Kobanê Davası’nda tanıklar: Tutuklu arkadaşlarımız rehinedir

  • 14:22 10 Mart 2022
  • Hukuk
 
ANKARA - Kobanê Davası’nda dinlenen tanıklar IŞİD’in Kobanê saldırısına karşı demokratik haklarını kullandıklarını söyledi. Tanıklardan Neriman Bakır, “Tutuklu olan arkadaşlarımızın hepsi rehinedir” dedi.
 
DAİŞ’in Kobanê’ye yönelik saldırılarına karşı 6-8 Ekim 2014’te gerçekleşen protesto eylemleri gerekçe gösterilerek Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin de aralarında bulunduğu 22’si tutuklu 108 ismin yargılandığı Kobanê Davası’nın 10’uncu duruşması, 7’nci gününde Sincan Cezaevi Kampüsü’ndeki salonda devam ediyor.
 
Duruşma öncesi açıklama
 
Duruşmaya Rosa Kadın Derneği, Mersin Mimoza Kadın Derneği, Van Star Kadın Derneği ve Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD), Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), İnsan Hakları Derneği (İHD) üyesi birçok kentten kadın avukat duruşmaya katıldı. Duruşma öncesi HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran kadın ve hukuk örgütleri ile birlikte cezaevi kampüsü önünde basın açıklaması gerçekleştirdi.
 
Kadınlardan selamlama
 
Sincan Cezaevi’nde bulunan tutuklu siyasetçiler salonda hazır bulundurulurken, farklı cezaevinde tutulan siyasetçiler de Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya katıldı. Tutuklu siyasetçiler duruşmaya gelen kadınların isimleriyle ve zafer işaretleriyle selamladı. 
 
Duruşma heyetin gelmesiyle başladı. Kimlik tespiti ardından mahkeme başkanı tutuklu siyasetçi Aysel Tuğluk hakkında hazırlanan ATK raporunun dosyaya geldiğine dair belgeyi okudu. 
 
ATK raporu dosyada 
 
ATK raporunun sonuç kısmında şu ifadeler yer aldı: “Kurulumuzca 07.01.2022 ve 04.02.2022 tarihlerinde yapılan muayeneleri ve psikometrik incelemeleri sonucunda elde edilen bilgi ve bulguların yorumlanmasından; her ne kadar halihazır durumu ‘Hafif Kognitif Bozukluk’ saptanmış ise de, dava dosyasındaki tıbbi belgelerin incelenmesinde, ilk defa İzmit Seka Devlet Hastanesi Nöroloji Polikliniğinin 15.03.2021 tarih  210109309 protokol sayılı muayene notunda kişinin şikayetlerinin başladığı, Alzheimer Hastalığında bunama tanısı ile Dozyl Easy 5 mg 1x1 reçete edildiği anlaşıldığı ancak kişinin suç tarihleri aralığında herhangi bir akli arıza içinde olduğunu gösteren tıbbi belge ve bulgu mevcut olmadığı, kişide Kurulumuzca saptanan ‘Hafif Kognitif Bozukluğun’ klinik özellikleri dikkate alındığında suç tarihlerinde mevcut olmadığı tıbbi kanaatine varıldığı, bu duruma göre; Aysel Tuğluk’un 09.09.2014-30.12.2020 tarihlerinde sanığı bulunduğu suçlara karşı cezai sorumluluğunun tam olduğu, halihazır durumu ile savunmasını kısmi olarak ana hatlarıyla yapabileceği oy birliği ile mütalaa olunur.” 
 
 Usuli itirazlar yapıldı 
 
Dava avukatlarından Sevda Çelik Özbingöl, tanık dinlenmesine dair söz istedi. CMK kapsamında usuli kuralların daha önce belirlendiğini belirten Sevda, “CMK mevzuatı emredici hükümler barındırır. Müvekkillerin savunmaları alınmadan tanık beyanlarının alınması aksaklıktır. Anayasa Mahkemesi (AYM) ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) aykırıdır. Müvekkillerinin savunmaları alınmadan tanıkların beyanları alınmamalıdır” dedi. Kalabalık bir avukat grubu olduklarını dile getiren Sevda, bir güne sığdırılacak şekilde tahliyeye dair müvekkillerin ve avukatların beyanlarda bulunmasının mümkün olmadığını dile getirdi. 
 
