ANKARA - 10 Ekim Davası’nda konuşan avukatlar, firari sanıkların arandıkları tarihlerde gayrimenkul alım satımı ve 2021 senesinde dahi ATM'den para alışverişi yaptıklarını söyledi. 

 

Ankara’da 10 Ekim 2015’te DAİŞ tarafından gerçekleştirilen 10 Ekim Ankara Katliamı davasının firari sanıklar ve insanlığa karşı suçtan yargılanan tek tutuklu sanık Erman Ekici’nin yargılandığı davanın 14’uncu duruşması Ankara 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. 

 

Duruşmada konuşan 10 Ekim Ankara Katliamı Davası Avukat Komisyonu'ndan İlke Işık, "Gelen bilgilerden belgelerden anlıyoruz ki IŞİD Türkiye'de ellerini kollarını sallaya sallaya dolaşıyor. İstediğimiz tanıklar bugün gelmedi. Ulkar Mammadova'nın dinlenmesi için zorla getirilmesini talep ediyoruz" dedi. 

 

'MİT bilgileri paylaşmıyor'

 

Katliam emrinin kimin verdiğine dair Kasım Güler'in ifadesinde önemli bilgilerin olduğunu belirten İlke, Kasım’ın dinlenilmesi talebinde bulundu. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın firari sanık Ömer Deniz Dündar'ı katliamdan hemen sonra canlı bomba olarak ilan ettiğini ancak bir soruşturmanın yapılmadığını kaydeden İlke, "Ömer Deniz Dündar'ı yakalamayan pratik firari olmasına neden oldu ve şu an IŞİD içinde önemli bir konumda. MİT'e yıllardır soruyoruz, bu sanıklarla ilgili ne tür bilgiler var diye sorulması yönündeki talebimiz kabul edilmiyor. Biz yeniden sanıklar hakkındaki tüm bilgilerin gönderilmesini talep ediyoruz. MİT elindekileri MASAK'la paylaşıyor ama bu dosyayla paylaşmıyor. MİT'e müzekkere yazılması talebimizi tekrar ediyoruz" şeklinde konuştu. 

 

'Sinaa Cezaevi sorulsun'

 

Herkesin tehlike altında olduğuna işaret eden İlke, Hesekê'deki Sinaa Cezaevi'nden kaçan DAİŞ'lilere ilişkin konuştu. İlke, "Dışişleri Bakanlığı'na yazı yazılmasını istiyoruz. Dosyanın sanıklarından kimler vardı bu cezaevinde. Aynı şekilde UNICEF'le de bu konuda yazışma yapılmasını istiyoruz. Yakup Selazı hakkındaki yargılamalara dair evrakların istenmesini istiyoruz. Mustafa Delibaşlar'la ilgili Adıyaman dosyaları var bunların getirilmesini talep ediyoruz. Önceki duruşma dinlenen Ömer Yetek'in yalancı tanıklık yaptığı soruşturma sırasında verdiği ifadeden anlaşılıyor. Bu nedenle yalancı şahitlikten suç duyurusunda bulunulmasını talep ediyoruz" ifadelerini kullandı.

 

2021'de ATM'den para alış verişi

 

İlke, "MASAK raporlarındaki hesap hareketlerine göre IŞİD'in dünya üzerindeki tüm faaliyet finansmanının 2015'ten beri Türkiye üzerinden gerçekleştirildiği, firari sanıkların arandıkları tarihlerde gayrimenkul alım satımı 2021 senesinde dahi ATM'den para alışverişi yaptıkları görülüyor" dedi. 

 

Kadınların dinlenmesi talebi

 

Kimi kadınların tanık olarak dinlenilmesi öncesi yargılandıkları dosyaların da getirilmesini talep eden İlke, ayrıca DAİŞ’li Ahmet Güneş’in eşi Esra Gül Güneş’in de tanık olarak dinlenilmesini istedi. 

 

DAİŞ’lilerin emniyetlerde teşhis albümü var

 

Türkiye'nin dört bir yanındaki emniyet müdürlüklerinde DAİŞ'lilerin teşhis albümlerinin olduğunu kaydeden İlke, bu albümlerin dosyaya gönderilmesi talebinde bulundu. 

 

Tanık dinlendi

 

Duruşmanın devamında MASAK raporunda firari sanıklarla para alışverişi yaptığı tespit edilen Mehmet Berki Kanalp tanık olarak dinlendi. Bursa'dan Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlanan Mehmet Berki Kanalp, firari sanıklardan hiçbirini tanımadığını sadece basından duyduğunu söyledi. Firari sanıklardan hiçbiriyle para alış verişinin olmadığını iddia etti.

 

2017'de çok sayıda para akışı

 

Avukat Eylem Sarıoğlu'nun 2017 yılında sanıklardan Muhamet Zana Alkan'ın 3 bin 180 TL, Savaş Yıldız'ın 2017'de bin 980 TL,  Ömer Deniz Dündar'ın yine 2017 yılında bin 500, 2 bin, 2 bin, 4 bin 980, 9 bin ve 9 bin 980 TL paranın Berki Kanalp'ın hesabına yatırıldığını söylemesi üzerine Berki Kanalp, "İsimleri bilmiyorum. Google reklam hizmeti veriyorum. Kendi şirketim. Dijital pazarlama hizmeti yapıyorum. Firmanın ismi Creon Dijital" yanıtını verdi.

