Kobanê Davası’nda tanıklar: Demokratik haklarımızı kullanarak eyleme katıldık

  • 16:24 10 Mart 2022
  • Hukuk
 
ANKARA - Kobanê Davası’nda tanık olarak dinlenen isimler, 6-8 Ekim Kobanê eylemlerine demokratik haklarını kullanarak katıldıklarını belirtti.
 
DAİŞ’in Kobanê’ye yönelik saldırılarına karşı 6-8 Ekim 2014’te gerçekleşen protesto eylemleri gerekçe gösterilerek Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin de aralarında bulunduğu 22’si tutuklu 108 ismin yargılandığı Kobanê Davası’nın 10’uncu duruşması, 7’nci gününde Sincan Cezaevi Kampüsü’ndeki salonda görülüyor.
 
Tanık ifadesini reddetti
 
Verilen aranın ardından duruşma tanık ifadeleriyle devam etti. Antalya 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nden duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla tanık olarak bağlanan Abdurrahman Balcı, ismi okunan siyasetçileri tanımadığını, yalnızca eşbaşkanları ve milletvekillerini basından tanıdığını ifade etti. Abdurrahman, o dönem Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Kepez İlçe Eşbaşkanı olduğunu kaydederek, “Bir basın açıklaması gerçekleşecekti ve  ben de ilçe eşbaşkanı olduğum için açıklamaya katıldım. Ardından ise dağıldık. Sonrasında birkaç kişinin ara sokaklarda gözaltına alındığını duydum” dedi. Mahkeme başkanının emniyetteki ifadesini hatırlatması üzerine Abdurrahman, ifadenin kendisine ait olmadığını söyledi. 
 
Açıklama polis eşliğinde yapılmış
 
Avukat Cenk Yiğiter’in “O gün olaylarda, basın açıklamasında polisle görüştüğünüzü söylediniz, eylemin sonuna kadar polis refakati geçerli miydi?” sorusuna Abdurrahman, “O gün yapılan basın açıklaması emniyetin kontrolü dahilinde onların verdiği güzergahta yapıldı” dedi. 
 
‘Toplumsal duyarlılığımla eyleme katıldım’
 
Antalya 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nden SEGBİS ile duruşmaya katılan tanık Ahmet Kaya, “İŞİD vahşet zamanında Türkiye’nin birçok yerinde Kobanê için eylemler gerçekleşti. Antalya’da gerçekleşen eylemde ben de vardım. Eylem diye bahsettiğim şey, Antalya Demokrasi güçleri tarafından ve emniyetin bilgisi dahilinde yaptığımız basın açıklamalarıdır. Kendi iradem, toplumsal duyarlılığım ve demokratik haklarım gereği basın açıklamasına katıldım. Kimsenin zoruyla katılmadım. Ardından ara sokaklarda bir takım taşkınlıklar oldu” diye konuştu.  
 
‘Demokratik eylem gerçekleştirdik’
 
Antalya 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi salonundan SEGBİS ile bağlanan tanık Mustafa Beyazdaş, “6-8 Ekim olaylarında Antalya’da ikamet ediyordum. Antalya HDP il eşbaşkanları tarafından demokratik eylemler çerçevesinde ben de eylemlere katıldım. Bir yürüyüş yaptık, demokratik bir şekilde eylemimizi gerçekleştirdik ve ardından dağıldık” şeklinde konuştu.
 
‘İŞİD lehine sloganlar atıldı’
 
Avukat Cenk Yiğiter’in “Taşkınlıklar esnasında öldürme, çocuk düşürme gibi şeylere tanıklığınız var mıdır?” şeklindeki sorusuna Mustafa, “Yürüyüş sonrası eylemde olmayanlar IŞİD lehine bir takım sloganlar atıp, su şişeleri attığını duydum ve bunun ardından taşkınlıklar oldu” yanıtını verdi. 
 
‘DAİŞ barbar bir örgüt’
 
Antalya 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi salonundan SEGBİS ile duruşmaya katılan tanık Nazmi Kahraman, “DAİŞ’in barbar bir örgüt olduğunu tüm dünya biliyor ve Kobanê sürecinde Türkiye genelinde demokratik bir hakkımız olan basın açıklamaları ve yürüyüşler yaptık. Bu açıklama ve yürüyüşlerde birine zarar verecek, mala zarar verecek herhangi bir talimat söz konusu değildir. Türkiye’nin her yerinde IŞİD’e karşı duyarlılık göstermemiz gerekirdi” ifadelerini kullandı. 
 