Etkin savunma hakkına müdahale 
 
Ardından avukat Cemile Turhallı Balsak, usule dair itirazda bulundu. Cemile, “İkinci haftanın son ikinci günündeyiz. Mahkemenin genel yaklaşımı etkin savunmayı etkileyecektir. Duruşmada hazır bulunma hakkımızı, müştekileri dinlemeyi zorlama ile ihlal ediyorsunuz. Müşteki ve tanık dinleme ısrarınız adil yargılanma hakkına müdahaledir” diye belirtti. Cemile, ağır suçlamalar yöneltilen müvekkillere ve avukatlara verilen sürenin kısıtlı olduğunu belirtti. Yargılama yürütülürken yapılan usul yönünden işlemlerin müvekkillerinin tahliye talebine yönelik savunma haklarının gaspı olduğunu aktaran Cemile, “Tanıklar ve müştekilerin ısrarla dinlenmesi etkin savunma hakkına müdahaledir” dedi.
 
Nazmi Gür: Savunma hakkımızı gasp ediyorsunuz
 
Tutsak siyasetçi Nazmi Gür, “Tutuklu yargılananların savunma hakkını gasp ediyorsunuz. CMK’yı tanımıyor, usule uymuyorsunuz. Bugünden itibaren sayın savcının tutuk gerekçesine dair sözlerimiz ve itirazlarımızı söylesek bir saat sürer. Yarın 8 kişi aile görüşü yapacağız. Sizi de düşünerek, kısmen sözlü, yazılı tutukluluğa dair beyan hazırladık. ABC123’e karşı, müşteki ve tanıklara dair açıklamalarım olacak. Geçen celse gece 23.00’da ancak söz alabildim. Tansiyonum yükseldi, rahatsız oldum” ifadelerini kullandı.
 
‘Bizleri susturmak istiyorsunuz’
 
Söz alan tutsak siyasetçi Alp Altınörs de tutukluluğa dair beyanların alınmamasına ilişkin itirazlarını sıraladı. Alp, “Bu sabah geliyoruz en az 10-15 tanığı sıraya koymuşsunuz. Etkili bir savunma yapılmasını istiyoruz. Tutukluluk konusunda konuşma hakkım var. Hakkımı gasp ediyorsunuz. Perşembe-Cuma’ya dokunmayın. Burada 22 kişiyi tutukluyorsunuz. Bir tane tweet, üç cümle için bir buçuk yıldır tutukluyoruz. Konuşacağız, konuşturmuyorsunuz. Mahkemenizin duruşmayı yönetim yetkisini bizleri susturmak için kullanıyorsunuz. Tanıkları dinlemeyi, müştekiyi araya sıkıştırmak istiyorsunuz. ‘Özgürlük talebi burada dile getirilmesin’ diye müşteki ve tanık dinliyorsunuz. Perşembe günlerinin tahliye taleplerine ayrılmasını istiyoruz” diye konuştu. 
 
İtirazlara ret
 
Savcılık, söz konusu itirazlara karşın daha önce mahkemenin iki kez karar verdiğini ve taleplerin reddedilmesini isteyerek, tanıkların dinlenmesine devam edilmesini istedi. Savcılık mütalaası ardından mahkeme heyeti, tanıkların dinlenmesi için daha önce karar verdiklerini dile getirdi. Mahkeme heyeti tanık dinlemeye engel bir durum olmadığını belirterek, tanık ve müştekilerin dinlenmesinin devamına karar verdi. 
 
Mahkeme heyeti avukatları dinlemedi
 
Avukatlar mahkeme heyetinin kararına itiraz etti. Avukatlar tanıkların dinlenmesine yönelik bir ara karar kurulmasını istedi. Mahkeme heyeti ile avukatlar arasında tartışma yaşandı. Mahkeme başkanı “söz vermediğim sanıklar ve sanık avukatları mahkeme düzenini bozmayın” diyerek, avukatları ve siyasetçileri susturmaya çalıştı.
 
İtirazlara rağmen tanık dinlendi
 
Mahkeme başkanı tüm itirazlara rağmen tanık beyanına geçti. Van Savcılığı’ndan bağlanan Berfin Ağkaya tanık olarak dinlendi. 
 
Tanık: Çocuktum hatırlamıyorum
 
Berfin, Kobanê eylemlerine dair;  “Yargılandığım davada suçsuz olduğumuz ortaya çıktı. Onunla ilgili söyleyeceğim bir şey yok” dedi. Eylemlere nasıl katıldığının sorulması üzerine Berfin, “İsimlerini bilmiyorum ama HDP binalarından kişiler gelmişti. ‘Eğlenceler, halaylar olacak, katılın’, dediler” ifadelerini kullandı. Mahkeme başkanı Berfin’in daha önce verdiği ifadede Kobanê eylemlerini dijital medya üzerinden duyduğunu söylediğini hatırlatması üzerine de Berfin, “İkisi de doğrudur. Geçmiş zaman. O zaman çok küçüktüm. Hatırlamıyorum” dedi.
 
