Sebahat Tuncel: Biz halk hareketiyiz

  • 13:08 31 Mart 2022
  • Hukuk
ANKARA - Kobanê Siyasi Soykırım Davası’nda konuşan DBP eski Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, “Siyasetçilerimizi, seçilmişleri tutukladınız ama fark etmiyor. Mücadele bir kişiyle yürütülmez. Biz halk hareketiyiz” diyerek reddi hakim talebinde bulundu.
 
DAİŞ’in Kobanê’ye yönelik saldırılarına karşı 6-8 Ekim 2014’te gerçekleşen protesto eylemleri gerekçe gösterilerek Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin de aralarında bulunduğu 22’si tutuklu 108 ismin yargılandığı Kobanê Siyasi Soykırım Davası’nın 11’inci duruşması üçüncü gününde Sincan Cezaevi Kampüsü Duruşma Salonu’nda görülüyor.
 
‘Usulsüzlük zinciriyle karşı karşıyayız’
 
Tanık ifadesinin ardından Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) eski Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, tanığın dinlenmesine dair söz aldı. Sebahat, “Bu yargılama başladığından beri ciddi bir usulsüzlük zinciriyle karşı karşıyayız. Bu yargılama ileride ‘bir yargılama nasıl yapılmamalı, bir adalet arayışı nasıl ortadan kaldırılır’ başlığıyla üniversitelerde tez konusu olacak. Biz hakikatin açığa çıkarılmasını istiyoruz. Defalarca araştırma önergeleri verildi, reddedildi. Ama bugün AKP ve MHP burada müşteki. Madem gerçeğin açığa çıkarılmasını istiyorlar neden önergeleri kabul etmediler? Güvenilirliğiniz yok. Sizin mahkemeniz siyasi arenadaki kavgayı buraya taşıdı. Bizimle bir husumetiniz var mı? Olmamalı. Benim sizinle yok. İlk kez burada tanıyorum sizi. İlk heyetinizi reddettik. Burada usulsüzlük var dedik” ifadelerini kullandı. 
 
‘Siyasileşen yapıdan adalet çıkar mı?’
 
Siyasetin yargıya müdahalesine değinen Sebahat, “Mahkemeleri ne hale getirdiler. Adnan Oktar'ı hatırlayın, önce tahliye ettiler sonra tutukladır. HSK açıklama yapmak zorunda kaldı. Bu kadar siyasileşen bir yapıdan adalet çıkar mı? Bir cümleniz var, ‘Bunları cezalandırmamız lazım’ diyorsunuz. Bu ne demek? Neden bizi cezalandırıyorsunuz? Gerçeği açığa çıkarmanız lazım. Tanık ne dedi, ‘ben tanımıyorum, diğerlerini de milletvekili olarak tanıyorum’ dedi. Ailevi sorununu anlatmak zorunda kaldı. Ama siz yetinmeyip ısrarla Emine Ayna’yı soruyorsunuz. Özel bir çaba içerisindesiniz” diye belirtti.  
 
‘Yargılamaya gölge düştü’
 
Türkiye’de demokrasi, insan hakları, özgürlükler için çalıştıklarının altını çizen Sebahat, HSK tarafından görevden alınan önceki mahkeme başkanını anımsatarak, “Bahtiyar Çolak için ne dedik? Güvenirliği yok. Dolayısıyla derhal bu dosyayı durdurmanız lazım. Mahkemenin güvenirliği ortadan kaldırıldı. Hala yargılanıyor, masumiyet karinesi ayrı bir şey ama gölge düştü bu yargılamaya. Bu mahkemeyi derhal durdurmanız ve bu iddianameyi iade etmeniz gerekiyor. Bizleri de özgürlüğümüze kavuşturmanız gerekiyor. Kendinize göre CMK yazıyor, tanık yaratıyorsunuz. Ama siyasi iktidarın üzerinizdeki baskısını anlıyoruz. Meslektaşlarınız da yaptı ama bakın bugün ‘terörist’ diye yargılanıyor. Siz adaletsizliğe göz yumarsanız ucu nereden çıkar belli değil. Yapmayın” ifadelerini kullandı.  
 
