Konya Katliamı davası: Polis ve failler delil kararttı

  • 13:38 19 Nisan 2022
  • Hukuk
KONYA - Konya Katliamı davasında, katliam gününe ait 2 dakikalık görüntünün silindiği ve o sırada fail Mehmet Altun’un Mercedes marka araba içinde olan kişiyle iletişime geçtiği açığa çıktı. Yanı sıra serbest bırakılan faillerin ise çok sayıda delil kararttığı, polislerin yalan tutanak tuttuğu öğrenildi.
 
Konya'nın Meram ilçesinde 30 Temmuz 2021'de katledilen Dedeoğulları ailesinin Mehmet Altun ile katliama azmettirmekten tutuksuz yargılanan Keleş ve Çalık ailesinin yargılandığı davanın 3'ncü duruşması Konya 4'ncü Ağır Ceza Mahkemesinde görülmeye başladı.
 
Duruşmaya katledilen Dedeoğulları ailesinin sağ kalan tek üyesi Çetin Dedeogulları, Dedeoğulları ailesinin yakınları, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekilleri Tülay Hatimoğulları, Mahmut Tuğrul, Garo Paylan, HDP Konya İl Örgütü ile Diyarbakır, Van, Urfa, Siirt, Hakkari, Batman, Muş Barosu Başkanları olmak üzere çok sayıda avukat katıldı.
Duruşmayı çok sayıda kişinin yanı sıra gazeteciler de izledi.
 
Failler salona getirilmedi
 
Fail Mehmet Altun ile ırkçı saldırı davasından tutuklu yargılanan Lütfi ve Ali Keleş tutuklu bulundukları cezaevlerinden duruşmaya SES ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlanırken, tutuksuz yargılanan failler duruşmaya getirilmedi.
 
Avukat girişine kamera
 
Avukat ve katılanların mahkeme salonuna girmek için kullandıkları girişe kamera konulması ancak fail avukatlarının salona girdiği koridorda kameranın bulunmaması dikkat çekti.
 
Güvenlik içinmiş
 
Kimlik tespitiyle başlayan duruşmada, söz alan avukatlar kameranın bulunmasına tepki gösterdi. Mahkeme ise bu uygulamayı “güvenlik tedbiri” ifadeleriyle yanıtladı.
Ardından mahkeme yeni gelen evrakları okuyarak dosyaya ekledi.
 
Failin yeğeni tanıklıktan çekildi
 
Fail Mehmet Altun’un yeğeni ve Ayşe Keleş’in oğlu 16 yaşındaki Ahmet Keleş, tanık olarak dinlenmesi için salonda hazır bulundu. Ancak Ahmet, tanıklık yapmak istemediğini belirterek tanıklıktan çekildi.
 
‘Araç hızını uyarmak için aradık’
 
Ardından katliamdan sonra fail ile telefonla görüştüğü tespit edilen oto galerici Maksut Göncü, tanık olarak dinlendi. Faili iş yerlerinden araç kiraladığı için tanıdığını ancak diğer failleri tanımadığını belirten tanık, “Aracı karalamaya geldiğinde oğlum oradaydı o kiraladı. CPS kayıtlarından aracın hız yaptığı Emniyet tarafından bize bildirildi. Biz de uyarmak için aradık onu. Başka da bir görüşme ve konuşmamız olmadı. Oğlum arayarak hız yaptığını, yavaşlaması gerektiğini söyledi. O sırada ben de oradaydım” şeklinde konuştu.
 
‘Olayın organizeli olduğuna dair bulgular var’
 
Söz alan Siirt Baro Başkanı Kenan Bilge, mahkemenin baktığı davanın 7 kişilik bir ailenin vahşice katledildiği bir olay olduğunu vurgulayarak, “Olayın organizeli bir şekilde ve ırkçı saiklerle yapıldığına dair bulgular var. Etkin bir kovuşturma yürütülmesi mahkemenin de tarihi sorumluluğudur. Öldürmeye teşebbüs 12 Mayıs eylemi ortadayken alınmayan önlemler sonucu 30 Temmuz katliamı doğdu. İki olay arasında fiili ve hukuki bağlantı var. Bir ailenin yaşam hakkı elinden alınmıştır” diyerek davaya katılma talebinde bulundu. Hakkari Baro Başkanı Ergün Canan da davaya katılma talebinde bulundu.
 
Baroların katılma talebi reddedildi
 
Fail avukatları ile iddia makamı, katılma taleplerinin suçtan doğrudan zarar görmemeleri nedeniyle reddine karar verilmesini istedi. Mahkeme başkanı da verdiği ara karar ile katılma taleplerinin reddine karar verdi.
 
