Kobanê Davası: Eşbaşkanlık sistemi kadın mücadelesiyle kazanıldı

  • 13:14 28 Nisan 2022
  • Hukuk
ANKARA - Kobanê Siyasi Soykırım Davası’nda savunma yapan Kürt siyasetçi Zeynep Ölbeci, belediyelerde yürüttükleri kadın çalışmalarını anlatarak, “Demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü paradigma kadınların tüm üretim alanlarda eşit olarak yer almasını esas alır” dedi.
 
DAİŞ’in Kobanê’ye yönelik saldırılarına karşı 6-8 Ekim 2014’te gerçekleşen protesto eylemleri gerekçe gösterilerek Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin de aralarında bulunduğu 21’i tutuklu 108 isim hakkında açılan Kobanê Davası’nın 12’nci duruşması, 3’üncü gününde Sincan Cezaevi Kampüsü Duruşma Salonu’nda görülmeye devam ediyor.
 
Duruşmaya HDP Ankara İl Örgütü yöneticileri, İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, çok sayıda avukat ve izleyici katıldı. Sincan Cezaevi’nde tutulan siyasetçiler duruşma salonunda hazır bulunurken, farklı cezaevlerinde tutulanlar ise duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlandı. 
 
Duruşma mahkeme heyetinin salona gelmesiyle başladı. Duruşma gelen evrakların okunması ardından tutuklu siyasetçi Zeynep Ölbeci’nin savunmasıyla devam etti. 
 
Kürtçe tercüman eşliğinde savunmasını sürdüren Zeynep, siyasi çalışmalarından kaynaklı yargılandığını belirtti. Zeynep, kayyımlar sadece kadınların kazanımlarını baskılamadı aynı zamanda tüm halkın iradesini baskı altına aldı. Kayyım politikasını işgal olarak tanımlayan Zeynep, “Demokratik Bölgeler Partisi’nde yer alıyorum. Ondan önce de DTP’de yer almıştım. Bunlar aynı siyasi geleneğin temsilcileridir. Bütün çalışmalarda benim de emeğim var. Parti çalışmalarımdan kaynaklı gizli tanık getirmelerine gerek yok. Biz bunları açık ve aleni şekilde yapıyoruz, bunlar çalışmalarımızdır. Biz yaptıklarımızın arkasındayız” dedi. 
 
Kadın mücadelesinin kazanımı
 
Barış ve Demokrasi Partisi’nin (BDP) 30 Mart 2014 seçimlerinde demokratik, özgürlükçü yerel yönetimler anlayışlarıyla seçimlere girdiğini ve 3’ü büyükşehir olmak üzere 102 belediyeyi kazandığını hatırlatan Zeynep, “BDP 2014 Temmuz’dan sonra ismini DBP olarak değiştirdi. BDP o seçimlerden sonra eşit temsiliyeti esas aldı. 96 belediyede eşbaşkanlık yönetmeliği belediye meclisinde oylamaya sunuldu, kabul edildi. Kadınlar eşitlikçi ve özgürlükçü mücadeleleriyle ataerkil sisteme karşı kazanımlarını elde etti. Bundan dolayı demokratik mücadelenin doğrudan öncüleri oldular. 102 belediyeden 96’sı eşbaşkanlık sistemini kabul ederek, eşit temsil hakkı elde etti. Yerel yönetimler tarihinde dünyada ilk kez böyle bir uygulama uygulandı. 2014 seçimlerinde diğer 3 partiden de belediye seçildi. Ancak bunların sayısı 13’te kaldı. BDP’li belediye başkanları 23’e çıktı. 72 kadın da Belediye Meclis üyesi olarak seçildi. Belediye Meclis kararları ile kadınlar eşbaşkan olarak tayin edildi. Yerel yönetimlerde eşbaşkanlık, eşit temsiliyet ile Meclis üyelerini de etkiledi. Belediye Meclis üyelerinde de fermuar sistemi uygulandı. Bu şekilde kadın adaylar eşit bir şekilde seçildiler. Kadın Meclis üyelerinin sayısı 363 oldu” ifadelerini kullandı. 
 
Kadın çalışmaları yeni bir aşamaya ulaştı
 
Eşbaşkanlık sisteminin seçim süresince kampanyalarla halka tanıtıldığını hatırlatan Zeynep, “Demokrat gruplar, kadın çalışmalarında belediye çalışmalarında yer aldılar. Halka eşbaşkanlık sistemi anlatıldı. Halk bu sisteme oy verdi. Seçim sonrasında kadınların etkili bir şekilde kararlar alması için belediyelerde Kadın Meclisleri kuruldu. Belediye Meclisleri’nin pratik çalışmalarının yürütülmesi için de kadın kurulları, kadın koordinasyonları oluşturuldu. Belediye çatısı altında Kadın Müdürlükleri ve kadın politikaları esas alındı. Belediyelerde kadının ekonomik olarak güçlendirilmesi, kadınların eğitimi, kadına yönelik şiddete karşı mücadele esas alınmıştı. 2014 seçimleri ardından kadın çalışmaları yeni bir aşamaya ulaştırılmıştı” dedi.
 
