Kobanê Davası itirafçılarının kayıp ifadeleri SES Davası'nda çıktı!

  • 09:03 5 Nisan 2022
  • Hukuk
Öznur Değer
 
ANKARA - Eş Genel Başkanı Selma Atabey’in de yargılandığı SES Davası’nın, Kobanê Davası itirafçısı Kerem Gökalp ve gizli tanık ULAŞ'ın “kayıp” ifadelerinden oluşturulduğu ortaya çıktı.
 
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Eş Genel Başkanı Selma Atabey ile tutuklu bulunan önceki dönem Eş Genel Başkanı Gönül Erden’in de aralarında bulunduğu 8 SES yöneticisine yönelik “örgüt yöneticiliği”, “örgüt üyeliği” ve “örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla açılan davanın ilk duruşması 6 Nisan’da Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek.
 
25 Mayıs 2021 tarihinde aralarında Eş Genel Başkanı Selma Atabey ve önceki dönem Eş Genel Başkanı Gönül Erden’in de bulunduğu SES yöneticileri Fikret Çalağan, Belkıs Yurtsever, Rona Temelli, Bedriye Yorgun, Erdal Turan ve Ramazan Taş Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının başlattığı soruşturma kapsamında evlerine yapılan baskınla gözaltına alındı. 8 gün gözaltında tutulan SES üye ve yöneticileri 1 Haziran’da çıkarıldıkları mahkemece adli kontrol tedbiriyle serbest bırakıldı.
 
Ardından yeniden gözaltına alınan SES önceki dönem Eş Genel Başkanı Gönül Erden 22 Eylül’de tutuklanarak Sincan Kadın Kapalı Cezaevine gönderildi.
 
Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Ahmet Altun tarafından yürütülen soruşturmanın tamamlanmasıyla 8 SES üyesine yönelik 305 sayfadan oluşan iddianame Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesine sunuldu. İddianamenin mahkemece kabul edilmesiyle 6 Nisan’da davanın ilk duruşması görülecek. 
 
Kobanê Davası ile benzerlik
 
SES Davası’nı yürütecek Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nin, aralarında çok sayıda HDP’li siyasetçinin bulunduğu Kobanê Davası’nın da yargılamasını sürdürmesi ve her iki iddianamenin de savcı Ahmet Altun tarafından hazırlanmış olması dikkat çekti. İki mahkeme heyeti bulunan Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesinin bir heyeti yalnızca Kobanê Davası’na, diğer heyeti ise SES davasına bakacak.
 
Kobanê Davası ile aynı tanıklar
 
SES Davası’nın Kobanê Davası ile benzerliği davanın yalnızca aynı Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülmesi ve iddianameyi hazırlayan savcının aynı olmasıyla sınırlı değil. İki davada da yer alan açık ve gizli tanıklar aynı. Kobanê Davasının dayandırıldığı itirafçı Kerem Gökalp ile gizli tanık ULAŞ’ın ifadelerinin SES Davası’na da dayanak oluşturması dikkat çeken önemli noktalardan.
 
Kaçırılan tanık ifadesi SES iddianamesinde
 
Kobanê Davası avukatlarının, yargılamanın başından bu yana itirafçı Kerem Gökalp’in tüm ifadelerinin dava dosyasına eklenmesi yönündeki talepleri mahkemece reddedildi ve Kobanê Davasında itirafçının ifadelerinin yalnızca bir kısmı yer alırken, küçük bir kısmının ise SES iddianamesinde yer aldığı görüldü. Böylece taleplere rağmen kaçırılan, gizlenen tanık ifadelerinin başkaca davaların hazırlanmasına dayanak yapıldığı tespit edildi.
 
Tanık ifadelerinin bir kısmı iddianamede
 
Gizli tanık ULAŞ’ın Ankara Terörle Mücadele (TEM) Şubede alınan 29 sayfalık ifadesinin yalnızca 3 sayfasının bir kısmı iddianamede yer alırken, itirafçı Kerem Gökalp’in ise yine Ankara TEM’de verdiği 52 sayfalık ifadesinin 5 sayfasından birtakım kesitler iddianamede yer aldı. Gizli tanık ULAŞ’ın ifadesinde, sağlık emekçilerinin hasta ayırt etmeksizin PKK’lileri de tedavi etmesine vurgu yapması dikkat çekerken, her iki tanığın da görgüye ve somut delillere dayanmayan beyanlarda bulunması şaşırtıcı.
 
