SES Eski Eş Genel Başkanı Gönül Erden tahliye edilmedi

  • 18:15 6 Nisan 2022
  • Hukuk
ANKARA- SES eski Eş Genel Başkanı Gönül Erden’in tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme, bir sonraki duruşmada Kobanê Davası’nın da gizli tanığı olan ULAŞ ve yine Kobanê Davası’nın açık tanığı Kerem Gökalp ile tanık Hicran Berna Ayverdi’nin dinlenmesine karar verdi.
 
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Eş Genel Başkanı Selma Atabey’in de aralarında bulunduğu 8 SES yöneticisinin “örgüte üye olmak”, “örgütü yönetmek” ve “örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla yargılandıkları davanın ilk duruşması Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.
 
‘Tanık ifadelerinin ne şekilde alındığı belli değil’
 
Verilen aranın ardından söz alan Avukat Kenan Maçoğlu, tanık sıfatıyla ifadesi alınan Kerem Gökalp’in 2015 yılında etkin pişmanlıktan yararlandığını hatırlattı. Kenan, “Şırnak’ta 16 sayfa ifade veriyor. Ama ne buradaki isimler ne de Kobanê Davası’ndaki isimlerle ilgili tek bir ifade yok. Sonra etkin pişmanlıktan yararlanıyor ve sonra iki dosya hakkında ifadesi alınıyor. Hem Gökalp hem de gizli tanık Ulaş’ın ifadelerinin tamamının getirilmesini istiyoruz. Her iki dosyada gizlilik kararı var ve açık tutuluyor. Bilgi belge istenildiğinde Kobanê Davası’nda ‘gizlilik kararı var’ denilerek bilgi ve belge verilmiyor. Gizlilik kararı sadece dosya tarafları açısından geçerli mahkeme için geçerli değil. Gerekirse bize kapalı tutarak inceleyin. Bu nedenle iki ifadenin getirilmesini istiyoruz. Ne kerem Gökalp ne de Ulaş’ın ne şekilde dosyaya dahil edildiklerine dair ne iddianamede ne de dosyaya giren herhangi bir bilgi belge de yer almıyor. Normalde iddianamede açıkça ifade edilmesi gerekiyor. Bunlar olmamasına rağmen iddianameyi kabul ederek büyük hata yapmışsınız. CMK gereğince delillerin suçla ilişkilendirilmesi gerekiyor. Özellikle tanıkların bilgi ve görgüsünün ne şekilde olduğunun somutlaştırılması gerekiyor. Ama ifadelerde bu bilgilere ne şekilde vakıf olduklarına dair tek bir tespit yok. Fakat siz CMK’da açık bu tanık ifadelerini baz alarak Gönül Erden’i tutuklu yargılıyorsunuz. Kumpas olduğuna dair ileriki süreçte belgeleriyle sunacağız. Ama bu aşamada tahliye talebinde bulunuyoruz” ifadelerinde bulundu.
 
‘Kürdüm Aleviyim ve sosyalistim’
 
Ardından savunma yapan SES eski Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Fikret Çağalan, aynı iddialarla başka bir davadan yargılandığını söyledi. Fikret, “Ben bir Kürdüm, Aleviyim aynı zamanda bir sosyalistim. Bu kimliklerimden kaynaklı olarak da bir ilişki, konuşma ve eylem biçimim var. Sendikada kararların nasıl alındığını sordunuz ama savcılık zahmet edip sendikanın işleyişini araştırıp iddianameye ekleme gereği duymamış. Keşke bizi gözaltına aldıklarında savcı sorsaydı o zaman da söylerdik” dedi.
 
‘Yaşamımızın her alanında demokrasi mücadelesi yürütüyoruz’
 
Sağlık işinin politik olduğunu dile getiren Fikret, sendikal faaliyetlerinin de demokratik bir işleyişe tabi olduğunun altını çizdi. Yaşamlarının her alanında demokrasi mücadelesi yürüttüklerini dile getiren Fikret, “Bunların hepsi de benim kişiliğimi şekillendiriyor ve mücadelem de buna dayanıyor. Biz bir şey yapmışsak onu savunuruz” diye belirtti.
 