Ev ev, kapı kapı gezilerek kadınlara ulaşıldı
 
Zeynep, yerel yönetimlerde özgürlükçü anlayış temelinde eşbaşkanlık sisteminin önemli olduğunu ifade ederken, şunları söyledi: “Toplumsal cinsiyet eşitliğinin oluşması için ataerkil siyasete karşı kendi renkleriyle siyaset yapabilmesi için belediyelerde kadın merkezleri için çalışmaları yapıldı. 3 şehirde kadın başkanlar seçildi. Pilot olarak seçilen bu 3 bölgede demokratik, kadın özgün çalışmalar yapıldı. Şehir, ilçeler ve köylerde kadın çalışmaları güçlendirildi. Erkek şiddetine karşı kurulan kadın merkezleri önemli bir yere sahipti. Doğubayazıt Belediyesi de seçilen pilot bölgelerden biriydi. Kurulan kadın merkezlerinde şiddete karşı danışma veriliyordu. Kadınları bilinçlendirmek için eğitim çalışmaları yürütüldü. Köy köy, mahalle mahalle, kapı kapı gezildi. Kadın çalışmaları ve kadın merkezleri tanıtıldı. Ev gezmeleri, mahalle ziyaretleriyle danışma merkezine gelmeyen kadınlara ulaşmak için çabaladılar. Elde edilen sonuçlara göre eğitimler verildi. Kadın mücadelesiyle elde edilen büyük kazanımlardan biri de imece usulü bir ortaklaşma kurmaları oldular.”
 
‘Özgür yaşam alanları için mücadele edildi’
 
Türkiye’de kadın mücadelesi yürüten kadınlarla bir araya geldiklerini ve tecrübelerini paylaştıklarını aktaran Zeynep, dünyada kadın mücadelesi yürüten örgütlerle de yardımlaşma ve dayanışma ağları kurulduğunu kaydetti. Bağımsız kadın örgütleriyle ortak çalışmalar yürütüldüğünü de sözlerine ekleyen Zeynep, sığınma evleri çalışmalarına da değindi. Zeynep, bu bilinçle iki büyükşehir ve iki tane de ilçelerde olmak üzere 4 sığınma evi kuruldu. Diyarbakır Diclekent’te sığınma evi açılması için çalışmalar yapılmıştı. Çalışacaklar işe alınmıştı. Bir yıl boyunca bakanlığın izni için beklendi. Belediye çatısı altında kadın kurum ve çalışmaları yürütüldü. Sığınma evlerinin eksikliklerinin ortadan kaldırılması için hem kendi aralarında hem de Türkiye kadın kurumları ile çeşitli tartışmalar yürütüldü. Sığınma evlerinden çıkılması ardından alternatif bir yaşam oluşturulması için çalışmalar yürütüldü. Tehlike altında olan, şiddete maruz kalan kadınların üretime katılması için çalışmalar yapıldı. Sığınma evlerinin özgür yaşam alanları olması için çalışmalar yapıldı. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi başkanlığında Kadına Yönelik Şiddet İçin Acil Telefon Hattı kuruldu. Türkiye’de yerel yönetimler de bu uygulama ilkti” şeklinde konuştu.
 
Komünal ekonomi için çalışmalar yürütüldü
 
Kadınların çalışma alanlarında erkeklerden düşük ücrete çalıştırıldığını ve farklı uygulamalara maruz kaldığını söyleyen Zeynep, “Kadın ücretli üretime katıldığı zamanda ev işlerinden kurtulamaz. Kadınlar düşük ücretle çalıştırılır. Kadınlar çalışma alanlarında cinsiyetçi yaklaşımlarla karşılaşır. Kadınlar her türlü taciz, şiddetle karşı karşıya kalır. Demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü paradigmaya göre kadınlar tüm üretim alanlarda eşit olarak yer almasını esas alır. Belediyecilik anlayışında kadın emeğini görünür kılarak, toplumu da bu şekilde dönüştürmeyi esas alır. Bu çalışmalarla erkek egemen kapitalist sisteme karşı kadınların alternatif olarak örgütlenmesi, bütün ekonomik çalışmalara, projelere kadınların örgütlü bir şekilde katılmasını esas alır. Belediyelerde, kadınların ekonomik özgürlüklerini kazanması, komünal ekonomi oluşturabilmesi ve güçlendirilmesi için çalışmalar yürütülmüştür” dedi.
 
Zeynep, Kürt illerinde kayyım atanmadan önce belediyelerde kadınlara ve çocuklara yönelik yaptıkları çalışmaları anlattı. Zeynep, kayyım atanması sonrası kadın kazanımlarına yönelik saldırıları da aktardı. 
 
Duruşmaya mahkeme heyeti 13.30’a kadar ara verdi.