Kobanê Davası’nda tanık Kerem Gökalp yoruma dayalı konuştu

  • 19:18 5 Nisan 2022
  • Hukuk
ANKARA- Kobanê Davası'nın açık tanıklarından Kerem Gökalp, yoruma dayalı konuşarak iddianamede siyasetçilere yönelik iddiaları çürütmüş oldu.
 
DAİŞ’in Kobanê’ye yönelik saldırılarına karşı 6-8 Ekim 2014’te gerçekleşen protesto eylemleri gerekçe gösterilerek Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin de aralarında bulunduğu 22’si tutuklu 108 ismin yargılandığı Kobanê Davası’nın 11’inci duruşması altıncı gününde Sincan Cezaevi Kampüsü Duruşma Salonu’nda görüldü.
 
Duruşma dosyanın açık ve ana tanığı Kerem Gökalp’in ifadeleri ile devam etti. 
 
İddia makamı Kerem Gökalp’e PKK, işleyişi ve kongrelerine dair sorular yöneltti.
 
‘Örgüt onunla bununla çatışın demedi’
 
Tanık Kerem Gökalp, Kobanê eylemlerine dair gerçekleşen provokasyonlarda örgütün “Gidin onunla bununla çatışın, Hizbullah’ı hedef alın” gibi bir söylem ve kararının olmadığını ifade etti. 
 
İddia makamının “Serhildan nedir?” sorusuna tanık, “Türkçe anlamı direniştir” diye belirtti. 
 
‘HDP Kapatma Davası mı görülüyor?’
 
İddia makamının “Demokratik Özerklik” sorusuna avukat Özgür Erol, “HDP’nin kapatılması davasını mı görüyoruz” sözleriyle tepki gösterdi. 
 
Mahkeme başkanı “Devletin birliği ve bütünlüğünü bozma suçuna ilişkin yargılama yapıldığı, birleşen dosyalarda bu kavramında kullanıldığı, iddianamelerde anlatıldığı anlaşıldığından müdafinin itirazının reddine karar verildi” diye konuştu. 
 
‘Yönlendirme soru var’
 
Söz alan avukat Cahit Kırkazak, “Bazı ortak kavramlar olabilir. Çok merak ediyorsanız HDP’nin tüzüğünde demokratik özerklik, özyönetim önerisi var. HDP’nin sosyolojik değerlendirme yapması bunu KCK ya da PKK’nin kullanması suç olmaz. Tanık görgülerini anlatır. Tanık bilirkişi değil. Demokratik Özerklik konusunda ne düşünüyorsanız? sorusu yönlendirmedir. HDP’nin tüzüğü okunmalıdır. Bu soru dosya ile alakalıdır. HDP 10 yıldır Türkiye toplumuna bu öneriyi götürüyor ve o yüzden oy alıyor” dedi. 
 
Mahkeme başkanı Cahit’in de talebini reddetti. 
 
Kerem Gökalp daha sonra demokratik özerkliği tanımladı. İddia makamının sokağa çıkma yasakları dönemine dair “Hendek olaylarına dair neler biliyorsunuz” sorusuna da tanık sadece duyumları olduğunu söyledi. 
 
‘Baskı yok’
 
İddia makamı tanığın üzerinde baskı olup, olmadığına dair de tanık, “Bana somut bir baskı yok. Sabah ki değerlendirmeler de benim ismimle dile getirildi. Kerem Gökalp tahliye olacağı için ifade verdi. Tanıklık konusu sabah değerlendirildi. Tanıklık meselesini tek taraflı değerlendirilmemesi için değerlendirme yaptığını” belirtti. 
 
‘İlk defa ekranda gördüm’
 
Söz alan Selahattin Demirtaş, “Kamuran Yüksek’i ilk defa fiziki olarak ekranda yanımda gördüğümü söyledi, doğru mu? “ sorusuna Kerem, “Oradaki örgüt üyeleri bana gösterdi, ekranda gördüm” dedi. 
 
Şırnak’ta verdiği ifadeyi soran Selahattin’in, “Bugün detaylı şekilde açıkladığınız 6-8 Ekim olaylarına dair sorular soruldu mu” sorusuna da Kerem,  “Sorulmadı” dedi. 
 
İddia makamı soruya itiraz etti
 
Selahattin’in “Ankara TEM Şube Müdürlüğü’ne ifade vermenizi gerektirecek ne oldu? Size bir yazı mı geldi?” şeklindeki sorusuna iddia makamı itiraz etti. Savcı, “Bu özel bir durum” dedi. Avukatlar tepki gösterdi. Mahkeme başkanı savcının talebini reddetti. 
 