31 sayfası PKK tarihi
 
305 sayfalık iddianamenin 31 sayfası PKK tarihçesinden oluşuyor. İddianamede PKK’nin oluşumuna ve KCK yapılanmasına geniş yer verildi.
 
Absürt suç isnatları
 
Somut bir dayanak olmaksızın tanık ifadeleri doğrultusunda hazırlanan iddianamede 8 SES yöneticisine yöneltilen başlıca suçlama konuları, sendikal faaliyetleri, pandemi sürecinde yaptıkları basın açıklamaları, sağlık emekçilerine yönelik yapılan basın açıklamalarına katılmak, bu açıklamalarda pankart açmak, alkış çalmak, dijital medya paylaşımları ve hatta SES’e üye veya yönetici olmak.     
 
Siyasetçilerin yasaklı olmayan kitapları suçlama konusu
 
Bu suçlamalarla da sınırlı kalınmadan 8 kişi hakkında yıllar önce açılan davalar ve soruşturmalar ile yurt dışı kayıtları da suçlama konusu olarak iddianamede yer aldı. Gözaltına alınan sendika üyelerinin evlerine yapılan baskın sırasında el konulan materyaller arasında bulunup yine suç isnadı sayılan Gültan Kışanak, Selahattin Demirtaş ve İdris Baluken’in cezaevinde çıkardığı kitaplar ise şaşırtan bir diğer nokta. Haklarında toplatılma ve yasaklama kararı bulunmayan çeşitli dergi ve kitapların da yine suçlama konusu yapılması dikkat çekti.
 
Sendikal görüşmeler de suç unsuru!
 
Telefon kayıtlarında yapılan bireysel sohbetler ve sendikal faaliyetlere dair yapılan görüşmeler de iddianamede suç isnadı olarak gösterildi.
 
MA ve JİN TV suçlama konusu
 
Gazetecilere demeç vermek ve TV programlarına katılmak da suçlama konusu yapılırken, Mezopotamya Ajansı’na (MA) verilen röportaj ile JİN TV’de yayınlanan bir programa katılmak da iddianamede suçlama konusu oldu.
 
Kardeş Aile Kampanyası iddianamede 
 
Kısıtlamaların olduğu pandemi sürecinde artan işsizlik ve yoksulluk dolayısıyla başlatılan “Kardeş Aile Kampanyası”na katılmak ve bu çerçevede ihtiyaç sahibi ailelere maddi destek sunmak da suç olarak gösterildi.
 
DAİŞ saldırısına dair pankart taşımak da suç
 
Bu kapsamda Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutulan SES önceki dönem Eş Genel Başkanı Gönül Erden’in “Örgüt yöneticiliği” ve “örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla hakkında yöneltilen başlıca suçlama konuları, “Ses eş başkanı olması, SES adına GSM kullanması, DTK ve HDK delegesi olması, Onur Hamzaoğlu’nun serbest bırakılması için twet atması, sağlık alanında alınması gereken önlemlere dair dijital medyadan paylaşım yapması, DAİŞ saldırılarına karşı yapılan açıklamada pankart taşıması, evine yapılan baskında Jineoloji dergisi, Vedat Türkali’nin ‘Komünist’ adlı kitabı, İbrahim Kaypakkaya’nın yaşamını konu alan ‘Saklanmaya Çalışılan Bir Meşale İbrahim Kaypakkaya’ isimli kitap, ‘Sosyalist Kadın Hareketi İçin’ kitabı, Handan Çağlayan’ın ‘Analar, Yoldaşlar, Tanrıçalar’ kitabı, cezaevi mektup okuma komisyonu tarafından mühürlü mektuplar, KHK ile kapatılan Dicle Haber Ajansı’na (DİHA) ait ‘Diyafram’ adlı albüm, hasta tutsaklarla ilgili açıklamalar, ana dilde sağlık hizmeti yazılı broşürler, Kobanê direnişine ait broşürler, cezaevlerindeki açlık grevlerine dikkat çekilmesi, DTK Sağlık Kurultayı Belgeleri kitabı, ölüm orucunda yaşamını yitiren Ebru Timtik ve Helin Bölek ile ilgili dijital medya paylaşımları, açlık grevinde bulunduğu sırada Leyla Güven’e dair yapılan paylaşımlar” şeklinde sıralandı.
 
7 yıl önceki toplantı bugün suç!
 