 

'Paranın kim tarafından yatırıldığı tespit edilemez'

 

Parayı peşin aldıklarını söyleyen Berki Kanalp, "Reklamlar yapıyoruz. Her marka her firmaya reklam yapıyoruz Avrupa, Türkiye ve Ortadoğu'da. Belirttiğiniz tarihler yeni kurulduğumuz tarihlerdi. Ama marka ismini bilmediğim için kim tarafından bu paranın gönderildiğini bilemeyeceğiz. Kayıtlı iş değilse kayıt yok. Yatan miktardan tespit yapamam. Hizmet verdiğimiz genelde kurumsal firmalara fatura kesiyoruz. Ama işin kendisi faturasız olduğu zaman şirket dışında da kişi para yatırabiliyor bu durumda direk benim hesabıma yatıyor" diye aktardı. 

 

Farklı firmalarda çalışmış

 

Avukat Eylem, Berki Kanalp’in hesabına gelen paraların hangi iş karşılığında gönderildiğine dair belgeler istenmesini talep etti. Creon Dijital firmasından önce Güldahan Kimya firmasında ziraat mühendisi olarak çalıştığını belirten Berki Kanalp, “Oradan istifa ederek eşimin kurmuş olduğu Creon dijital firmasına dahil oldum. Güldahan Kimya’dayken herhangi bir para giriş çıkışı olmadı. Sadece sigortamı yaptırıyorlardı” dedi.  Bir dönem Kontrol Kimya’da da çalıştığını ifade eden Berki Kanalp, “orada gübre ticareti yaptın mı” sorularına “hayır” cevabını verdi.

 

Ebu Talha olduğunu yine inkar etti

 

Tanık ifadesinin ardından insanlığa karşı suçtan yargılanan tutuklu sanık Erman Ekici dinlendi. Tutuklu bulunduğu cezaevinde SEGBİS ile bağlanan Erhan Ekici, Ebu Talha olmadığını iddia etti. Erhan Ekici, tahliyesini talep etti.  

 

Mahkeme talepleri reddetti

 

Ardından ara kararını açıklayan mahkeme başkanı, avukatların taleplerinin çoğunu reddetti. Mahkeme,  DAİŞ'li Kasım Güler’in dijital materyallerinin analiz raporlarının dosyaya getirtilmesine ve kendi dosyasında beyanları alındıktan sonra tanıklığının değerlendirilmesine karar verdi. Mahkeme ayrıca bütün sanıklara ilişkin yeni bir bilgi olup olmadığının TEM’den sorulmasına karar vererek bir sonraki duruşmayı 12 Mayıs'a erteledi.

 

Duruşma sonrası açıklama

 

Duruşmanın ardından adliye önünde basın açıklaması yapıldı. Sık sık, "10 Ekim'i unutma unutturma, faşizme karşı omuz omuza" sloganlarının atıldığı açıklamada, polis sloganların atılmasına engel olmak istedi. Polise rağmen, "Gün gelecek devran dönecek katiller halka hesap verecek, katil IŞİD işbirlikçi AKP" sloganlarını atmayı sürdürdü.

 

'76 aydır gerçek katillerin yargılanmasını bekliyoruz'

 

Açıklamada konuşan Mehtap Sakinci Coşkun, katliamın üzerinden 76 ay geçtiğini hatırlattı. Firari sanıkların yargılandığı duruşmada sanık sandalyelerinin boş olduğunu vurgulayan Mehtap, "Azim ve sabırla salonu doldurduk. Azalmadan bu süreçte var gücümüzle hakkımızı talep etmeye devam ediyoruz. Artık katliamlardan sonra insanlar adalet talep etmekten vazgeçmeyecek. Bize dayatılan tek şey adaletsizlik değil 76 aydır gerçek katillerin yargılanacağı güne özlemle davayı takip ediyoruz" diye belirtti. 

 

'Salonları doldurmaya devam edeceğiz'

 

Hala  DAİŞ ile mücadele konusunda bir adım ileriye gidilmediğini söyleyen Mehtap, "Ama bir şekilde akşamdan IŞİD'lilerin yarına hangi canlara mal olacaklarını bilmiyoruz. Türkiye'de IŞİD'liler ellerini kollarını sallayarak yaşamaya devam ediyor. Çok rahat para transferleri yaptı, reklamlar verdi ve bu faaliyetlerine devam ettiklerini biliyoruz. Bu duruşma salonuna gelmek demek Türkiye'deki katliamlara başkaldırmak demek. Sonraki duruşma yine salonu dolduracağız" şeklinde konuştu.

 

'İŞİD’liler hala suç işliyor'

 

Firari sanıkların yakalanmasına dair her duruşmada talepte bulunduklarını hatırlatan Avukat Erkan Ünüvar da "Bu firari sanıkların hala Türkiye'de eylem yapmaya çalışan hücreleri yönettiği anlaşılıyor. Bu firari sanıkları yakalayın hepimiz tehdit altındayız. Bunların isimleri 2015'ten beri bilindiği halde hala suç işliyorlar. Öte yandan dosyada sanık olması gereken IŞİD'liler var. Katliamın talimatını verdiğini tespit ettiğimiz Ebu Zeynep var. Dosyada çok eksik delil var ama taleplerimiz ısrarla reddediliyor. IŞİD'e karşı koruma tutumu devam ediyor. Kamu görevlileri de dahil olmak üzere sorumluluğu olan herkes hesap versin istiyoruz. Hukuk mücadelemiz devam edecek" ifadelerini kullandı.

 

Açıklama, "10 Ekim'i unutma unutturma" sloganıyla sona erdi.