danıştay’da görülen duruşmaya katılan avukatlardan İpek Bozkurt,  izlenimlerine dair ajansımıza konuştu.
 
‘Sözleşmenin farklı boyutları ele alındı’
 
Duruşmada her davacının 3 temsilcisinin savunma yaptığını dile getiren İpek,  hukuki tartışmalar yürütüldüğünü ifade etti. Duruşmada Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile çekilmesinin Anayasanın pek çok hükmüne aykırılık teşkil ettiğinin ifade edildiğini aktaran İpek, “ İstanbul Sözleşmesi’nin kırılgan, ayrımcılığa daha çok maruz kalabilecek gruplar açısından ne kadar hayati ve önemli olduğu açıklandı. Bir grup savunmacı sözleşmenin mülteci kadınlar, LGBTQ+’lar açısından önemini açıkladı. Yani hukukçular tarafından sözleşmenin farklı boyutları dile getirildi” dedi.
 
‘İşlerine gelince uluslararası sözleşmelere atıf yapıyorlar’
 
Cumhurbaşkanı avukatlarının anayasal yetkileri aşan bir kararı savunmalarının açıklanacak bir yanının olmadığını belirten İpek, yetki aşımını açıklamak için başka ülkelerin sözleşmelerden çekilmelerini örnek olarak gösterdiklerini aktardı. İpek, “Venedik Komisyonu’nun raporlarına atıf yaptılar ama çok enteresan, bu hükümet işine gelince uluslararası sözleşmelere atıf yapıyor. Venedik Komisyonu, terör finansmanı konusunda çıkarılan kanuna ilişkin, Türkiye'deki seçimlerin güvenliği konusuna, insan hakları konusuna ve gazetecilerin tutuklanmasına ilişkin konulara dair çok eleştirel raporları var. Bu iktidar bu raporları hiçbirini dikkate almıyor ama uluslararası bir sözleşmeden çıkmaya yönelik ülkelerin farklı pratiklerine ilişkin olan rapora atıf yapıyor. Bunu garip bir çaresizlik olarak yorumluyorum” diye vurguladı.
 
‘Savcının tespiti politik değil hukuki’
 
Danıştay savcısının Cumhurbaşkanı kararnamesi ile İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesini hukuksuz olarak görmesinin bir kazanım olarak görmediğinin altını çizen İpek, “Cumhurbaşkanının Anayasanın kendisine vermediği bir yetkiyi, yetki aşımı yaparak kullanması Anayasal ve teknik bir hukuk sorunu. Hukukçu olan herkesin zaten bu konuda herhangi bir tartışmaya yer vermeden bu kararnamenin iptalini talep etmesi gerekiyordu. O yüzden savcının söylediği şey özellikle kadınlar için İstanbul Sözleşmesinin hayati olduğuna ilişkin bir politik tespitten ziyade bir hukuk tespiti olduğunu düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
 
‘Danıştay’ın kararı olumlu ve bağlayıcı olacaktır’
 
Danıştay’ın tarafsız, bağımsız bir hukuk kurumu olarak Anayasadaki yetki aşımını gerçekleştiren kararnameyi iptal etmesini beklediklerini söyleyen İpek, ancak kararnamenin iptal edilmesinin politik olarak zor olduğunu vurguladı. İpek, “Ülkede yargı organlarının verdiği hukuksuz kararlara baktığımızda bizim yargımız politize olmuş durumda. İktidarın erklerine uygun kararlar veriyorlar. Danıştay’dan da bir hukukçu olarak bizim itiraz davalarımızı kabul etmesini bekliyorum. Danıştay'ın kararı olumlu ve bağlayıcı olacaktır. Ama hükümet sonradan sözleşmeden çekilmek için Meclis aracılığıyla bir takım girişimlerde bulunacaktır” diye konuştu.