“Kadınlar için Barış Kadın Özgürlük Meclisi” adıyla 9-10 Mayıs 2015’te İstanbul’da yapılan bir toplantıya katılması, pandemi döneminde sağlık emekçilerinin ek ödenek talebine dair yapılan basın açıklamasına katılması ve “Çalışma barışını bozma sağlık ekip işidir” yazılı pankart taşıması da suçlama konusu oldu.
 
Selahattin Demirtaş’ın ‘andımız’ başvurusu SES iddianamesinde
 
Edirne F Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan HDP Eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın DBP Eş Genel Başkanı olduğu dönemde Diyarbakır Milli Eğitim Müdürlüğüne dilekçe vererek ilkokul öğrencisi kızı Delal’in andımız okutulmasından muaf tutulmasını içeren dilekçesi de SES iddianamesinde yer alarak suçlama konusu yapıldı.
 
“Örgüt yöneticiliği” ve “örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla hakkında dava açılan SES eski Genel Örgütlenme Basın, Yayın ve Sosyal İşler Sekreteri Fikret Çalağan hakkında da, KHK ile ihraç edilmesi, HDK Ankara Eş Sözcülük görevinde bulunması, TSK’nin Afrin’e yönelik başlattığı askeri operasyon sonrasında dijital medyada operasyona tepki olarak başlatılan “#AfrinSavaşınaHayır” tagına destek vermesi başlıca suçlama konuları.
 
Leylan kitabı yasaklı olmasa da suçu övüyormuş!
 
Yine evine yapılan baskın sonucunda el konulan Selahattin Demirtaş’ın “Leylan” isimli kitabı da suç isnadı olarak ele alındı. Leylan hakkında iddianamede, “Yapılan arama sonrası elde edilen Leylan isimli kitabın her ne kadar yasaklı yayınlar içerisinde yer almasa da PKK/KCK silahlı terör örgütü ile ilişki ve irtisakı nedeniyle tutuklanan Selahattin Demirtaş isimli şahsın kaleme aldığı böylelikle TCK 215 maddesi ve devamında yer alan suçu ve suçluyu övme suçunun oluştuğu, sahiplenildiği, destek verildiği” denildi.  
 
BM Cizre raporu da suç!
 
Yöneticisi olduğu sendikanın faaliyet ve açıklamalarına katılmak da suçlama olarak yöneltilirken, cezaevlerinde sürdürülen açlık grevlerine dair yapılan paylaşımlar da suç sayıldı. Cizre bodrumlarına dair “BM dehşete düştü, Cizre, Sur ve Nusaybin raporunda ‘Kıyamet benzeri bir tablo’ yorumu” başlıklı haberin paylaşımı da suçlama konusu oldu. DAİŞ’in Rojava’ya yönelik saldırısının ardından elde edilen zaferin görüntüleri ve halk kutlamalarına ait görüntüler de yine iddianamede suç konusu yapıldı.  
 
HDP adına yürüttüğü faaliyetler SES iddianamesinde
 
“Örgüt yöneticiliği” ve “örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla hakkında dava açılan SES eski Eş Genel Başkanı Bedriye Yorgun hakkında ise TJA aktivisti olması, HDP içerisinde faaliyet yürütmesi, açlık grevine dair yapılan paylaşımları retwetlemesi, HDP Parti Meclisi (PM) olarak TV programlarına katılması suçlama konuları yapıldı.
 
Suç bulamadılar
 
Bedriye’nin evine yapılan baskındaki polis tutanağında “Yapılan aramalarda herhangi bir suç unsuru ve dijital materyal elde edilememiştir” şeklindeki ibare iddianamede yer aldı.
 
Gültan Kaşanak’ın kitabı suç konusu yapıldı
 
“Örgüt yöneticiliği” iddiasıyla hakkında dava açılan SES eski MYK üyesi Belkıs Yurtsever’in evine yapılan baskın sırasında polislerce el konulan Selahattin Demirtaş’ın “Seher” ve “Devran” isimli kitapları, Raul Zıbechı’nin “İktidarı Dağıtmak” isimli kitabı, Mehmet Uzun’a ait kitaplar, Gültan Kışanak’ın “Kürt Siyasetinin Mor Rengi” adlı kitabı suç isnadı olarak gösterildi.
 
Suç değil ama ayrımcılık yapıyor!
 
Yasaklı olmadığı halde el konulan bu kitaplara dair ise “… ikametinde yapılan arama sonrası elde edilen dokümanların her ne kadar yasaklı yayınlardan olmasa da PKK/KCK silahlı terör örgütünün görüş ve ideolojileri doğrultusunda etnik ayrımcılık yapan kitaplar olduğu” şeklindeki açıklama öne sürüldü.  
 
