Zıpladıkları için yargılanan kadınlar: Kahkaha da atarız, zılgıt da çekeriz

  • 16:05 1 Mart 2022
  • Hukuk
 
İSTANBUL - Taksim’de 8 Mart'ta yapılan "Feminist Gece Yürüyüşü"nde zıpladıkları için yargılanan kadınların duruşması görüldü. Duruşmada savunma yapan kadınlar, faillerin değil kadınların mahkeme salonlarında yargılandığını söyledi.
 
İstanbul Beyoğlu’nda Taksim’de 8 Mart 2021'de 19’uncusu gerçekleştirilen Feminist Gece Yürüyüşü'nde zıpladıkları için "Cumhurbaşkanına hakaret" ve “kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme, yönetme ve bunların hareketine katılma” iddialarıyla yargılanan, içinde Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul İl Eşbaşkanı İlknur Birol’un da bulunduğu 17 kadının duruşması Çağlayan'da bulunan İstanbul 10'uncu Asliye Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Duruşma öncesi 8 Mart Feminist Gece Yürüyüş açıklama gerçekleştirdi. “Hepimiz oradaydık 20’nci feminist gece yürüyüşünde de orada olacağız” pankartının açıldığı açıklamada kadınlar “Yaşasın feminist mücadelemiz”, “Feminist mücadelemiz engellenemez”, “Kadın dayanışmamız engellenemez”, “Yaşasın 8 Mart” sloganları attı. Açıklamada kadınlar adına Feride Eralp konuştu.
 
‘8 Mart engellenemez’
 
Feride, davanın hukuksuz olduğunu belirterek mücadeleye devam edeceklerini vurguladı. Tüm kadınların 8 Mart yürüyüşünde olduğunu dile getiren Feride, “Böyle bir suç olamaz. 8 Mart engellenemez. Feminist mücadele engellemez biz yine aynı yer Taksim’de olacağız. Kadınları Feminist Gece Yürüyüşü’ne çağırıyoruz. Sloganla, dayanışmayla dünyayı yerinden oynatacağız” dedi.
 
Küçük duruşma salonu verildi
 
Gazetecilerin ve destekte bulunmak için gelen kadınların duruşmayı takip etmesini engellemek isteyen mahkeme heyeti, 17 kadının yargılandığı dava için küçük salon verdi. Duruşma salonunun küçük olması gerekçesiyle salona gazeteciler alınmadı. Mahkeme heyetinin duruşma salonunun küçük olmasından dolayı kadınların hepsinin ifadesini almayacağını söylemesi üzerine salonda bulunan kadınlar ve avukatlar tepki gösterdi. Avukatların tepkisi üzerine mahkeme heyeti duruşmaya katılan kadınların hepsinden ifade almaya karar verdi. Kadınlar Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile ifadelerinin alınmasını talep etti, ancak mahkeme heyeti kadınların SEGBİS talebini “suç sayısının az olması” gerekçesiyle reddetti.
 
Duruşma kimlik tespiti ile başladı.
 
‘Vandallık gerçekleştiren kolluktur’
 
Savunması alınan kadınlardan Ebru Sert, 19 yıldır gece yürüyüşüne katıldığını belirtti. Ebru, “Biz kadınlar her gün sokakta öldürülme, tecavüz ve tacize maruz kalma ihtimalleri ile yaşarken kendi varlığımızı oluşturmaya ve hayatta kalmaya çalışırken bizlerin kendi özgürleşme alanı olan sokaklardan, gecelerden ve feminist yürüyüşlerimizden bir ceza unsuru çıkartmaya çalışmak zorlama bir yaptırımdır. Vandallık gerçekleştiren tek unsur kolluk güçleridir. Bundan dolayı bizim şikayetçi olmamız gerekirken yargılanıyoruz. Gece yürüyüşlerine katılmaya devam edeceğim. Bir erkek temsilcisine methiyeler yağdırmak zorunda değilim. Her gün kadınlar katledilirken, failler bu mahkemelerden ellerini, kollarını sallayarak çıkarken, biz kadınların yargılanması kabul edilir bir şey değildir” dedi.
 
