Tanık Sami Baran Emniyet ifadesini kabul etmedi

  • 11:57 4 Nisan 2022
  • Hukuk
 
ANKARA - Kobanê Davası'nın dayandırıldığı tanık Sami Baran, duruşmada verdiği ifadede Antalya Emniyeti’nde alınan ifadesini kabul etmedi. Emniyet tarafından avukatsız bir şekilde ifadesinin alındığı öğrenilen Sami Baran, “Emniyetin elinde siyasetçilerle ilgili notlar vardı, kağıtlar vardı” dedi.
 
DAİŞ’in Kobanê’ye yönelik saldırılarına karşı 6-8 Ekim 2014’te gerçekleşen protesto eylemleri gerekçe gösterilerek Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin de aralarında bulunduğu 22’si tutuklu 108 ismin yargılandığı Kobanê Davası’nın 11’inci duruşması beşinci gününde Sincan Cezaevi Kampüsü Duruşma Salonu’nda görülmeye başladı. 
 
Sincan Cezaevi Kampüsü’nde bulunan tutuklular duruşma salonuna getirilirken, farklı cezaevlerinde bulunan tutuklular ise Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya katıldı. 
 
HDP Ankara İl Örgütü, HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, HDP Hukuk ve İnsan Haklarından Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Ümit Dede, HDP milletvekilleri Kemal Bülbül, Kemal Peköz, Murat Çepni, Celadet Gaydalı, MYK üyeleri de izleyici olarak duruşmaya katıldı. 
 
Duruşma mahkeme heyetinin gelmesiyle başladı. Gelen evrakların okunmasının ardından söz alan HDP eski Milletvekili Nazmi Gür, sağlık durumu hakkında bilgi verdi. Mazeret dilekçesinin reddedilmesini eleştiren Nazmi, 12 Nisan’da katarakt ameliyatı için gün verildiğini ve duruşmaya katılamadığı günlerde ise hastaneye gittiğini dile getirdi.
 
Heyet müşteki ve tanık beyanlarının alınmaması için dava dosyasına eklenen avukatların taleplerini bir kez daha reddetti. 
 
Tanık dinlenmesi kararına karşı itiraz
 
Avukat Şevin Kaya, müvekkili Mesut Bağcık’ın celselerdir teknik yetersizlikler nedeniyle savunma yapamadığına dikkat çekti. Müvekilinin savunması alınmadan tanıkların beyanlarının alınmasının doğru olmadığını belirten Şevin “Tanık dinlenmesi kararınızdan vazgeçmenizi talep ediyoruz. Tanık dinlenmesine muvaffakiyetimiz yoktur. Tanıkları dinlemekten vazgeçmenizi talep ediyoruz” dedi. 
 
Talebe dair ara karar kuran mahkeme, tanık dinlenmesine dair itirazları reddetti. 
 
Ardından duruşma, Antalya Savcılığı’ndan SEGBİS ile bağlanan tanık Sami Baran’ın beyanlarının alınmasıyla devam etti. 
 
‘Türk ve Kürt halkını birbirine kırdırttılar’
 
Mahkeme başkanı tarafından okunan ve iddianamede geçen isimlerin hemen hemen hepsini tanıdığını ifade eden tanık Sami, “Çünkü ben üç dönem parti meclisinde (PM) yer aldım. 40 yıla yakın Kürt siyasal mücadelesinin içerisinde yer aldım. Çok ağır bir süreç yaşadım. 2017’den bu yana ağır sağlık sorunları yaşıyorum. Bu bahsettiğiniz tarihteki olaylar birçok kesimi aşan bir planlamaydı. Ne kadar derin güç ve el varsa 3-4 gün içerisinde devreye girdi. Kürt ve Türk halkını karşı karşıya getirme, birbirine kırdırtmak için ellerinden geleni yaptılar. Şu yaptı, bu yaptı diyemem. İllegal bir şekilde kimin ne yaptığını bilmiyorum. Parti Meclisi’nde yer aldım, illere gittim, ilçelere gittim. Kobanê’de halk demokratik haklarını ortaya çıkardılar. Cemaat mi dersin kim dersin bilmem ama kana buladılar” diye belirtti.  
 
Sami Baran: İfade verirken aklım başımda değildi
 
Dijital medya hesabından yaşadıklarını açıkladığını kaydeden Sami, “Daha ağır süreçler de yaşadım. O şekilde geldim, ifademi verdim. Kadınların ne iş yaptığını, nasıl çalıştığını bir erkek olarak hiç kimsenin bilme ihtimali yok. Parti Meclisi’nde olduğum için bütün siyasetçileri tanıyorum. Antalya’daki ifadem de oradaki memurların ellerindeki bilgiler, tutanaklarla bana bir şeyler sormuş olabilirler. Ağır bir hastalığım var. Kulaklarımda sorun var. Bir şey sormuş olabilirler, evet demişimdir. Bunları söylerken aklım başımda değildi” şeklinde konuştu. 
 