‘Tanıklar faili koruyor’
 
Ardından dava avukatlarından Atilla Kart söz aldı. Katılan avukatların girişinde kameranın bulunmasının yargılamaya müdahale olduğunu söyleyen Atilla, dosyada karartılan delillere dikkat çekti. Atilla, “Maddi bulguların amacı dışında kullanılması ve mahkemenin de bunu bilerek davranması mahkeme gidişatını etkiliyor. Delillerini maddi boyutu ve dosya çerçevesinde ele alınması gerekiyor. 8 Şubat’ta görülen duruşmada biz salonu terk ettikten sonra tanık beyanları aldınız. Bu tanıkların tümü faili korumaya yönelik beyanda bulunmuş. Bunlar kabul edilemez” dedi.
 
Tanığın çelişkili beyanları anlatıldı
 
Ayşe Keleş’in tarlasında çalışan kadınların ifadelerinde yer alan çelişkilere değinen Atilla, “Katliamın gelişmesinde birinci dereceden sorumlu olan Ayşe Keleş, katliam günü bir el ateş edildiğini söylüyor. Ancak yanında çalışanlardan biri 5 el ateş duyduğunu öbürü birkaç el ateş edildiğini duyduğunu söylüyor. Tanıklar çelişkili beyanda bulunuyor. Mahkeme bu çelişkileri giderme gereğinde bulunmadı. Ayşe Karaca, Ayşe Keleş’i uyarıyor katliam günü. ‘Buraya gelme sizden bilirler ’diyor. Ayşe Karaca’nın beyanları çok önemli ama mahkeme üstüne gitmiyor” ifadelerini kullandı.
 
Olay tutanağı 9 ay sonra dosyaya eklendi!
 
12 Mayıs’ta gerçekleşen ırkçı saldırıya dair olay yeri inceleme tutanaklarına dikkat çeken Atilla, şöyle konuştu: “12 Mayıs’a dair iki tane belge var. Bu belgeleri doğru okumak gerek. Olay ona göre şekilleniyor. Mahkemenin maddi gerçeğe aykırı olan şeylere müdahale etmesi gerekiyordu. Mahkeme bunu yapmadı. Olay yeri inceleme tutanağı önemli ve iki mahkeme arasındaki bağlantıyı gösteriyor. Mahkeme 8. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen bu dosyayı takip ediyor çünkü doğrudan ilgilendiriyor. Sanıkların maddi gerçeği saptırmasına izin vermeyin. Serpil Dedeoğulları 12 Mayıs’ta 155’i arıyor ancak yetkililer 3 saat sonra geliyor. Olayın bahçede gerçekleştiği tutanakta var. Tutanak olayın iki bahçe arasındaki arada olmadığını kanıtlıyor. Bir diğer tutanakta, Emniyet tutanağına ise ‘Komşular arası kavga’ denilerek tutanak oluşturuyor. Saat 22.00 ya da 22.00 civarı deniliyor tutanakta. 22.00 diye saat olur mu, nerede bunun dakikası? Bu tutanak 9 ay sonra UYAP’a yüklenmiş. 12 Mayıs’ta gerçekleşen olaya dair tutanak, Şubat ayında yani 9 ay sonra UYAP’a yükleniyor, dosyaya ekleniyor. Bu tutanak neden 9 ay sonra UYAP’a yükleniyor?.”
 
4 polis sahte evrak düzenlemiş!
 
Bu tutanağın 4 kişiden oluşan bir polis ekibinin imzasını taşıdığını, onlar tarafından tutanağın oluştuğunu kaydeden Atilla, “Bu 4 kişilik polis ekibi 22.00 civarında olay yerine varmışsa neden olay yeri inceleme ekibi 3 saat sonra geliyor? İnandırıcı yani yok. Kavganın iki evin arasında vuku bulduğu izlenimi bilinçli olarak yaratıldı. Tüm yapılmak istenen bu. Bunun aksine tutanak tutuluyor” dedi.
 
Telefon görüşmeleri
 
Saldırının organizeli bir şekilde gerçekleştiğinin Whatsap görüşme ve yazışmalarında da açığa çıktığını belirten Atilla, Veli ile oğlu Ali arasında cezaevindeyken gerçekleşen “Kürtler uslandı mı” şeklindeki telefon görüşmelerini hatırlattı. Bu konuşmanın bile saldırının organizeli olduğunu gösterdiğini ifade eden Atilla, “Nefret ve Kürt düşmanlığı buram buram kokuyor konuşmalarda” dedi.
 
Delil karartan polisler hakkında suç duyurusu!
 