‘6 gün ifade verdim’
 
Tanık, “İlk ifademi Şırnak emniyetinde verdim. Benim gibi onlarca yüzlerce insan geliyor. Oradaki ifade süreçleri hızlı yapılıyordu. Benim 14 yıl örgütte kalmış olmam, yürüttüğüm faaliyetler nedeniyle 6 gün ifade verdim. 6 günün sonunda savcılık makamında detaylı bilgilendirmeler yapmış. KCK sistemiyle ilgili gelişmeler var. Orada savcıya sordum. 6-8 Ekim olaylarına dair bilgine başvurmak isteriz, dedi. Var olan bilgimi, tanıklığımı anlatabileceğimi söyledim. Şırnak Cezaevi’nde iken aynı savcı beyin talebiyle bu konu kapsamında Şırnak’tan Ankara’ya getirildim. İfademi verdikten sonra Şırnak’a gittim” dedi. 
 
‘Bilgim yok’
 
Kamuran Yüksek’e dair beyanlarını da soran Selahattin’in, “Kamuran Yüksek’in alelacele gönderilmesiyle sizin örgüt yöneticileri arasında kaç gün geçti” sorusuna dair de Kerem, “Herhangi bir bilgim yok, orada onlara ayrıntı soramadım” dedi. Selahattin’in, “Benim Kobanê’ye gideceğim, örgüt yönetimi tarafından biliniyor muydu?” sorusuna Kerem, “Bilgim yok” dedi. 
 
Selahattin, tanık Kerem Gökalp’in Ankara Emniyeti’nde verdiği ifadeyi okuyarak, “Kendisine dair iddiaları ve Kobanê dönüşü yaptığı açıklamamın birebir ifade edilmiş. 6 yıl sonra nasıl hatırladığınızı izah edebilir misiniz” diye sordu. 
 
Açıklamayı savcı tutanağa yazdırmış
 
Kerem, “Emniyet sırasında da cümle cümle söylemedim. Cümle cümle yazdırmadım. Savcı açık kaynaklardan oraya ekleyebiliriz, dedi” diye konuştu. 
 
‘Kitleselleşme söz konusuydu’
 
Tanığın Ankara Emniyeti’nde  “Selahattin Demirtaş açıklama yapmasaydı, bu kadar şiddet ve ölüm olmazdı” ifadelerini hatırlatan Selahattin’in “Benim hangi açıklamam buna neden oldu” sorusuna da Kerem, “Meşrutiyet zemini önemlidir. Bir kitleselleşme söz konusuydu. O zamanki atmosferden kaynaklı yoğun katılımlar oluyordu. Bugün siyasi partinin eşbaşkanları açıklama yapsa 6-8 Ekim etkisini vermez. O dönemin konsepti, çağrıların kitleselleşmesi anlamında beyanda bulundum” dedi.  
 
‘Örgüt ölümlerden memnun değildi’
 
Soru yöneltmeye devam eden Selahattin’in, “Kobanê’nin DAİŞ tarafından işgal edilmesi, insanların dayanışma çabası, şiddet ve ölümle sonuçlanınca örgüt olarak nasıl değerlendirdiniz? Ortaya çıkan sonuç Kobanê’ye yaradı mı? Örgüt memnun muydu” sorusuna da tanık, “Hiçbir zaman böyle bir değerlendirme olmadı. Örgüt iyi oldu, gelişme işimize yaradı, değerlendirmesi yapmadı” ifadelerini kullandı. 
 
‘Kobanê’ye gidişim  anlık gelişti’
 
Selahattin, “O günlerde yıllık bir konferans nedeniyle ABD’nin Washington eyaletindeydim. Ahmet Davutoğlu benimle apar topar görüşmek istediği için Türkiye’ye döndüm. Ve Davutoğlu ile görüşmeden bir gün sonra Kobanê’ye gittim. Bunu Davutoğlu’na da söyledim, gidip, bakıp, size aktaracağım, dedim. Yanımda Kamuran Yüksek de vardı Ankara’dan Kobanê’ye birlikte gittik, zaten görüntülerle de mevcuttur, gördünüz” dedi.
 