‘Derin devlet devreye girdi, halkla devlet karşı karşıya geldi’
 
Kimin ne yaptığını, ne talimat aldığını bilme şansının olmadığının altını çizen Sami, “Ağır sağlık sorunları yaşıyorum. Belki ilk defa bir Kürt olarak bu örgüte karşı kamuoyuna kendi sosyal medya hesabımda açıklama yaptım. Benim bir suçum yok, bildiğim bir şey varsa söylerim. Devletin elinde yüzlerce sayfa flash bellek bilgileri var. Örgüt ile ilgili benim ismim geçmez, çünkü mekanizma içerisinde değilim. HDP’yi de bir çok şeyi de aşan bir provokasyon, olaydı. Derin devlet devreye girdi, halkla devleti karşı karşıya getirdi. Ellerinden geleni yaptılar ve bir noktada da başladılar” dedi.   
 
‘Saydıklarınızın 10 katı insan tanıyorum’
 
Mahkeme başkanının, “İsmini okuduğum sanıkların örgütle bağı var mı?” sorusuna Sami, “Bilmiyorum, olsa da bana söylemez. Çoğunu Parti Meclisi’nden tanıyorum. Herkesi orada tanıdım. Üç dönem parti meclisinde yer aldım. Bu ismini okuduğunuz 10 katı insan tanıyorum. Kimin ne yaptığını bilme şansım olamaz. Bir güne bir gün ne toplantılarına katılma şansım yok” diye yanıt verdi. 
 
‘Bilgim yok’
 
Mahkeme başkanı sorusunu yineleyerek, “İsmini okuduğum sanıkların 6-8 Ekim 2014 tarihinde olayların yaşanmasında bir rolleri oldu mu?” dedi. Sami ise, “Olayın birinci gününden sonra Kayapınar Mahallesi’ndeydim. Bilgim yok” yanıtını verdi.  
 
Mahkeme başkanı Mesut Bağcık’ı sordu
 
Mahkeme başkanının HDP eski MYK üyesi Mesut Bağcık’ı tanıyıp, tanımadığı, hakkında ne bildiğini sordu. Sami, “Parti çalışmalarında yer aldığını biliyorum. Birlikte çay içmişliğimiz var o kadar” dedi. 
 
Tanık Emniyet ifadesini kabul etmedi 
 
Antalya Emniyeti’nde Mesut Bağcık hakkında verdiği ifadenin mahkeme başkanı tarafından okunmasının ardından Sami, “Böyle bir ifadem yok. Şahıslarla ilgili Emniyette notlar vardı. Bunları sorduklarında bilmediğimi, haberimin olmadığını söyledim. Ömrüm boyunca örgütle ismim geçse, her türlü cezaya razıyım. Ellerindeki bilgileri bana sormuşlarsa bende bilmiyorum demişimdir” dedi. 
 
‘Tanığı yönlendirmeyin’
 
Avukat Cihan Aydın, mahkeme heyetinin yönlendirme sorularına tepki gösterdi. Cihan, “Müvekkillerimizi gösterecekseniz, ismiyle sormayın. Kimleri tanıyorsa onun söylemesi lazım. Aksi takdirde yönlendirme olur. Tanık daha önce de müvekillerimizle yüz yüze gelmemiş. Kendisine bazı fotoğraflar gösterildiği, buradan teşhis yapıldığına dair tutanaklar var. Tanığa müvekkillerimizin ismi değil kendisi gösterilsin, tanıyıp, tanımadığını ve ismini söylesin. Böyle bir yöntem uygulanması hukuka uygun olur” diye belirtti. 
 
Avukatın talebi kabul edildi
 
Talebi karara bağlayan mahkeme, tanığa teşhis işlemi yapılmadığını, dava dosyasında bulunan daha önceki beyanlarına ilişkin olarak duruşmada farklı anlatımda bulunması nedeniyle beyanların hatırlatılması ve çelişkinin giderilmesine yönelik işlemler yapıldığını, bu kapsamda tanığın yönlendirilmesine yönelik bir işlem yapılmadığını, yine de avukatın talebinin göz önünde bulundurulmasına karar verdi. 
 
Tek tek siyasetçiler gösterildi
 
Mahkeme, siyasetçilerin görüntülerini zoomlayarak tanık Sami’ye sırayla gösterdi. 
 
Nazmi Gür ve İsmail Şengül’ün gösterilmesi üzerine tanık Sami, “Benim gözümde sıkıntılar var. Göremiyorum, parti çalışanıysa tanıyorum. Çıkaramadım” dedi. 
 
Nezir Çakan’ın gösterilmesi üzerine tanık Sami, “Cezaevi arkadaşımdır, tanıyorum. 2015’ten bugüne kadar ilişkimi kesmişimdir” dedi. 
 
Tanık Sami, tutsak siyasetçiler Günay Kubilay, Alp Altınörs, Zeynep Ölbeci, Zeynep Karaman, Sibel Karaman, Ayşe Yağcı, Dilek Yağlı’yı tanımadığını ifade etti. 
 