‘Kahkaha da atarız, zılgıt da çekeriz’
 
Ardından söz alan TJA aktivisti Besra İşsever, “8 Mart kadın yürüyüşünde kahkaha da atarız, zılgıt da çekeriz” diyerek suçlamaları reddetti.
 
‘Yürüyüşe katıldım ve katılacağım’
 
HDP İstanbul İl Eşbaşkanı İlknur Birol da, Feminist Gece Yürüyüşü’nün dünyaca bilinen geleneksel ve kitlesel bir kadın yürüyüşü olduğuna dikkat çekti. Türkiye’de kadınların yaşadığı baskılara işaret eden İlknur, “Kadın mücadelesinin önemli bir gününe katılmış olmaktan dolayı mahkeme salonunda olmayı reddediyorum. Yürüyüşe katıldım ve katılacağım” vurgusu yaptı.
 
‘Bizim duruşumuz tüm kadınların duruşudur’
 
Yargılanan kadınlardan Nimet Tanrıkulu Can da yıllardır yürüyüşte erkek şiddetine ve egemenliğine karşı kadınların özgürlük mücadelesinin taleplerine ilişkin sloganların atıldığını, zılgıtların çekildiğini ve müziklerin çalındığını hatırlattı. Nimet, “Oradaki duruşumuz tüm kadınların politik duruşudur. Günde 5 kadının öldürüldüğü bu ülkede İstanbul Sözleşmesi’ne karşı kadınların sokaktaki sesini kısmak için bu tür davalara rızamız asla olmaz. Adalet kadın katillerinin yargılanması ile sağlanır” diye konuştu.
 
Suçlamalar reddedildi
 
Duruşmada savunma yapan kadınlar, suçlamaları kabul etmeyerek, sloganların suç unsuru olmadığını, kadın mücadelesinin hedef alındığı bu yargılamanın erkeklere ve faillere cesaret verdiğini vurguladı.
 
‘Yasal bir eylem’
 
Ardından savunma yapan avukatlar ortada suç teşkil eden durumun olmadığını, eylemin yasal çerçevede gerçekleştiğini vurgularken, iddianamede belirtilen sözlerin de hakaret unsurlarını oluşturmadığını dile getirdi. Avukatlar, söylemlerin “nüktedan, esprili ve politik eleştiriler” olduğunu kaydetti. Avukatlar müvekkilleri hakkında derhal beraat talep etti.
 
Adli kontrol kaldırıldı
 
Kararını açıklayan mahkeme heyeti, ifadeleri alınan kadınların duruşmalardan vareste tutulmalarına, adli kontrol tedbirlerinin kaldırılmasına, ifade vermeyen kadınların ifadelerinin alınması için davetiye çıkartılmasına karar vererek duruşmayı 23 Eylül’e erteledi.
 
‘Kadınlara mesaj verilmeye çalışılıyor’
 
Duruşmanın ardından kadınlar adliye önünde açıklama gerçekleştirdi. Açıklamada konuşan avukat Oya Meriç Eyüboğlu, “Nefes alamayacak şekilde duruşma yaptık. Duruşma salonu çok küçüktü. Gözaltı oldu, iddianame hazırlandı,  kutu gibi salonda duruşma yapıldı. Bunları geçtik ifadeler eksik olduğu gerekçesi ile 23 Eylül’e ertelendi. Ortada suç yok, hepimiz oradaydık ve yine orada olacağız. Bu dava ile bütün kadınlara mesaj verilmeye çalışılıyor ama biz bu mesajı dikkate almıyoruz. Bütün kadınları, LGBT+’ları 8 Mart’a çağırıyoruz” dedi.