Figen Yüksekdağ: Baskı altında olan bizleriz
 
Ardından tanığa soru sormak için söz alan HDP eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, “Beni çok kişi hedef gösterdi. Can güvenliği tehdit altında olan, tehlike altında olan açık veya gizli tanıklar değil, bizleriz. Tehdit ve baskı altında olan benim ve bizleriz. Savcı tarafından tanığa sorulan sorular kapsamında da bunlar tıkır tıkır soruyor. Şu soruyu sormak istiyorum. Tahliye oldunuz sanırım. Ankara’da ifade verdikten ne kadar süre sonra tahliye edildiniz? Birinci sorum bu, ikinci sorum da 2015 Eylül ayında örgütten ayrıldıktan sonraki 4 yılı özetler misiniz? Herhangi bir istihbarat ile görüştünüz mü? Pişmanlık yasasından faydalanan Türkiye’deki arkadaşlarınızla irtibatınız olduğunu söylediniz. MİT ile bir iletişiminiz oldu mu? Kavramlar ve propagandaya özen veren, değerlendirmelerini gözlemlerine dayandıran Kerem Bey’e şunu sormak istiyorum, örneğin ‘Selahattin Demirtaş’ın yaptığı açıklama olmasaydı insanlar ölmezdi, Kobanê olaylarında insanlar ölmezdi’ ifadesini tanıklık kavramı ve kurumuyla ilişkili düşünüldüğünde somut beyan mıdır bu yoksa değerlendirme midir? Bilgi midir, yorum mudur?” diye sordu. 
 
Savcı itiraz etti mahkeme reddetti
 
İddia makamı Figen’in sorularına itirazda bulundu. Mahkeme başkanı ise iddia makamının itirazını reddetti. 
 
Pandemide apar topar tahliye edilmiş 
 
Ardından soruları yanıtlayan tanık, “Ben Türkiye’ye 2019 Kasım ayında Habur Sınır Kapısından giriş yaptım. 19 veya 20 Kasım’dı. Tutuklu yargılandığım dönem 18 Mart 2020 tarihine kadardır. Mahkemem normalde 23 Mart’ta olacaktı fakat o dönemde Türkiye’de Kovid-19 pandemisi vardı ve benim de beklemediğim bir şekilde mahkemem 18 Mart’ta görüldü ve ilk mahkemede tahliye edildim. İkinci soru ise istihbaratla görüşme sorusunda yorum arıyorum. Ben 2015’ten 2019’a kadar bir tane istihbarat örgütüyle bırakın görüşmeyi tesadüfen çarpışmadım bile. Bir görüşmem ve temasım söz konusu olmadı. Son kısımda ise Selahattin Bey’e de izah ettim. Bu yorum olarak görüldü. Ama ben bilgi ve yorumumu dahil ederek dedim ki ‘Selahattin Demirtaş o çağrıyı yapmasaydı bu sonuç çıkmazdı’ Bilgi ve yorum iç içe” dedi. 
 
‘Tanığın dinleneceğinden haberim yoktu’ 
 
Ardından söz alan tutsak siyasetçi Gültan Kışanak, “Ben size anlaşılır bir dille benim bu tanığın dinleneceğinden bilgim olmadığını söyledim. Siz de ara kararda belirttiğinizi söylediniz. Ama bana iletilen son ara karar Şubat ayına aittir. Ben bugün Kerem Gökalp isimli tanığın dinleneceğinden haberdar değildim. O nedenle de tanığın ifadeleri doğrultusunda iddianameden hazırlanma şansım olmadı” diye belirtti. 
 
‘Tarihi direnişle Kobanê kastediliyordu’
 
Avukat Mahsuni Karaman’ın, Selahattin Demirtaş’ın Kobanê’de yaptığı açıklamadan kastını sorması üzerine tanık, “Demirtaş Kobanê eylemleri döneminde ‘Tarihi direnişe destek verelim’ sözleriyle Kobanê’deki direnişi kastediyordu” dedi. 
 
Tanık Sami Baran’ın dijital medyadaki açıklaması istendi 
 
Mahkeme başkanı, “Tanık olarak dinlenen Sami Baran’ın sosyal medyadan (Facebook yada twitter) paylaşım yaptığını, sorduğumuz bazı hususların o paylaşımda yer aldığını belirttiği, tanığın duygusal durumundan kaynaklı bazı hususların açıklattırılmadığı, tanık Sami Baran’ın sosyal medya paylaşımının çözümünün temin edilerek, gönderilmesini talep ediyorum” dedi. 
 
Güne gergin başlayan mahkeme Avukat Günü’nü kutladı
 
Duruşmanın sona ermesinin ardından güne gergin başlayan mahkeme başkanı, “Güne gergin başlamış olsak da hepinizin Avukatlar Gününü kutluyorum” diyerek duruşmayı sonlandırdı. 
 
Duruşmaya 7 Nisan’a kadar ara verildi.