Kobanê Davası’nda İmralı savunmaları vurgusu

  • 18:54 8 Şubat 2022
  • Hukuk
ANKARA - Kobanê Davası’nda savunma yapan HDP eski MYK üyesi Bülent Parmaksız, Kürtlerin ayrılma veya yeni bir devlet kurma gibi taleplerinin olmadığını belirterek, “Kürtler kolektif bir yaşam peşinde. İmralı savunmalarından başlayarak bunu görebilirsiniz” dedi.
 
DAİŞ’in Kobanê’ye yönelik saldırılarına karşı 6-8 Ekim 2014’te gerçekleşen protesto eylemleri gerekçe gösterilerek aralarında Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin de bulunduğu 22’si tutuklu 108 ismin yargılandığı Kobanê Siyasi Soykırım Davası’nın 9’uncu duruşması, Sincan Cezaevi Kampüsü duruşma salonunda 6’ncı gününde görüldü.
 
Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın duruşmasına, HDP MYK üyeleri, milletvekilleri, HDP Ankara İl Örgütü üye ve yöneticilerinin yanı sıra çok sayıda avukat katıldı. Sincan Cezaevi'nde tutulan siyasetçiler duruşma salonunda hazır bulunurken, farklı cezaevlerinde bulunan siyasetçiler ise Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya katıldı. Bir kısım siyasetçiler de duruşmaya mazeret bildirerek katılmadı.
 
Duruşma, kimlik tespitinin ardından HDP eski MYK üyesi Bülent Parmaksız’ın savunmasıyla başladı.
 
‘Sorunlar halklar arasında değil, egemenler arasında’
 
Savunmasında Kürt sorununa dikkat çeken Bülent, Kürtlerin, Türkiye’nin dış politikasını birçok yönden etkilediğini söyledi. Bülent, “Türkiye, ABD gibi güçlü bir devleti bile Kürt politikaları yüzünden karşısına aldı. Onurlu bir barış zorunluluktur. Kürtlerin talep ettiği hakların teslim edilmesi ve Kürtlerin bu topraklarda Türklerle birlikte yaşamayı kendi iradesiyle istemeleri gerekir. Türkler ve Kürtlerin arasında yaşanan geçmişteki tüm sorunlar hepsi egemenler arasında, halklar arasında değil” ifadelerini kullandı. 
 
‘Son bağ HDP’dir’
 
“Türklerle Kürtler arasında kalan son bağ HDP’dir” diyen Bülent, şöyle devam etti: “Yüzyıllar boyunca egemen sınıflar üzerinden kurulan Kürt-Türk ilişkisi tarihte ilk kez emekçiler üzerinden HDP’de kuruldu. HDP’ye sosyalist bir dünya görüşüne sahip olduğum ve ezilen bir halk olarak Kürtlerin yanında olmak için, emekçilerin yeniden bir düzen kurmaları için, kadın erkek eşitliğine inandığım için, bu toprakların kültürlerine bağlı olduğum için katıldım. HDP sadece Kürtlerin değil, Türklerin de partisi olduğu için katıldım. Olup bitenlere neden karşı çıkmadın sorularına maruz kalmamak için katıldım. Türk halkının ve sosyalistlerinin onurunu korumak için buradayım.”
 
‘Kürtlerin stratejileri ortada’
 
Kürt halkının birlikte yaşama talebine ilişkin konuşan Bülent, “Kürt meselesi çözülemediği takdirde gerilim tırmanacak ve dış güçlerin etkisi artacaktır. 7 Haziran seçimlerinde egemenlerin sonuçları kabullenmeyişi HDP üzerindeki baskıları arttırdı. HDP örgütlülüğünün baskılarla ve sadece Kürt illeriyle sınırlı haline getirilmesi Kürtlerle aramızdaki duygusal bağları zayıflatmaktan başka ne işe yarayacak. Kürtler ayrılmak isteselerdi gerçekten bu olaylarla ilgili iddia makamı böyle yorum yapabilirdi. Fakat Kürtlerin stratejileri ortada. İmralı savunmalarından başlayarak bunu görebilirsiniz. Kürtler kolektif bir yaşam peşinde” dedi.
 
Duruşmaya, 10 Şubat’a kadar ara verildi.