‘Çürümeye göz yumamayız’
 
Adaletin “ erkek” olduğunu ve sermayeden yana olduğunu vurgulayan Sebahat, hukuk mekanizmasının sermayeyi korumak için kurulduğunu kaydetti.  Roma hukukundan bugüne kadar insanların mücadele ettiğini ve hukuki normların oluşturulduğunu dile getiren Sebahat, “Türkiye’de Anayasal, yasal norm oluşmuş. Siz bu normu ortadan kaldırdınız. Bu tiyatroya da bizleri dahil etmeye çalışıyorsunuz. Biz buna ortak olmayız. Bizler kadın, ekoloji özgürlük mücadelesi veren insanlarız. İktidar çürümeyi mahkeme salonlarına kadar getiriyor ve buna göz yummamızı bekleyemez. Daha önce de söyledim. Hızır Paşa’nın sofrasında oturanlar Pir Sultanları nasıl yargılar? Bakın ortaya çıktı” dedi.
 
‘Biz halk hareketiyiz’
 
Newroz ve 8 Mart’ta milyonların alanlara çıkarak irade beyan ettiklerinin altını çizen Sebahat, “Siyasetçilerimizi, seçilmişleri tutukladınız ama fark etmiyor. Mücadele bir kişiyle yürütülmez. Biz halk hareketiyiz. Siz bir halkın temsilcilerine burada bağırıp çağıramazsınız. Biz adaleti arıyoruz. Adaletin açığa çıkması için arkadaşlarımız da biz de gece gündüz çalışıyoruz, okumalar yapıyoruz. Çünkü bir gerçek var. 6-8 Ekim olaylarını yaratanlar kimlerdi? Hangi paramiliter güçlerdi? Sizin böyle bir derdiniz var mı? Böyle bir soru sordunuz mu? Ama sizin derdiniz bizi ‘cezalandırmak’. Ama biz yine de size bu dosyayı durdurarak kapatın diyoruz. Bahtiyar Çolak için itirafçı olmuş diyorlar. Öyle mi değil mi bilmiyoruz ama mevcut durumla yargılama yapamazsınız. Durdurun. Eski başkanla siz de birlikteydiniz. İddianameye ortak karar verdiniz” diye konuştu.  
 
‘İddianame iade edilmezse heyeti reddedeceğim’
 
Eski mahkeme başkanının HSK tarafından görevden alınması ve “Atadedeler” isimli suç örgütüne üye olmaktan yargılanması nedeniyle yapılan işlemlerin tamamının iptal edilmesi gerektiğine dikkat çeken Sebahat, “HSK’ya başvuru yapıldı ama devreye girmiyor. Sizin bu tarzınız, yargılamayı yapma biçiminiz bizim açımızdan sorun. Önyargıyla yapıyorsunuz. Size verilen göreve öyle bir kilitlenmişsiniz ki yasa maddelerini ihlal etmekte sorun görmüyorsunuz. Eğer iddianameyi iade etmeyecekseniz diğer heyeti reddettiğimi gibi sizi de reddediyorum” dedi.  
 
Heyetin reddi mahkemeyi uzatmaya yönelikmiş
 
Mahkeme başkanı heyetin reddi isteminin “duruşmayı uzatmaya yönelik” olduğunu öne sürerek talebin geri çevrilmesine karar verdi. 
 
‘Ben de heyeti reddediyorum’
 
Ardından söz alan HDP eski MYK üyesi Zeynep Ölbeci, Kürtçe konuştu. Arkadaşlarının reddi hakim istemine yönelik mahkeme başkanının kararına tepki gösteren Zeynep, “Biz mi Bahtiyar Çolak’ın bu işleri yaptığını iddia ediyoruz. Bu dosyayı kabul eden Bahtiyar Çolak değil mi? O halde bunu talep etmek benim hakkım değil mi? Siz gereğini yapmıyorsanız ben hakkımı arayacağım. Mahkeme heyeti talebimizi kabul etmiyorsa ben de heyeti reddediyorum. Binlerce tanık dosyaya eklendi ancak duruşmayı bizim uzattığımız iddia ediliyor. Cezaevinde kalanlar bizleriz, biz de bu dosyanın çabuk bitmesini istiyoruz. Çünkü sonucunda çıkacağımızı, suçsuz olduğumuzu biliyoruz. Mahkeme heyeti bizi suçlamak istiyor. Asıl suçluları ortaya çıkarmak için bir girişimleri yok. Hukuk ve insan haklarının ayaklar altına alınmasının bir önemi yok onlar için. Fikrimizi beğenmeyebilir, Kürtleri de sevmeyebilir ama hak var, hukuk var. Biz bunu istiyoruz. Ama bu heyette bu çabayı görmüyoruz” diye aktardı. 
 