‘Twitter kullanmıyorum’
 
Tutsak siyasetçi Selahattin Demirtaş, “Sosyal medya üzerinden gördüğünü söylüyor. ‘Tweeti okuyarak mı gittin’ diye sormanız lazım. Bu tweetle yola çıkarak, şiddet eylemine katıldın mı? O tweetle gelmiş. Okul önüne hangi HDP’liler gelmiş, diyor. HDP il binasından geldiklerini nerden biliyor? Tanık ayın 8’inde katılmış. Ne zaman sosyal medya paylaşımlarını görmüş?” sorularının yöneltilmesi istedi. 
 
Berfin, hatırlamadığını ısrarla belirtti. Berfin, “Twitter kullanmıyordum. Okulun önüne HDP bayraklarıyla gelenler vardı. İsim, şahıs olarak tanımıyorum. 16 yaşında bir çocuktum. Eğlence amacıyla katıldım. Sosyal medyada şiddete dair bir şey yoktu” ifadelerini kullandı.
 
‘Anonsu duydum, eyleme katılmadım’
 
İkinci olarak Kocaeli Savcılığı’ndan bağlanan Yılmaz Ekinci tanık olarak dinlendi. Yılmaz, tutuklu siyasetçilerin isimlerini duyduğunu ancak tanımadığını belirtti. Mahkeme başkanının 6-8 Ekim olaylarına dair hatırladıklarını anlatmasını istemesi üzerine Yılmaz, “Eyleme katılmadım. Devlet Hastanesi’nde zaman geçirdim. O dönemde Muş’taydım. O gün herhangi bir eyleme katılmadım. Çevreden duydum” dedi. Yılmaz, mahkeme başkanının daha önce şüpheli sıfatıyla verdiği ifadeyi okuması üzerine ifadeyi kabul etti. Yılmaz, Muş’un Malazgirt ilçesinde köyde camiden yapılan anonsu duyduğunu ancak köylerine gelen örgüt üyelerini görmediğini belirtti. 
 
‘HDP’lilerden bir mesaj almadım’
 
Tutsak siyasetçiler ve yargılanan isimlerin herhangi birinin kendisini eyleme teşvik edip, etmediğine dair soruya da Yılmaz, “Hayır, Sayın Demirtaş’ın hiçbir etkisi olmadı. HDP’den mesaj gelmedi. Akıllı telefonum yoktu, sosyal medyadan bir şey görmedim” yanıtlarını verdi. 
 
Hatay 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nden bağlanan tanık Mehmet Sapar,  o dönemde HDP’nin yönetiminde olduğunu belirtti. Mehmet, DAİŞ’in Kobanê’ye saldırması sırasında demokratik hakkını kullandığını belirtti. Mehmet, “Antalya’da 6-8 Ekim olaylarında bir bilgim yok. Türkiye’nin her yerinde demokratik platformlar vardı ve demokratik haklarımızı kullandık” dedi. HDP’nin twitter hesabındaki paylaşımı görmediğini de dile getiren Mehmet, “2014 yılında yöneticiydim. Basın açıklamalarına katılıyordum. Olaylar yaşanmadı” diye belirtti. 
 
‘Anayasal hakkımı kullandım’
 
Didim Savcılığı’ndan bağlanan tanık Kibar Boza, iddianamede ismi okunanların çoğunu eşbaşkanlar olması nedeniyle basından tanıdığını ifade etti. Kobanê olaylarıyla bir ilgisinin olmadığını ve olaylara katılmadığını kaydeden Kibar, “Ben HDP üyesiydim. Olaylardan hiçbir şekilde haberim olmadı” dedi. Mahkeme başkanının HDP’nin attığı tweeti hatırlatması üzerine Kibar, bu tweetten haberi olmadığını söyledi. Ben bir süre HDP Aydın il eşbaşkanlığı yaptım ama belirttiğiniz tweetleri bilmiyorum” şeklinde konuştu. Mahkeme başkanı Kibar’ın önceki ifadelerini hatırlatarak HDP tweetini sormakta ısrarcı oldu. Kibar, “Basın açıklamasına Anayasal hakkım olarak katıldım ama bunun HDP ile BDP ile bir alakası yoktu” diye yanıtladı. 
 
‘Açıklama yapmadan polis saldırdı’
 
Ardından avukat Cenk Yiğiter’in “Aydın’da basın açıklamasına katılanlar herhangi bir şiddet eyleminde bulundular mı?” sorusuna Kibar, “Basın açıklamaları bizim Anayasal hakkımızdır. Biz daha açıklamayı okumadan polis bize saldırdı ve biz saatlerce bir yerde rehin kaldık” yanıtını verdi.  
 
