Selma Atabey: Sendikal mücadelemiz yargılanıyor

  • 15:38 6 Nisan 2022
  • Hukuk
 
ANKARA - SES davasında savunma yapan Eş Genel Başkanı Selma Atabey, “Soruşturmada kolluk tarafından toplanan deliller, yürüttüğümüz sendikal, meşru, demokratik hak mücadelesine ilişkindir” dedi.
 
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Eş Genel Başkanı Selma Atabey’in de aralarında bulunduğu 8 SES yöneticisinin “örgüte üye olmak”, “örgütü yönetmek” ve “örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla yargılandıkları davanın ilk duruşması Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülüyor.
 
'Barışçıl kimliğimle kendimi var ettim'
 
Duruşmada SES eski Eş Genel Başkanı Gönül Erden’in ardından SES Eş Genel Başkanı Selma Atabey savunma yaptı. SES’in kuruluşunu anlatan Selma, sendikanın demokrasi mücadelesi de verdiğini kaydetti. Selma, “Soruşturmada kolluk tarafından toplanan deliller, yürüttüğümüz sendikal, meşru, demokratik hak mücadelesine ilişkindir. Pek çok delili suçlamalarla ilişkilendiremedim. Üyesi olduğum tek örgütsel yapılanma SES’tir” ifadelerini kullandı. İddianamede yer alan yurt dışına çıkış kayıtlarına değinen Selma, bir heyet ile birlikte sağlık raporu hazırlamak amacıyla Irak’a gittiğini ifade etti. Türkiye’ye geldikten sonra da Sağlık Bakanlığı’ndan randevu aldıklarını kaydeden Selma, “Ben barışçıl kimliğimle kendimi var etmişken ve savaşa o kadar karşıyken tanığın silah eğitimi aldığımı iddia etmesi ne kadar sıradan yaklaştığını gösterir” dedi.
 
‘Yardım kampanyasından nasıl örgüt üyeliği çıkarılır?’
 
İnsani çabalarının kriminalize edildiğini sözlerine ekleyen Selma, şunları dile getirdi: “Kardeş Aile Kampanyası döneminde evde kaldığımız süreçte biz ekonomik durumu iyi olanlar sıkıldığımız için bir şeyler yapmak istemiştik. Sosyal medyadan videolar yayınlıyorduk. Maddi olarak sıkıntı yaşayan çok sayıda insan vardı ve bu insanlara nasıl destek sunarız diye düşünüyorduk. İstanbul Belediyesinin, CHP’nin ve HDP’nin de bu anlamda bir çalışması vardı. Ben ve bazı duyarlı arkadaşlarımla muhtarlara ulaşarak yardıma ihtiyacı olan insanlara yardım etmek istediğimi söyledim. Bunun üzerine muhtarlar HDP’nin böyle bir çalışması olduğunu ve ellerinde yardıma ihtiyacı olanların listesinin olduğunu söyledi. Biz de bu şekilde insanlara yardım etmeye başladık. Telefon tapelerim eksik çıkarılmış. Sadece bir yardım kampanyasından nasıl örgüt üyeliği çıkarılır?”
 
‘Kürtçeye yönelik ayrımcılığa tepki gösterdim’
 
Dijital medya hesabından cezaevlerinde süren açlık grevine dair paylaşımlarda bulunduğunu söyleyen Selma, “Biz insanların sağlığını önceleriz. Sağlık hakkı açısından attığım bir twitter. Yine Kürtçe tabelaların sökülmesi ve kaldırılmasına dair yapılan ayrımcılığa tweet atarak tepki gösterdim. Dünya Anadil Gününde Kürtçe aşkı anlatan bir şarkı paylaştım. Konu Kürtçe olduğunda örgüte mal edilmesi kaçınılmaz oluyor. Tüm paylaşımlarım düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamındadır” diyerek beraat talebinde bulundu.
 
‘Dünyanın neresinde böyle bir şey var’
 
Ardından söz alan Avukat İddamin Karahancı tanıkların teşhisleri ne şekilde gerçekleştirdiğini bilmediklerini kaydetti. Pandemi sürecinde başlatılan “Kardeş Aile Kampanyası”na dikkat çeken İddamin, “Kendi halkına yardım etmiş. Yardım etmek nasıl bir örgütün yöneticiliğiyle bağdaştırılabilir? Yine evinde birtakım kitaplara el konulmuş. Selahattin Demirtaş ve Gültan Kışanak’ın kitaplarına el konulmuş ve gerekçesinde, ‘Tutuklu bulunan bir kişinin kitapları evde bulundu’ ifadesi yazılmış. Dünyanın neresinde böyle bir şey var” dedi.
 
Duruşmaya yarım saat ara verildi.