Kadının Jineoloji okuması suçlama konusu
 
“Örgüt yöneticiliği” ve “örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla hakkında dava açılan SES Eş Genel Başkanı Selma Atabey hakkında ise HDK’de yer almış olması, pandemi sürecinde çıkarılan infaz yasasına dair “#İnfazDüzenlemesindeEşitlik” tagına destek veren paylaşımlar yapması, açlık grevine ve Leyla Güven’e dair yaptığı paylaşımlar yapması, Selahattin Demirtaş’ın “Seher”, “Leylan” ve “Devran” isimli kitapları, İdris Baluken’in “Üç Kırıkdal” kitabı, Gültan Kışanak’ın “Kürt Siyasetinin Mor Rengi” kitabı ile Jineoloji dergisini okuması, evinde bulundurması suçlama konusu yapıldı.  
 
Kürtçe tabelaların sökülmesine tepki göstermek iddianame konusu!
 
Van’ın Çaldıran ilçesinde Kürtçe tabelaların sökülmesine dair paylaşım yapması ve dijital medya hesabından “#KürtçeTabelayaDokunma” tagına destek sunması da suç sayıldı.
 
Kürt Dil Bayramını Kürtçe müzikle kutlamak suç!
 
Yine Selma’ya yöneltilen suçlama konularından birinin, Kürt sanatçı Mem Ararat’ın “Xaçirek” parçasıyla hazırlanan bir videoyla Kürtçe Dil Bayramına dair “Cejna Zimanê Kurdi Piroz be” şeklindeki paylaşım olması dikkat çekti.
 
10 yıl önceki tutuklama iddianameye konu edildi
 
“Örgüte üye olmak” ve “örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla yargılanan SES eski Merkez Disiplin Kurulu üyesi Erdal Turan hakkındaki başlıca suçlama konusu 10 yıl önce tutuklanması ve tutuk sürecinde açlık grevine girmiş olması.  
 
31 yıl önceki dava yargılamaya gerekçe!
 
“Örgüte üye olmak” iddiasıyla yargılanan SES Ankara Şubesi Denetleme Kurulu üyesi Ramazan Taş’ın 1991 yılında tutuklanıp 1993 tarihinde tahliye edilmesinin temel suçlama konusu olarak iddianamede yer alması dikkat çekti.  
 
CİMER şikayeti iddianamede
 
“Örgüte üye olmak” iddiasıyla yargılanan SES eski Ankara Şubesi Eşbaşkanı Rona Temelli hakkında 2 yıl önce Demetevler Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi Müdürlüğü'nde çalışan bir personelin yakını olduğunu iddia eden kimliği belirsiz kişi tarafından CİMER’e yapılan, duyuma dayalı şikayetin iddianamede yer alması dikkat çekti.   
 
‘Beyaz bayrak beyaz eylem’ suç
 
Rona’nın 5 yıl önce gözaltına alınması da iddianamede yer alırken, DAİŞ saldırısına karşı Kobanê’de eylem gerçekleştiren Arin Mirkan’ın fotoğrafı da suçlamaya konu edindi. Yine sendikal faaliyetler çerçevesinde “Beyaz bayrak inisiyatifi beyaz eylem” açıklaması da suçlama konusu yapıldı.  
 
21. yüzyılda zafer işareti suç!
 
Yine zafer işareti yapan eller ile “Tecride karşı direniş!! 78. Gününde” yazılı bir fotoğrafın bulunması en çarpıcı suçlama konularından olurken, görüntüye dair, “Bahse konu görüntü ve resimlerin şüpheliye ait dijital materyallerinde saklanarak muhafaza edildiği, bu hali ile şüphelinin terör örgütü ideolojisi ile hareket ettiği anlaşılmıştır” denilmesi dikkat çeken bir diğer nokta.  
 
Sendikal açıklamada alkış çalmak suç!
 
Sağlık emekçilerine ek ödeme yapılması için yapılan açıklamaya katılması ve açıklamada alkış çalması da absürt suçlama konuları arasında yer aldı. İddianamede, “… söz konusu eyleme katıldığı basın açıklaması esnasında ve sonrasında alkışlar ile eylemci grup ile birlikte COVİT-19 pandemi salgısında Türkiye Cumhuriyet tarafından izlenmiş olan sağlık politikası protesto ettikleri tespit edilmiştir” denilmesi ise dikkat çekti.