Polis teşekkür etmiş
 
Mahkemeye “Bu kadar niteliksiz bir dosya hazırlamayın” diyen Fikret, “Bu dosyayı dernekler masasına göndersek alaya alırlar. Kongrelere gitmeden önce basında haberler yapılıyor. Bazen polisler kendileri gelip bize ‘Şu şöyle böyle olacak’ diyorlardı. Bizi takip eden polisler ‘Biz sizi takip ediyorduk diye yapılan toplantılara katılmadık. Daha sonra toplantıya katılanlar FETÖ gerekçesiyle görevden alındı veya tutuklandı. Biz sizin sayenizde görevdeyiz. Size teşekkür ediyoruz’ dedi.  
 
‘Sağlık hizmeti iyi gidiyorsa nedeni sağlık emekçileri’
 
Sağlık hizmetinin iyi gidiyor olmasının temel nedeninin sağlık emekçilerinin çalışmaları olduğunu ifade eden Fikret, “Mevcut sağlık politikaları sağlık emekçilerini öldürüyor. Bu kadar kötü bir sağlık sistemi yaşanıyorsa bu bizim başaramadığımızdandır. Keşke demokratik kitle olarak daha fazla mücadele etmiş olsaydık. Eğer bu sağlık sistemi uygulanmasaydı daha iyi şeyler olacaktı. Sağlık Bakanı Recep Akdağ bize neden Sağlıkta Dönüşüm Programına itiraz ettiğimizi sordu. Sermaye merkezli bir sağlık sistemi istedikleri için bunu yapıyorlar. Kardeş Aile Kampanyasını Pervin Buldan duyurdu ve ben de HDK’de çalışan biri olarak bileşenimiz olan HDP’ye destek sunduk” diyerek duruşmadan vareste tutulma talebinde bulundu.
 
‘Kendisi HDK’li ve bu alanda çalışma yürütmesi olağandır’
 
Söz alan avukat İddamin Karahancı, iddianamenin kopyala-yapıştır ibarelerden oluştuğunu dile getirdi. Tanık beyanlarının gerçek dışı olduğunu ifade eden İddamin, “Kendisi HDK’li ve bu kapsamdaki çalışmalarda yer almış olmadı olağandır. Sosyal medya hesabından IŞİD çetelerine yönelik bir paylaşımı, Cizre’deki sürece dair paylaşımı var ve cezaevlerindeki açlık grevlerine dair bir paylaşımı var” dedi.
 
‘Birçok kadın örgütüyle ortak çalışmalar da yapıyoruz’
 
Ardından Belkıs Yurtsever savunma yaptı. Gizli tanığın hakkındaki beyanlarının doğru olmadığını ifade eden Belkıs, sendikal mücadelesine değindi. Sendikalarına bağlı ayrı bir sağlık komitesi olmadığını söyleyen Belkıs, “Uzun süre sendikada şube yöneticiliği oldum, çeşitli görevler aldım. Aktif bir SES’li olarak çalışmalarıma devam ediyorum. Birçok kadın örgütüyle ortak çalışmalar da yapıyoruz. Sendikal ilişki kurmak maksadıyla Irak’a gittim. Yine Almanya’ya gitmiştim amcamı ziyarete sonrasında amcamı kaybettim. Yine Yunanistan’a sendika tarafından yapılan geziler vardı. Kıbrıs’a da Sağlık Bakanlığına bağlı çalıştığım hastane tarafından gönderildim. Fikret ile biz akrabayız ve yaptığımız telefon görüşmesinde amcamın vefat haberini verdim. Bu iddianamede yer almış. Bu suç unsuru olabilecek bir diyalog değil. Evime yapılan baskında hiçbir suç unsuruna rastlanmadı” diye belirtti.
 