‘Yakın köylümdür, ismini hatırlamıyorum’
 
Pervin Oduncuya dair Sami, “Köyümüz birbirine bitişik, yakın köylümdür. İsmini hatırlamıyorum” dedi. 
 
‘O benim Eşbaşkanımdı’
 
Sebahat Tuncel için ise Sami, “Evet, evet Sebahat hanımdır” dedi. Selahattin Demirtaş’a dair Sami, gülerek, “Eşbaşkanımdır” dedi. Gültan Kışanak için de “O da benim Eşbaşkanımdı. Gülser Yıldırım da Mardin milletvekiliydi, tanıyorum” diye konuştu. 
 
‘Konyalı olduğunu bilirim’
 
Daha önce tutsak siyasetçi Ayşe Yağcı hakkında verdiği beyana dair de Sami, “Konya il binasına geliyordu. Konyalı olduğunu biliyorum. Kadın çalışmasına dair bir erkeğin ne yaptığını bilme şansım yoktur. Ben böyle biliyorum. Ne yaptıklarına dair bilgim yok” ifadelerini kullandı. 
 
'Yakın köylümdür’
 
Tutsak siyasetçi Meryem Adıbelli’ye dair de verdiği beyanlara ilişkin Sami, “Meryem Adıbelli’yi tanıyorum. Yakın köylümdür. Kadın çalışması yürüttüğünü biliyorum. Bazı şeyleri tekrarlamak anlamsızlaşıyor” sözleriyle tepki gösterdi. 
 
‘Psikolojik anlamda çökmüş bir durumdaydım’
 
İfade verdiği döneme dair Sami, “Memurların ellerinde herkes ile ilgili notlar, bilgiler vardı. Benim bilmediğim şeyler söylüyorlardı. Psikolojik anlamda çökmüş bir durumdaydım” dedi. 
 
Duruşma tanık Sami Baran’ın ifadesiyle devam etti. 
 
Tutsak siyasetçi Nezir Çakan’a dair de Antalya Emniyeti’nde verdiği ifadenin okunmasıyla birlikte Sami, “Cezaevi arkadaşımdır, parti çalışmalarından dolayı tanıyorum” dedi. 
 
‘Emniyetin elinde notlar vardı’
 
Ardından iddia makamı, “Bu hastalıklarınızdan dolayı mı daha önce vermiş olduğunuz beyanları hatırlamıyorsunuz, yoksa alınan beyanların içeriği mi doğru değil?” diye sordu. Tanık Sami, “Ben Antalya’da ifade verirken ağır sağlık sorunları yaşıyordum. Bu şahıslarla ilgili Emniyetin elinde notlar, kağıtlar vardı. ‘Böyle bir şey var mı?’ diye soruyorlardı. Benim bundan bilgim yok. Siyasal alan dışında bu insanların neler yaptığını bilme şansım olamaz. Çünkü o mekanizmanın içinde değilim. Ben siyasal alanda yaşadıklarımla ilgili kamuoyuna en ince ayrıntısına kadar açıkladım. Örgüt bana bunu yaptı diye bazı insanlara bunu yapamam, bu vicdansızlığı yapamam” diye belirtti. 
 
Baran, ifadesinin ardından duygusal anlar yaşadı.
 
Emniyet ifadesi avukatsız alındı 
 
İddia makamı “İfadeniz alınırken yanınızda avukat var mıydı?’ diye sordu. Sami, “Hayır, avukat yoktu” dedi. 
 
Ardından mahkeme başkanı Sami’nin DBP eski Eş Genel Başkanı Emine Ayna hakkında verdiği ifadeyi okuyarak,  “Emine Ayna’yı tanıyorum, öyle bir beyanım yok. Eşbaşkanlık sürecini biliyorum” dedi.
 
‘İmza benim ama okumadım’
 
Mahkeme başkanının “Baskı ve tehditle mi ifade verdiniz” sorusuna da Sami, “İfadelerin altındaki imzalar benimdir. Benim okuma durumum yok. Fiziki, psikolojik, ruhsal durumum yok. Yarın öbür gün herhangi bir şekilde kendimle ilgili, siyasal bir şekilde önüme bir şey çıkarsa kıyameti koparırım. İmza attım ama aynen bunları da söyledim. Artık onlar nasıl ettiler, ellerindeki bilgilere göre ne yaptılar bilmiyorum. Avukatı da gerek görmedim, ihtiyaç duymadım” şeklinde konuştu.
 
Avukat Cihan Aydın, “Öncelikle yaşadığınız ağır travmadan dolayı geçmiş olsun, diyorum. Size zulüm eden 15-20 kişiden bahsediyorsunuz. Bu 15-20 kişi dosyada tutuklu yargılanan kişiler mi?” diye sordu. 
 
Sami, “Bu insanlarla alakası yok” dedi. 
 
İfadelerinin ardından Sami Baran’ın SEGBİS kaydı kapatıldı.
 
Duruşma, siyasetçilerin konuşmasıyla devam ediyor.