Atilla, “Hukuki ve yasal anlamda 12 Mayıs’ta hukuk dışı düzenlenen 1 sayfalık raporu hazırlayan ve görev suistimal eden polisler hakkında suç duyurusunda bulunacağız. Ayrıca tanık olarak da dinlenmeleri gerekiyor. Soruşturma aşamasında yasa dışı delil karartma ortaya çıkıyor. Tevsi tahkikat talebimiz var. Lütfi Keleş mahkemede ‘Bir kısmımızın çıkması için üstlendim. İşler dışarıda kaldığı için ben üstlendim’ dedi. Bir insan daha suçun organize işlendiğini nasıl anlatır. Ali Keleş cezaevinde eşi ile yaptığı telefon görüşmesinde ’12 yıl da verseler ceza düşer’ diyor” diyerek failler arasındaki telefon görüşmelerini anlattı.
 
‘Katilin sırtını dayadığı devlet görevlileri kim?’
 
Atilla şöyle devam etti: “Katil Mehmet’in sırtını dayadığı devletin görevlileri kimlerdir? Konya ikliminin buna çok müsait olduğunu hukuken de siyasi olarak da ve bir Konyalı olarak da biliyorum. Mahkemenin görev ve sorumluluklarından kaçmaya devam etmesi halinde gerçek açığa çıkamayacaktır. Kamera kayıtlarında ve telefon görüşmelerinde delil karartıyorlar.
 
Katliam gününe ait 2 dakika yok edilmiş
 
Katliam gününe ait 2 dakikalık görüntünün kayıtta olmadığı görülüyor. Failin Dedeoğulları’nın evinden ilk ayrılışının ardından 2 dakika yok. 2 dakika nasıl kayboluyor? Soruların yanıtı Savcı ve kolluktadır. Katilin iştirak içinde olduğu kişilerin de o 2 dakikada bir Mercedes arabanın geldiğini ve önceden o aracın orada olduğunu biliyoruz.
 
Kayıtlar nerede, katil kimlerle pazarlık yaptı?
 
2 Ağustos’ta katil, 155 ile 35 dakika görüşüyor. 35 dakikalık görüşme 50-60 sayfayı bulur. Ama rapor yok ediliyor. Yalnızca bir sayfa kalıyor. 1 sayfayı dosyada unutuluyor. Bu,  olayın nasıl organize olduğunu gösteren bir bulgu. Bu kayıtlar nerede, neden gizlendi, katil kimlerle pazarlık yaptı? Devletin sahibi hepimiziz. Katil orada ‘5 kişiyi daha öldüreceğim sonra teslim olacağım’ diyor. Nefreti hala var. Katliamı işlediğini itiraf ediyor çünkü kardeşi Ayşe’nin iş birliğinin açığa çıkmasından kaygı duyuyor.
 
Katliamı planlayan ekip
 
Zehra Altun katili katliam gibi 51 defa arıyor. Bu katilin nasıl bir organize içinde olduğunu biliyor. Mehmet Güven ile katilin annesi İsmihan  Altun’un görüşmeleri var ve yine Zehra Altun ile katilin muhtar dayısı Fahri Akpınar ile olay günü görüşüyor. Bu ekip katliam öncesi,  günü ve sonrasında katilin saklanması ve silahların sağlanmasını planlayan ekip. Teknik destek almışlar. Bunların araştırılması için mahkemeyi görevini yapmaya çağırıyorum. Bu anlamda bu görüşmelere ait HTS kayıtlarının olayın bu boyutuna dair ayrı bir rapor hazırlanmasını, bilirkişi incelemesi yapılmasını talep ediyorum.
 
Sanıklar delil kararttı
 
Tanık beyanlarının tanık mahallinde olması yerine tanıkların SEGBİS ile dinlenmesini talep ediyorum. Delil karartma ve suç işlemeye dair somut delillerin olduğu çok bariz. Tüm sanıkların tutuklanmasının sebebi doğdu. Bunları belge ve itiraflarıyla anlatıyoruz. Mahkemenin tutuklama vermemesi sanıkları cesaretlendirdi. Birileri bize 35 dakikalık görüşmeyi açıklamalı. Sanıklar delilleri kararttı. Maddi gerçek büyük ölçüde karartılmıştır. Tutuksuz yargılanmaları, delil karartmaya devam edecekleri anlamına gelir. Kolluk ve savcının yapmadığını mahkeme yapmalı.
 
Takipsizlik verilenler için Bakanlığa başvuru
 
Katledilen insanların katledilmelerinin Kürt olmalarıyla alakasının olup olmadığı araştırılmalı. İnsanlığa karşı suç söz konusudur. Olaya iştirak eden ve haklarında takipsizlik verilen kişiler için Adalet Bakanlığına başvuruda bulunduk. Sonuçlarını bekliyoruz.”
 
Duruşma avukatların beyanları ile devam ediyor.
 
 

Etiketler:

dava