‘Karar ne olursa olsun vazgeçmeyeceğiz’

  • 13:30 29 Nisan 2022
  • Hukuk
 
ANKARA - Danıştay’dan İstanbul Sözleşmesi için nasıl bir karar çıkarsa çıksın hakları için mücadele etmekten geri durmayacaklarını söyleyen kadınlar, “Kadınların öldürülmediği ve şiddete uğramasının önüne geçilmesinde önemli bir denetleme mekanizması olan İstanbul Sözleşmesi’ne yeniden dönülmesi kararlığımızı bugünde ifade ediyoruz” dedi. 
 
Türkiye, 11 Mayıs 2011 tarihinde imzaladığı “Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi” ya da bilinen adıyla  İstanbul Sözleşmesi’nden AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kararı ile, 20 Mart 2021’de çekildi. Çekilme kararının iptaline ilişkin Türkiye’nin dört bir yanından kadın örgütleri siyasi partiler, barolar, çeşitli sivil toplum örgütleri, sendikalar ve bireysel olarak kadınlar, Danıştay’a kararın yürütmesinin durdurulması talebiyle başvuruda bulunmuştu. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu (İDDK),  “Anayasa’ya göre yürütme yetkisinin Cumhurbaşkanı’nda olduğu, milletlerarası antlaşmaların sona erdirilmesinde yürütme yetkisi vardır” gerekçesi ile itirazları reddetmişti. 
 
İDDK’nin itirazlarına rağmen süreç içerisinde binlerce kadın Danıştay’a başvurmuştu. Dün Danıştay’da 10 kurumun talebi görüşüldü. Duruşmaya Türkiye’nin dört bir yanından avukatlar, kadın dernekleri, barolar katılarak, İstanbul Sözleşmesi’nden neden vazgeçilmeyeceğini anlattı.
 
‘Yasal haklarımızı almak için mücadele edeceğiz’
 
Tuzluçayır Kadın Platformu’ndan Fatma Bakır, İstanbul Sözleşmesi’nin hukuksuz bir şekilde bir darbe şeklinde kaldırıldığına dikkat çekerek, bu hukuksuzluğun önüne geçmek istedikleri için Danıştay’da kadınlarla bir araya geldiklerini belirtti. Fatma, “Yasal haklarımızı aramak için buradayız. Buradan nasıl bir karar çıkar bilmiyoruz ama yasal haklarımızı almak için elimizden geleni yapacağız” ifadelerini kullandı.
 
‘Toplum şiddetle baş başa bırakıldı’
 
İstanbul Sözleşmesi davasına katılan Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu (KCDP) Genel Sekreteri Fidan Ataselim, 20 Mart gecesi Cumhurbaşkanlığı Kararıyla Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden geri çekildiğini anımsattı.  Cumhurbaşkanın verdiği kararla toplumu karşısına aldığını söyleyen Fidan, “Bu karar uluslararası, anayasa hukukuna aykırı bir karar. Her gün bu ülkede kadınlar, öldürülürken, kadın cinayetleri artarken, şüpheli kadın ölümleri kat be kat artarken, kadınları ve LGBT+’ileri ev içi şiddetinden koruyacak olan, şiddeti kovuşturacak, soruşturacak olan ve bütünlüklü politikalar geliştirecek olan İstanbul Sözleşmesi’nden imzanın geri çekilmesi bu toplumu, kadınları ve LGBT+İ’leri şiddetle baş başa bırakmak anlamına geliyor. Kadınlar, kadın örgütlerine başvuruyor, endişe ve telaş içerisinde 6284’ten yararlanamayacağız mı diyorlar. Biz buradayız, kadın örgütleri, feminist örgütler, LGBT+Q örgütleri İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz” dedi. 
 
‘Bir kişinin oyu ile mahkeme görülüyor’
 
Danıştay’da 10 davanın görüleceğini ifade eden Fidan, “Danıştay hakimleri 3’e 2 oy ile yürütmeyi durdurmayı reddettiler. Bir kişinin oyu ile bu mahkeme görülüyor demektir bunun farkında olalım. Bizim nezdimizde bu karar hukuksuz. Mevcut hukuka, uluslararası sözleşmelere uygun bir karar çıkmasını umuyoruz” diye belirtti.
 
‘Kadın cinayetleri sayılarla ifade edilemez’
 
Eşitlik İçin Kadın Platformu (EŞİK) ile birlikte davayı takip etmeye geldiklerini dile getiren Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Kadın Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Elif Esen ise, iki yıldır devam eden hukuk mücadelesinin bugün de sürdüğünü kaydetti. Elif, “DEVA partisi olarak, sözleşmeden geri çekilinen ilk geceden itibaren aksiyonumuzu aldık, kararlı bir şekilde iki üç gün içinde Danıştay’a başvuracağımızı açıkladık ve on gün içerisinde Danıştay’a davamızı açtık. Kalabalık bir hukukçu ekibi hazırlandı, sağlam bir dava içeriğimiz var. Bu mücadelenin aslında önemli iki ayağı var; birincisi Türkiye’de adaletin ve hukuk mekanizmalarının yeniden tesis edilmesi ve ülkeye adaletin hakim olması. İkincisi ise; kadınların en çok öldürüldüğü ülkelerdendeniz., Avrupa ülkelerine baktığımız da bu anlamda bu yüz karası tabloda birinci sıradayız. Kadınların öldürülmediği ve şiddete uğramasının önüne geçilmesinde önemli bir denetleme mekanizması olan İstanbul Sözleşmesi’ne yeniden dönülmesi kararlığımızı bugün de ifade ediyoruz.  Bu davanın takipçisi olacağız. Biz diyoruz ki; bir can bile feda edilemez, oranlarla, sayılarla ifade edilemez kadın cinayetleri. İstanbul Sözleşmesi yaşatır, İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz” diye belirtti.