‘Düşman hukukuyla yargılanıyoruz’
 
Düşman hukukuyla yargılandıklarını belirten Zeynep, “6-8 Ekim Kobanê olaylarında yaşanan her şeyi bize yüklemeye çalışıyorlar. Bizi esir olarak kabul ediyorlarsa bunu da bilmek hakkımız. Ya bu mahkemeyi doğru dürüst yürütsünler ya da bize mahkemeyi uzatıyorsunuz demesinler. Binlerce sayfalık iddianame var. Hukuksuzluğu yapanlar kendileri. Müşteki ve tanık dinlediler. İddianamenin boş olduğunu ilk günden beri söyledik. Öküz altında buzağı arıyorlar ama böyle bir şey yok. Ne kadar çabalasalar çabalasınlar kendi boşluklarıyla kalacaklar. Bu nedenle ben de heyeti reddediyorum çünkü taraflı davranıyor” şeklinde konuştu. 
 
‘Bizi yargılayan çete üyesi çıktı’
 
Ardından söz alan  aktivist Sibel Akdeniz de Kürtçe konuştu. İlk günden bu yana iddianamenin normal bir şekilde hazırlanmadığını söylediklerini hatırlatan Sibel, iddianameyi hazırlayan savcının da belli olduğunu söyledi. Sibel, “İddianameyi hazırlayan ve kabul eden mahkeme için çok şey söyledik ve reddi hakim talebinde bulunduk. Şimdi yeni bir durum ortaya çıktı. Bir durum var ama belli ki yeni bir durum değil. Bahtiyar Çolak’ın bir çete üyesi olduğuna dair haberler okuduk. Burada bizi yargılıyordu” dedi. Sibel, Bahtiyar Çolak’ın başkanlık sürecindeki tavırlarını hatırlattı. 
 
‘Bahtiyar Çolak’ın durumunu biliyordunuz’
 
Sibel, mahkeme başkanına, “Bahtiyar Çolak için önce oğlunun karantinada olduğuna yönelik bilgi verdiniz, ardından biz sorunca ne zaman geri geleceğine dair zamanın net olmadığını belirttiniz” dedi. Şimdiki mahkeme başkanının, Bahtiyar Çolak’ın durumunu daha önceden bildiğini de dile getiren Sibel, “Bu mahkeme yalan söyledi. Siz kendiniz şüphelisiniz. Mahkemeyi bu nedenle reddediyoruz yoksa hiçbirimizin davayı uzatma gibi bir niyeti yok. Hakkımızı arıyoruz” dedi.
Reddi hakim talebi reddedildi
 
Mahkeme, Sibel ve Zeynep’in reddi hakim talebini de “duruşmayı uzatmaya yönelik” olduğunu öne sürerek geri çevrilmesine karar verdi.
 
Mesut Bağcık ve İsmail Şengül, öğleden sonra duruşmaya katılamayacaklarını beyan eden dilekçelerini mahkemeye sundu. 
 
‘Bin tanık dinlendi hiçbiri sorulmadı’
 
Mahkeme başkanının, öğleden sonra da tanıkların dinleneceğini belirterek, “Tanıklar dinlenirken salonda bulunmayacaksınız, bu hakkınızdan feragat ediyor musunuz?” sorusuna, Mesut “Yaklaşık bin müşteki dinlendi ama hiçbirinde talebim alınmadı. Bu iyi bir şey ama sağlığım her şeyden önemli olduğu için öğleden sonraki oturuma katılamayacağım. Tanık dinleyemeyeceğim” yanıtını verdi. 
 
Duruşmaya bir saat ara verildi.