‘HDP’den şiddet içerikli bir mesaj gelmedi’ 
 
Avukat Mahsuni Karaman’ın “İddianamede adı geçen suçları işlediniz mi veya işleyenlere yardım ettiniz mi?” sorusuna Nazmi yapmadığını söyledi. Avukat Mahsuni’nin “Bizim müvekkilimizin bu anlamda size veya başkasına böyle bir talimatı oldu mu?” sorusuna Nazmi, böyle bir çağrının olmadığını ifade etti. Mahsuni’nin “HDP’nin gidin bu suçu işleyin dediğini duydunuz mu?” sorusuna ise Nazmi, “HDP yöneticilerinin bana gelen bir mesajı vardı ama merkezden bana gelen bir mesaj yoktu. Mesajda polisten izin alınarak açıklama yapılacağı yazıyordu. HDP’den şiddet içerikli bir mesaj gelmedi. Sadece demokratik bir çağrıydı” dedi. 
 
İddia makamından yorumlu mütalaa
 
Tanık beyanlarının ardından iddia makamı, dosya kapsamında tutuklu bulunan siyasetçilerin tutukluluk hallerinin devamı yönünde ara mütalaasını sundu. İddia makamı mütalaası sırasında siyasetçiler ve avukatlarını suçlayarak, savunma yapılmadığını öne sürdü. Avukatların mahkeme heyetinin usule aykırı itirazlarını da mahkeme düzenini bozmaya yönelik olduğu yorumunda bulunan iddia makamı, mahkemenin uzatılmaya çalışıldığını iddia etti.
 
Mahkeme heyeti savcı mütalaası ve tanık beyanlarına dair savunma için siyasetçiler ve avukatlara söz verdi. 
 
‘Failleri belli olmayan bir iddianame’
 
Söz alan Selahattin Demirtaş’ın avukatı Muhittin Metin Kaya, “Kobanê Davası’nı açığa kavuşturmak için kendi görüş ve düşüncelerimizi bir kenara bırakıp, iddianamede isnat edilen suçların oluşup, oluşmadığının tespit edilmesi gerekir. Savcı suçu gerçekleştiren failleri araştırmadan iştirak kurallarına aykırı bir soruşturma düzenlemiştir. Azmettiricilerin sınıflandırılması gerekir. Faili olmayan ceza davasının yürütülmesine imkan yoktur. Failler ve azmettiricilerin birlikte yargılanması gerekir. Fakat iddianamede fail belli değil. Azmettiricilere ceza verilebilmesi için önce öldürmeye katılan faillerin bulunarak, cezalandırılması ve bu ceza maddesiyle azmettirenlerin cezalandırılması gerekir. Faili olmayan bir olayda azmettirenden bahsedilemez, ceza davası açılamaz” dedi.
 
‘4 bin 743 failsiz suç 6 yıl bekletildi’
 
4 bin 743 adet farklı ve failsiz suçun 6 yıl bekletilmesinin Türk Ceza Kanunu’na aykırı olduğunu da savunan Muhittin, “6 yıl biriken binlerce suçu toplayıp, failleri araştırılmadan toplumun bir kesiminin yargılanması eşitlik ilkesine aykırıdır. Fail ve suçu belli olmadan iddianame savcısı ağırlaştırılmış müebbet cezası verilmesini istemiştir. Savcının buna yetkisi yoktur. Önce failleri bulup, cezalandırıp ve bu cezaları sonra azmettirenlere uygulaması gerekirken, kendi keyfiliği ile bu cezaları istemesi TCK’ye aykırıdır. Somut deliller olması gerekirken, soyut kavramlarla ağırlaştırılmış müebbet ceza talebi TCK’ye, AYM’ye, AİHS’e aykırıdır. Düşünce alanlarının sınırlarını devlet tayin etmemelidir. Devleti kayırmak, vatandaştan üstün tutmak çağdışı bir uygulamadır. İddianamede yer alan tüm isimlerin hakkında beraat kararı verilmesi gerekir” ifadelerini kullandı. 
 
Duruşmaya kısa bir ara verildi. 
  
 

Etiketler:

kobanê dava