Cinsel saldırıda bulunan imamdan '15 Temmuz' savunması

  • 18:15 17 Mart 2022
  • Hukuk
DİYARBAKIR - Bağlar ilçesinde Kuran kursuna gelen çocuğa cinsel saldırıda bulunan imam K.Ö., tutuklu yargılandığı davanın duruşmasında kendisini “15 Temmuz” ile savundu.
 
Diyarbakır’ın Bağlar ilçesindeki Hisami Camisi’nde Ağustos 2021'de Kuran kursuna gelen bir çocuğa cinsel saldırıda bulunan imam K.Ö.’nün (52) tutuklu yargılandığı davanın ilk duruşması Diyarbakır 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. “Kamu görevinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanarak, çocuğu cinsel amaçlı olarak hürriyetinden yoksun kılma" ve "kamu görevinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanarak, nitelikli cinsel istismara cebir kullanarak teşebbüs" suçlarından hakkında iddianame hazırlanan fail duruşmada hazır edilirken, çocuğun anne ve babası, tanıklar ve taraf avukatları da duruşma salonunda bulundu. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı vekilinin dilekçe ile katılma talebinde bulunduğu dava duruşması, kimlik tespitiyle başladı.
 
’15 Temmuz’ savunması!
 
İfadesinde 32 yıldır Diyanet İşleri'ne bağlı birimlerde “çocuklar için çalıştığını” söyleyen sanık, “çocukların örgütler ile bağlantılarının olmaması ve uyuşturucu kullanmamaları için uğraştığını” öne sürdü. Sanık, 15 Temmuz hutbesi okuduğu için hedef alındığını iddia ederken, çocuğun babasının kendisine iftira attığını savundu. Sanık, tahliye ve beraat talep etti.
 
Müşteki vekilinin sorusu üzerine, kendisini tehdit ettiğini iddia ettiği çocuğun babası E.D. konusunda daha önce kolluğa bilgi vermediğini söyleyen sanığa, kolluktaki ifadesi hatırlatılıp, aradaki çelişkiler soruldu. Sanık K.Ö., çocuğun Çocuk İzlem Merkezi’nde (ÇİM) alınan beyanları için de “yalan ve iftira” dedi. Sanığın avukatı da, müvekkilinin beyanlarına iştirak ettiklerini söyledi.
 
‘Tehdit edildiğini söyledi’
 
Sonrasında dosyada müşteki sıfatıyla yer alan çocuğun annesi G.D. dinlendi. G.D., olaya dair şunları anlattı: “O mahalleye taşınalı bir ay olmuştu ve okullar tatil olmuştu. Çocuklarımı ders öğrenmeleri adına camiye gönderiyordum. Camiye göndereli 20 gün olmuştu. Önceleri sabah saat 10.00 civarında gönderiyordum. Daha sonra öğlen saat 12.00 civarında gönderdim ders almaları adına. Çocuklarım kendilerini namaz kılmaları adına hocanın çağırdığını söyledi. Ben de onlara namazı kılıp hemen eve gelin dedim. Olayın olduğu gün pazara gitmiştim ve dönerken caminin önünde oğlumu sordum. Caminin önünde K.Ö. vardı ve bana C.’ye döner aldığını söyledi. Ben de kendisine C.’nin hemen eve gelmesini söyledim. Ertesi gün oğlum camiye diye evden çıktı ve saat 17.30 sularında eve geldi. Kapıyı kızım açtı ve sonrasında kızım balkona gitti. Oğlum eve geldiğinde korkmuş bir vaziyetteydi. Ablasına ‘Hoca beni çağırırsa evde olmadığını söyle’ demiş. Ben de kendisine neden hocadan çekiniyorsun diye sorduğumda, ‘O hoca değil, bana kötü şeyler yaptı’ dedi. Çok korktuğunu ve kendisini öldürmekle tehdit ettiğini söyledi.”
 
G.D.’den sonra dinlenen çocuğun babası E.D. ise durumu teyit etmek amacıyla çocuğunu defalarca dinlediğini belirterek, ardından karakola gidip sanıktan şikayetçi olduğunu belirtti. E.D., sanığın “husumet” iddialarının asılsız olduğunu dile getirirken, çocuğun annesi de babası da sanıktan şikayetçi oldu. 
 
Tanıklar dinlendi
 
Ardından dosyada yer alan 3 tanık dinlendi. Tanıklardan M.K., camide 4 yıldır temizlik işlerine baktığını söyleyip, olay gününe dair şu beyanlarda bulundu: “Saat 13.00 civarında çocuklar camiden çıktı, bende çay içmek için çay ocağına gittim. Caminin önünden geçerken bir çocuk ayakkabısı gördüm ayakkabılıkta. Bir müddet daha bekledim ancak içeriden çıkan kimseyi görmedim ve caminin içinde kimsenin olmadığını gördüm. Sonrasında K. hoca ile çocuğun buradan birlikte çıktığını gördüm. Hoca bana dönerek, 'Duş almaya gidiyorum' dedi.”
 
Dönerci dükkanını işleten tanık M.B. de, “Olayın olduğu gün sanıkla mağdur çocuk birlikte geldiler ve dürüm istediler. Dürümün parasını sanık verdi. Daha öncesinde çocuklara dürüm ısmarladığını görmedim. Başka bir şey de ısmarladığını görmedim” şeklinde beyanlarda bulundu.
 
Sanığın yakınları ‘tanık’ sıfatıyla dinlendi!
 
Heyetin söz verdiği katılan vekili, mahkemede suçtan kurtulmaya yönelik beyanlarda bulunan sanığın tutukluluk halinin devamına karar verilmesini talep etti. Sanık avukatı da, sanığın oğlu ve yeğeninin tanık olarak dinlenmesini istedi. Çocuğun avukatının itirazına rağmen dinlenen tanıklar da sanıkla benzer şekilde 15 Temmuz üzerinden beyanlarda bulundu. İddia makamı ise, sunduğu mütalaasında sanığın üzerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti dolayısıyla tutukluluk halinin devamına karar verilmesi talebinde bulundu.
 
Yeniden söz verilen sanık, tanıklardan M.K. ile aralarında husumet bulunduğu için hakkında bu beyanlarda bulunduğunu, kendisine “komplo” kurulduğunu iddia etti.
 
İmama yaptırım uygulanmadı!
 
Sanık avukatı, “Diyanet İşleri Başkanlığı olaya yönelik soruşturmalar yürüttü ve müvekkilim hakkında herhangi bir yaptırım uygulanmadı. Kendisi halen imam hatip olarak görev yapmaktadır” savunması yaptı.
 
Mahkeme heyeti, sanığın tutukluluk halinin devamına karar verdi. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın davaya katılma talebini kabul eden heyet, olay yerinde keşif yapılmasına, çocuğun ablasının tanık olarak dinlenmesine karar vererek, duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.