Antalya Savcılığı’ndan bağlanan tanık Nedime Tunç, “O dönemde IŞİD terörünü protesto etmek amaçlı eylemler vardı. Bir basın açıklaması yapıldı. Sadece HDP değil, emek güçleri ve halk katıldı” açıklamasında bulundu. Yaptıkları basın açıklamasının yasal ve demokratik olduğunu belirten Nedime, Antalya’da da yasal bir eyleme katıldığını belirtti. Emniyetin bilgisi dahilinde yapıldığını belirterek sözlerini sürdüren Nedime, “Sorunsuz bir şekilde eylem yaptık. Ara sokaklarda polisler genç arkadaşlarımızı gözaltına aldı. Emniyetin belirlediği güzergahta eylem yaptık” ifadelerini kullandı. 
 
Selahattin, mahkeme heyetinin özellikle sorduğu soru herhangi bir kişinin talimatıyla katılıp, katılmadığının sorulduğunu belirtti. Selahattin, “Suç işlendiğine tanıklık ettiniz mi? Bizim suçlandığımız herhangi bir suçlama ile ilgili bizim azmettiriciliğimiz olup, olmadığı” sorulmasını istedi. 
 
Her siyasi partinin ve kişinin basın açıklaması yapma hakkı olduğunu savunan Nedime, “Taşkınlık, suç işlenmedi. Kitleye atılan pet şişelerine rağmen yöneticilerimiz olay çıkmasını engelledi. Tutukluların hepsinin tahliyesini talep ediyorum. Hiçbiri bizi suça sevk etmedi” ifadelerini kullandı. Meme kanseri tedavisi gördüğünü aktaran Nedime, “Zorla getirilme kararı olduğu için geldim” dedi. 
 
‘IŞİD’i protesto ettik’
 
Antalya Savcılığı’ndan bağlanan tanık Neriman Bakır, “ Türkiye’nin genelinde IŞİD’i protesto için alana çıktık. Biz IŞİD’i protesto ettik. Kobanê’de kadın katliamı, çocuk kaçırmalarına karşı alanlara indik. Yönetimde olduğum için Cumhuriyet Meydan’ında halk alana inmişti. Bizde oraya gittik. O dönemin emniyet amiriyle diyalogdaydık, eylem sırasında hiçbir olay yaşanmadı. Taşkınlık olmadı. Bir şiddet olayına tanıklık etmedim” ifadelerini kullandı. 
 
‘Arkadaşlarımız rehine’
 
Avukat Cenk, “HDP Genel Merkezi yarın eylem kararı aldık. Siz Antalya’da diğer gün ne yaparsınız?” sorusuna Neriman, “Merkezi bir karar olduğunda iller buna uyar. Tutuklu olan arkadaşlarımızın hepsi rehinedir. HDP suçlu gibi davranılıyor” dedi.
 
Avukat Mahsuni Karaman dava dosyasındaki suçları sayarak, “Yargılananlar size veya başkasına bu suçlara dair size talimat verdi mi” sorusuna da “Hayır, kesinlikle vermedi” yanıtını verdi.
 
Antalya Savcılığı’ndan bağlanan tanık Birgül Aydemir, “IŞİD, Kobanê’ye saldırdığında halk ve sivil toplum örgütleri basın açıklaması yaptı. Eylemde suç işlenmedi. Ara sokaklarda gençlerin gözaltına alındığını duydum” ifadelerini kullandı. 
 
Antalya Savcılığı’ndan bağlanan tanık Sevim Alpar, “Hepsi tahliye olsun, ne yapmışlar sanki” sözleriyle konuşmasına başladı. 6-8 Ekim Kobanê eylemlerine dair Sevim, “IŞİD, Kobanê’ye saldırılıyordu. Basın açıklaması yapıldı ve dağıldık” dedi. 
 
Selahattin, “Dava Antalya’daki bir açıklamanın davası değil. Biz Kobanê eylemlerinden yargılanmıyoruz. Doğrudan suçları sormanız lazım. Bizim onları herhangi bir şiddete teşvik edip, etmediğinizi sormanız lazım. Hangi olaylar olduğunu sormuyorsunuz” diyerek, tepki gösterdi. 
 
“Biz insanları Kobanê eylemlerini protesto etmeye çağırmadık, demiyoruz ki” diyen Selahattin “Öldürmeye, yağmaya, çocuk düşürmeye azmettirdi mi? diye sorun. Biz insanları IŞİD barbarlığına karşı demokratik haklarını kullanması için çağırdık” dedi.
 
Sevim, “Okuma yazmam olmadığı için sorular kafamda kalmıyor. Selahattin Başkan kimseyi öldürmemiz için çağrı yapmadı. Hiç kimse bize talimat vermedi” ifadelerini kullandı.
 
Duruşmaya bir saat ara verildi.
 
 

Etiketler:

kobanê dava