5 Haziran katliamı davasında mütalaa hazırlanacak

  • 12:38 1 Mart 2022
  • Hukuk
DİYARBAKIR - Kararın bozulması üzerine yeniden görülen 5 Haziran katliamı davasında mahkeme, mütalaanın hazırlanması için dosyayı savcılığa gönderdi. 
 
Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) 5 Haziran 2015 tarihinde Diyarbakır İstasyon Meydanı’nda düzenlediği mitinge yönelik DAİŞ’li Orhan Gönder tarafından gerçekleştirilen ve 4 kişinin hayatını kaybettiği, 210 kişinin yaralandığı saldırıyla ilgili yargılanan polislere verilen hapis cezalarının bozulması üzerine yeniden yapılan yargılamanın ilk duruşması Diyarbakır 14'üncü Asliye Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Duruşmaya taraf ile avukatları, sanıkların avukatı, Diyarbakır Barosu ve baro başkanı Nahit Eren, Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) avukatları katıldı. 
 
Duruşma salonuna gazeteciler alınmazken destek için gelen HDP Diyarbakır İl Eşbaşkanı Zeyyat Ceylan da koridorda bekletildi. 
 
Kimlik tespiti ile başlayan duruşmada, sanıkların ifadelerinin talimatla alındığı mahkeme tarafından belirtildi. Avukatlar da ilk öncelikle sanıkların cezalandırılması talebinde bulundu. 
 
‘Duruşma günü bize tebliğ edilmedi’
 
Avukat Zeynep Işık, bozma kararının kendilerine tebliğ edilmediğini ve yeni duruşma gününün kendilerine verilmediğini belirtti. Zeynep, “Duruşmanın usule uygun şekilde yapılmasını talep ederiz. Öncelikle taraflara duruşma davetiyesi tebliğ edilmesini istiyoruz. Fiziki şartlara uygun bir duruşma salonu talep ediyoruz. Haberimiz olmadan sanıkların beyanı alınmıştır. Bu nedenle sanıkların gelecek celsede duruşmada hazır bulunmasını istiyoruz” dedi. 
 
‘Devlet yükümlülüklerini yerine getirmemektedir’
 
Avukat Nadide Kurul da Diyarbakır 9’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nin yetkisini aşarak bir karar verdiğine dikkat çekerek, “Bu nedenle biz önceki duruşmalarda belirtiğimiz üzere sanıkların cezalandırılmasını talep ediyoruz. Dosyada adil yargılama hakkı ihlal edilmektedir. Diyarbakır 9’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararı kabul edilemez. Mahkemenize yazılı beyanda bulunacağız. Devlet yaşam hakkının korunması konusundaki yükümlülüklerini yerine getirmemektedir” şeklinde konuştu.
 
‘Emniyet Müdürü ve İçişleri Bakanlığı sorumludur’
 
Davanın avukatları yaptıkları savunmada şu ifadelere yer verdi: “Bu dosya öncelikle patlamanın failinin yargılandığı Ankara dosyasıyla birlikte görülmeliydi. Ancak bu yapılmadı. Biz her ne kadar sanıklar hakkında verilen HAGB kararını kabul etmesek de 9’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nin de verdiği kararı kabul etmek mümkün değil. Bu kararda çöp kutusunun polislerin dikkatini çekip çekmeyeceğini tartışılabilir olduğunu belirtmiştir. Patlamanın asıl sorumluları ‘dokumacılar grubu’ olarak bilinen ve patlamayı gerçekleştiren, Orhan Gönder’in de mensubu olduğu grupla ilgili çalışmayı yapıp, patlamayı önceden önleme görevini yerine getirmeyen Emniyet Müdürü ve İçişleri Bakanlığıdır. Kararda terör eylemlerinin her zaman olabileceği neredeyse belirtilmiştir. Bizce hukuk devletinde, devletin muhakkak yaşam hakkını koruması gerekir. Nitekim AİHM birçok kararında sözleşmenin ikinci maddesindeki yaşam hakkına ilişkin tanımlama yaparken devletin salt hukuka aykırı ve kasıtlı yaşam hakkı ihlallerinden kaçınılmasından değil aynı zamanda hukuk sistemi içinde yer alan her bireyin sistem içerisinde üçüncü kişilerden gelecek yaşam hakkı ihlallerine karşıda gerekli önlem ve tedbiri hükümlülüğü alma altındadır. Aksi halde yine devletler açısından yaşam hakkı ihlali ile tanımlamaktadır. Bu nedenle biz sanıkların cezalandırılmasını talep ediyoruz.” 
 
Verilen aranın ardından mahkeme heyeti, dosyanın esas hakkındaki mütalaası için Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, müştekiler ve müşteki vekillerinin davaya katılma taleplerinin kaldırılmasına karar verdi. 
 
Mahkeme bir sonraki duruşmayı 10 Mayıs’a erteledi.