‘İddiaları bir araya getirmek iddianame sayılmaz’
 
Savcının görevini polislere bıraktığını ifade eden avukat Levent Kanat, “İddianame hukuki bir belgedir. Bunlar Yargıtay karaları gibidir. Dosyadaki delillere ilişkin hukuki vasıflardır. Sadece iddiaları bir araya getirmek iddianame sayılmaz. Bunu zaten kolluk yapıyor. Öyle olsa zaten kolluk fezlekesi yeterli olur, iddianameye gerek kalmaz. Bunun hukuki vasıflarının savcı tarafından yapılması lazım. İddia makamı 305 sayfalık iddianameyi kitaplarla doldurmuş. Kürt lafı geçen yerlerden rahatsız olursunuz. Ama bir savcının buu demeye hiç hakkı yoktur hele bir savcının bunu demeye hiç hakkı yok. Yasak yayın ile yasaklanmış yayın ayrı şeylerdir. Yasak yayın yazarının, yayın adresi belli olmayan yayınlardır. Yasaklanmış yayınlar ise yazar ve yayınevi belli olan, Kültür Bakanlığı tarafından bandrollü ve sonradan hakkında toplatılma kararı çıkarılan kitaplardır. ‘Bu kitabı Selahattin Demirtaş yazmıştır.’ Savcı Selahattin Demirtaş’ı sevmiyor olabilir ama bunu iddianameye yazamaz.  Bu kitapların suç delili olup olmadığına kolluk karar veremez. Bunu hukuk yapar, mahkeme yapar. Kolluk buna dair tutanak tutamaz” şeklinde konuştu.
 
‘Neden sadece Habur Sınır Kapısı yazılıyor’
 
Yurt dışı çıkışlarında yalnızca Habur Sınır Kapısındaki giriş çıkışlarının alınmasına tepki gösteren Levent, “10 çıkış 8 girişi var. 2 tane neden tekerrür yazılıyor? Şırnak bu ülkenin tehlikeli şehiri midir? Neden Artvin Sınır Kapısını yazmıyor da Şırnak Habur Sınır Kapısını yazıyor. Günü birlik Gürcistan’a gidiyor. Bu neden yazılmıyor?” diye sordu.
 
‘Devlet iban istedi Kardeş Aile Kampanyası neden suç?’
 
Gizli tanığın “Ben bu kişiyi Belkıs Yurtsever olarak tanırım” söylemine dair Levent, “Eğitim almış biri kendi ismini kullanmaz ama gizli tanık müvekkilimin açık ismini söylüyor. Bunlar tutarlı olmayan çelişkili beyanlardır” dedi. Kardeş Aile Kampanyasının suç sayılmasına da tepki gösteren Levent, “Bu ülkenin devleti pandemi sürecinde iban numaraları istedi Kardeş Aile Kampanyası neden suç olsun? ANF haberlerine dayanak gösteriliyor. ANF Cumhurbaşkanını da haber yapıyor. Açıklamalarını da haber yapıyor” şeklinde konuştu.
 
Savcı eksik hususların giderilmesini istedi
 
İddia makamı “HTS kayıtlarının incelemelerinin tamamlanması için gerekli şeylerin yapılmasına, bilirkişi incelemelerinin beklenmesine, dosyadaki tanıkların ifadelerinin alınabilmesi adına gerekli kararların verilmesine, sanıkların çalıştığı kamu kurumlarından haklarında idari işlem olup olmadığının sorulmasına, var ise dosyamıza kazandırılmasına, eksik hususların mahkemece giderilmesine, adli kontrol tedbirlerinin devamı ile tutuk halinin devamı” yönünde mütalaa sundu.  
 
Gönül’ün tutukluluğunun devamına karar verildi
 
Ardından ara kararını açıklayan mahkeme başkanı, Gönül Erden’in tutuk halinin devamına ve tutuksuz yargılananlar için adli kontrol tedbirlerinin devamına karar verdi. Bir sonraki celsede gizli tanık ULAŞ ile tanıklar Kerem Gökalp ve Hicran Berna Ayverdi’nin tanık olarak dinlenmesi için SEGBİS’te hazır edilmelerine karar veren mahkeme, kamu görevlisi yargılananlar hakkında idari işlem olup olmadığının sorulmasına, Fikret Çalağan’ın vareste tutulma talebinin reddine karar verdi.
 
Bir sonraki duruşma 4 Temmuz’a ertelendi.
 
Duruşmanın ardından adliye önünde bir araya gelen kitleye polis “Adliye önünde toplu bekledikleri” gerekçesiyle müdahale etmek istedi. Duruma tepki gösteren kitle polisi alkışla protesto etti. Kitle ardından dayanışmaya gelen yabancı heyet ile birlikte SES Genel Merkezi’ne geçti.